TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AİLE İŞLETMELERİNDE

GÜNDEM 28.06.2020 - 18:20, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1800+ kez okundu.
 

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AİLE İŞLETMELERİNDE

HDP Adana milletvekili TBMM KİT Komisyonu üyesi Kemal Peköz:
HDP Adana milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyon üyesi Tülay Hatimoğulları ile HDP Adana milletvekili TBMM KİT Komisyonu üyesi Kemal Peköz, gazetemizi ziyaret ederek, kurucumuz Hakan Denizli ile görüştü, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları, tarım politikaları konusunda ciddi bir değişime ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye’nin iklimi, suyu toprağı endüstriyel üretimden ziyade naturel üretime çok müsait. Ancak bugün patatesi ve soğanı bile ithal eder hale geldik” dedi. Ülkedeki tüm tarımsal sorunların radikal bir politikayla ortadan kaldırılabileceğini anlatan Hatimoğulları, Çin’den dünyaya yayılan koronavirüs salgınının, iç üretimin güçlendirilmesi gerektiğini gözler önüne serdiğini bildirdi. 1000 TL YARDIM HER KESİME ULAŞMADI Hatimoğulları şöyle devam etti: “Türkiye’de özelikle son süreçte, özellikle baroya müdahaleden tutalım da önümüzdeki süreçte meslek örgütlerinin seçim sistemine müdahaleye kadar, şu an iktidar biraz daha baskı ağını genişletti. Bizim belediyelere bir yandan kayyum atarken, muhalefetin diğer belediyeleri çalışamaz hale getirildi. Pandemide açığa çıkan en küçük dayanışma ağlarına bile izin verilmedi, hesaplara el konuldu. Bugün, yoksulluk, ekonomik kriz ve ülkenin gerileme hali var. Pandemi, hane içinde insanları ekmeğe muhtaç bir hale getirmiş durumda. Bu halde devlet destekleri, 1000 lira gibi komik bir para ile kaldı, herkesime de ulaşmadı.” DEMOKRATİK MÜCADELE PROGRAMIMIZ SÜRÜYOR “İnsanlar varsa yastık altında biriktirdiği iki üç kuruş harcadı. Önümüzdeki süreçte bu daha çok açığa çıkacak. Hele kış koşullarında. Çok daha zorlu bir süreç ülkeyi bekliyor. Bu kadar yoğun baskı koşullarının olduğu dönemde biz bir yürüyüş gerçekleştirdik. Bu yürüyüşümüz , Demokratik Mücadele Programı kapsamında 1 Haziran’da başladı. 3 aylık bir kampanyamız olacak. 1 Haziran’da 2 eş genel başkanımız, 9 maddelik bir tutum belgesi açıkladı. Ülkenin 83 milyon vatandaşının ekonomik, siyasal, sosyal, demokratikleşme bağlamında ortak sorunlarını dile getiren ve aslında muhalefette bir güçbirliği, bir demokrasi ittifakı vurgusunu biz bir kez daha yapmış olduk. Bu yürüyüşümüz de 15 ile 25’i arasındaydı. İki ayrı koldan başladık. Hem Edirne hem Hakkari’den. Edirne’de Selahattin Demirtaş nezdinde, cezaevindeki bütün tutuklu aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi her kesimi sembol bir isim üzerinden mesaj vermek istedik. Bizim 2, CHP’nin bir vekilliği düştü. Bu siyasi bir darbedir gerçekten parlamento sathında gerçekleşen siyasi bir darbe. Biz bütün bunların toplamı üzerinden yürüyüşümüzü yaptık. Tabi çok konuşuldu. Yandaş medya çok kriminalize etmeye çalıştı. Fakat çok kararlı bir duruş sergilendik. Ve biz itidalli davrandık. Demokratik zeminden, hangi provokasyon gerçekleşirse gerçekleşsin şaşmayacağız. Bu bizim temel ilkemizdi bu yürüyüşte. Bunu da gücümüz yettiğince başardığımızı düşünüyoruz. Bu çerçevede yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Şimdi ikinci, üçüncü etap Eylül ayına kadar devam edecek. Bir çalışma programımız olacak.” ÇİFTÇİNİN 170 MİLYARLIK DESTEĞİ BEKLİYOR HDP Adana milletvekili, Meclis KİT Komisyonu Üyesi Kemal Peköz ise önceden topraktan çok ciddi gelir elde edilen Adana’dan bugün başka şehirlere mevsimlik işçi gönderildiğini söyledi. Peköz, iktidarın çiftçiye hala 2018’den kalan destek primlerini ödediğini hatırlatarak, “Türkiye’de 2 milyon 160 bin civarında çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi var. Bütçenin binde 4’ünü çiftçilere destek olarak vermeleri gerekiyor. Biz bunun binde 10’a çıkarılmasını yani yüzde 1’e çıkarılmasını istedik, gerçekleşmedi. Adana, Mersin ve Hatay afet bölgesi ilan edilsin buna özel bir destek verilsin diye bir kanun teklifi ve soru önergesi verdik. Ne soru önergesine cevap alabildik ne de kanun teklifinin gündeme alınmasını sağlayabildik” dedi. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AİLE İŞLETMELERİNDE Devletin hali hazırda çiftçiye ödemesini gereken 170 milyar tutarındaki desteği ödemediğini anlatan Peköz, konuşmasına şöyle devam etti: “Hala 2018 yılının destek primleri ödeniyor. Oysaki üretim başlarken çiftçi desteğinin verilmesi gerekiyor ki insanlar masraflarında kullanabilsinler. Bu olmuyor, bir sene iki sene gecikiyor. Bazen daha fazla olabiliyor. Şimdi 1,5 sene gecikmiş durumda. 2020 ile ilgili hiç birşey verilmedi. 2019’un bir kısmı verildi. Hayvancılık için bir destek programı hazırlıyorlar. Keçi üretiyorsanız 100 tane keçi olursa desteği alabileceksiniz, devlet yüzde 75’i 5 yıl vadeli faizsiz para verecek. Koyunsa 250, büyükbaşsa 500 olması gerekiyor. 500 büyükbaş hayvanı kim alabilir? Büyükbaşın tanesi Hollanda’da 3 bin 250 euro, bunun gelişi-gidişi-nakliyesi 3 bin 500 lirayı buluyor. Yani 25 bin lirayı buluyor. 12,5 milyon lira yatırım yapmanız gerekir ki devlet size belirli bir miktarını faizsiz verebilsin. Bu ne demek? Küçük çiftçi nasıl korunmuyorsa küçük üretici dışlanmış oluyor. Esas olarak Türkiye’nin geleceğinin aile işletmelerinin daha fazla geliştirilmesinde olduğunu düşünüyoruz. Küçük üreteci desteklenmeli, verilen destekler zamanında ödenmeli. 1 milyonun üzerinde konut var bir yandan da inşaatlar sürüyor. 5-6 firma bunu organize ediyor. Altyapı yatırımlarında da 5 firma tüm bunlar yapıyor. Enerji yatırımlarını bu 5 firma. Büyük gazetelerin sahipleri enerji firmalarının ortakları, Çinlilerle onlar iş yapıyor. İktidar bunu seyrediyor. Çözüm bugün; ne kadar geniş çevre yan yana gelebilir, öznel çıkarlarını bir yana bırakıp, kimsenin itiraz etmeyeceği konularda bir araya gelip davranış sergilerse bir güç olma şansı, etki gücünün olma şansı olabilir. Değilse dayak yemeye, dövülmeye ekonomik ve siyasal anlamda devam ederiz.”
HDP Adana milletvekili TBMM KİT Komisyonu üyesi Kemal Peköz:

