Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’ndan tencere-tavalı eylem

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendika üyeleri Atatürk Parkı’nda bir araya gelerek, “Milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi ve ailelerini sevindirecek yüzdelik ve seyyanen zamlar değil her dönem yaşadığımız kayıpların giderilmesi ve en düşük memur maaşının en az 32 bin liraya çıkarılmasıdır” diye açıklama yaparak, yanlarında getirdikleri tencere, tava, kepçe ve kaşıkları birbirine vurarak tepki gösterdiler.

Açıklama sonrası maaş bordrolarını boş tencere içerisinde yakan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri adına basın açıklamasını İl Başkanı ve Eğitim-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Mutlu Gül yaptı.

“MUTFAKLAR KAVRULUYOR”

Kamu emekçisinin daha fakir hale getirildiğine dikkat çeken Gül, milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ücret ve maaş artışlarının gerçek enflasyona göre değil, çarpıtılmış TÜİK enflasyonuna göre belirlendiğini ve ücretli emekçilerin iki kez mağdur edildiğini söyledi. Yaşam şartlarının ağırlaştığını, pahalılığın mutfakları kavurduğuna değinen Gül, “Doğalgaza, elektriğe, suya, benzine, motorine, gıda maddelerine, ulaşıma fahiş oranlarda zam yapılmaktadır. Türk Lirası, dolara ve Euro karşısında erimekte, günden güne yurttaşların alım gücü düşmektedir. TÜİK, haziran ayı enflasyon verileri aylık yüzde 3,92, altı aylık yüzde 19,77 ve yıllık olarak yüzde 38,21 olarak açıklanmıştır. 6 aylık enflasyon rakamının belli olmasından sonra kanuni düzenleme ile yapılan seyyanen artış dışında memurlara, sözleşmeli personele ve emeklilere verilen zam oranı yüzde 17,55 olarak açıklanmıştır. Ancak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda memur, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine de yüzde 25 zam verilmesi kabul edilmiştir. Birleşik Kamu-İş KAMU-AR’ın haziran enflasyonu yılın ilk yarısında yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 80,5 oranında artış yaşanmıştı” şeklinde konuşarak,  Haziran ayı araştırmalarına göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 32 bin liraya, açlık sınırının ise 12 bin liraya dayandığını kaydetti.

“VERGİ KÜLTÜRÜ BOYUT ATLADI”

AK Parti iktidarının ve TÜİK’in, enflasyonu gizlediğini ve sahte verilerle hareket ettiğini de iddia eden Başkan Mutlu Gül, “21 yıllık iktidar yurttaşları perişan hale getirmiştir. Hangi ekonomik veriye bakarsak bakalım dökülmektedir. Dalga dalga yayılan zamlar ve kat be kat artan vergiler TÜİK rakamlarına göre değil gerçekçi enflasyon oranında yapılmaktadır. Ülkedeki vergi kültürü ve vergi yükü AKP iktidarıyla boyut atlamıştır. Enflasyonun hızla artmasına paralel olarak yoksulluk artmıştır. Yoksulluğun büyüdüğü bir ortamda katma değer vergisi değiştirilmiştir. Mal ve hizmetlere uygulanan yüzde 18’lik KDV oranı yüzde 20’ye, yüzde 8’lik KDV oranı ise yüzde 10’a yükseltildi. Ülkedeki ağır vergilere ek vergi yükü tamamen emekçilerin sırtına yıkılmıştır. İktidar bütçe açığını kapatmak için KDV artışına gitmiştir. Ücretli emekçiler zenginlikten en az payı alırken en çok vergiyi ödemektedirler. Yapılan KDV artışı verilen zamların daha cebe girmeden alınmasıdır. Emekçiler, ağır zamlar ve vergiler altında ezilirken patronlara vergi istisnaları yapılmaktadır” diyerek, enflasyon sarmalının maaşlara yapılan zamları erittiği için içinden çıkılamayacak noktaya getirdiğini ifade etti.

“EMEKÇİLERİN BEKLENTİSİ KARŞILANMADI”

Vatandaşların ekonomik çöküş yaşadığına da dikkat çeken Gül, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce “en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı” vaadinin üzerinden 2 ay geçmemiştir ancak en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı günden bugüne çoktan erimiştir. Bilindiği gibi 2023’ün ilk 6 ayında yüzde 11,77’lik enflasyon farkı ve 2021 yılı toplu sözleşmeden gelen yüzde 6’lık artış (kümülafit %17,55) üzerine seyyanen yapılan 8 bin 77 TL’lik zammın emekçilerin beklentisini karşılamadığını bir kez daha belirtiyoruz” şeklinde konuşarak, maaşla çalışanların ağır vergiler ve enflasyon altında ezildiğine değindi.

