“MEVZUBAHİS HUKUK VE ADALET İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR”

GÜNDEM 13.09.2019 - 12:04, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1812+ kez okundu.
 

“MEVZUBAHİS HUKUK VE ADALET İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR”

  Bağımsız savunma, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkında ülke genelinde baroların başlattığı Adalet Nöbetinin 86.ncısı Kocaeli Barosu'nun ev sahipliğinde Kocaeli Adliyesi önünde yapıldı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen baro başkanları Adalet Nöbeti için Kocaeli Adliyesi önünde buluştu. Kocaeli Barosu Başkanı Av.Bahar Kandemir’in ev sahipliğinde ve öncülüğündeki etkinliğe; Adana Barosu Başkanı Av.Veli Küçük’ün yanı sıra, İstanbul Barosu Başkanı Av.Mehmet Durakoğlu, Ankara Barosu Başkanı Av. R.Erinç Sağkan, İzmir Barosu Başkanı Av.Özkan Yücel, Mersin Barosu Başkanı Av.Bilgin Yeşilboğaz, Antalya Barosu Başkanı Av. Polat Balkan, Bursa Barosu Başkanı Av.Gürkan Altun, Diyarbakır Barosu Başkanı Av.Cihan Aydın, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, Kırklareli Barosu Başkanı Av.Turgay Hınız, Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Sedat Tenekeci, Tunceli Barosu Başkanı Av. Kenan Çetin, Van Barosu Başkanı Av.Zülküf Uçar ve Yalova Barosu Başkanı Av. Fedayi Doğruyol katıldı. Nöbete katılan baro başkanları tek tek düşüncelerini ve taleplerini dile getirerek, adalet ile ilgili endişelerini paylaştı. Adalet Nöbetine katılan Baro Başkanı Av. Veli Küçük yaptığı konuşmada görüş, düşünce ve çözüm önerilerini dile getirdi. “Yeni adli yılın en önemli sorunu, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının bir türlü sağlanamamasıdır. Bu sorun çözülmeden, Adalet Sistemimizin “yönetilebildiğine” dair tüm savlar temelsiz kalacaktır. 2019- 2020 Adli Yıl Açılış Töreninin Yargıtayın kendi binasında ve ev sahipliğinde yapılması yerine Cumhurbaşkanlığı Kongre Kültür Merkezi’nde yapılması, bu anlayışa katkı sunmak yerine zarar vermiştir. Beştepe’nin önünde üzerlerinin aranarak içeri girmek için sıra bekleyen hakim ve savcıların görüntüsü üzüntü vericidir. Hakim ve savcısını olağan şüpheli gören yaklaşımı mesleğin vakarına ve saygınlığına uygun bulmadığımı ifade ediyorum. Yargının mensuplarını bu vahim noktaya yüksek yargı başkanlarının Cumhurbaşkanı arkasında çay kesmesi, düğmesi olmayan cübbede ilikleyecek düğme arar ve el pençe divan duran yaklaşımları getirmiştir. Siyasi iktidar ve bürokrasi demokrasimizin kilit taşı olan yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyecek tavır, davranış ve uygulamalardan kaçınmalıdır. Yürütmeyi temsil eden, hatta demokratik olmayan şekilde tek adam rejimiyle tüm yetkileri elinde bulunduran parti genel başkanı Cumhurbaşkanı ev sahipliğinde bu tören yapılamaz. Türkiye Barolar Birliği Başkanının, tüm avukatların yüzde 90’dan fazlasını temsil etmekte olan 52 baroya rağmen adli yıl açış törenine katılması da kabul edilemez. Bir TBB Başkanı İçişleri Bakanı edasıyla konuşamaz, hukuku, adaleti teferruat gören söylemlerde bulunamaz. Burada artık temsil ve meşruiyet sorunu doğmuştur, Adana Baromuz ile birlikte şuana kadar beş baronun aldığı seçimli olağanüstü genel kurul çağrısının diğer barolarımızın katılımı ile çoğalmasını diliyorum. Ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğü barış isteyen akademisyenler bildirisine imza atan aydınlar ile ilgili verilen Anayasa Mahkemesi ile umutlanmışken, düşüncelerini sosyal medya paylaşımları ile ifade eden, siyasi figür olan Canan Kaftancıoğlu’na aynı twitlerle ilgili beş ayrı suçtan toplamda 9 yıl, 10 ay, 20 gün hapis cezası verilmesi, duruşma sonrası okuduğu Nazım Hikmet şiirinden dolayı cezaların alt limitten uzaklaşması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmaması büyük bir hukuksuzluk ve adaletsizliktir. Bu vesileyle büyük şairimiz Ahmed Arif’in Vay Kurban şiirindeki şu dizeleri de ben okuyayım ‘Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının...’ Ülkemizde hak, hukuk, adalet yaşama geçinceye kadar, her yerde, her zaman, herkes için adalet istemeye, bu mücadeleyi sürdürmeye ve yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Son söz olarak ‘mevzubahis hukuk ve adalet ise gerisi teferruattır’ diyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum” dedi. ADALET NÖBETİ NASIL BAŞLADI? Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasının ardından başlayan nöbet Türkiye’de adalet talebine dönüştü. Birçok ilde sırayla tutulmaya başlanan adalet nöbeti, ülke genelinde adaletle ilgili yaşanan tüm sıkıntıların dile getirildiği bir platform haline geldi. “Savunmaya Özgürlük Herkes için Adalet” şiarıyla 6 Nisan 2017 tarihinde başlayan ve 85 hafta boyunca devam ettikten sonra; “Adalet Nöbeti” Barolarımızın ev sahipliği ve öncülüğünde aylık olarak daha önce Bursa, İzmir, Ankara, Hatay, İstanbul ve Van’da gerçekleştirilmişti. Eylül ayında Kocaeli’nde yapılan nöbet Ekim ayınca Artvin’de yapılacaktır.”    