HDP Adana milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyon üyesi Tülay Hatimoğulları ile HDP Adana milletvekili TBMM KİT Komisyonu üyesi Kemal Peköz, gazetemizi ziyaret ederek, kurucumuz Hakan Denizli ile görüştü, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hatimoğulları, tarım politikaları konusunda ciddi bir değişime ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye’nin iklimi, suyu toprağı endüstriyel üretimden ziyade naturel üretime çok müsait. Ancak bugün patatesi ve soğanı bile ithal eder hale geldik” dedi. Ülkedeki tüm tarımsal sorunların radikal bir politikayla ortadan kaldırılabileceğini anlatan Hatimoğulları, Çin’den dünyaya yayılan koronavirüs salgınının, iç üretimin güçlendirilmesi gerektiğini gözler önüne serdiğini bildirdi.

1000 TL YARDIM HER KESİME ULAŞMADI

Hatimoğulları şöyle devam etti:

“Türkiye’de özelikle son süreçte, özellikle baroya müdahaleden tutalım da önümüzdeki süreçte meslek örgütlerinin seçim sistemine müdahaleye kadar, şu an iktidar biraz daha baskı ağını genişletti. Bizim belediyelere bir yandan kayyum atarken, muhalefetin diğer belediyeleri çalışamaz hale getirildi. Pandemide açığa çıkan en küçük dayanışma ağlarına bile izin verilmedi, hesaplara el konuldu. Bugün, yoksulluk, ekonomik kriz ve ülkenin gerileme hali var. Pandemi, hane içinde insanları ekmeğe muhtaç bir hale getirmiş durumda. Bu halde devlet destekleri, 1000 lira gibi komik bir para ile kaldı, herkesime de ulaşmadı.”

