“CHP yerel iktidarları kaybederek bugüne geldi”

SİYASET 26.08.2018 - 16:37, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1815+ kez okundu.
 

“CHP yerel iktidarları kaybederek bugüne geldi”

  Sıradışı bir isimle CHP ve Türkiye üzerine konuştuk. CHP’de bir kopuş süreci mi yaşanıyor, her seçimde rant hesabı mı yapılıyor, işin içinde rant grupları olduğu sürece başarı elde edilir mi? Mevcut durumda iktidara karşı yerel bir zafer kazanmak mümkün mü?  “ÖZDE SİYASET GÜDÜKLEŞTİ” 12 Eylül cuntasının idamla yargıladığı isimlerden biri olan İbrahim Gültekin, CHP’nin sürekli yerel iktidarları kaybederek bu duruma geldiğine dikkat çekti.   Gültekin’e göre, işin içinde rant ve çıkar grupları belirleyici hale gelince ''sözde siyaset'' bundan fazlası ile payını aldı  ama ''özde siyaset'' güdükleşti. Devrimci Yol Davası’ndan henüz 16 yaşındayken idamla yargılanan İbrahim Gültekin ile uzun bir röportaj yaptık. İşte o röportaj: -Sayın Gültekin sizinle ülke gündemini de konuşacağız. Dünyadaki gelişmelerin dış politikanın ülkemize yansımasını da  ama  öncelikle yaklaşan yerel seçimler öncesinde  iktidar ve ana muhalefet partisi CHP'nin mevcut durumu hakkındaki görüşlerinizi almak istiyoruz.  Yerel seçimler ve CHP konusunda ne düşünüyorsunuz?  Soru içerisinde geniş bir yelpaze açarak ön plana yerel seçim ve CHP ile söyleşiyi başlatmak, gösteriyor ki CHP ve ona bel bağlayan insanların ülke siyasetinde hayli önemli bir yerleri var. Ülkenin en eski ve köklü partisi olmak  ve ayakta kalmak ne kadar önemli… Bir o kadar da onu ayakta tutan, ona umut bağlayan insanların bağlarını nesilden nesile koparmamış olmaları gerçeği var.  CHP'nin eksiği ile gediği ile Türkiye’de siyasi zirvenin başta gelen unsurlarından olması tesadüf değildir. Cumhuriyet tarihi ile birlikte ele almak CHP'ye haksızlık olur. CHP kurulmadan önce var olmuş bir görüşün tavır alıp eylem yaptığı başarıyla sonuçlandırdığı anti emperyalist güçlerin kendisidir ve yeni devlet ve devrimlerin başlangıç noktasıdır. CHP'yi oluşturan kadrolar ağırlıklı olarak bir değişim çizgisinden geldiler. Bu çizgi o koşullarda halk ile bütünleşmiş yeni Türkiye'nin kurulmasında doğruları ve yanlışları ile bir milat oluşturmuş.  Ancak değişen dünya koşulları ve ülkenin dünya değişirken içerisinde bulunduğu koşullar her alanda sarsıntı ve kriz rüzgarlarını içine çekmek zorunda kalmıştır. Örneğin ikinci dünya paylaşım savaşının krizini yaşamış, bu kriz ve duruş ülkeye ve partiye direk yansımış, içeride etnik ve kimlik meselesi ülkeye büyük sıkıntılar yaşatmıştır. Parti içerisinde iktidar mücadelesini hızlandırmış ve süreç parçalanmaya kadar gitmiştir. Ülke, en köklü parçalanmayı Demokrat Parti ile yaşamıştır. Arkasından iktidarı kaybetmiştir. Halk desteği zayıflamış soğuk savaş sürecinin ilk yıllarına denk gelen süreçte yeni işbirlikçi sermaye gücünün dış desteği ile ülke yeni bir mevsime girmiştir.  Burada dikkat edilirse, ülkenin ekonomisi de siyaseti de CHP ile iç içe geçmiş durumda. CHP'nin ülkedeki kan kaybının ülkenin kan kaybetmesiyle atbaşı gittiği görülür. Her alanda çözülme başlarken diğer alanda yeni düğümler atılmaya başlar. Bu süreci günümüze kadar getirip dayamak lazımdır. Günümüzde CHP değişen koşulların son krizlerinden birini yaşıyor. İkinci bir kopuş süreci… Kan kaybediyor… Ülkede artan seçmen sayısına orantılar iseniz daha da geri durumlara düşüyor.. -Bunun sebebi sizce nedir? Bu kan kaybı nasıl durdurulur ve parti kendisini umut haline dönüştürebilir?  