“HER ŞEY SUSTU”

Ünlü hattat ve ressam Etem Çalışkan, Atatürk’ün vefat haberini aldığı günü anlattı.

91 yaşındaki ünlü hattat ve ressam Etem Çalışkan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat haberini ilkokul 4. sınıfta okurken öğretmenlerinden aldıklarını hatırlatarak, “Tarsus Dua Tepe ilkokulundaki sınıfımızda, susun diyen olmadı ancak birden bire her şey sustu. Gözyaşları vardı. Boşluğa düşmüş gibi olduk.” dedi.  ATATÜRK HER YÖNÜYLE ANLATILMALI  Etem Çalışkan, Atatürk’ün vefatının 81. yıldönümü öncesi Egemen’e o günlere ait hatırasını anlattı. Hem cumhuriyetin ilk yıllarını hem Atatürk’ün kendisini görmüş biri olduğunu anımsatan Çalışkan, “Atatürk’ün kendisi öldü ama kurduğu cumhuriyet ve ilkeleri hayatta. O’nu özel günleri dolayısıyla hatırlayalım. Ona saygımızı ve sevgimizi sunalım. Ve onu anmış olalım gibi düşüncelere karşıyım. Neden karşıyım? 10 Kasım törenlerinde Atatürk anlatılır. Övgüyle de saygıyla da anlatılır. Ancak 11 Kasım olduğu zaman ortada hiç birşey yoktur. Her şey kendi düzeninde, eski düzeninde. Oysaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk her yönüyle anlatılmalı” diye konuştu.     Cumhuriyetin kurucusuna yalnız 10 Kasım’da değil  her zaman saygılı olmak zorundayız  Çalışkan, şunları kaydetti: “Elbette ki o da bir insandı. Doğdu, yaşadı, çalıştı ve öldü. Ancak Atatürk bir lider olarak ortaya çıktı. Atatürk’ü konu ederek konuşmalarımızın nedeni, Cumhuriyet yönetimidir. Cumhuriyet neden önemli? Ben tarihçi değilim. Gazi Mustafa Kemal, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözüyle cumhuriyeti gerçekleştirdi. Meclisin başkanlık kürsüsünün arkasındaki duvarda yazılı. Onu da yazan benim hocam. Hem yazı sanatı, hem sözün değeri olarak hem bulunduğu mekan önemli. Ben bir vatandaş olarak, hakkım olan kadar konuşuyorum. İstediğim gibi değerlendiririm Atatürk’ü. Vatandaş olarak yaşadığıma göre, bu devleti kuranı bildiğim kadar anlatabilme özgürlüğüm vardır. Hakkımdır da. Biz gerçekten kolay mutluluğu yaşayanlardanız. Hazır kazanılmış bir toprak, bu toprak çok emekle kazanıldı. Bizim topraklarda hala gözleri var.”  “Ortadoğu’daki kargaşanın sebebi Anadolu’nun çok değerli olmasıdır. Cumhuriyetin kurucusuna yalnız 10 Kasım’da değil her zaman saygılı, sevgili davranmak gerekir. İnsanlar insanları sevmeli. İnsanlar yalan söylememeli, insanlar namuslu olmalı. Yoksa başka türlü olmaz. Biz ülkemizin kahrını dağıyla, deniziyle, otuyla, çöpüyle, buğdayıyla, sıcağı ve soğuğuyla çekmeye razıyız. Ancak hürriyetimizi kimseye veremeyiz. Bağımsızlık önemli, Kurtuluş savaşı büyüktür. İyi vatandaş olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü iyi vatandaş olmazsak biz vatanımızı koruyamayız. Anadolu’muz güzellikler ülkesi niye cehenneme çevirelim? Yeter ki iyi yönetilsin. İnsan haklarına saygılı özgürlüğe saygılı. Önemli olan isim koymak değil, iyi yönetmek ama cumhuriyet iyi yönetildi. Atatürk’ü saygıyla anıyorum. Anıtkabir’in kitabelerini yazımında asistan yer aldım. Toplumun sahiplendiği o imza ve o resim bana değil Atatürk’ gösterilen sevgi ve saygıdır.”