DEMOKRATİK MÜCADELE PROGRAMIMIZ SÜRÜYOR

“İnsanlar varsa yastık altında biriktirdiği iki üç kuruş harcadı. Önümüzdeki süreçte bu daha çok açığa çıkacak. Hele kış koşullarında. Çok daha zorlu bir süreç ülkeyi bekliyor. Bu kadar yoğun baskı koşullarının olduğu dönemde biz bir yürüyüş gerçekleştirdik. Bu yürüyüşümüz , Demokratik Mücadele Programı kapsamında 1 Haziran’da başladı. 3 aylık bir kampanyamız olacak. 1 Haziran’da 2 eş genel başkanımız, 9 maddelik bir tutum belgesi açıkladı. Ülkenin 83 milyon vatandaşının ekonomik, siyasal, sosyal, demokratikleşme bağlamında ortak sorunlarını dile getiren ve aslında muhalefette bir güçbirliği, bir demokrasi ittifakı vurgusunu biz bir kez daha yapmış olduk. Bu yürüyüşümüz de 15 ile 25’i arasındaydı. İki ayrı koldan başladık. Hem Edirne hem Hakkari’den. Edirne’de Selahattin Demirtaş nezdinde, cezaevindeki bütün tutuklu aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi her kesimi sembol bir isim üzerinden mesaj vermek istedik. Bizim 2, CHP’nin bir vekilliği düştü. Bu siyasi bir darbedir gerçekten parlamento sathında gerçekleşen siyasi bir darbe. Biz bütün bunların toplamı üzerinden yürüyüşümüzü yaptık. Tabi çok konuşuldu. Yandaş medya çok kriminalize etmeye çalıştı. Fakat çok kararlı bir duruş sergilendik. Ve biz itidalli davrandık. Demokratik zeminden, hangi provokasyon gerçekleşirse gerçekleşsin şaşmayacağız. Bu bizim temel ilkemizdi bu yürüyüşte. Bunu da gücümüz yettiğince başardığımızı düşünüyoruz. Bu çerçevede yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Şimdi ikinci, üçüncü etap Eylül ayına kadar devam edecek. Bir çalışma programımız olacak.”

ÇİFTÇİNİN 170 MİLYARLIK DESTEĞİ BEKLİYOR

HDP Adana milletvekili, Meclis KİT Komisyonu Üyesi Kemal Peköz ise önceden topraktan çok ciddi gelir elde edilen Adana’dan bugün başka şehirlere mevsimlik işçi gönderildiğini söyledi. Peköz, iktidarın çiftçiye hala 2018’den kalan destek primlerini ödediğini hatırlatarak, “Türkiye’de 2 milyon 160 bin civarında çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi var. Bütçenin binde 4’ünü çiftçilere destek olarak vermeleri gerekiyor. Biz bunun binde 10’a çıkarılmasını yani yüzde 1’e çıkarılmasını istedik, gerçekleşmedi. Adana, Mersin ve Hatay afet bölgesi ilan edilsin buna özel bir destek verilsin diye bir kanun teklifi ve soru önergesi verdik. Ne soru önergesine cevap alabildik ne de kanun teklifinin gündeme alınmasını sağlayabildik” dedi.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AİLE İŞLETMELERİNDE

Devletin hali hazırda çiftçiye ödemesini gereken 170 milyar tutarındaki desteği ödemediğini anlatan Peköz, konuşmasına şöyle devam etti: “Hala 2018 yılının destek primleri ödeniyor. Oysaki üretim başlarken çiftçi desteğinin verilmesi gerekiyor ki insanlar masraflarında kullanabilsinler. Bu olmuyor, bir sene iki sene gecikiyor. Bazen daha fazla olabiliyor. Şimdi 1,5 sene gecikmiş durumda. 2020 ile ilgili hiç birşey verilmedi. 2019’un bir kısmı verildi. Hayvancılık için bir destek programı hazırlıyorlar. Keçi üretiyorsanız 100 tane keçi olursa desteği alabileceksiniz, devlet yüzde 75’i 5 yıl vadeli faizsiz para verecek. Koyunsa 250, büyükbaşsa 500 olması gerekiyor. 500 büyükbaş hayvanı kim alabilir? Büyükbaşın tanesi Hollanda’da 3 bin 250 euro, bunun gelişi-gidişi-nakliyesi 3 bin 500 lirayı buluyor. Yani 25 bin lirayı buluyor. 12,5 milyon lira yatırım yapmanız gerekir ki devlet size belirli bir miktarını faizsiz verebilsin. Bu ne demek? Küçük çiftçi nasıl korunmuyorsa küçük üretici dışlanmış oluyor. Esas olarak Türkiye’nin geleceğinin aile işletmelerinin daha fazla geliştirilmesinde olduğunu düşünüyoruz. Küçük üreteci desteklenmeli, verilen destekler zamanında ödenmeli. 1 milyonun üzerinde konut var bir yandan da inşaatlar sürüyor. 5-6 firma bunu organize ediyor. Altyapı yatırımlarında da 5 firma tüm bunlar yapıyor. Enerji yatırımlarını bu 5 firma. Büyük gazetelerin sahipleri enerji firmalarının ortakları, Çinlilerle onlar iş yapıyor. İktidar bunu seyrediyor.

Çözüm bugün; ne kadar geniş çevre yan yana gelebilir, öznel çıkarlarını bir yana bırakıp, kimsenin itiraz etmeyeceği konularda bir araya gelip davranış sergilerse bir güç olma şansı, etki gücünün olma şansı olabilir. Değilse dayak yemeye, dövülmeye ekonomik ve siyasal anlamda devam ederiz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.