ADI BAL KENDİ ZEHİR

Kiremithanespor’un Onursal Başkanı Av. Müslüm Susar, sporcu yetiştirmenin zorluğundan bahsederek, belediyelerin amatör kulüplerin elinden tutup gençlerin önünü açmasını istedi.

  Adana’nın 40 yıllık takımı Kiremithanespor’un Onursal Başkanı Av. Müslüm Susar, “Uyuşturucuya Hayır, Spora Evet Projesi” ile yola çıktıklarını belirterek 6 yılda 2 bine yakın sporcu yetiştirdiklerini söyledi. Spora destek olunmasını isteyen Susar, “Siyasetçiler biraz mantıklı olmalı. Bir sporcu demek bir aile demek. Aslında insanlara ulaşmanın en kolay yolu spordur” dedi. Susar, Büyükşehir Belediyesi’nin 6 yılda takıma 20 bin lira katkı koyduğunu, bunun yeterli olmadığına dikkat çekti.  Susar, gazetemiz kurucusu Hakan Denizli’yi ziyaret ederek, uğradığı silahlı saldırıdan dolayı geçmiş olsun dileklerinden bulunup, mahkumların el emeği göz nuru yaptıkları “Adalet Terazisi” hediye etti. Susar, Kiremithanespor için yaptığı çalışmalar, Bölgesel Amatör Lig’deki (BAL Ligi) sorunlar, sporcu yetiştirmek için yapılması gerekenlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Susar, “Mücadele ettiğimiz ligin adı BAL, ancak kendi zehir” dedi. Susar, şu görüşleri dile getirdi:  SERVİS HİZMETİ VERİLSİN  “6 yılda eğittiğimiz 2 bin sporcumuz var. Biz ‘uyuşturucuya hayır spora evet’ projesi ile yola çıktık ve hala devam ettiriyoruz. Kenar mahallede adamın ekmeği yok ki yemeğe, çocuğunu Şehit Erkut’tan Köprülü mahallesine getirsin. En azından bir servis hizmeti verilmeli. Denilmeli ki şu saatte şu mahalleden alacağız tesislere güvenli bir şekilde götüreceğiz. Ondan sonra tekrar ailelerine götürüp teslim edeceğiz, bu yok.” NEREDEYSE DİLENCİ GÖRÜLECEK! “Kulüpler derke statüsünde. Adana Demirspor da dernek. Bizlerde de derneğiz. Derneğin ne geliri olabilir? Bağışlarla yaşıyor. Yanlış anlaşılma olmasın dernek başkanları neredeyse toplum tarafından dilenci görülecek. Bu yanlış, aslında sivil toplum örgütleri, sosyal derneklerin tamamı bizim hayatımıza ilişkin kurulmuş gençliği, iş camiasını, sosyal, spor ve siyaset hayatını yönlendirecek kurumlar. Buna böyle bakmak lazım.” KAPI ÖNÜNDE BEKLEMEK DOĞRU OLMAZ  “Kiremithanede doğdum büyüdüm. Herkes kendi kapısının önüne temizlese pislik kalmaz. Ben kalkıp kendi mahallemin takımı dururken başka bir mahalleye hizmet edemem. Ben bir belediye değilim. Biz ne diyoruz? Oradaki çocukları alalım yakın mahalle Köprülü gibi, Kazım Başer, Sinanpaşa alalım. Güney mahallelere inemeyiz, maddi durumlar buna elvermez. Büyükşehir Belediyesi’nin bize verdiği 6 yılda 20 bin lira. BAL Liginde bir futbolcuya ödediğim lisans bedeli, bin lira. Ben geçen yıl BAL Ligi’nde mücadele edebilmek için 126 bin lira lisans parası ödedim. Spor kulüplerinin, derneklerin yaşama imkanı kalmıyor. Her dönem de gidip Yüreğir, Büyükşehir Belediyesi’nde kapıda beklemek de hoş olmuyor. Ben hayatım boyunca yapmadım, böyle bir yaklaşımım olmadı.”  