“Kriz var ama saraydan, uçaktan, tatil köyünden vazgeçen yok!”

SİYASET 21.11.2018 - 14:51, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1887+ kez okundu.
 

“Kriz var ama saraydan, uçaktan, tatil köyünden vazgeçen yok!”

 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin esnaf ve sanatkarlar ile iş dünyası üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne serdi. Meclis kürsüsünden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi üzerine CHP grubu adına konuşan Dr. Şevkin, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘kriz mriz yok’ dese de Ekim ayı itibariyle konkordato başvurusunda bulunup talebi sonuçlanan borçlu sayısı 3 bini geçti” dedi. KONKORDATO SAYISI 7 BİNE ULAŞACAK! Mahkemelere yapmış oldukları konkordato talepleriyle ilgili kararları bekleyen ve konkordato talebi için hazırlık yapan borçlu sayısının göz önüne alındığında 2018 yılı bitmeden bu sayının 7 bine yaklaşacağının öngörüldüğünü dile getiren Dr. Şevkin, “Türkiye’de en çok iş yapan restoranlar bile iflas bayrağını çekmiş durumda. Madem kriz mriz yok, mali durumu bozulmuş olan borçlunun, borçlarını belli bir oran ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı mahkemece onaylanan bir sulh anlaşması olan konkordato talebi neden bu kadar artmıştır?” diye sordu. ÜLKE KRİZDE, MUTLU BİR AZINLIK LÜKS İÇİNDE YAŞIYOR! Önceleri ‘kriz mriz yok’ deyip sonra ‘Emeklilikte Yaşa Takılan’ vatandaşların haklı taleplerine karşı çıkmak için ‘ekonomik savaşın içindeyiz’ denmesinin Cumhurbaşkanını ya da kabine üyelerini haklı bir konuma ulaştırmayacağını vurgulayan Dr. Şevkin, “Ulaştırmaz çünkü iktidarın nimetlerinden faydalanan mutlu bir azınlığın lüks içinde, şatafatlı bir yaşam sürmesine sesiniz çıkmıyor. Yatlar, katlar, uçaklar, tatil köyleri, saraylar, binlerce lüks araçlar, zırhlı makam araçlarından vazgeçmiyorsunuz. Evet, bunlardan vazgeçmiyorsunuz ama emeklilikte yaşa takılan vatandaşa, atanamayan öğretmene, ziraat mühendisine, gıda mühendisine, veterinere, sağlık emekçilerine, emekliye, işçiye, asgari ücretliye, kadro bekleyen 4B’liye, sokaktaki vatandaşa, çocuk işçiliğine karşı durmak için sunduğumuz tüm önergelere, önerilere kapıları kapatıyorsunuz” dedi. KRİZ, KILCAL DAMARLARA KADAR İŞLEDİ! Çeşitli bahanelerle, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yıllarca emek veren, bilimselliği içselleştiren, dünya ölçeğinde başarılara imza atmış akademisyenlere, bilim insanlarına, doktorlara çalışma izni verilmediğini, yaşam hakkı tanınmadığını vurgulayan Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Çiftçi, girdi maliyetlerindeki yüksek artışa karşın buğdayını, pamuğunu, narenciyesini geçen yılki fiyatların altında satmak zorunda kalıyor. Satamayanların ürünü tarlada, bahçede, dalında kalıyor. Şeker pancarı üreticisinin içler acısı durumunu hepiniz görüyorsunuz. Fabrikaları satıp yerlerine AVM’ler açarsanız, memleketi üretim toplumundan tüketim toplumuna evirirseniz, tarıma, tarım topraklarına, doğaya, çevreye sahip çıkıp desteklemezseniz vatandaşı kırdan kente göç ettirmek zorunda  bırakırsanız işte böyle ekonomik kriz yaşarız ve bu kriz şu anda olduğu gibi tüm kılcal damarlarımıza kadar işler hale gelir. Kağıt fabrikaları elden gitti, şeker fabrikaları elden çıkarıldı, Adana’da son 15 yılda 55 büyük fabrikanın kapısına kilit vuruldu. Yine Adana’da resmi verilere göre bir yılda 1071 ticari işletmenin kapısına kilit vuruldu. Son beş yılda kapanan işletme sayısı 6 bini geçti.  