Partilerin önce dünyaya bakış açılarının net olması gerek. Ülke içerisindeki duruşunun da ona paralel olması gerek. Tabi ki doğru yönde. Yanlış duruş iyi niyet toleransı ile telafi edilemez. Çünkü sonuç olumsuzdur. Bunun bir bedeli ve etkisi olacaktır. Bu senin siyaset alanındaki yer ve konumunu etkileyecektir.  Söylem ve eylem güven artırıcı olmak zorunda. Olumlu söylemden olumsuz sonuç alıyorsan sebebi söylem değil eylemdir. Eksik ve yanlışlardır, hatalardır. Bu hataya nerede düşüldü onu tespit etmek gerek. Değişen sosyolojinin argümanları toplumu ve ülkeyi geriye götürüyor ise ona adapte olmamak gerek. Benzemeye çalışmamak gerek. İleri yönde değişim için toplumu yanına alamıyor isen sebebin büyüğü oradadır.  Çünkü toplumlar şimdi kendi iç dinamikleri ile değişmiyorlar birilerinin projelerine göre değiştiriliyorlar. Bu değişimin temel konusu, toplumun birilerinin çıkar ilişkilerine göre lehte durmasını sağlamak,  onu istediği gibi yönetecek kıvama getirmek.. -CHP bunu başarabildi mi ? Başardıkları da var, başaramadıkları da…  Şimdi toplumda bazı direnç odakları ayakta kalabiliyor ise başardıklarının kalıntısıdır. Dikkat edilmezse yakında onlar da elden gidecektir. Çünkü dünya en hızlı değişim süreçlerini yaşıyor. Bunun en büyük aktörü insan unsurudur. Bizim toplumuzda da kaybedilen her şey bir başarısızlık anlamına gelir. Koruyamamak, hatta korumaktan vazgeçmek yıkılmasının önünü açmak daha da gerilemenin adıdır. İçinde yaşadığımız süreç bunun en iyi örneğidir... Çıkmaz CHP'yi de çıkmaza sokmuştur. Herkes CHP üzerinden var olmaya çalışıyor. Bunun önünün kesilmesi gerek. Halktan uzaklaşmak bir partinin düşüncesi olamaz. En olumlu partiden en olumsuz partiye kadar hepsinin bir amacı da halktan destek almak, sırtını halka dayamaktır. Bir cunta kültürü ile hareket edemezler. Kaldı ki kendilerine güvendirmek ve güveni de devam ettirmek zorundalar. Bu hem genel hem yerel siyasetin olmaz ise olmazıdır. Parti umut verdiği insanları umutsuzluğa sürükleme hakkına sahip olmadığı gibi toplumun da sürekli bunu besleme zorunluluğu da yoktur. Parti ve onun unsurları yönetimden oydaşına kadar güven sarsıcı her türlü uygunsuzluğa kapıları kapatmalıdır. Çünkü partiler, kişiler için değil toplum için vardır, var olmak zorundadır. Etik davranmak zorunludur. Ne yazık ki ülkede hem genel hem yerel iktidar olma süreçleri kandırılma duygusunu besleyegelmiştir.  Tabi burada işin garip tarafı toplumun sürekli sitem ettiği, şikayetçi olduğu sistemi değiştirmek yerine beslemesi. Buradan bile nelerin kanıksandığını analiz edebiliriz. Ekonomik rant ile siyasi rantın içiçe geçmişliği toplum tarafından bu kadar nasıl kanıksandı, bunda partilerin rolü nedir bilinmesi gerek. Maalesef özellikle yerel seçim süreçlerinin tüm hesap ve kitapları rant üzerine yapılıyor, toplumda bu hesaplar üzerinden kendisine bir pay hesabında... CHP bu mantığı yıkmak zorunda. Ülke geleceği için bu kararı en radikal şekilde vermelidir. İktidarı eleştirirken kendi içerisinde bunun düğmesine basmalıdır. Bu sorunu parti içi meselesi olmaktan ziyade ülke meselesi olarak görüp titiz davranmalıdır.  Bu bir hastalıktır.  CHP kendisini tedavi edip öncülük yapmalıdır. Mevcut ve eski deneylerden dersini almalıdır. Yerel yönetim anlayışını buna paralel olarak değiştirmelidir. -Peki şimdi CHP bu yerel seçimlerde ne yapmalıdır? Mevcut durumda iktidara karşı yerel bir zafer elde edebilir mi? En can alıcı mesele de bu. Çünkü, işin pratiği önemli. CHP sürekli yerel iktidarları kaybederek bu duruma geldi. Partinin sosyolojik ittifakları azaldı. Sosyal tabakalar kendi mecrasında güç odaklarına dönüştü.  