“Çıkarılacak fay yasasında kamu yararı gözetilmeli”

GÜNDEM 09.09.2020 - 16:34, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1886+ kez okundu.
 

“Çıkarılacak fay yasasında kamu yararı gözetilmeli”

  TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, toplumun, doğa kaynaklı afetlere karşı hazır hale gelmesi ve gerekli önlemlerin alınması için talep ettikleri “Fay Yasası”nın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine gelecek olmasından memnuniyet duyduklarını söyledi. Dr. Tatar “Ancak fay yasası, kamu yararı çerçevesinde, afet risklerini önceleyen bir yasa olarak çıkarılmalıdır” dedi. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak toplumun doğa kaynaklı afetlere karşı güvenli ve hazır hale gelmesi için talep ettiği “Fay yasası”nın çıkarılması için bazı siyasi parti grupları ile Milletvekillerinin tekliflerini TBMM’ye sunduğunu anımsatan Dr. Tatar “Ayrıca Sayın İçişleri Bakanı tarafından basına ve kamuoyuna, ‘önümüzdeki dönem bir fay yasasının çıkarılması için çalışmalara başlanıldığı’ yönünde açıklama yapılması,  afet risklerini en aza indirmek amacıyla mücadele veren bizleri mutlu etmiştir.”dedi. “FAY YASASI ÇIKARILIRKEN DİKKATE ALINMASINI İSTEDİĞİMİZ ÖNERİLERİMİZ” Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, çıkarılması planlanan ve kamuoyunda “Fay Yasası” olarak bilinen deprem, heyelan, çığ düşmesi ve sel gibi doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi için yapılaşmaya getirilecek kısıtlamaları kapsayan 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun’da değişikliği için önerilerini de sıraladı. Dr. Tatar oda olarak önerilerini şöyle sıraladı; “7269 SaYILI KANUN YENİDEN DÜZENLENMELİDİR” “7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun “afet öncesi, sırası ve sonrası” yapılacak iş ve işlemlere açıklık getirecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yine kanunun 2 nci maddesi “….yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda” aktif olduğu tespit edilen fay hatları ve zonları üstüne yapı yapılamayacağı mutlaka vurgulanmalı, ayrıca “DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak  taşkın tehlike ve risk haritalarına göre taşkın riski yüksek olan alanlar ile heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi ile karşı karşıya bulunan alanların yapılaşmaya açılmayacağı”  şeklinde düzenlenmelidir. “AFET RİSKLİ ALANLARA YAPI RUHSATI VERİLMESİN” 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. Maddesindeki “mekansal strateji planı” tanımı içine, “sağlık ve afet politikaları”  kavramı da alınarak  madde “…..ekonomik, sosyal, sağlık, çevre ve afet politikaları…” şeklinde yeniden düzenlenmeli, yine 8. maddeye  ek fıkra  düzenlemesi yapılarak “ 7269 sayılı yasaya göre afet riski bulunan alanlar “ imar planlarına işlenmeli ve imar planları kapsamı içinde yapılaşmaya açılmayacağı” vurgulanmalı ve 22. maddesine yapılacak revizyonla “ruhsat vermeye yetkili belediye ve valiliklerin” 7269 sayılı yasaya göre “afet riskli alanlar içinde bulunan parsellere yapı ruhsatı verilmemelidir. “KONTROL VE DENETİM HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLECEĞİ AÇIKÇA YAZILMALI” 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunun 3. Maddesinde düzenleme yapılarak, binaların oturduğu zeminler için yapılacak jeolojik araştırmaların “yerinde denetimi esas alacak şekilde kontrol ve denetim hizmetlerinin yürütüleceği” açıkça belirtilmeli, ayrıca söz konusu kanuna ek madde ilavesi ile aktif fay zonları, dere yatakları, taşkın, heyelan,  kaya ve çığ düşmesi sınırları içinde yer alan alanlar içinde yapılacak olası yapıların proje müellifliğini veya fenni mesuliyetini üstlenen mühendis ve mimarlara yönelik “caydırıcı işlemlerin tesis edileceğini” belirtir düzenleme yapılmalıdır. “RİSKLİ ALANLARDA ,’KAMUSAL KENTSEL DÖNÜŞÜM’ HIZLANDIRILMALI” Aktif fay zonlarının üstü, dere yatakları, taşkın, heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi alan sınırları içinde kalan yapılar öncelikle 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamına alınarak kamusal bir anlayışla kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı, ancak afet riskli alanlar içinde bina veya konutu bulunan vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için uygun alanlarda barınma ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı çözüm önerileri geliştirilmelidir. “BELEDİYELER RİSKLİ ALANLARI YEŞİL ALAN DIŞINDA KULLANDIRMASIN” 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5213 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununda değişiklik yapılarak, aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan çığ veya kaya düşmesi tehlikesi yaşanacak alanların yeşil alan kullanımı dışında, hiçbir amaçla kullanılmayacağı, bu alanları farklı amaçla kullanıma açanlara yönelik idari ve cezai yaptırımların uygulanacağına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. “TAPU KANUNU DEĞİŞTİRİLEREK, RİSKLİ ALANLARDAKİ YAPILAR, ALINIP SATILAMASIN” 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2644 sayılı Tapu Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılarak, kanunun yürürlük tarihinden sonra aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan, çığ veya kaya düşmesi tehlikesi bulunan alanlarda yapılacak yapıların alım, satım ve devir işlemlerinin yapılamayacağına ilişkin kısıtlayıcı düzenlemeler gerçekleştirilmelidir” “FAY YASASI KAMU YARARI ÖNCELİKLİ ÇIKARILMALIDIR” Kamu yararı çerçevesinde, afet risklerini önceleyen bir fay yasası çalışmasına her türlü destek ve katkıyı vermeye devam edeceklerini vurgulayan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, “Sonuç olarak; yukarıda vurgulanan düzenlemeleri içeren bir ‘Fay Yasası’na  “Evet” diyoruz. Aksi takdirde rant politikaları yaklaşımını temel alan, yapı denetim kuruluşları ile ve beton lobisinin istem ve çıkarları doğrultusunda yapılacak bir ‘fay yasası’nın toplumu doğa kaynaklı afetlere karşı koruması mümkün olamayacağına inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.   

