HAVAMIZ İYİ DEĞİL

GÜNDEM 16.01.2018 - 14:16, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2247+ kez okundu.
 

HAVAMIZ İYİ DEĞİL

Adana’da hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirlediği değerin tam 40 katı ölçüldü.  Adana Barosu Çevre ve Kentleşme Komisyonu Üyesi Av. Sevda Sevilmiş, normalde metreküpte 20 miligram olması gereken hava kirliliğinin; ocak ayı içinde bir gün metreküpte 793 miligrama çıktığını söyledi. Sevilmiş, “Kirliliğin önlenmesi için idari yaptırım süreçleri işletilmeli ve hukuki yaptırımlarla da caydırıcılık politikaları uygulanmalıdır” dedi.  KIŞIN KİRLİLİK ARTIYOR Sevilmiş, Adana Barosu Çevre ve Kentleşme ile Çocuk Hakları Komisyonu üyeleriyle birlikte hava kirliliğiyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Sevilmiş, burada yaptığı konuşmada, kış aylarında katı atıkla ısınma tercihlerinden dolayı havaya salınan zehirli madde miktarının da arttığını söyledi. Sevilmiş, bundan dolayı kirliliğin vahim boyutlara ulaştığına dikkat çeken Sevilmiş, “Dünya Sağlık Örgütü’nün görünmez katil olarak tanımladığı hava kirliliği çocuklar için, başta solunum yolu hastalıkları olmak üzere bir çok kalıcı hastalıklara sebep olmaktadır” diye konuştu.  İŞTE SONUÇLAR Sevilmiş, 2 Ocak Salı günü gece saatlerinde, resmi internet sitesi olan www.havaizleme.gov.tr’dan saat 22.00 itibariyle alınan verilere göre, Adana  Valilik ölçüm istasyonunda; 10 mikron partikül madde oranının metreküpte 610  mikrogram, Adana Meteoroloji ölçüm istasyonunda; 10 mikro partikül madde oranının metreküpte 793 mikrogram olarak tespit edildiğini bildirdi.  “O GÜN ZEHİR SOLUDUK” Sevilmiş, WHO’nun 10 mikron partikül madde için belirlediği sağlığa zararlı sınır değerin metreküpte; 20 mikrogram olduğunu hatırlatarak, Avrupa Birliği’nde bu değerin 50 mikrogram, Türkiye'de ise 70 mikrogram olarak ölçüldüğünü bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma biriminin 2013 yılında yayınladığı rapora  göre, dış ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açtığını, mesane kanseriyle de pozitif ilişkisi bulunduğuna vurgu yapan Sevilmiş, “Dünya Sağlık Örgütünün verdiği sınır değer metreküpte 20 mikrogram iken 2 Ocak Salı günü saat 22.00'de Adanalılar, metreküpte 793  mikrogram partikül madde solumuşlardır. Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre bu değer uyarı eşiğinin aşıldığını bir değerdir” diye konuştu.  “KİRLİLİK EN FAZLA ÇOCUKLARI ETKİLİYOR” UNİCEF’in geçen yıl yayınladığı “Havayı Çocuklar için Temizleyin”  başlıklı raporda, uydu görüntüleri kullanılarak, dünyada ne kadar çocuğun WHO tarafından belirlenen uluslararası standartların üzerinde bir oranda hava kirliliğine maruz kaldığının ortaya konduğunu hatırlatan Sevilmiş, şöyle konuştu: “Milyonlarca çocuk uluslararası standartlardan en az 6 kat daha fazla hava kirliliğine maruz kalıyor. Her yıl 920 bin çocuk hava kirliliğinden ölüyor. Hekimler, çocukların hava kirliliğine karşı daha hassas olduklarını, toksinleri zararsız hale çevirme sistemlerinin yetersiz olduğunu, hızla büyüyen ve çoğalan hücrelerinde çevresel zararlıların daha kolay hasar oluşturduğunu, burun yerine daha çok ağızdan soluk alıp verdikleri için akciğerlere doğrudan giden kirli havanın gelişimlerini kötü yönde etkilediğini belirtiyor.” “KİRLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERİLMELİ” Sevilmiş, Türkiye’nin Çocuk Hakları Sözleşmesini 1990 yılında imzaladığını, bu sözleşmenin 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımlayarak yürürlüğe girdiğini anlattı. Sevilmiş, şöyle devam etti: “Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk haklarının korunmasını sağlamayı amaç edinmeyi, bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymayı sadece uluslararası hukukta taahhüt etmiş değil, başta bu coğrafyada doğan her çocuğa taahhüt etmiş bulunmaktadır. Her alanda çocuğun üstün yararı ilkesini benimseyen çevre politikaları güdülerek, hava kirliliği ile mücadele etmek tüm kamu makamlarının sorumluluğudur. Uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde kamu makamlarının birincil yükümlülüğü gereği hava kirliliğine sebep olacak tüm faktörlerin engellenmesi, çocukların temiz ve sağlıklı bir havada nefes alabilmelerinin mümkün olması için tüm çabanın gösterilmesi gerekmektedir. Kamu makamlarının uygulamalarının toplumdaki bireylerce yahut tüzel kişiliklerce ihlal edilerek hava kirliliğine sebep olduğu durumların tespit edilmesi halinde bu kez kamu makamlarının ikincil yükümlülüğü olarak en etkili soruşturmaların yapılarak kirliğe derhal son verilmesi için idari yaptırım süreçleri işletilmeli ve hukuki yaptırımlarla da caydırıcılık politikaları uygulanmalıdır.” “ÇOCUKLAR TEMİZ HAVADA BÜYÜMELİ” Hava kirliliği konusunda toplumsal bilincin artırılması gerektiğini anlatan Sevilmiş, çocukların temiz ve sağlıklı bir havada nefes alabilmelerinin sağlanmasını istedi. Sevilmiş, Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası hava kalitesi standartlarının gerekleri yerine getirilmelidir. Fosil yakıt tüketimi azaltmalı, enerji etkinliği ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi alanlara kamusal yatırımlar yapmalı, kentler bazında yerel yönetimlerin kış aylarındaki kömür-odun vs ile ısınma yerine alternatif çevreci-ekoloji odaklı ısınma yöntemlerinin üretmesi sağlanmalıdır” diye konuştu. Çocukların sağlık ve yaşam haklarının ihlal edilmediği, özgürce nefes alabildikleri temiz ve sağlıklı bir çevrenin var edilmesi gerektiğini kaydeden Sevilmiş, “Kamu makamlarını hukuki ve idari sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye ve  hava kirliliğini engellemeye davet ediyoruz” dedi.

