BAKKAL AMCAYI AYAKTA TUTACAK HAREKETLER BUNLAR!

GÜNDEM 04.09.2020 - 16:49, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2833+ kez okundu.
 

BAKKAL AMCAYI AYAKTA TUTACAK HAREKETLER BUNLAR!

  Türkiye’de market zincirleri her geçen gün artarken “Bakkal amca”lar ise durmadan kepenk kapatıyor. Son 10 yılda değişik gerekçelerle 90 bine yakın bakkal kapandı. Küçük esnafın korunması için mahalle, sokak araları ile köy ve beldelere açılan market zincirlerine son verilmesi isteniyor. Küçük esnaf ve sanatkarın korunmasının anayasal bir hüküm olduğunu söyleyen Esnaf Odası yetkilileri, kan kaybeden ve market zincirlerinin artması ile ayakta durmakta zorlanan bakkallara önemi tavsiyelerde bulundu.  Büyük bir toptancı firmasının hazırladığı raporda, bakkal amcayı ayakta tutacak çalışmalar şöyle sıralandı.  Müşterinizi sorgulayın: Bakkallar müşterilerinin alışveriş için neden kendilerini tercih ettiklerinin sebebini bilmeli. Kim, ne, niçin nasıl, ne kadar alıyor? Bu soruların cevapları sizin müşterilerinizi kendinize daha çok bağlamanız yolunda birçok ipucu verecektir. Müşterinizi yönlendirin: Bakkal müşterisinin yarıdan fazlası bakkal bağımlısı.  Yani bakkallarında bir ürünü bulamadıklarında başka bir yere gitmiyorlar. Bakkallarının önerdiği başka bir ürünü alıyorlar. Bu da gösteriyor ki birebir ilişkiye girerek müşterilerinizi kalitesine güvendiğiniz, onların isteklerine uygun ve sizin için de daha avantajlı mallara yönlendirebilirsiniz. Müşterinizi kendinize bağlayın: Unutmayın ki sadık müşteri iyi hizmet alan müşteridir. Bu müşterier her zaman en karlı müşterilerdir. Mevcut ürünleri daha fazla satın alırlar. Bunu yaratmada müşteri ile birebir ilişki ve onları tanımak çok önemlidir. Ürün sayınızı azaltın: Bakkallarda ortalama 1250 kalem mal bulunmaktadır. Ama bunların sadece 425 tanesi bir ay içinde satış yapar. Ayrıca bakkalların yaptığı toplam satışın yüzde 90’ını da sadece 163 ürün yapar. Bu durumda ürün sayısını azaltıp satılan ürünleri satmayı tercih etmek daha doğru olur. Satamayacağınız malı almayın: Türkiye’de paranın maliyeti çok yüksek. O gün satamadığınız her mal cebinizden çıkan paradır. Promosyonlu diye, ucuz diye satamayacağınız ürünleri almak yerine daha makul fiyatlarla satabileceğiniz malları satın alın. Çok satılan malları yok satmayın: İşyerinizde olmazsa olmaz ürünlere dikkat edin. Bu ürünleri yok satmayın. Sadece çok sattığınız malları stoklayın: Eğer stoğa girilecekse sadece hem satışı, hem kar marjı yüksek ürünlere yönelmelisiniz. Spot piyasadan mal almayın: Spot piyasadan alınan mallarda üreticinin desteği ve garantisi olmaz. Son kullanma tarihi yaklaşmış ürünler olabilir. Ayrıca kalite ve tedarik problemi de ortaya çıkabilir. Atıl stok kalmamasına dikkat edin: Kasa, reyon ve raf altlarında satılmayan malları biriktirmeyin. Özellikle iadesi olmayan malların raf ömürlerine dikkat edin. Mevsimsel değişikliklere dikkat edin: Ürün portföyünüzü mevsimlere göre ayarlayın. Yaz aylarında dondurma satın, kurban bayramı sonrasında kavurma, salam, sucuk stoklarını düşürün. Satın alma isteği oluşturan malları ulaşılabilir yerlere koyun:  Cips, bisküvi, sakız, şekerleme, çikolata gibi görüldüğünde satın alma hissi uyandıran mallar müşterinin kolayca görüp uzanabileceği yerlere konulmalı. Malları doğru yerleştirin: Raflar, ürün grubuna (deterjan, makarya, yağ bir arada) ve ambalaj boyuna ( 3 kilogramlık çamaşır deterjanları) göre