BU HASTALIK KADINLARI SEVMİYOR!

20.06.2018 - 09:18, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1846+ kez okundu.
 

BU HASTALIK KADINLARI SEVMİYOR!

Kıl dönmesinin başarı ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastalığın kadınlarda nadir, genç erkeklerde ise çok sık görüldüğünü belirtiyor. İşi gereği fazlaca oturarak çalışan, aşırı terleyen, kilolu, kişisel bakım eksikliği olan kişilerde görülme oranı artıyor.
Toplumumuzda sıkça görülen kıl dönmesinin başarı ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastalık sürecinin yanı sıra cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemlerini paylaşıyor. Yüzde 95’i kuyruk sokumunda oluşuyor Kıl dönmesi, tıbbi adıyla pilonidal sinüs, kılların deri altında kesecikler oluşturması ve enfeksiyona neden olması ile seyreden bir hastalıktır. Kasık, genital bölge ve koltukaltı başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde de oluşabiliyor. Kıl batması ve kıl dönmesinin birbirinden farklı kavramlar olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, kıl batması vücutta kıl olan her bölgede; sivilce, akne, batık gibi durumlara neden olabileceğini söyledi. Kıl dönmesi sorunlarının yüzde 95 oranında kuyruk sokumu bölgesinde oluştuğunu, kıl batmasına göre daha kompleks bir klinik tablo oluşabileceğini belirtiyor. Akıntı ve apse yapabiliyor  “Kıl dönmesinin ortaya çıkış sebebi net olmamakla birlikte en fazla inanılan neden; baştan, sırttan, belden dökülen saç ve kılların kuyruk sokumundaki iki kaba et arasında birikerek, vücut hareketlerinin oluşturduğu sürtünmelerle buradaki ter bezi deliklerinden deri altı yağ dokusu içine girmesi ile başlamaktadır ” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya,  bu kılların cilt altında kesecik ve kanallar oluşturduğunu söylüyor. Oluşan hastalığın, kıl keseciklerine giren bakteriler nedeniyle iltihaplanıp, cerahatli, kanlı, pis kokulu akıntı ve apseler ile seyrettiğini belirtiyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, “Kıl dönmesinin temel kaynağı vücudumuzdaki tüylerdir. Hastalık 16 ila 30 yaş arasındaki nispeten kilolu erkeklerde görülmekle birlikte kadınlarda da nadir de olsa oluşabilmektedir. İşi gereği fazlaca oturarak çalışan, aşırı terleyen, kilolu, kişisel bakım eksikliği olan kişilerde bu sorun daha fazla görülebilmektedir.” Yıllar içinde derinleşiyor Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastaların çoğunun; şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık ve akıntı şikayetleri yapan kıl dönmesi apsesiyle doktora başvurduğunu, bunun dışında sürekli akıntı ile iç çamaşırların kirlenmesi, kuyruk sokumu bölgesinde görülen delikler, bu deliklerin altında oluşan sertlikler, bu bölgeye dokunulduğunda oluşan yanma ve ağrılar gibi şikayetlerin de hastalığın diğer belirtileri olduğunu belirtiyor. Tedavi edilmez ise yıllarca devam eden iltihabi akıntıların, yeni gelişen pek çok sinüs kanalı ve deliği ile hastalıklı bölgenin genişlemesinin söz konusu olabileceğinin ayrıca altını çiziyor. Farklı tedavi yöntemleri var Erken dönemde saptanan bazı hastalarda sadece lazer epilasyon ve lokal bakımla hastalığın gerileyebildiğini söyleyen Dr. Fatih Kaya, daha ileri hastalık varlığında kılların temizlenmesi, sinüslerin lokal anesteziyle çıkarılması, sinüs boşluklarına kimyasal madde yani kristalize fenol uygulanmasının kısa ve ayaktan yapılabilecek tedavi yöntemleri olduğunu belirtiyor. Apse durumunda antibiyotik tedavisi ve cerrahi tekniklerle apsenin boşaltılması gerekiyor. Enfeksiyon geçtikten sonra ise apsenin tekrarlamaması ve hastalığın kalıcı tedavisi için cerrahi yöntemler öneriliyor. Nüks edebiliyor Kıl dönmesi tanısı bir genel cerrahi uzmanı tarafından yapılacak fizik muayene ile kolaylıkla konulabilir. Nadiren yüzeysel doku ultrasonografisi gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabiliyor. Kıl dönmesi cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerle kolay ve etkili bir şekilde tedavi edilebiliyor. Özellikle cerrahi tedavide gelişen teknolojinin de katkısı ile hem başarı hem de işlem sonrası hasta konforu oldukça artıyor. Hastalığın cerrahi tedavisinde, hastalıklı bölgenin cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra açık bırakılması, dikilerek boşluğun kapatılması ya da değişik flep yöntemleri ile doldurularak kapatılması gibi farklı yöntemler uygulanıyor. Deneyimli ekiplerce bu yöntemler başarı ile uygulanmakla birlikte bu yöntemler sonrası hastalığın yeniden nüksetme oranı ise  yüzde 7 ile yüzde 20 arasında değişiyor. Bu tekniklerde bazen yaranın tamamen iyileşmesi üç ile altı ay kadar sürebiliyor. Lazer günü birlik bir tedavi Kıl dönmesi sorunlarının lazer teknolojisi kullanılarak da başarı ile tedavi edilebileceğini belirten, Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kaya sözlerine bu teknikte önce kıl dönmesi kesesi ve saptanan sinüs yolları ince fırça ve küretlerle temizlendiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Komplike vakalarda ince bir kamera ile sinüs deliğinden girilip temizliğin yeterince yapılıp yapılmadığı ve hastalıklı bölgenin kontrolü gerçekleştiriliyor. Ardından ince bir kabloya benzeyen lazer çubuğu ile hastalıklı tüm bölgeler yakılarak kapatılıyor. Bu teknik lokal anestezi ile de rahatlıkla uygulanmakta ve hastalar aynı gün ya da bir gün sonrasında taburcu edilebilmekte. Oldukça başarılı sonuçları olan bu işlemin en önemli avantajları ağrının çok az olması ve bir kaç gün içinde hastanın normal hayatına dönmesi.” İyileşme kurallarına dikkat! Tedavinin başarısında uygun yöntemin seçilmesinin yanı sıra başarı ile uygulanması, işlem sonrası koruyucu önlemlere sadık kalınmasının da oldukça etkili ve gerekli olduğunun altını çiziyor. Bu koruyucu önlemler arasında; tedavi sonrası ayda bir ya da iki ayda bir bölgenin epilasyonunun sağlanması, her gün duş alınması, tercihen doğal sabunlarla kuyruk sokumunun sabunlanması, bol suyla iyice durulanması ve kurulanması yer alıyor. Lazer epilasyonun koruyucu önlemler arasında en etkilisi olduğunu belirtiyor.
Kıl dönmesinin başarı ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastalığın kadınlarda nadir, genç erkeklerde ise çok sık görüldüğünü belirtiyor. İşi gereği fazlaca oturarak çalışan, aşırı terleyen, kilolu, kişisel bakım eksikliği olan kişilerde görülme oranı artıyor.