“VERGİLER GERİ ÇEKİLMELİ”

Hükümete de seslenen Kamu-İş Konfederasyonu Adana İl Başkanı, Eğitim-İş 2 Nolu Şube Başkanı Mutlu Gül, haklı ve meşru taleplerinin duymazdan gelinmemesini istedi. Emekliliğe yansımayan, adaletsizliği artıran, verilen sözleri tam olarak karşılamayan seyyanen ve yüzdelik oranların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Gül, “Tüm emekçilerin ödediği vergilerin sınırı makul rakamlara çekilmelidir ve yaşamsal giderlere getirilen vergiler geri çekilmelidir. Ekonomik krizin bedelinin kamu emekçilerinin ve çalışanlarının sırtına yıkılmasından vazgeçilmelidir. İktidarın acı reçeteleri IMF politikalarının kötü kopyasıdır ve kaldırılmalıdır. 22 bin TL’lik en düşük dereceli memur maaşı içindeki, 11 bin 128 liralık kısım emekli maaşı hesabına dahil edilmemektedir. Bundan sonra bu seyyanen rakam, maktu rakam olarak belirlenecek ve daha sonraki hiçbir artışa bu rakam baz teşkil etmeyecek olması iktidarın kurnazlığıdır. Enflasyon farkı ortaya çıktığı ay itibarıyla ödenmelidir” diyerek, torba yasadaki seyyanen artıştan emekli kamu emekçilerinin yok sayılmasını, eşitlik ilkesi gereği adaletsiz olarak niteledi.

“HAKKIMIZ İÇİN MEYDANLARDAYIZ”

Güven Haber-Sen Genel Başkan Yardımcısı Aytaç Canan da söz alarak, Birleşik Kamu-İş’in ‘emek, eylem, direniş’ felsefesinden hareketle, haberleşme ve iletişim kolunda faaliyetlerini yürüten Güven Haber-Sen olarak hakları için meydanlarda olduklarını söyledi.

Kamudaki yaklaşık 520 bin sözleşmeli personelden 424 bininin kadroya alınırken, KPSS ile atanıp memur sendikalarına üye olan fakat kadro kapsamı dışında kalan idari hizmet sözleşmeli personel olduklarının altını çizen Genel Başkan Yardımcısı Canan, “Bizler, yaklaşık 10 yıl aradan sonra açılacak olan görevde yükselme sınavında, kendi statüsünden vazgeçip, İHS statüsüyle yükselmek zorunda bırakılan 399 sayılı KHK’ya tabii personelleriz. Uzmanların zorunlu haller dışında dışarıya ‘çıkmayın’ uyarısında bulunduğu sıcaklarda, yağmurda ve dondurucu soğuklarda motosiklet üzerinde, vatandaşına hizmet götüren postacılarız. Ve bizler, bir bankonun ardında devletin tüm yardım ödemeleri ve hizmetlerini vatandaşına gayretle sunan gişe personelleriyiz” diyerek, devletin her kurumunda olduğu gibi, kendilerinin de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır!’ şiarıyla çalışan emekçiler olduğunu hatırlattı.

Kamu emekçileri olarak, ağır enflasyon yükünün altında eriyen maaşlarını kabul etmediklerini ifade eden Candan, taban aylıklarına eklenmeyen, seyyanen artışı da kabul etmediklerini söyledi. Artık seslerinin duyulmasını istediklerini de belirten Candan, her şeyin güzel olacağını da ümit ettiklerinin altını çizdi.

“BU SEFALETİ HAK ETMEDİK”

Tüm Yerel-Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Hüsamettin Topuz ise, bu ülkenin memur eliyle yapılacak işlerin tamamını yapan insanlar olarak kendilerini bu noktaya getiren hükümeti kınadığını ifade etti. “Bizler bu sefaleti hak etmedik, arkadaşlar” diyerek sözlerini sürdüren Topuz, “Bu devletin memurları, bugün sefalet içerisinde yaşamamalı. Ve bunu buradan, Adana’dan tüm Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’ndan tüm Türkiye’ye seslenmek, haykırmak istiyorum” şeklinde tepkisini dile getirdi.

Daha sonra, yanlarında getirdikleri tencere, tava, kaşık, kepçeleri birbirine vurarak sloganlar atan grup maaş bordrolarını da yakarak tepki gösterdiler.