Toplumda kadına saygı kültürünün geliştirilmesi gerekiyor

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Akdeniz Bölge Başkanı Av. Meryem Türktekin,

  Türk Kadınlar Konseyi Derneği Akdeniz Bölge Başkanı Av. Meryem Türktekin, “Kız çocuklarımız her gün, şiddete maruz kalan kadınları izleyerek, öldürülen, ezilen, dövülen, kadınları görerek büyümekte, özgüven kaybına uğramakta, erkek çocuklarımız da kadını güçsüz, saygı duyulması gerekmeyen, ezilebilecek bireylermiş gibi algılayarak yetişmektedir. Bu durum kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır. Kadına yönelik şiddet bütüncül bir yaklaşımla çözülebileceğinden toplumda kadına saygı kültürünün geliştirilmesi gerekmektedir” dedi.  Türktekin, yaptığı açıklamada, derneğin her yıl güçlü ve başarılı bir Anadolu kadınının topluma tanıtılmasına karar verdiğine dikkat çekerek, “Bu yılki temamız güçlü Anadolu kadınlarından barışın kraliçesi ‘Puduhepa” olacaktır” ifadelerini kullandı. Türktekin, şunları kaydetti:  Dünyada yazılı ilk barış sözleşmesinin yapılmasını sağladı “Puduhepa, dünyada yazılı ilk barış sözleşmesi olan Kadeş Barış Antlaşması’nın yapılmasını sağlamış, sıradan bir din adamının kızıyken Hitit İmparatorluğun Kraliçesi olmuş, siyasi ve sosyal alanlarda büyük etkileri olmuş, yargının  başında yer almış, Çukurova topraklarında yaşamış çok zeki ve olağanüstü başarıları olan, kız çocuklarımıza ve kadınlara rol model teşkil edebilecek, toplumda kadına saygı kültürünü geliştirecek güçlü bir Anadolu kadınıdır.” Dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşma “Bugün Birleşmiş Milletler binasının duvarında asılı olan Kadeş Antlaşması olarak bilinen bu sözleşme; M.Ö. 13. Yüzyılda Hititlerle Mısırlılar arasında yapılmış ve her iki ülke kralları II. Ramses ile III. Hattuşili ve Hattuşili’nin eşi kraliçe Puduhepa tarafından eş yetkiyle imzalanmıştır. Bu sözleşme dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır” Kadın haklarının öncüsü “Puduhepa tarihte kendine ait mührü olan ve onu yasal alanda ve devletler arası ilişkilerde kullanan ilk kadındır. Kadın haklarının öncüsü kabul edilen Puduhepa, döneminde kadın haklarını aşırı derecede zorlayarak askerlik dışında günlük hayatın her alanında söz sahibi olmuştur. Eşiyle birlikte veya bağımsız olarak halkın ve başka ülkelerin kralları karşısında ülkesini kralla eş yetkiye sahip olarak temsil etmiştir”  Barışın kraliçesi “Ülkesinde 16 yıl boyunca süren savaşları, krallara yazdığı mektuplarla diplomasi yaparak barışçıl yollarla sona erdirdiği için bir çok Hitit tabletinde ‘Barışın Kraliçesi’ olarak anılmakta ve adından olağanüstü bir saygıyla bahsedilmektedir. Puduhepa’nın yaşadığı Lawazantia kentinin Adana sınırları içerisinde -Ceyhan’ın Tatarlı Köyünde- olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, barış dünyaya yazılı olarak ilk kez Puduhepa sayesinde Çukurova topraklarından doğmuştur” Barışın vurgulanmasına büyük ihtiyaç var   “Günümüzde ne acıdır ki, bu topraklar her gün bir kadının katledildiği, kavgayla, şiddetle anılan topraklara dönüşmüştür.  Fakat dünyada da bir çok yerde durum bundan çok farklı değildir. BM raporuna göre, dünyada 2017 yılında kadına yönelik şiddet sonucu öldürülen kadın sayısı 87 bindir. Dolayısıyla günümüzde barışın vurgulanmasına ve anlatılmasına büyük ihtiyaç vardır.  Kadına yönelik şiddetin bu boyuta ulaşmış olduğu ve barışın her alanda dünya gündemini işgal ettiği böylesi bir dönemde, ‘Barışın Kraliçesi’ olmayı başarmış güçlü bir Anadolu kadınının tanıtılması hem şehrimize hem de ülkemize değer katacaktır. Bu nedenlerle, Derneğimizce 2021 yılı ‘Puduhepa Tanıtım Yılı” olarak ilan edilmiştir.  Bu kapsamda derneğimizce kamu kurumlarıyla birlikte bu konuda ortak projeler üretilecek,  Covid koşullarının elverdiği ölçüde ulusal ve uluslararası alanda çalışmalar, etkinlikler ve faaliyetler yapılacaktır.  Puduhepa’nın daha çocukken kendine; “Ben Puduhepa, kimseler bilmezken ben okuyacağım. Bilge insanlar gibi ben de yazacağım. Büyük insanlar gibi düşüneceğim. Yoluma çıkan engelleri aşacağım. Yıldızlar şahidim, sözüm söz olsun” şeklinde bir söz verdiği söylenir .  Derneğimizin temel amacı kadını güçlendirmek ve kadın-erkek eşitliğini sağlayabilmektir. Bu çalışmadaki nihai gayemizde, Puduhepa’nın kendine vermiş olduğu ve onu başarıya götürdüğüne inandığımız bu sözü tüm kız çocuklarının ve kadınların kendisine vermesini sağlayabilmektir.  Bu kapsamda ülkemizdeki tüm kız çocuklarına ve kadınlara sesleniyoruz; Ey Kız Çocukları! Ey Kadınlar ! Gelin her birimiz kendimize bu sözü verelim ve kendimizi bilgiyle donatalım. Biz de okuyalım. Biz de bilge insanlar gibi yazalım. Büyük insanlar gibi düşünelim. Yolumuza çıkan tüm engelleri aşalım... Yıldızlar şahidimiz, sözümüz söz olsun !”