Toplumumuzda sıkça görülen kıl dönmesinin başarı ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastalık sürecinin yanı sıra cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemlerini paylaşıyor.

Yüzde 95’i kuyruk sokumunda oluşuyor

Kıl dönmesi, tıbbi adıyla pilonidal sinüs, kılların deri altında kesecikler oluşturması ve enfeksiyona neden olması ile seyreden bir hastalıktır. Kasık, genital bölge ve koltukaltı başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde de oluşabiliyor. Kıl batması ve kıl dönmesinin birbirinden farklı kavramlar olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, kıl batması vücutta kıl olan her bölgede; sivilce, akne, batık gibi durumlara neden olabileceğini söyledi. Kıl dönmesi sorunlarının yüzde 95 oranında kuyruk sokumu bölgesinde oluştuğunu, kıl batmasına göre daha kompleks bir klinik tablo oluşabileceğini belirtiyor.

Akıntı ve apse yapabiliyor

 “Kıl dönmesinin ortaya çıkış sebebi net olmamakla birlikte en fazla inanılan neden; baştan, sırttan, belden dökülen saç ve kılların kuyruk sokumundaki iki kaba et arasında birikerek, vücut hareketlerinin oluşturduğu sürtünmelerle buradaki ter bezi deliklerinden deri altı yağ dokusu içine girmesi ile başlamaktadır ” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya,  bu kılların cilt altında kesecik ve kanallar oluşturduğunu söylüyor. Oluşan hastalığın, kıl keseciklerine giren bakteriler nedeniyle iltihaplanıp, cerahatli, kanlı, pis kokulu akıntı ve apseler ile seyrettiğini belirtiyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, “Kıl dönmesinin temel kaynağı vücudumuzdaki tüylerdir. Hastalık 16 ila 30 yaş arasındaki nispeten kilolu erkeklerde görülmekle birlikte kadınlarda da nadir de olsa oluşabilmektedir. İşi gereği fazlaca oturarak çalışan, aşırı terleyen, kilolu, kişisel bakım eksikliği olan kişilerde bu sorun daha fazla görülebilmektedir.”