 

Bağımsız savunma, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkında ülke genelinde baroların başlattığı Adalet Nöbetinin 86.ncısı Kocaeli Barosu'nun ev sahipliğinde Kocaeli Adliyesi önünde yapıldı.

Türkiye'nin dört bir yanından gelen baro başkanları Adalet Nöbeti için Kocaeli Adliyesi önünde buluştu.

Kocaeli Barosu Başkanı Av.Bahar Kandemir’in ev sahipliğinde ve öncülüğündeki etkinliğe; Adana Barosu Başkanı Av.Veli Küçük’ün yanı sıra, İstanbul Barosu Başkanı Av.Mehmet Durakoğlu, Ankara Barosu Başkanı Av. R.Erinç Sağkan, İzmir Barosu Başkanı Av.Özkan Yücel, Mersin Barosu Başkanı Av.Bilgin Yeşilboğaz, Antalya Barosu Başkanı Av. Polat Balkan, Bursa Barosu Başkanı Av.Gürkan Altun, Diyarbakır Barosu Başkanı Av.Cihan Aydın, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, Kırklareli Barosu Başkanı Av.Turgay Hınız, Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Sedat Tenekeci, Tunceli Barosu Başkanı Av. Kenan Çetin, Van Barosu Başkanı Av.Zülküf Uçar ve Yalova Barosu Başkanı Av. Fedayi Doğruyol katıldı.

Nöbete katılan baro başkanları tek tek düşüncelerini ve taleplerini dile getirerek, adalet ile ilgili endişelerini paylaştı.

Adalet Nöbetine katılan Baro Başkanı Av. Veli Küçük yaptığı konuşmada görüş, düşünce ve çözüm önerilerini dile getirdi.

“Yeni adli yılın en önemli sorunu, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının bir türlü sağlanamamasıdır.

Bu sorun çözülmeden, Adalet Sistemimizin “yönetilebildiğine” dair tüm savlar temelsiz kalacaktır.