düzenlenmeli. Ürünleri ilişkilendirin: Birbirini tamamlayan ürünler (şampuan ve krem gibi) yan yana konulmalı. Ayrıca tüketici tarafından planlı satın alınan ürünler ile plansız satın alınan sürünler ilişkilendirilmeli. Örneğin makarnalar ile ketçaplar yan yana sergilenerek makarna almaya gelen tüketiciye ketçap bu yolla hatırlatılmalı. İhtiyaç olmadan alınan ürün gruplarının karlılıkları her zaman ihtiyaç gruplarına göre daha yüksek olduğunu unutmayın. Yerlere ürün koymayın: Satılan her ürün müşterinin görebileceği şekilde sergilenmelidir. Yerlere konan mallar, müşterinin dikkatinden kaçtığı gibi diğer ürünlere de ulaşımını zorlaştırır. Paranın eridiğini unutmayın: Cebinizdeki paranın bile bir maliyeti ve getirisi vardır. Ürünü aldığınız fiyat ile sattığınız fiyat arasındaki fark karınız değildir. Ürünü elinizde tuttuğunuz zamanın da bir maliyeti vardır. Müşterinize önem verin: Siz müşterinizi tanıyorsunuz. Halbuki market zincirleri onları tanımıyor. Marketlerde çalışanlar için müşteri sadece müşteri. Sizin için müşteri aynı zamanda bir komşu. İsmen tanıdığınız, halini hatırını sorduğunuz, alışveriş tercihlerini bildiğiniz birisi. Market zincirleri de bunun farkında olmalılar ki bu eksiklerini gidermek için şimdi mağaza kredi kartları çıkarıyorlar. Siz de bu marketlerin bu açığının farkına varın ve müşterilerinize gereken önemi vererek onları kendinize daha çok bağlayın. Bazı marketlerin nasıl göz boyadığını müşterinize anlatın: Marketler tüketicinin kafasında yer eden ürünleri zaman zaman mal ettikleri fiyatların altında satarak müşterinin gözünde haksız yere ucuzluk imajı oluşturmaya çalışırlar. Ancak bu ürünlerdeki zararlarını diğer bazı ürünleri fahiş fiyatlarla satarak kat kat çıkarmaktadırlar. Bu göz boyamayı müşterilerinize anlatın. Müşteriye ihtiyacını en kısa zamanda ulaştırın: Hiçbir market zinciri müşterisine sizin kadar yakın değildir. Dolayısıyla da sizin kadar hızlı servis yapamaz. Tüketiciler için ihtiyaçlarını en kısa sürede evlerinden çıkmadan elde etmek çok önemlidir. Hiçbir market evlere serviste sizin kadar hızlı olamaz. Mağazanızı rakipleriniz kapalıyken bile açık tutun: Unutmayın kimse sizin gibi sabah ezanı ile kalkıp mahalledeki son ışık sönene kadar dükkanını açık tutmuyor. Bu müşterilerinize güven size de ekstra kazanç sağlayacaktır. Açık şarküteri ürünleri satın: İndirim mağazaları, beyaz peynir, zeytin, salam, sosis, sucuk gibi ürünleri açıkta satamazlar. Oysa bu ürünler müşteriyi size bağlayan, müşterinin, satıcının kendisi ile birebir ilgilenmesini istedikleri ürünlerdir. Hipermarketler ve süpermarketler ise tek bir elden alım yaptıkları için açık şarküteri reyonları mahallenin damak zevkine tam olarak hitap edemez. Bu reyonlara önem verin, müşterilerinizin ihtiyaçlarına göre ürünler belirleyin, onlarla birebir ilgilenin. Veresiyeden korkmayın:  Veresiye satışlar bir bakkalın toplam satışının sadece yüzde 15’ini oluşturur. Ama müşterinin gözünde bu bakkalların çok önemli bir avantajıymış gibi görülür. Siz de veresiye oranınızı çok yükseltmeden marketlere karşı bu avantajınızı kullanın. Gazete satın: Gazete trafik yaratır. Mağazanıza gazete almaya gelenlere başka şeyler de satabilirsiniz. Mağazanızda taze ürünlere yer verin: Market zincirleri sebze ve meyve gibi taze ürünlerde zayıftır. Mevsimine ve müşterinin isteğine göre mağazanızda sebze ve meyvelerden salatalık, domates, limon gibi bazı ana kalemleri bulundurabilirsiniz.