Her alanda yönetsel ve ekonomik talep mekanizmaları kuruldu.  Kulvarları farklı olsa da, kitlesel eğilim haline geldiler ama bir o kadar da zemin daha da kaypaklaştı. İşin içinde rant ve çıkar grupları belirleyici hale gelince ''sözde siyaset'' bundan fazlasıyla payını aldı  ama “özde siyaset” güdükleşti. Belediyeler birer çıkar kapısı ve çiftlik haline dönüştü.  Kimi çiftlik kahyası, kimi çiftlik ağası kimi kapıcısı gibi rollere soyundu. Bal tutan parmağını yalar da bu toplum balı paylaşmak yerine elleri, götürüp birisine bir türlü verdirilmek zorunda bırakılıyor.  Yani toplumdaki gerçek anlamdaki örgütsüzlük burada kendisini gösteriyor. İktidar ile CHP gücü karşı karşıya gelemiyor. CHP kendi içinde birbiri ile karşı karşıya. Ne olduğu belirsiz ve kişiliksiz bir ekip ruhu ve iktidar yerine kendileri ile vuruşuyor. Ekip dediğin iktidara karşı güç toplamak için birbirlerinin eksiklerini tamamlayan hücreler olması gerekirken, kendi içinde birbirini yıpratıp iktidara alanın boş bırakılmasına sebep oluyor.  Sayın Deniz Baykal'ın ‘kavgalı eve kız vermezler’ benzetmesi her kesim için de hala geçerli. CHP’ de parti yönetimlerinin belediye yönetimlerinin etkisi altından kurtulması gerek. Kurtulmadığı sürece de kan kaybı devam eder. CHP bu seçimde seçmen eğilimiyle aday eğilimi konusunda hassas davranmalıdır. Bazı bölgeler vardır seçmen eğiliminden dolayı kimi koysan kazanır, bazı yerlerde de en kral adamı koysan kazanamaz. Garanti görülenin artık garanti olmadığı bir sürece giriliyor. Ülkedeki siyasi ittifaklar operasyon mantığı ile hem kendisini kurtarmak hem rakibi yok etmek üzerine çalışıyor. Bu da partilerde gerilimin artmasına neden oluyor. CHP içerisinde de hem dışarıya karşı hem kendi içinde tahrik kültürünü tetikliyor. İlk iş olarak, toplum ve tabanı ile güven temelli bir yapılanmaya ihtiyaç var. Her iki kesime de güven vermeyen unsurların kızağa alınması gerek. Onlar ülke ve partiden daha önemli değildir. Bu eğilimde olan unsurların verdiği zarar CHP'yi bu günkü geriletmeye kadar getirmiştir. Onlar ile güçleneceğini sananlar var ise, şimdiye kadar kör veya art niyetli demek gerek. -Bu temizlik yapılabilir mi,  başarılabilir mi ? Bu sistem bunun üzerine kurulmuş. Bu sistem savunulduğu sürece bu temizlik başarılamaz. Sistem dışı düşünerek işe başlanır ise başarılır. Belirleyen, denetleyen, yöneten ve karar hakkı halkın olmalıdır. Halkın iradesi yansımalıdır. Sistem gereği balık baştan kokuyor. Dürüst insanların önündeki en büyük engel de budur. Değişmez mi dersen değişir. Onun için de zihniyet değişimi şart.  Paranın kavgası bitmeden olmaz. O da paranın yok olmasına bağlıdır. Ayrı bir değerlendirmeye girer.  Tabi diğer taraftan iktidar ve müttefiki baskın davranacaktır. Doğu belediyelerini ele geçirmek için boş durmayacaktır. AKP her yeri kontrol etmek üzere tüm imkanları sınırsız şekilde kullanmaktadır. Görevden almalar dahi bir iktidar icraatıdır. Halkın seçtiğini halkın indirmesine dahi tahammül kalmadı. Yakında Kanun Hükmünde Kararnameyi eleştirmek suç haline gelirse şaşmayalım. Belediyeleri dahi mevcut başkanlık sistemine uygun müdürlük haline getirebilirler. Makyajlı sandık dışında demokratik bir resim kalmayabilir. İktidar, bu bozuk sistemin devamı açısından bir üs haline gelmeye başladı.