2019- 2020 Adli Yıl Açılış Töreninin Yargıtayın kendi binasında ve ev sahipliğinde yapılması yerine Cumhurbaşkanlığı Kongre Kültür Merkezi’nde yapılması, bu anlayışa katkı sunmak yerine zarar vermiştir.

Beştepe’nin önünde üzerlerinin aranarak içeri girmek için sıra bekleyen hakim ve savcıların görüntüsü üzüntü vericidir. Hakim ve savcısını olağan şüpheli gören yaklaşımı mesleğin vakarına ve saygınlığına uygun bulmadığımı ifade ediyorum.

Yargının mensuplarını bu vahim noktaya yüksek yargı başkanlarının Cumhurbaşkanı arkasında çay kesmesi, düğmesi olmayan cübbede ilikleyecek düğme arar ve el pençe divan duran yaklaşımları getirmiştir.

Siyasi iktidar ve bürokrasi demokrasimizin kilit taşı olan yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyecek tavır, davranış ve uygulamalardan kaçınmalıdır.

Yürütmeyi temsil eden, hatta demokratik olmayan şekilde tek adam rejimiyle tüm yetkileri elinde bulunduran parti genel başkanı Cumhurbaşkanı ev sahipliğinde bu tören yapılamaz.

Türkiye Barolar Birliği Başkanının, tüm avukatların yüzde 90’dan fazlasını temsil etmekte olan 52 baroya rağmen adli yıl açış törenine katılması da kabul edilemez. Bir TBB Başkanı İçişleri Bakanı edasıyla konuşamaz, hukuku, adaleti teferruat gören söylemlerde bulunamaz. Burada artık temsil ve meşruiyet sorunu doğmuştur, Adana Baromuz ile birlikte şuana kadar beş baronun aldığı seçimli olağanüstü genel kurul çağrısının diğer barolarımızın katılımı ile çoğalmasını diliyorum.

Ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğü barış isteyen akademisyenler bildirisine imza atan aydınlar ile ilgili verilen Anayasa Mahkemesi ile umutlanmışken, düşüncelerini sosyal medya paylaşımları ile ifade eden, siyasi figür olan Canan Kaftancıoğlu’na aynı twitlerle ilgili beş ayrı suçtan toplamda 9 yıl, 10 ay, 20 gün hapis cezası verilmesi, duruşma sonrası okuduğu Nazım Hikmet şiirinden dolayı cezaların alt limitten uzaklaşması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmaması büyük bir hukuksuzluk ve adaletsizliktir.

Bu vesileyle büyük şairimiz Ahmed Arif’in Vay Kurban şiirindeki şu dizeleri de ben okuyayım ‘Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının...’

Ülkemizde hak, hukuk, adalet yaşama geçinceye kadar, her yerde, her zaman, herkes için adalet istemeye, bu mücadeleyi sürdürmeye ve yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Son söz olarak ‘mevzubahis hukuk ve adalet ise gerisi teferruattır’ diyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum” dedi.

ADALET NÖBETİ NASIL BAŞLADI?

Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasının ardından başlayan nöbet Türkiye’de adalet talebine dönüştü. Birçok ilde sırayla tutulmaya başlanan adalet nöbeti, ülke genelinde adaletle ilgili yaşanan tüm sıkıntıların dile getirildiği bir platform haline geldi.
“Savunmaya Özgürlük Herkes için Adalet” şiarıyla 6 Nisan 2017 tarihinde başlayan ve 85 hafta boyunca devam ettikten sonra; “Adalet Nöbeti” Barolarımızın ev sahipliği ve öncülüğünde aylık olarak daha önce Bursa, İzmir, Ankara, Hatay, İstanbul ve Van’da gerçekleştirilmişti. Eylül ayında Kocaeli’nde yapılan nöbet Ekim ayınca Artvin’de yapılacaktır.”

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.