 


Türkiye’de market zincirleri her geçen gün artarken “Bakkal amca”lar ise durmadan kepenk kapatıyor. Son 10 yılda değişik gerekçelerle 90 bine yakın bakkal kapandı. Küçük esnafın korunması için mahalle, sokak araları ile köy ve beldelere açılan market zincirlerine son verilmesi isteniyor. Küçük esnaf ve sanatkarın korunmasının anayasal bir hüküm olduğunu söyleyen Esnaf Odası yetkilileri, kan kaybeden ve market zincirlerinin artması ile ayakta durmakta zorlanan bakkallara önemi tavsiyelerde bulundu. 
Büyük bir toptancı firmasının hazırladığı raporda, bakkal amcayı ayakta tutacak çalışmalar şöyle sıralandı. 
Müşterinizi sorgulayın: Bakkallar müşterilerinin alışveriş için neden kendilerini tercih ettiklerinin sebebini bilmeli. Kim, ne, niçin nasıl, ne kadar alıyor? Bu soruların cevapları sizin müşterilerinizi kendinize daha çok bağlamanız yolunda birçok ipucu verecektir.
Müşterinizi yönlendirin: Bakkal müşterisinin yarıdan fazlası bakkal bağımlısı.  Yani bakkallarında bir ürünü bulamadıklarında başka bir yere gitmiyorlar. Bakkallarının önerdiği başka bir ürünü alıyorlar. Bu da gösteriyor ki birebir ilişkiye girerek müşterilerinizi kalitesine güvendiğiniz, onların isteklerine uygun ve sizin için de daha avantajlı mallara yönlendirebilirsiniz.
Müşterinizi kendinize bağlayın: Unutmayın ki sadık müşteri iyi hizmet alan müşteridir. Bu müşterier her zaman en karlı müşterilerdir. Mevcut ürünleri daha fazla satın alırlar. Bunu yaratmada müşteri ile birebir ilişki ve onları tanımak çok önemlidir.
Ürün sayınızı azaltın: Bakkallarda ortalama 1250 kalem mal bulunmaktadır. Ama bunların sadece 425 tanesi bir ay içinde satış yapar. Ayrıca bakkalların yaptığı toplam satışın yüzde 90’ını da sadece 163 ürün yapar. Bu durumda ürün sayısını azaltıp satılan ürünleri satmayı tercih etmek daha doğru olur.
Satamayacağınız malı almayın: Türkiye’de paranın maliyeti çok yüksek. O gün satamadığınız her mal cebinizden çıkan paradır. Promosyonlu diye, ucuz diye satamayacağınız ürünleri almak yerine daha makul fiyatlarla satabileceğiniz malları satın alın.
Çok satılan malları yok satmayın: İşyerinizde olmazsa olmaz ürünlere dikkat edin. Bu ürünleri yok satmayın.
Sadece çok sattığınız malları stoklayın: Eğer stoğa girilecekse sadece hem satışı, hem kar marjı yüksek ürünlere yönelmelisiniz.
Spot piyasadan mal almayın: Spot piyasadan alınan mallarda üreticinin desteği ve garantisi olmaz. Son kullanma tarihi yaklaşmış ürünler olabilir. Ayrıca kalite ve tedarik problemi de ortaya çıkabilir.
Atıl stok kalmamasına dikkat edin: Kasa, reyon ve raf altlarında satılmayan malları biriktirmeyin. Özellikle iadesi olmayan malların raf ömürlerine dikkat edin.
Mevsimsel değişikliklere dikkat edin: Ürün portföyünüzü mevsimlere göre ayarlayın. Yaz aylarında dondurma satın, kurban bayramı sonrasında kavurma, salam, sucuk stoklarını düşürün.
Satın alma isteği oluşturan malları ulaşılabilir yerlere koyun:  Cips, bisküvi, sakız, şekerleme, çikolata gibi görüldüğünde satın alma hissi uyandıran mallar müşterinin kolayca görüp uzanabileceği yerlere konulmalı.
Malları doğru yerleştirin: Raflar, ürün grubuna (deterjan, makarya, yağ bir arada) ve ambalaj boyuna ( 3 kilogramlık çamaşır deterjanları) göre düzenlenmeli.