 

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, toplumun, doğa kaynaklı afetlere karşı hazır hale gelmesi ve gerekli önlemlerin alınması için talep ettikleri “Fay Yasası”nın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine gelecek olmasından memnuniyet duyduklarını söyledi. Dr. Tatar “Ancak fay yasası, kamu yararı çerçevesinde, afet risklerini önceleyen bir yasa olarak çıkarılmalıdır” dedi.

Jeoloji Mühendisleri Odası olarak toplumun doğa kaynaklı afetlere karşı güvenli ve hazır hale gelmesi için talep ettiği “Fay yasası”nın çıkarılması için bazı siyasi parti grupları ile Milletvekillerinin tekliflerini TBMM’ye sunduğunu anımsatan Dr. Tatar “Ayrıca Sayın İçişleri Bakanı tarafından basına ve kamuoyuna, ‘önümüzdeki dönem bir fay yasasının çıkarılması için çalışmalara başlanıldığı’ yönünde açıklama yapılması,  afet risklerini en aza indirmek amacıyla mücadele veren bizleri mutlu etmiştir.”dedi.

“FAY YASASI ÇIKARILIRKEN DİKKATE ALINMASINI İSTEDİĞİMİZ ÖNERİLERİMİZ”

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, çıkarılması planlanan ve kamuoyunda “Fay Yasası” olarak bilinen deprem, heyelan, çığ düşmesi ve sel gibi doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi için yapılaşmaya getirilecek kısıtlamaları kapsayan 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun’da değişikliği için önerilerini de sıraladı. Dr. Tatar oda olarak önerilerini şöyle sıraladı;

“7269 SaYILI KANUN YENİDEN DÜZENLENMELİDİR”

“7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun “afet öncesi, sırası ve sonrası” yapılacak iş ve işlemlere açıklık getirecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yine kanunun 2 nci maddesi “….yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda” aktif olduğu tespit edilen fay hatları ve zonları üstüne yapı yapılamayacağı mutlaka vurgulanmalı, ayrıca “DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak  taşkın tehlike ve risk haritalarına göre taşkın riski yüksek olan alanlar ile heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi ile karşı karşıya bulunan alanların yapılaşmaya açılmayacağı”  şeklinde düzenlenmelidir.