 

Sıradışı bir isimle CHP ve Türkiye üzerine konuştuk. CHP’de bir kopuş süreci mi yaşanıyor, her seçimde rant hesabı mı yapılıyor, işin içinde rant grupları olduğu sürece başarı elde edilir mi? Mevcut durumda iktidara karşı yerel bir zafer kazanmak mümkün mü? 
“ÖZDE SİYASET GÜDÜKLEŞTİ”
12 Eylül cuntasının idamla yargıladığı isimlerden biri olan İbrahim Gültekin, CHP’nin sürekli yerel iktidarları kaybederek bu duruma geldiğine dikkat çekti.  
Gültekin’e göre, işin içinde rant ve çıkar grupları belirleyici hale gelince ''sözde siyaset'' bundan fazlası ile payını aldı  ama ''özde siyaset'' güdükleşti.
Devrimci Yol Davası’ndan henüz 16 yaşındayken idamla yargılanan İbrahim Gültekin ile uzun bir röportaj yaptık. İşte o röportaj:
-Sayın Gültekin sizinle ülke gündemini de konuşacağız. Dünyadaki gelişmelerin dış politikanın ülkemize yansımasını da  ama  öncelikle yaklaşan yerel seçimler öncesinde  iktidar ve ana muhalefet partisi CHP'nin mevcut durumu hakkındaki görüşlerinizi almak istiyoruz.  Yerel seçimler ve CHP konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Soru içerisinde geniş bir yelpaze açarak ön plana yerel seçim ve CHP ile söyleşiyi başlatmak, gösteriyor ki CHP ve ona bel bağlayan insanların ülke siyasetinde hayli önemli bir yerleri var. Ülkenin en eski ve köklü partisi olmak  ve ayakta kalmak ne kadar önemli… Bir o kadar da onu ayakta tutan, ona umut bağlayan insanların bağlarını nesilden nesile koparmamış olmaları gerçeği var.  CHP'nin eksiği ile gediği ile Türkiye’de siyasi zirvenin başta gelen unsurlarından olması tesadüf değildir.
Cumhuriyet tarihi ile birlikte ele almak CHP'ye haksızlık olur. CHP kurulmadan önce var olmuş bir görüşün tavır alıp eylem yaptığı başarıyla sonuçlandırdığı anti emperyalist güçlerin kendisidir ve yeni devlet ve devrimlerin başlangıç noktasıdır. CHP'yi oluşturan kadrolar ağırlıklı olarak bir değişim çizgisinden geldiler. Bu çizgi o koşullarda halk ile bütünleşmiş yeni Türkiye'nin kurulmasında doğruları ve yanlışları ile bir milat oluşturmuş.  Ancak değişen dünya koşulları ve ülkenin dünya değişirken içerisinde bulunduğu koşullar her alanda sarsıntı ve kriz rüzgarlarını içine çekmek zorunda kalmıştır.
Örneğin ikinci dünya paylaşım savaşının krizini yaşamış, bu kriz ve duruş ülkeye ve partiye direk yansımış, içeride etnik ve kimlik meselesi ülkeye büyük sıkıntılar yaşatmıştır. Parti içerisinde iktidar mücadelesini hızlandırmış ve süreç parçalanmaya kadar gitmiştir. Ülke, en köklü parçalanmayı Demokrat Parti ile yaşamıştır. Arkasından iktidarı kaybetmiştir. Halk desteği zayıflamış soğuk savaş sürecinin ilk yıllarına denk gelen süreçte yeni işbirlikçi sermaye gücünün dış desteği ile ülke yeni bir mevsime girmiştir. 
Burada dikkat edilirse, ülkenin ekonomisi de siyaseti de CHP ile iç içe geçmiş durumda. CHP'nin ülkedeki kan kaybının ülkenin kan kaybetmesiyle atbaşı gittiği görülür. Her alanda çözülme başlarken diğer alanda yeni düğümler atılmaya başlar. Bu süreci günümüze kadar getirip dayamak lazımdır. Günümüzde CHP değişen koşulların son krizlerinden birini yaşıyor. İkinci bir kopuş süreci… Kan kaybediyor… Ülkede artan seçmen sayısına orantılar iseniz daha da geri durumlara düşüyor..

-Bunun sebebi sizce nedir? Bu kan kaybı nasıl durdurulur ve parti kendisini umut haline dönüştürebilir? 

