İthalatla değil, üretimle kazanabiliriz

EKONOMİ 17.08.2020 - 16:04, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2025+ kez okundu.
 

İthalatla değil, üretimle kazanabiliriz

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez:
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, son 5 yıldır Türkiye’nin buğday ekimi yapılan alanları ile buğday üretimi ve veriminin azaldığını belirterek, “Yaklaşık dört ay önce herhangi bir stok sıkıntısı bulunmadığına dair açıklamalar yapan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) bu yılın Ocak ayında 650 bin ton buğday, Şubat ayında 300 bin ton buğday, 25 bin ton arpa ile Mart ayında 175 bin tonluk buğday ithalat ihalesi gerçekleştirmiş olması ve 25 Ağustos 2020 tarihinde de 500 bin ton buğday, 60 bin ton arpa ithalat ihalesine çıkacak bulunması, bundan sonra da ithalatı sıklıkla tercih edeceğini gösteriyor” dedi.  Suiçmez, yaptığı açıklamada, TMO’nun hububatta spekülatif kaynaklı fiyat artışlarının gıda enflasyonunu tetikleyici etkilerini önlemek ve hububatta fiyat stokçuluğunun önüne geçme gerekçesini öne sürerek, 500 bin ton buğday ile 60 bin ton arpa ithalatı için 25 Ağustos 2020 tarihinde ihaleye çıkacağını duyurduğunu bildirdi. Suiçmez, 16 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla TMO’ya 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa ithalat yetkisinin de verildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Daha sonra 15 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yeni bir Cumhurbaşkanı Kararı ile buğday ve mahlut ithalat yetkisi 1 milyon 500 bin tona çıkarılmıştı. Bunlara ilave olarak Toprak Mahsulleri Ofisi; Resmi Gazete`de 18 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan "Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı"nın ardından; "Türkiye`de hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlandığı ya da TMO’ya yeni ithalat yetkileri verildiği" şeklinde yanıltıcı ve yanlış yorumların yapıldığı yönünde kamuoyuna açıklamalar yapmıştı. Yapılan açıklamalarda; TMO stoklarında piyasalarda istikrarı sağlayacak miktarda ürün bulunduğu ve yaklaşan hasat dönemi de dikkate alındığında hububat piyasalarında arz yönüyle herhangi bir sıkıntının öngörülmediğinin de altı çizilmişti.” TMO ÇİFTÇİ DESTEKLERİNİ ARTIRMALI  Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, 2015 yılında 78.6 milyon dekarda buğday ekimi yapıldığını hatırlatarak, bu alanın 2019 yılında 68.5 milyon dekara gerilediğini bildirdi. Suiçmez, şunları dile getirdi: “Buğday verimi 2015 yılında 287 kg/dekar iken 2019 yılında 278 kg/dekar a gerilemiştir. 2015 yılında 22.6 milyon ton olan buğday üretimin 2019 yılında 19 milyon tona gerilediği görülmektedir. 2020 yılı TÜİK I. tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre %7,9’luk artışla 20,5 milyon ton olacağı öngörülmüştür. Türkiye genelinde hububat hasadı neredeyse tamamlanmış olup TMO alımları geçen yılın altında kalmıştır. Beklenen artışın miktar olarak yaşanıp yaşanmadığı açıklanmamışken, üretimde beklenen artışın olmadığı aksine düşüş olduğu alınan son kararlarla anlaşılabilir. Ayrıca üreticinin, tüccarın, stokçuların elinde ne kadar buğday olduğu da halen belirsizliğini korumaktadır. Bu durumda asıl stokçularla mücadele etmek yerine üreticiyi stokçulukla suçlamak kabul edilemez bir yaklaşımdır. 2015/16 sezonunda buğday ve mamul madde karşılığı olarak 4,8 milyon ton olan ithalat, 2016/17 sezonunda 5,8 milyon ton, 2017/18 sezonunda 9,8 milyon ton, 2018/19 sezonunda 10.3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. İthal buğdayların neredeyse tamamı un, makarna ve irmik üretiminde kullanılmakta, bunların bir bölümü ihraç edilmekte ve iç piyasada değerlendirilmemektedir. Anlaşılan o ki Türkiye 2020 yılında da “ithal buğday bolluğu olan ülke” olarak anılmaya devam edecektir. Dışalıma dayalı bu yanlış politika seçeneğinden derhal vazgeçilmelidir. Ana statüsünde “yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici tedbirler almak” şeklinde görevi tanımlanan TMO’nun her fırsatta görev tedbiri olarak ithalat yoluna gitmesi, üretimin devamlılığı için çiftçiyi desteklemek yerine piyasayı sürekli ithalat ile düzenlemeye çalışması, TMO’nun asıl görevini yapmadığını göstermektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı ile TMO’nun görevi; girdi maliyetlerini azaltmak, uygun kredi koşullarını yaratmak, zamanında maliyetlerin üstünde çiftçi kârını da gözeten taban fiyatları açıklamak ve yeterli alımı yapmak, çiftçi desteklemelerini artırarak ve zamanında ödeyerek buğday dahil tahıl üretim alanı, verim ve üretim miktarını artırmak olmalıdır”
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez:

