Her 100 çocuktan 3’ünde görülüyor…

SAĞLIK-YAŞAM 31.05.2018 - 08:54, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1204+ kez okundu.
 

Her 100 çocuktan 3’ünde görülüyor…

Skolyoz, kısaca omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen yana doğru eğriliği olarak adlandırılıyor. Ancak bu hastalıkta omurlar sadece yana doğru yer değiştirmekle kalmıyor aynı zamanda kendi eksenleri etrafında da dönerek ciddi sağlık problemlerine de yol açıyor. Skolyoz, doğuştan oluşan omurga hataları nedeniyle oluşabildiği gibi hızlı büyüme, genetik faktörler veya sinir ve kas sisteminde gelişen rahatsızlıklarla da ortaya çıkabiliyor. Araştırmalara göre dünyada her 100 çocuktan 3'ünde görülüyor ve tedavi edilmediği takdirde hayati risklere bile neden olabiliyor. Geçmiş dönemlerde skolyoz vakaları cerrahlar tarafından çok riskli olarak değerlendiriliyor ve bu hastaların ameliyat edilmesinden kaçınılıyordu. Ancak günümüzde skolyoz cerrahisinde yeni gelişmeler olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alihan Derincek, ileri teknolojilerin de yardımıyla bu ameliyatlarda artık yüz güldürücü sonuçlar alındığını anlattı. Tedavi alternatifleri değişiyor Skolyozun sebep olduğu eğriliğin, bazen omurgaya arkadan bakıldığında ve düz durulduğunda bile fark edilebildiği gibi bazen de bu denli net olmadığı için ancak öne doğru eğilme, kontroller ve röntgen filmlerinde anlaşılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, hastalığın, yarattığı eğriliğin büyüklüğüne bağlı olarak; gözlem, korse, egzersiz veya cerrahi gibi yöntemler kullanılarak tedavi edildiğini söyledi. Klasik cerrahide dezavantajlar söz konusu Uzun yıllardır üzerinde çalışmaların devam ettiği ve halen de etmekte olan Skolyoz eğriliğinin klasik cerrahi tedavisinin vida ve çubuklar kullanılarak yapılan düzeltme ve uygun pozisyonda dondurma işlemi olarak açıklanabileceğini anlatan Prof. Dr. Alihan Derincek, “Eğrilik düzeltildikten sonra, omurganın istenen pozisyonda kalması amacıyla omurların birbirine kaynamasına yönelik işlemler yapılır. Kaynama elde edilinceye kadar eğriliği uygun pozisyonda tutma işlevini vida ve çubuklar sağlar. Kaynama sonrasında eğrilik kontrol altına alınmış olsa da yapılan işlemin büyüklüğüne bağlı olarak omurga bir miktar esnekliğini kaybetmiş olur. Bir diğer problem de halen boyu uzamakta olan bir çocukta omurganın dondurulması sonucu uzamanın yavaşlatılmasıdır” diyor. Boy uzaması ve esneklik korunuyor Omurganın esnekliğini korumak amacıyla son yıllarda uygun hastalarda dondurma işlemi (füzyon) yapılmadan eğriliği düzeltmeye yönelik cerrahi yöntemler ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, “Böylece hem boy uzaması hem de esneklik korunabiliyor. Bu amaçla ilk olarak uygulanan yöntem, son zamanlarda sıkça gündeme gelen ‘manyetik uzayan çubuk sistemleri’dir. Bu yöntemde cerrahi işlem sonrası hastanın omurgasındaki çubuklar belli periyotlarla poliklinik ortamında uzatılır” diyerek dondurma işlemi yapılmadığı için skolyoz kontrol altında tutulurken çubukların uzatılması ile beraber boy uzamasının da devam edeceğini anlattı. Bant, doğru tarafa yöneltiyor Bir diğer güncel yöntemin ise ‘bant ile gerdirme yöntemi’ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, “Bu yöntemde omurganın ön tarafında, eğriliğin dış bükey tarafına konulan vidalar kalın bir ip şeklindeki polyester malzemeden üretilmiş bir bant ile birbirine bağlanır. Bu bağlama esnasında bant özel bir gergi cihazı ile gerdirilir ve eğrilikte bir miktar düzelme sağlanır. Daha sonra büyüme ile eğriliğin dış bükey tarafı daha yavaş büyürken iç bükey tarafı daha hızlı büyür. Bu şekilde omurga, bir yandan büyümesine devam ederken bir yandan da tam veya tama yakın olarak kendiliğinden düzelir. Yani, bant sayesinde yanlış yöne doğru giden büyüme doğru tarafa yönlendirilmiş olur” diyor. Cihaz yardımıyla olası komplikasyonlar önleniyor Bir diğer faydalı yöntem ise skolyoz ameliyatlarında olası sinir yaralanması riskini en aza indirmek amacıyla yapılan ‘nöromonitorizasyon işlemi’. Nöromonitörizasyon esnasında kullanılan bir cihaz yardımıyla ameliyat boyunca omuriliğin durumunun takip edildiğini ve omurilik iletiminde bir kesinti veya yavaşlama olması durumunda cihazın sinyal verdiğini anlatan Prof. Dr. Alihan Derincek, meydana gelen bu değişikliğin nöromonitörizasyonu yapan kişi tarafından cerraha iletilerek olası sorunların önüne en baştan geçildiğini de s