Partilerin önce dünyaya bakış açılarının net olması gerek. Ülke içerisindeki duruşunun da ona paralel olması gerek. Tabi ki doğru yönde. Yanlış duruş iyi niyet toleransı ile telafi edilemez. Çünkü sonuç olumsuzdur. Bunun bir bedeli ve etkisi olacaktır. Bu senin siyaset alanındaki yer ve konumunu etkileyecektir. 
Söylem ve eylem güven artırıcı olmak zorunda. Olumlu söylemden olumsuz sonuç alıyorsan sebebi söylem değil eylemdir. Eksik ve yanlışlardır, hatalardır. Bu hataya nerede düşüldü onu tespit etmek gerek. Değişen sosyolojinin argümanları toplumu ve ülkeyi geriye götürüyor ise ona adapte olmamak gerek. Benzemeye çalışmamak gerek. İleri yönde değişim için toplumu yanına alamıyor isen sebebin büyüğü oradadır.  Çünkü toplumlar şimdi kendi iç dinamikleri ile değişmiyorlar birilerinin projelerine göre değiştiriliyorlar. Bu değişimin temel konusu, toplumun birilerinin çıkar ilişkilerine göre lehte durmasını sağlamak,  onu istediği gibi yönetecek kıvama getirmek..

-CHP bunu başarabildi mi ?

Başardıkları da var, başaramadıkları da…  Şimdi toplumda bazı direnç odakları ayakta kalabiliyor ise başardıklarının kalıntısıdır. Dikkat edilmezse yakında onlar da elden gidecektir. Çünkü dünya en hızlı değişim süreçlerini yaşıyor. Bunun en büyük aktörü insan unsurudur. Bizim toplumuzda da kaybedilen her şey bir başarısızlık anlamına gelir. Koruyamamak, hatta korumaktan vazgeçmek yıkılmasının önünü açmak daha da gerilemenin adıdır. İçinde yaşadığımız süreç bunun en iyi örneğidir...

Çıkmaz CHP'yi de çıkmaza sokmuştur. Herkes CHP üzerinden var olmaya çalışıyor. Bunun önünün kesilmesi gerek. Halktan uzaklaşmak bir partinin düşüncesi olamaz. En olumlu partiden en olumsuz partiye kadar hepsinin bir amacı da halktan destek almak, sırtını halka dayamaktır. Bir cunta kültürü ile hareket edemezler. Kaldı ki kendilerine güvendirmek ve güveni de devam ettirmek zorundalar. Bu hem genel hem yerel siyasetin olmaz ise olmazıdır.
Parti umut verdiği insanları umutsuzluğa sürükleme hakkına sahip olmadığı gibi toplumun da sürekli bunu besleme zorunluluğu da yoktur. Parti ve onun unsurları yönetimden oydaşına kadar güven sarsıcı her türlü uygunsuzluğa kapıları kapatmalıdır. Çünkü partiler, kişiler için değil toplum için vardır, var olmak zorundadır. Etik davranmak zorunludur. Ne yazık ki ülkede hem genel hem yerel iktidar olma süreçleri kandırılma duygusunu besleyegelmiştir. 
Tabi burada işin garip tarafı toplumun sürekli sitem ettiği, şikayetçi olduğu sistemi değiştirmek yerine beslemesi. Buradan bile nelerin kanıksandığını analiz edebiliriz. Ekonomik rant ile siyasi rantın içiçe geçmişliği toplum tarafından bu kadar nasıl kanıksandı, bunda partilerin rolü nedir bilinmesi gerek. Maalesef özellikle yerel seçim süreçlerinin tüm hesap ve kitapları rant üzerine yapılıyor, toplumda bu hesaplar üzerinden kendisine bir pay hesabında... CHP bu mantığı yıkmak zorunda. Ülke geleceği için bu kararı en radikal şekilde vermelidir. İktidarı eleştirirken kendi içerisinde bunun düğmesine basmalıdır. Bu sorunu parti içi meselesi olmaktan ziyade ülke meselesi olarak görüp titiz davranmalıdır.  Bu bir hastalıktır.  CHP kendisini tedavi edip öncülük yapmalıdır. Mevcut ve eski deneylerden dersini almalıdır. Yerel yönetim anlayışını buna paralel olarak değiştirmelidir.
-Peki şimdi CHP bu yerel seçimlerde ne yapmalıdır? Mevcut durumda iktidara karşı yerel bir zafer elde edebilir mi?
En can alıcı mesele de bu. Çünkü, işin pratiği önemli. CHP sürekli yerel iktidarları kaybederek bu duruma geldi. Partinin sosyolojik ittifakları azaldı. Sosyal tabakalar kendi mecrasında güç odaklarına dönüştü.  Her alanda yönetsel ve ekonomik talep mekanizmaları kuruldu.  Kulvarları farklı olsa da, kitlesel eğilim haline geldiler ama bir o kadar da zemin daha da kaypaklaştı.