MAHALLE BAKKALININ CANINA OKUNDU! Türkiye’de esnaf ve sanatkarın, vatandaşın can damarı mahalle bakkalının adeta canına okundu. Kepenkler inmeye başladı. Memlekette 429 büyük AVM oluştu. Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Adana, Çanakkale, Samsun, Malatya ve yurdun birçok yerinde faaliyette bulunan AVM ve rezidanslara dönün bir bakın. Hepsinin arsaları üzerinde geçmişte kamuya ait fabrikalar bulunuyordu. Sadece Adana’da 43 bin 525 metrekarelik TEKEL Sigara Fabrikası yerine 3 büyük AVM yapıldı. Fabrika, 2008'de British American Tabacco (BAT) şirketine satıldı. BAT da araziyi 3 Aralık 2014'te bir firmaya sattı. Kent merkezindeki 40 dekarlık alan üzerine AVM yapıldı. Şimdi bakın bu AVM’lerin ne halde olduğuna. Çoğu müşteri bulamıyor, birçoğu kapasitesinin yarısı oranında hizmet veriyor. AVM’lerdeki kiralar düşmeye başlamasına rağmen dükkanlar boş.  İnşaat sektörü uçurumun kenarına itildi. Dışardan inşaat sektörü için, suni büyüme için alınan kaynaklar tükenince doğal olarak kendimizi kriz sarmalının içinde bulduk.” ADRESE TESLİM KANUN MADDESİ OLUR MU? Ekonomide bu kadar daralma yaşanırken, insanların mutfağında yangın varken, fiyatlar almış başını giderken ve maaşlar yerinde sayarken, müteahhitler, iş insanları intihar ederken yüce meclis çatısı altında bir ölçüde adrese teslim kanun maddeleriyle uğraşmak zorunda bırakılmasının yanlışlığına işaret eden Dr. Şevkin, CHP’nin bu kanun teklifine sadece TOBB özelinde yaklaşmadığını, CHP’nin konuya sayısı 20’yi bulan tüm kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetki ve görevleri, yönetim organlarının oluşumu, istifaları, görevlerine geri dönme olanakları açısından tutarlı, eşit ve adil yaklaşılması gerektiğini savunduğunu söyledi. Aksi halde, Anayasada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin ana hükümlerin, seçilme hakkının ihlali, hukuk devleti önünde eşitlik ilkesinin ihlal edilmiş olacağını söyleyen Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi: “Teklif bu haliyle Anayasaya aykırıdır, diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetimlerinin istifa, adaylık ve geri dönme süreçleri arasında eşitsizlik doğurmaktadır.  Tek başına TOBB, oda ve birlikler içinde belli isimleri aday yapmak ve onlara koltuk garantisi vermek, endişelerini gidermek için hazırlandığı aşikar olan bu teklif, TOBB Kanununun ruhunu zedelemektedir. HANGİ İL VE İLÇELERDE BAŞKAN ADAYI OLACAKLARI DA YAZILSAYDI! TOBB özelinde getirilen bu teklif ya tümüyle geri çekilmeli ya da gözden geçirilip kapsamı genişletilerek diğer kurumların lehine eşitlikçi düzenlemeye gidilmelidir. 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerine siyasi yatırım anlamı taşıyan tek maddelik bu yasa teklifinin sadece hangi il ve ilçelerdeki başkan adayları için çıkarıldığı yazılmamıştır. Anayasamızda ifadesini bulduğu üzere, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üyelerinin seçimle iş başına getirdiği yönetimler yoluyla ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir, kimi alanlarda kamu gücü ayrıcalıklarını kullanır fakat her durumda siyasi partilerin bir arka bahçesi olamazlar. Öyle ki siyasi partiler oda, borsa ve birliklerin yönetim kurullarına aday gösteremez, siyasete atılmak isteyen üye ve yönetim kurulu üyeleri de görevinden ayrılırlar.  Tüm bu gerçekler ışığında tüm meslek kuruluşlarının ve iktidarın önceliğinin ekonomik krizin sona erdirilmesine yönelik girişimler olması gerektiğine inanıyor, parti grubumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin esnaf ve sanatkarlar ile iş dünyası üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne serdi.