Ürünleri ilişkilendirin: Birbirini tamamlayan ürünler (şampuan ve krem gibi) yan yana konulmalı. Ayrıca tüketici tarafından planlı satın alınan ürünler ile plansız satın alınan sürünler ilişkilendirilmeli. Örneğin makarnalar ile ketçaplar yan yana sergilenerek makarna almaya gelen tüketiciye ketçap bu yolla hatırlatılmalı. İhtiyaç olmadan alınan ürün gruplarının karlılıkları her zaman ihtiyaç gruplarına göre daha yüksek olduğunu unutmayın.
Yerlere ürün koymayın: Satılan her ürün müşterinin görebileceği şekilde sergilenmelidir. Yerlere konan mallar, müşterinin dikkatinden kaçtığı gibi diğer ürünlere de ulaşımını zorlaştırır.
Paranın eridiğini unutmayın: Cebinizdeki paranın bile bir maliyeti ve getirisi vardır. Ürünü aldığınız fiyat ile sattığınız fiyat arasındaki fark karınız değildir. Ürünü elinizde tuttuğunuz zamanın da bir maliyeti vardır.
Müşterinize önem verin: Siz müşterinizi tanıyorsunuz. Halbuki market zincirleri onları tanımıyor. Marketlerde çalışanlar için müşteri sadece müşteri. Sizin için müşteri aynı zamanda bir komşu. İsmen tanıdığınız, halini hatırını sorduğunuz, alışveriş tercihlerini bildiğiniz birisi. Market zincirleri de bunun farkında olmalılar ki bu eksiklerini gidermek için şimdi mağaza kredi kartları çıkarıyorlar. Siz de bu marketlerin bu açığının farkına varın ve müşterilerinize gereken önemi vererek onları kendinize daha çok bağlayın.
Bazı marketlerin nasıl göz boyadığını müşterinize anlatın: Marketler tüketicinin kafasında yer eden ürünleri zaman zaman mal ettikleri fiyatların altında satarak müşterinin gözünde haksız yere ucuzluk imajı oluşturmaya çalışırlar. Ancak bu ürünlerdeki zararlarını diğer bazı ürünleri fahiş fiyatlarla satarak kat kat çıkarmaktadırlar. Bu göz boyamayı müşterilerinize anlatın.
Müşteriye ihtiyacını en kısa zamanda ulaştırın: Hiçbir market zinciri müşterisine sizin kadar yakın değildir. Dolayısıyla da sizin kadar hızlı servis yapamaz. Tüketiciler için ihtiyaçlarını en kısa sürede evlerinden çıkmadan elde etmek çok önemlidir. Hiçbir market evlere serviste sizin kadar hızlı olamaz.
Mağazanızı rakipleriniz kapalıyken bile açık tutun: Unutmayın kimse sizin gibi sabah ezanı ile kalkıp mahalledeki son ışık sönene kadar dükkanını açık tutmuyor. Bu müşterilerinize güven size de ekstra kazanç sağlayacaktır.
Açık şarküteri ürünleri satın: İndirim mağazaları, beyaz peynir, zeytin, salam, sosis, sucuk gibi ürünleri açıkta satamazlar. Oysa bu ürünler müşteriyi size bağlayan, müşterinin, satıcının kendisi ile birebir ilgilenmesini istedikleri ürünlerdir. Hipermarketler ve süpermarketler ise tek bir elden alım yaptıkları için açık şarküteri reyonları mahallenin damak zevkine tam olarak hitap edemez. Bu reyonlara önem verin, müşterilerinizin ihtiyaçlarına göre ürünler belirleyin, onlarla birebir ilgilenin.
Veresiyeden korkmayın:  Veresiye satışlar bir bakkalın toplam satışının sadece yüzde 15’ini oluşturur. Ama müşterinin gözünde bu bakkalların çok önemli bir avantajıymış gibi görülür. Siz de veresiye oranınızı çok yükseltmeden marketlere karşı bu avantajınızı kullanın.
Gazete satın: Gazete trafik yaratır. Mağazanıza gazete almaya gelenlere başka şeyler de satabilirsiniz.
Mağazanızda taze ürünlere yer verin: Market zincirleri sebze ve meyve gibi taze ürünlerde zayıftır. Mevsimine ve müşterinin isteğine göre mağazanızda sebze ve meyvelerden salatalık, domates, limon gibi bazı ana kalemleri bulundurabilirsiniz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.