İşin içinde rant ve çıkar grupları belirleyici hale gelince ''sözde siyaset'' bundan fazlasıyla payını aldı  ama “özde siyaset” güdükleşti. Belediyeler birer çıkar kapısı ve çiftlik haline dönüştü.  Kimi çiftlik kahyası, kimi çiftlik ağası kimi kapıcısı gibi rollere soyundu. Bal tutan parmağını yalar da bu toplum balı paylaşmak yerine elleri, götürüp birisine bir türlü verdirilmek zorunda bırakılıyor.  Yani toplumdaki gerçek anlamdaki örgütsüzlük burada kendisini gösteriyor. İktidar ile CHP gücü karşı karşıya gelemiyor. CHP kendi içinde birbiri ile karşı karşıya. Ne olduğu belirsiz ve kişiliksiz bir ekip ruhu ve iktidar yerine kendileri ile vuruşuyor. Ekip dediğin iktidara karşı güç toplamak için birbirlerinin eksiklerini tamamlayan hücreler olması gerekirken, kendi içinde birbirini yıpratıp iktidara alanın boş bırakılmasına sebep oluyor.  Sayın Deniz Baykal'ın ‘kavgalı eve kız vermezler’ benzetmesi her kesim için de hala geçerli. CHP’ de parti yönetimlerinin belediye yönetimlerinin etkisi altından kurtulması gerek. Kurtulmadığı sürece de kan kaybı devam eder.

CHP bu seçimde seçmen eğilimiyle aday eğilimi konusunda hassas davranmalıdır. Bazı bölgeler vardır seçmen eğiliminden dolayı kimi koysan kazanır, bazı yerlerde de en kral adamı koysan kazanamaz. Garanti görülenin artık garanti olmadığı bir sürece giriliyor. Ülkedeki siyasi ittifaklar operasyon mantığı ile hem kendisini kurtarmak hem rakibi yok etmek üzerine çalışıyor. Bu da partilerde gerilimin artmasına neden oluyor. CHP içerisinde de hem dışarıya karşı hem kendi içinde tahrik kültürünü tetikliyor. İlk iş olarak, toplum ve tabanı ile güven temelli bir yapılanmaya ihtiyaç var. Her iki kesime de güven vermeyen unsurların kızağa alınması gerek. Onlar ülke ve partiden daha önemli değildir. Bu eğilimde olan unsurların verdiği zarar CHP'yi bu günkü geriletmeye kadar getirmiştir. Onlar ile güçleneceğini sananlar var ise, şimdiye kadar kör veya art niyetli demek gerek.

-Bu temizlik yapılabilir mi,  başarılabilir mi ?

Bu sistem bunun üzerine kurulmuş. Bu sistem savunulduğu sürece bu temizlik başarılamaz. Sistem dışı düşünerek işe başlanır ise başarılır. Belirleyen, denetleyen, yöneten ve karar hakkı halkın olmalıdır. Halkın iradesi yansımalıdır. Sistem gereği balık baştan kokuyor. Dürüst insanların önündeki en büyük engel de budur. Değişmez mi dersen değişir. Onun için de zihniyet değişimi şart.  Paranın kavgası bitmeden olmaz. O da paranın yok olmasına bağlıdır. Ayrı bir değerlendirmeye girer. 
Tabi diğer taraftan iktidar ve müttefiki baskın davranacaktır. Doğu belediyelerini ele geçirmek için boş durmayacaktır. AKP her yeri kontrol etmek üzere tüm imkanları sınırsız şekilde kullanmaktadır. Görevden almalar dahi bir iktidar icraatıdır. Halkın seçtiğini halkın indirmesine dahi tahammül kalmadı. Yakında Kanun Hükmünde Kararnameyi eleştirmek suç haline gelirse şaşmayalım. Belediyeleri dahi mevcut başkanlık sistemine uygun müdürlük haline getirebilirler. Makyajlı sandık dışında demokratik bir resim kalmayabilir. İktidar, bu bozuk sistemin devamı açısından bir üs haline gelmeye başladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.