AİLE HEKİMLERİ İŞİNEKONSANTRE OLMALI

Zaten bölgede zor şartlar altında çalışan aile hekimleri yetmezmiş gibi bir de Sağlık Bakanlığı mevzuat düzenlemesi yapmadığı için performans baskısı, nüfus kaybı ve alamayacağı teşvik nedeniyle yaşayacağı gelir kaybına tasalanıyor. Aile Hekimleri meslekleri nedeniyle değil olumsuz ve iyileştirilmeyen dış etkenler nedeniyle yorgun düşüyor.”

 

Konteynırlarda zor şartlarda görev yapan aile hekimlerinin, ulaşamadığı, göç eden ve belki de hala kayıp olan bir çocuğun aşısını yapamadığı veya boy-kilosunu ölçemediği için maaşından kesinti yapılacağını belirten Dr. Gökhan Erdoğan, “depremin yıl dönümünde AHEF Yönetim Kurulu olarak Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya illerimizin durumunu görmek üzere saha gezileri yaptık. Meslektaşlarımızın ne zor şartlarda hizmet verdiğine şahit olduk. Sağlığın en temel noktası olan aile hekimliği uygulamasının önemini kavrayıp hızlıca prefabrik ve müstakil aile sağlığı merkezleri yapılıp Aile Hekimlerine teslim edilmeliyken aksine hala bu mevsimde ısınamayan bundan birkaç ay sonra ise içinde sıcaktan kavrulacakları konteynırlarda özveri ile görev yapan aile hekimlerimizin ne zor şartlarda çalıştığına şahit olduk” dedi.

AHEF Genel Sekreteri Dr. Gökhan Erdoğan, Kahramanmaraş depreminde yaşananlardan ötürü özellikle de bölgedeki aile hekimlerinin çok üzgün olduklarını ancak bölgedeki halka en iyi hizmeti verebilmek için de üzerlerinden bazı yüklerin alınması ve ekonomik olarak da desteklenmeleri gerektiğini belirtiyor. Bir yandan depremin derin yaraları hala sarılamamışken bir yandan da ekonomik zorluklarla mücadele etmenin aile hekimlerinin performansına olumsuz yansımasından endişe ettiklerini dile getiriyor. “Depremde çok sayıda vatandaşımız yaşamını yitirdi. Bunun için çok üzgünüz ve biz de aile hekimleri olarak hem kendimizin hem vatandaşlarımızın derin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bölgede yitirdiğimiz önemli bir nüfus var. Ve nüfus kaybı aile hekimlerine ciddi gelir kaybı olarak da yansıdı. Fakat bu farkın ekonomik anlamda telafi edilmesi gerekiyor zira aile hekimleri yaşadıkları tüm acılar yetmezmiş gibi bir de ekonomik güçlüklerle boğuşuyor.”

Bu şartlarda çalışmak yetmezmiş gibi çoğu aile hekiminin ailesinden ayrı bu konteynırlar da kalmaya devam ettiğini söyleyen Dr. Erdoğan, aile hekimliğinin fiilen uygulanamaz hale geldiği birçok bölgede hekimlerin, halkın sağlık hizmetinden mahrum kalmaması için ayrım yapmaksızın tüm hastaları tedavi ettiklerini ve birçok alanda gönüllü nöbetler tutmaya devam ettiklerini vurguluyor. “Gaziantep ilimizin Nurdağı ilçesinde deprem günü 2 aylık olan bebeğini anneannesine bırakarak eşiyle birlikte iki ayrı konteynırda hizmet vermeye devam eden bir aile hekimi çift, çocuklarını sadece hafta sonları görebiliyor. Ama asla görevinden vazgeçmiyor. Ancak Sağlık Bakanlığı bu özverili çalışmayı cezalandırmayı seçti ve şu ana kadar hiçbir düzenleme yapmadı. Görev yaptığı bölgeleri terk etmeyerek şifa dağıtmaya devam eden hekimlere layık görülen bu olmamalı. Kalacak yer dahi sağlanmadan ağır şartlarda görev yapmak zorunda bırakılan aile hekimleri şimdi de maaş kesintisi ile geçim sıkıntısı ile sınanıyor.”

Dr. Gökhan Erdoğan Sağlık Bakanlığı’nın desteğini isteyerek Bakanlığın kaynaklarını ve enerjisini öncelikle hekimlere güvenli çalışma ortamı ve aile bütünlüğünü sağlayacak güvenli yaşam alanları sağlamaya kullanmasını talep ettiklerini belirtti. Erdoğan, eğer hekimlerin ihtiyaçları ve önerileri dikkate alınmaz ise bölgede yaşanacak aile hekimi eksiği ve buna bağlı ortaya çıkacak sağlık sorunlarında sorumlunun Sağlık Bakanlığı yetkilileri olacağına vurgu yaptı. Sağlık Bakanlığını acilen bu konuda bir mevzuat düzenlemesi yapmaya çağıran Dr. Erdoğan, bu bölgelerde hayat normale dönünceye kadar hekimlerin gelir kaybı yaşamayacakları düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ettiklerini vurguladı.