Yıllar içinde derinleşiyor

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, hastaların çoğunun; şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık ve akıntı şikayetleri yapan kıl dönmesi apsesiyle doktora başvurduğunu, bunun dışında sürekli akıntı ile iç çamaşırların kirlenmesi, kuyruk sokumu bölgesinde görülen delikler, bu deliklerin altında oluşan sertlikler, bu bölgeye dokunulduğunda oluşan yanma ve ağrılar gibi şikayetlerin de hastalığın diğer belirtileri olduğunu belirtiyor. Tedavi edilmez ise yıllarca devam eden iltihabi akıntıların, yeni gelişen pek çok sinüs kanalı ve deliği ile hastalıklı bölgenin genişlemesinin söz konusu olabileceğinin ayrıca altını çiziyor.

Farklı tedavi yöntemleri var

Erken dönemde saptanan bazı hastalarda sadece lazer epilasyon ve lokal bakımla hastalığın gerileyebildiğini söyleyen Dr. Fatih Kaya, daha ileri hastalık varlığında kılların temizlenmesi, sinüslerin lokal anesteziyle çıkarılması, sinüs boşluklarına kimyasal madde yani kristalize fenol uygulanmasının kısa ve ayaktan yapılabilecek tedavi yöntemleri olduğunu belirtiyor. Apse durumunda antibiyotik tedavisi ve cerrahi tekniklerle apsenin boşaltılması gerekiyor. Enfeksiyon geçtikten sonra ise apsenin tekrarlamaması ve hastalığın kalıcı tedavisi için cerrahi yöntemler öneriliyor.

Nüks edebiliyor

Kıl dönmesi tanısı bir genel cerrahi uzmanı tarafından yapılacak fizik muayene ile kolaylıkla konulabilir. Nadiren yüzeysel doku ultrasonografisi gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabiliyor. Kıl dönmesi cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerle kolay ve etkili bir şekilde tedavi edilebiliyor. Özellikle cerrahi tedavide gelişen teknolojinin de katkısı ile hem başarı hem de işlem sonrası hasta konforu oldukça artıyor.

Hastalığın cerrahi tedavisinde, hastalıklı bölgenin cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra açık bırakılması, dikilerek boşluğun kapatılması ya da değişik flep yöntemleri ile doldurularak kapatılması gibi farklı yöntemler uygulanıyor. Deneyimli ekiplerce bu yöntemler başarı ile uygulanmakla birlikte bu yöntemler sonrası hastalığın yeniden nüksetme oranı ise  yüzde 7 ile yüzde 20 arasında değişiyor. Bu tekniklerde bazen yaranın tamamen iyileşmesi üç ile altı ay kadar sürebiliyor.

Lazer günü birlik bir tedavi

Kıl dönmesi sorunlarının lazer teknolojisi kullanılarak da başarı ile tedavi edilebileceğini belirten, Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kaya sözlerine bu teknikte önce kıl dönmesi kesesi ve saptanan sinüs yolları ince fırça ve küretlerle temizlendiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Komplike vakalarda ince bir kamera ile sinüs deliğinden girilip temizliğin yeterince yapılıp yapılmadığı ve hastalıklı bölgenin kontrolü gerçekleştiriliyor. Ardından ince bir kabloya benzeyen lazer çubuğu ile hastalıklı tüm bölgeler yakılarak kapatılıyor. Bu teknik lokal anestezi ile de rahatlıkla uygulanmakta ve hastalar aynı gün ya da bir gün sonrasında taburcu edilebilmekte. Oldukça başarılı sonuçları olan bu işlemin en önemli avantajları ağrının çok az olması ve bir kaç gün içinde hastanın normal hayatına dönmesi.”

İyileşme kurallarına dikkat!

Tedavinin başarısında uygun yöntemin seçilmesinin yanı sıra başarı ile uygulanması, işlem sonrası koruyucu önlemlere sadık kalınmasının da oldukça etkili ve gerekli olduğunun altını çiziyor. Bu koruyucu önlemler arasında; tedavi sonrası ayda bir ya da iki ayda bir bölgenin epilasyonunun sağlanması, her gün duş alınması, tercihen doğal sabunlarla kuyruk sokumunun sabunlanması, bol suyla iyice durulanması ve kurulanması yer alıyor. Lazer epilasyonun koruyucu önlemler arasında en etkilisi olduğunu belirtiyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.