Skolyoz, kısaca omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen yana doğru eğriliği olarak adlandırılıyor. Ancak bu hastalıkta omurlar sadece yana doğru yer değiştirmekle kalmıyor aynı zamanda kendi eksenleri etrafında da dönerek ciddi sağlık problemlerine de yol açıyor. Skolyoz, doğuştan oluşan omurga hataları nedeniyle oluşabildiği gibi hızlı büyüme, genetik faktörler veya sinir ve kas sisteminde gelişen rahatsızlıklarla da ortaya çıkabiliyor. Araştırmalara göre dünyada her 100 çocuktan 3'ünde görülüyor ve tedavi edilmediği takdirde hayati risklere bile neden olabiliyor.

Geçmiş dönemlerde skolyoz vakaları cerrahlar tarafından çok riskli olarak değerlendiriliyor ve bu hastaların ameliyat edilmesinden kaçınılıyordu. Ancak günümüzde skolyoz cerrahisinde yeni gelişmeler olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alihan Derincek, ileri teknolojilerin de yardımıyla bu ameliyatlarda artık yüz güldürücü sonuçlar alındığını anlattı.

Tedavi alternatifleri değişiyor

Skolyozun sebep olduğu eğriliğin, bazen omurgaya arkadan bakıldığında ve düz durulduğunda bile fark edilebildiği gibi bazen de bu denli net olmadığı için ancak öne doğru eğilme, kontroller ve röntgen filmlerinde anlaşılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, hastalığın, yarattığı eğriliğin büyüklüğüne bağlı olarak; gözlem, korse, egzersiz veya cerrahi gibi yöntemler kullanılarak tedavi edildiğini söyledi.

Klasik cerrahide dezavantajlar söz konusu

Uzun yıllardır üzerinde çalışmaların devam ettiği ve halen de etmekte olan Skolyoz eğriliğinin klasik cerrahi tedavisinin vida ve çubuklar kullanılarak yapılan düzeltme ve uygun pozisyonda dondurma işlemi olarak açıklanabileceğini anlatan Prof. Dr. Alihan Derincek, “Eğrilik düzeltildikten sonra, omurganın istenen pozisyonda kalması amacıyla omurların birbirine kaynamasına yönelik işlemler yapılır. Kaynama elde edilinceye kadar eğriliği uygun pozisyonda tutma işlevini vida ve çubuklar sağlar. Kaynama sonrasında eğrilik kontrol altına alınmış olsa da yapılan işlemin büyüklüğüne bağlı olarak omurga bir miktar esnekliğini kaybetmiş olur. Bir diğer problem de halen boyu uzamakta olan bir çocukta omurganın dondurulması sonucu uzamanın yavaşlatılmasıdır” diyor.

Boy uzaması ve esneklik korunuyor

Omurganın esnekliğini korumak amacıyla son yıllarda uygun hastalarda dondurma işlemi (füzyon) yapılmadan eğriliği düzeltmeye yönelik cerrahi yöntemler ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, “Böylece hem boy uzaması hem de esneklik korunabiliyor. Bu amaçla ilk olarak uygulanan yöntem, son zamanlarda sıkça gündeme gelen ‘manyetik uzayan çubuk sistemleri’dir. Bu yöntemde cerrahi işlem sonrası hastanın omurgasındaki çubuklar belli periyotlarla poliklinik ortamında uzatılır” diyerek dondurma işlemi yapılmadığı için skolyoz kontrol altında tutulurken çubukların uzatılması ile beraber boy uzamasının da devam edeceğini anlattı.

Bant, doğru tarafa yöneltiyor

Bir diğer güncel yöntemin ise ‘bant ile gerdirme yöntemi’ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alihan Derincek, “Bu yöntemde omurganın ön tarafında, eğriliğin dış bükey tarafına konulan vidalar kalın bir ip şeklindeki polyester malzemeden üretilmiş bir bant ile birbirine bağlanır. Bu bağlama esnasında bant özel bir gergi cihazı ile gerdirilir ve eğrilikte bir miktar düzelme sağlanır. Daha sonra büyüme ile eğriliğin dış bükey tarafı daha yavaş büyürken iç bükey tarafı daha hızlı büyür. Bu şekilde omurga, bir yandan büyümesine devam ederken bir yandan da tam veya tama yakın olarak kendiliğinden düzelir. Yani, bant sayesinde yanlış yöne doğru giden büyüme doğru tarafa yönlendirilmiş olur” diyor.

Cihaz yardımıyla olası komplikasyonlar önleniyor

Bir diğer faydalı yöntem ise skolyoz ameliyatlarında olası sinir yaralanması riskini en aza indirmek amacıyla yapılan ‘nöromonitorizasyon işlemi’. Nöromonitörizasyon esnasında kullanılan bir cihaz yardımıyla ameliyat boyunca omuriliğin durumunun takip edildiğini ve omurilik iletiminde bir kesinti veya yavaşlama olması durumunda cihazın sinyal verdiğini anlatan Prof. Dr. Alihan Derincek, meydana gelen bu değişikliğin nöromonitörizasyonu yapan kişi tarafından cerraha iletilerek olası sorunların önüne en baştan geçildiğini de s

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.