Adana’da hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirlediği değerin tam 40 katı ölçüldü.  Adana Barosu Çevre ve Kentleşme Komisyonu Üyesi Av. Sevda Sevilmiş, normalde metreküpte 20 miligram olması gereken hava kirliliğinin; ocak ayı içinde bir gün metreküpte 793 miligrama çıktığını söyledi. Sevilmiş, “Kirliliğin önlenmesi için idari yaptırım süreçleri işletilmeli ve hukuki yaptırımlarla da caydırıcılık politikaları uygulanmalıdır” dedi. 

KIŞIN KİRLİLİK ARTIYOR
Sevilmiş, Adana Barosu Çevre ve Kentleşme ile Çocuk Hakları Komisyonu üyeleriyle birlikte hava kirliliğiyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Sevilmiş, burada yaptığı konuşmada, kış aylarında katı atıkla ısınma tercihlerinden dolayı havaya salınan zehirli madde miktarının da arttığını söyledi. Sevilmiş, bundan dolayı kirliliğin vahim boyutlara ulaştığına dikkat çeken Sevilmiş, “Dünya Sağlık Örgütü’nün görünmez katil olarak tanımladığı hava kirliliği çocuklar için, başta solunum yolu hastalıkları olmak üzere bir çok kalıcı hastalıklara sebep olmaktadır” diye konuştu. 
İŞTE SONUÇLAR
Sevilmiş, 2 Ocak Salı günü gece saatlerinde, resmi internet sitesi olan www.havaizleme.gov.tr’dan saat 22.00 itibariyle alınan verilere göre, Adana  Valilik ölçüm istasyonunda; 10 mikron partikül madde oranının metreküpte 610  mikrogram, Adana Meteoroloji ölçüm istasyonunda; 10 mikro partikül madde oranının metreküpte 793 mikrogram olarak tespit edildiğini bildirdi. 
“O GÜN ZEHİR SOLUDUK”
Sevilmiş, WHO’nun 10 mikron partikül madde için belirlediği sağlığa zararlı sınır değerin metreküpte; 20 mikrogram olduğunu hatırlatarak, Avrupa Birliği’nde bu değerin 50 mikrogram, Türkiye'de ise 70 mikrogram olarak ölçüldüğünü bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma biriminin 2013 yılında yayınladığı rapora  göre, dış ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açtığını, mesane kanseriyle de pozitif ilişkisi bulunduğuna vurgu yapan Sevilmiş, “Dünya Sağlık Örgütünün verdiği sınır değer metreküpte 20 mikrogram iken 2 Ocak Salı günü saat 22.00'de Adanalılar, metreküpte 793  mikrogram partikül madde solumuşlardır. Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre bu değer uyarı eşiğinin aşıldığını bir değerdir” diye konuştu. 
“KİRLİLİK EN FAZLA ÇOCUKLARI ETKİLİYOR”
UNİCEF’in geçen yıl yayınladığı “Havayı Çocuklar için Temizleyin”  başlıklı raporda, uydu görüntüleri kullanılarak, dünyada ne kadar çocuğun WHO tarafından belirlenen uluslararası standartların üzerinde bir oranda hava kirliliğine maruz kaldığının ortaya konduğunu hatırlatan Sevilmiş, şöyle konuştu: “Milyonlarca çocuk uluslararası standartlardan en az 6 kat daha fazla hava kirliliğine maruz kalıyor. Her yıl 920 bin çocuk hava kirliliğinden ölüyor. Hekimler, çocukların hava kirliliğine karşı daha hassas olduklarını, toksinleri zararsız hale çevirme sistemlerinin yetersiz olduğunu, hızla büyüyen ve çoğalan hücrelerinde çevresel zararlıların daha kolay hasar oluşturduğunu, burun yerine daha çok ağızdan soluk alıp verdikleri için akciğerlere doğrudan giden kirli havanın gelişimlerini kötü yönde etkilediğini belirtiyor.”
“KİRLİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERİLMELİ”
Sevilmiş, Türkiye’nin Çocuk Hakları Sözleşmesini 1990 yılında imzaladığını, bu sözleşmenin 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımlayarak yürürlüğe girdiğini anlattı. Sevilmiş, şöyle devam etti: “Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk haklarının korunmasını sağlamayı amaç edinmeyi, bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymayı sadece uluslararası hukukta taahhüt etmiş değil, başta bu coğrafyada doğan her çocuğa taahhüt etmiş bulunmaktadır. Her alanda çocuğun üstün yararı ilkesini benimseyen çevre politikaları güdülerek, hava kirliliği ile mücadele etmek tüm kamu makamlarının sorumluluğudur. Uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde kamu makamlarının birincil yükümlülüğü gereği hava kirliliğine sebep olacak tüm faktörlerin engellenmesi, çocukların temiz ve sağlıklı bir havada nefes alabilmelerinin mümkün olması için tüm çabanın gösterilmesi gerekmektedir. Kamu makamlarının uygulamalarının toplumdaki bireylerce yahut tüzel kişiliklerce ihlal edilerek hava kirliliğine sebep olduğu durumların tespit edilmesi halinde bu kez kamu makamlarının ikincil yükümlülüğü olarak en etkili soruşturmaların yapılarak kirliğe derhal son verilmesi için idari yaptırım süreçleri işletilmeli ve hukuki yaptırımlarla da caydırıcılık politikaları uygulanmalıdır.”
“ÇOCUKLAR TEMİZ HAVADA BÜYÜMELİ”
Hava kirliliği konusunda toplumsal bilincin artırılması gerektiğini anlatan Sevilmiş, çocukların temiz ve sağlıklı bir havada nefes alabilmelerinin sağlanmasını istedi. Sevilmiş, Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası hava kalitesi standartlarının gerekleri yerine getirilmelidir. Fosil yakıt tüketimi azaltmalı, enerji etkinliği ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi alanlara kamusal yatırımlar yapmalı, kentler bazında yerel yönetimlerin kış aylarındaki kömür-odun vs ile ısınma yerine alternatif çevreci-ekoloji odaklı ısınma yöntemlerinin üretmesi sağlanmalıdır” diye konuştu. Çocukların sağlık ve yaşam haklarının ihlal edilmediği, özgürce nefes alabildikleri temiz ve sağlıklı bir çevrenin var edilmesi gerektiğini kaydeden Sevilmiş, “Kamu makamlarını hukuki ve idari sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye ve  hava kirliliğini engellemeye davet ediyoruz” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.