Meclis kürsüsünden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi üzerine CHP grubu adına konuşan Dr. Şevkin, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘kriz mriz yok’ dese de Ekim ayı itibariyle konkordato başvurusunda bulunup talebi sonuçlanan borçlu sayısı 3 bini geçti” dedi.
KONKORDATO SAYISI 7 BİNE ULAŞACAK!

Mahkemelere yapmış oldukları konkordato talepleriyle ilgili kararları bekleyen ve konkordato talebi için hazırlık yapan borçlu sayısının göz önüne alındığında 2018 yılı bitmeden bu sayının 7 bine yaklaşacağının öngörüldüğünü dile getiren Dr. Şevkin, “Türkiye’de en çok iş yapan restoranlar bile iflas bayrağını çekmiş durumda. Madem kriz mriz yok, mali durumu bozulmuş olan borçlunun, borçlarını belli bir oran ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı mahkemece onaylanan bir sulh anlaşması olan konkordato talebi neden bu kadar artmıştır?” diye sordu.
ÜLKE KRİZDE, MUTLU BİR AZINLIK LÜKS İÇİNDE YAŞIYOR!
Önceleri ‘kriz mriz yok’ deyip sonra ‘Emeklilikte Yaşa Takılan’ vatandaşların haklı taleplerine karşı çıkmak için ‘ekonomik savaşın içindeyiz’ denmesinin Cumhurbaşkanını ya da kabine üyelerini haklı bir konuma ulaştırmayacağını vurgulayan Dr. Şevkin, “Ulaştırmaz çünkü iktidarın nimetlerinden faydalanan mutlu bir azınlığın lüks içinde, şatafatlı bir yaşam sürmesine sesiniz çıkmıyor. Yatlar, katlar, uçaklar, tatil köyleri, saraylar, binlerce lüks araçlar, zırhlı makam araçlarından vazgeçmiyorsunuz. Evet, bunlardan vazgeçmiyorsunuz ama emeklilikte yaşa takılan vatandaşa, atanamayan öğretmene, ziraat mühendisine, gıda mühendisine, veterinere, sağlık emekçilerine, emekliye, işçiye, asgari ücretliye, kadro bekleyen 4B’liye, sokaktaki vatandaşa, çocuk işçiliğine karşı durmak için sunduğumuz tüm önergelere, önerilere kapıları kapatıyorsunuz” dedi.

KRİZ, KILCAL DAMARLARA KADAR İŞLEDİ!
Çeşitli bahanelerle, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yıllarca emek veren, bilimselliği içselleştiren, dünya ölçeğinde başarılara imza atmış akademisyenlere, bilim insanlarına, doktorlara çalışma izni verilmediğini, yaşam hakkı tanınmadığını vurgulayan Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Çiftçi, girdi maliyetlerindeki yüksek artışa karşın buğdayını, pamuğunu, narenciyesini geçen yılki fiyatların altında satmak zorunda kalıyor. Satamayanların ürünü tarlada, bahçede, dalında kalıyor. Şeker pancarı üreticisinin içler acısı durumunu hepiniz görüyorsunuz. Fabrikaları satıp yerlerine AVM’ler açarsanız, memleketi üretim toplumundan tüketim toplumuna evirirseniz, tarıma, tarım topraklarına, doğaya, çevreye sahip çıkıp desteklemezseniz vatandaşı kırdan kente göç ettirmek zorunda  bırakırsanız işte böyle ekonomik kriz yaşarız ve bu kriz şu anda olduğu gibi tüm kılcal damarlarımıza kadar işler hale gelir. Kağıt fabrikaları elden gitti, şeker fabrikaları elden çıkarıldı, Adana’da son 15 yılda 55 büyük fabrikanın kapısına kilit vuruldu. Yine Adana’da resmi verilere göre bir yılda 1071 ticari işletmenin kapısına kilit vuruldu. Son beş yılda kapanan işletme sayısı 6 bini geçti. 
MAHALLE BAKKALININ CANINA OKUNDU!
Türkiye’de esnaf ve sanatkarın, vatandaşın can damarı mahalle bakkalının adeta canına okundu. Kepenkler inmeye başladı. Memlekette 429 büyük AVM oluştu. Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Adana, Çanakkale, Samsun, Malatya ve yurdun birçok yerinde faaliyette bulunan AVM ve rezidanslara dönün bir bakın. Hepsinin arsaları üzerinde geçmişte kamuya ait fabrikalar bulunuyordu. Sadece Adana’da 43 bin 525 metrekarelik TEKEL Sigara Fabrikası yerine 3 büyük AVM yapıldı. Fabrika, 2008'de British American Tabacco (BAT) şirketine satıldı. BAT da araziyi 3 Aralık 2014'te bir firmaya sattı. Kent merkezindeki 40 dekarlık alan üzerine AVM yapıldı.