İNSANI EĞİTMENİN BİR BEDELİ VAR “Uyuşturucu kullanımından futbola kazandırdığım kişi, ilk aşamalarda beni tehdit ediyordu. Diyordu ki ‘sen geldim babamın aklına girdin, annemin aklına girdin. Seni vuracağım’ Sonra aynı genç elimi öptü. Bunu söylerken rencide etmek amacıyla değil. Yaptığımızın ne kadar iyi bir iş olduğunu anlatmak için söylüyorum. Siyasetçiler biraz mantıklı olmalı. Bir sporcu demek bir aile demek. Futbol pahalı deniliyor. Pahalı olmayan bir şey var mı? Her şeyin bir bedeli var. Senin amacın insana ulaşmak yetiştirmek ve eğitmekse her şeyin bedeli var.”  SEN BU İŞİ YAPMAZSAN KİM YAPACAK? “Parayı veren denetlesin. Büyükşehir Belediyesi 6 yılda 20 bin lira verdi. Sorsun bana nereye harcadığımı? Sorsun. Hesabını veremiyorsam gitsin hemen idari yaptırım, cezai yaptırım uygulasın. Kaynağını da kessin. Hakkımda gerekli işlem neyse onu da yapsın. Ama para yok, pul yok. Sen ver ver ver. Herkes diyor ki benim çoluğumun çocuğumun parasını niye getirip yöneticilik yapayım. Sen yapmazsan o yapmazsa kim yapacak bu işi, kim yapacak? Ben bu yıl dinleneceğim, seneye takım yine şahlanacak.”  KULÜP YÖNETİCİLİĞİ ATEŞTİR “Takımlara kalıcı gelir sağlamak lazım. Profesyonel kulüplerin de eksiği bu. TRT payı yok, federasyonun verdiği para yok, biz de belediyenin verdiği para yok. Lige katılmak için 25 bin lira federasyona para ödüyorsun. Takım buradan oraya gidiyor. Günübirlik gidip gelebilir misin? 26 hafta otelde konaklattım. En kötü otelde kalması 6-7 bin lira. Devre arası Antalya kampına gönderdik, sezon başında Nevşehir’e kampa gönderdik. 35 kişilik bir kafilenin bir ay boyunca kampta kalması Allah aşkına siz düşünün. Dökme suyla değirmen dönmez. Ligin adı BAL kendi zehir. Vallahi zehir. Dokunanın elinde kalıyor. Ben takımı elde ettikten sonra aldığım hiçbir sıfat yok. Milletvekili olacak, belediye başkan adayı olacak için en büyük risk aslında. İki mağlubiyette pert ederler adamı. Aslında siyasette adaylığı düşünen biri için kulüp yöneticiliği başarılı olamazsan ateştir.”  2 MİLYON İÇİN BAŞKA BİR FORMÜL BULUNABİLİRDİ Murat Sancak yönetimi olmazsa Adana Demirspor lige katılamazdı. Allah var, geldi harcadı. O dönemde kimse sahip çıkmadı. Biz aday olsaydık, kazansaydık görülen oydu ki bize de sahip çıkmayacaklardı. Kendi halimize kalacak, kendi döngümüzle hareket edecektik. Takım Süper Lige çıkarsa ne kadar doğru bir adam olduğu ortaya çıkacak. Ama çıkmazsa ekonomik yapı ne olur, Demirspor’un alacak verecek durumu ne olur, onu görmeden bir şey söylemek yanlış olur. Anayasa ile insanlar cumhurbaşkanı adayı,  milletvekili adayı olabilirler, belediye başkanı oluyorlar. İki milyon bağış yapmadan aday olamamak; bugün ne MHP’de ne AK Parti’de ne CHP’de var. Zannımca, iyi niyetli olarak kulübe gelir getirsin, her önüne gelen aday olmasın diye yapılmış ancak farklı bir yöntem bulabilirlerdi. Nasıl siyasi partiler kendilerine uygun olmayan adayları kibar bir dille reddedebiliyorlarsa bence öyle uygun bir şey olsaydı daha uygun olurdu. 2 milyon verip aday olacak arkadaşımız varsa;  Demirspor’a katkı koymuş demektir ona da teşekkür etmekten başka yapacak bir şey yok.”