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, son 5 yıldır Türkiye’nin buğday ekimi yapılan alanları ile buğday üretimi ve veriminin azaldığını belirterek, “Yaklaşık dört ay önce herhangi bir stok sıkıntısı bulunmadığına dair açıklamalar yapan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) bu yılın Ocak ayında 650 bin ton buğday, Şubat ayında 300 bin ton buğday, 25 bin ton arpa ile Mart ayında 175 bin tonluk buğday ithalat ihalesi gerçekleştirmiş olması ve 25 Ağustos 2020 tarihinde de 500 bin ton buğday, 60 bin ton arpa ithalat ihalesine çıkacak bulunması, bundan sonra da ithalatı sıklıkla tercih edeceğini gösteriyor” dedi. 

Suiçmez, yaptığı açıklamada, TMO’nun hububatta spekülatif kaynaklı fiyat artışlarının gıda enflasyonunu tetikleyici etkilerini önlemek ve hububatta fiyat stokçuluğunun önüne geçme gerekçesini öne sürerek, 500 bin ton buğday ile 60 bin ton arpa ithalatı için 25 Ağustos 2020 tarihinde ihaleye çıkacağını duyurduğunu bildirdi. Suiçmez, 16 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla TMO’ya 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa ithalat yetkisinin de verildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Daha sonra 15 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yeni bir Cumhurbaşkanı Kararı ile buğday ve mahlut ithalat yetkisi 1 milyon 500 bin tona çıkarılmıştı.

Bunlara ilave olarak Toprak Mahsulleri Ofisi; Resmi Gazete`de 18 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan "Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı"nın ardından; "Türkiye`de hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlandığı ya da TMO’ya yeni ithalat yetkileri verildiği" şeklinde yanıltıcı ve yanlış yorumların yapıldığı yönünde kamuoyuna açıklamalar yapmıştı. Yapılan açıklamalarda; TMO stoklarında piyasalarda istikrarı sağlayacak miktarda ürün bulunduğu ve yaklaşan hasat dönemi de dikkate alındığında hububat piyasalarında arz yönüyle herhangi bir sıkıntının öngörülmediğinin de altı çizilmişti.”
TMO ÇİFTÇİ DESTEKLERİNİ ARTIRMALI 
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, 2015 yılında 78.6 milyon dekarda buğday ekimi yapıldığını hatırlatarak, bu alanın 2019 yılında 68.5 milyon dekara gerilediğini bildirdi. Suiçmez, şunları dile getirdi: “Buğday verimi 2015 yılında 287 kg/dekar iken 2019 yılında 278 kg/dekar a gerilemiştir. 2015 yılında 22.6 milyon ton olan buğday üretimin 2019 yılında 19 milyon tona gerilediği görülmektedir. 2020 yılı TÜİK I. tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre %7,9’luk artışla 20,5 milyon ton olacağı öngörülmüştür. Türkiye genelinde hububat hasadı neredeyse tamamlanmış olup TMO alımları geçen yılın altında kalmıştır. Beklenen artışın miktar olarak yaşanıp yaşanmadığı açıklanmamışken, üretimde beklenen artışın olmadığı aksine düşüş olduğu alınan son kararlarla anlaşılabilir. Ayrıca üreticinin, tüccarın, stokçuların elinde ne kadar buğday olduğu da halen belirsizliğini korumaktadır. Bu durumda asıl stokçularla mücadele etmek yerine üreticiyi stokçulukla suçlamak kabul edilemez bir yaklaşımdır. 2015/16 sezonunda buğday ve mamul madde karşılığı olarak 4,8 milyon ton olan ithalat, 2016/17 sezonunda 5,8 milyon ton, 2017/18 sezonunda 9,8 milyon ton, 2018/19 sezonunda 10.3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. İthal buğdayların neredeyse tamamı un, makarna ve irmik üretiminde kullanılmakta, bunların bir bölümü ihraç edilmekte ve iç piyasada değerlendirilmemektedir. Anlaşılan o ki Türkiye 2020 yılında da “ithal buğday bolluğu olan ülke” olarak anılmaya devam edecektir. Dışalıma dayalı bu yanlış politika seçeneğinden derhal vazgeçilmelidir. Ana statüsünde “yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici tedbirler almak” şeklinde görevi tanımlanan TMO’nun her fırsatta görev tedbiri olarak ithalat yoluna gitmesi, üretimin devamlılığı için çiftçiyi desteklemek yerine piyasayı sürekli ithalat ile düzenlemeye çalışması, TMO’nun asıl görevini yapmadığını göstermektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı ile TMO’nun görevi; girdi maliyetlerini azaltmak, uygun kredi koşullarını yaratmak, zamanında maliyetlerin üstünde çiftçi kârını da gözeten taban fiyatları açıklamak ve yeterli alımı yapmak, çiftçi desteklemelerini artırarak ve zamanında ödeyerek buğday dahil tahıl üretim alanı, verim ve üretim miktarını artırmak olmalıdır”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.