“AFET RİSKLİ ALANLARA YAPI RUHSATI VERİLMESİN”

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. Maddesindeki “mekansal strateji planı” tanımı içine, “sağlık ve afet politikaları”  kavramı da alınarak  madde “…..ekonomik, sosyal, sağlık, çevre ve afet politikaları…” şeklinde yeniden düzenlenmeli, yine 8. maddeye  ek fıkra  düzenlemesi yapılarak “ 7269 sayılı yasaya göre afet riski bulunan alanlar “ imar planlarına işlenmeli ve imar planları kapsamı içinde yapılaşmaya açılmayacağı” vurgulanmalı ve 22. maddesine yapılacak revizyonla “ruhsat vermeye yetkili belediye ve valiliklerin” 7269 sayılı yasaya göre “afet riskli alanlar içinde bulunan parsellere yapı ruhsatı verilmemelidir.

“KONTROL VE DENETİM HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLECEĞİ AÇIKÇA YAZILMALI”

4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunun 3. Maddesinde düzenleme yapılarak, binaların oturduğu zeminler için yapılacak jeolojik araştırmaların “yerinde denetimi esas alacak şekilde kontrol ve denetim hizmetlerinin yürütüleceği” açıkça belirtilmeli, ayrıca söz konusu kanuna ek madde ilavesi ile aktif fay zonları, dere yatakları, taşkın, heyelan,  kaya ve çığ düşmesi sınırları içinde yer alan alanlar içinde yapılacak olası yapıların proje müellifliğini veya fenni mesuliyetini üstlenen mühendis ve mimarlara yönelik “caydırıcı işlemlerin tesis edileceğini” belirtir düzenleme yapılmalıdır.

“RİSKLİ ALANLARDA ,’KAMUSAL KENTSEL DÖNÜŞÜM’ HIZLANDIRILMALI”

Aktif fay zonlarının üstü, dere yatakları, taşkın, heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi alan sınırları içinde kalan yapılar öncelikle 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamına alınarak kamusal bir anlayışla kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı, ancak afet riskli alanlar içinde bina veya konutu bulunan vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için uygun alanlarda barınma ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı çözüm önerileri geliştirilmelidir.

“BELEDİYELER RİSKLİ ALANLARI YEŞİL ALAN DIŞINDA KULLANDIRMASIN”

5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5213 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununda değişiklik yapılarak, aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan çığ veya kaya düşmesi tehlikesi yaşanacak alanların yeşil alan kullanımı dışında, hiçbir amaçla kullanılmayacağı, bu alanları farklı amaçla kullanıma açanlara yönelik idari ve cezai yaptırımların uygulanacağına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.

“TAPU KANUNU DEĞİŞTİRİLEREK, RİSKLİ ALANLARDAKİ YAPILAR, ALINIP SATILAMASIN”

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2644 sayılı Tapu Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılarak, kanunun yürürlük tarihinden sonra aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan, çığ veya kaya düşmesi tehlikesi bulunan alanlarda yapılacak yapıların alım, satım ve devir işlemlerinin yapılamayacağına ilişkin kısıtlayıcı düzenlemeler gerçekleştirilmelidir

“FAY YASASI KAMU YARARI ÖNCELİKLİ ÇIKARILMALIDIR”

Kamu yararı çerçevesinde, afet risklerini önceleyen bir fay yasası çalışmasına her türlü destek ve katkıyı vermeye devam edeceklerini vurgulayan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, “Sonuç olarak; yukarıda vurgulanan düzenlemeleri içeren bir ‘Fay Yasası’na  “Evet” diyoruz. Aksi takdirde rant politikaları yaklaşımını temel alan, yapı denetim kuruluşları ile ve beton lobisinin istem ve çıkarları doğrultusunda yapılacak bir ‘fay yasası’nın toplumu doğa kaynaklı afetlere karşı koruması mümkün olamayacağına inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.