Şimdi bakın bu AVM’lerin ne halde olduğuna. Çoğu müşteri bulamıyor, birçoğu kapasitesinin yarısı oranında hizmet veriyor. AVM’lerdeki kiralar düşmeye başlamasına rağmen dükkanlar boş.  İnşaat sektörü uçurumun kenarına itildi. Dışardan inşaat sektörü için, suni büyüme için alınan kaynaklar tükenince doğal olarak kendimizi kriz sarmalının içinde bulduk.”
ADRESE TESLİM KANUN MADDESİ OLUR MU?

Ekonomide bu kadar daralma yaşanırken, insanların mutfağında yangın varken, fiyatlar almış başını giderken ve maaşlar yerinde sayarken, müteahhitler, iş insanları intihar ederken yüce meclis çatısı altında bir ölçüde adrese teslim kanun maddeleriyle uğraşmak zorunda bırakılmasının yanlışlığına işaret eden Dr. Şevkin, CHP’nin bu kanun teklifine sadece TOBB özelinde yaklaşmadığını, CHP’nin konuya sayısı 20’yi bulan tüm kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetki ve görevleri, yönetim organlarının oluşumu, istifaları, görevlerine geri dönme olanakları açısından tutarlı, eşit ve adil yaklaşılması gerektiğini savunduğunu söyledi.

Aksi halde, Anayasada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin ana hükümlerin, seçilme hakkının ihlali, hukuk devleti önünde eşitlik ilkesinin ihlal edilmiş olacağını söyleyen Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi: “Teklif bu haliyle Anayasaya aykırıdır, diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetimlerinin istifa, adaylık ve geri dönme süreçleri arasında eşitsizlik doğurmaktadır.  Tek başına TOBB, oda ve birlikler içinde belli isimleri aday yapmak ve onlara koltuk garantisi vermek, endişelerini gidermek için hazırlandığı aşikar olan bu teklif, TOBB Kanununun ruhunu zedelemektedir.

HANGİ İL VE İLÇELERDE BAŞKAN ADAYI OLACAKLARI DA YAZILSAYDI!

TOBB özelinde getirilen bu teklif ya tümüyle geri çekilmeli ya da gözden geçirilip kapsamı genişletilerek diğer kurumların lehine eşitlikçi düzenlemeye gidilmelidir. 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerine siyasi yatırım anlamı taşıyan tek maddelik bu yasa teklifinin sadece hangi il ve ilçelerdeki başkan adayları için çıkarıldığı yazılmamıştır. Anayasamızda ifadesini bulduğu üzere, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üyelerinin seçimle iş başına getirdiği yönetimler yoluyla ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir, kimi alanlarda kamu gücü ayrıcalıklarını kullanır fakat her durumda siyasi partilerin bir arka bahçesi olamazlar. Öyle ki siyasi partiler oda, borsa ve birliklerin yönetim kurullarına aday gösteremez, siyasete atılmak isteyen üye ve yönetim kurulu üyeleri de görevinden ayrılırlar.  Tüm bu gerçekler ışığında tüm meslek kuruluşlarının ve iktidarın önceliğinin ekonomik krizin sona erdirilmesine yönelik girişimler olması gerektiğine inanıyor, parti grubumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.