Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma kapanıyor mu?

 Ulu Önder Atatürk'ün öncülüğünde 1924 yılında Adana'da 'Tohum Islah ve Pamuk Üretme İstasyonu' adıyla kurulan Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis ve Adıyaman illeriyle ülke tarımı ve hayvancılığı için çok önemli çalışmalar yapıldığını aktaran Barut, "Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Ensitüsü'nün kullanımındaki mülkiyeti hazineye ait, Tarım ve Orman Bakanlığı'na tahsisli 4 bin 172 dekar alan eğer söz konusu vakfa tahsis edilirse hem 101 yıllık enstitümüz kapanır, hem de ülke tarımı ve hayvancılığına telafisi mümkün olmayan çok büyük darbe vurulur. Ülke tarımı ve hayvancılığını sıfırlama girişimine dur denilmeli, bu tarihi yanlıştan derhal dönülmelidir" dedi.

"KALAN SON ARAZİLER DE GİDECEK, ENSTİTÜ KAPANACAK"

 

2025 yılı itibariyle enstitünün kullandığı arazinin 4 bin 550 dekara kadar düştüğünü anımsatan Ayhan Barut, "Şimdi de Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün kullanımındaki arazilerden 4 bin 172 dekarlık kısmı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde 2023 yılında kurulan ve onursal başkanlığını da yaptığı Sıfır Atık Vakfı'na devredilmek isteniyor. Söz konusu vakfın arazilerin tahsisiyle ilgili talebine dair Milli Emlak tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na 'olur' için resmi yazı ile talep iletilmiş durumda. Eğer bu alan da söz konusu vakfa verilirse sadece bölge için değil bütün ülke tarımı ve hayvancılığı büyük darbe alacak, enstitümüz de kapatılacaktır" diye konuştu.
"SIFIRLAMA GİRİŞİMİNE 'DUR' DENİLMELİ"
Atatürk'ün öncülüğünde 101 yıl önce kurulan Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis ve Adıyaman illeriyle ülke tarımı ve hayvancılığı için çok önemli çalışmalar yapıldığını aktaran Ayhan Barut, şunları belirtti:
"Ata mirası bu enstitümüzde ve tahsisli tarımsal arazilerinde bölge ve ülkemiz için 101 yıldır kuruluş ilke ve amaçlarına uygun olarak çok önemli işler yürütülmekte, faydası anlatmakla bitmez araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Pamuktan buğdaya, ayçiçeğinden mısıra, yem bitkilerinden nohuta, soyadan yerfıstığına toplam 115 adet bitki çeşidi geliştirilip tescil ettirilmiştir. Örneğin enstitümüzün ıslah ettiği buğday çeşitlerinin ülkemizdeki payı yüzde 11 olup milli ekonomiye katkısı yıllık 1 milyar 160 milyon liranın üstündedir. Yine Türkiye'deki toplam sertifikalı pamuk tohumluğu içindeki enstitü payı yüzde 18'dir ve ulusal ekonomiye katkısı yıllık 685 milyon liranın üstündedir. Yine enstitümüzde büyükbaş hayvancılık araştırmaları kapsamında yüksek genetik kapasiteli boğalar geliştirilerek bugüne dek 1 milyon 500 bin doz sperma üreticilerimize ulaştırılmıştır. Türkiye'deki ilk ve tek ticari sığır embriyo üretim merkezi bulunmakta, yüksek genetik kapasiteye sahip embriye satışı yapılmaktadır. Türkpatent tarafından tescil edilen projeleri, AR-GE çalışmaları süren ve patent başvuruları yapılan projelerle öne çıkmaktadır. Turunçgilde önemli zararlılara karşı biyolojik mücadele için faydalı böcek üretimi yapılmaktadır. Sıfır Atık Vakfı tarafından istenilen araziler, işte bu çalışmaların sürdüğü arazilerdir. Eğer enstitümüzün bu kalan son arazileri söz konusu vakfa tahsis edilirse hem 101 yıllık enstitümüz kapanır, hem de ülke tarımı ve hayvancılığına telafisi mümkün olmayan çok büyük darbe vurulur. Gıda egemenliğimizi, tarımsal üretimimizi ve hayvancılığımızı sarsacak, büyük darbe vuracak bu adımdan kaçınılmalıdır. Ülke tarımı ve hayvancılığını sıfırlama girişimine dur denilmeli, bu tarihi yanlıştan derhal dönülmelidir."