“Her çalışanın hakkının iyileştirilmesini istiyoruz, birlikte mücadeleden geri adım atmayız”

SES üyeleri, Şehir Hastanesi önünde toplanarak geçici iş bırakma eylemi yaptı. Akyüz, buradaki konuşmasında, üretim-tüketim ilişkilerine indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olamayacağını söylediklerini anlatarak, Covid-19 pandemisi ile kapitalist sağlık sistemlerinin tümünün çöktüğünün görüldüğünü bildirdi. Devrim gibi anlatılan ‘sağlıkta dönüşüm’ projesinin Türkiye’de  nasıl çöktüğünün görüldüğünü ileri süren Akyüz, “İktidarda hangi parti olursa kendine yakın kişileri liyakat esasları gözetmeden idareci olarak atamaktadır. İdareci seçimlerinde işkolu emekçilerinin tercih hakkı yoktur. Bu nedenle de çalışma rejimi açısından da demokratik olmayan koşullar mevcuttur” ifadelerini kullandı. 
Akyüz, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan durumun çalışanlar arasında tartışmalara neden olduğunu anımsatarak, hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek ödemelerine yönelik az da olsa yapılan artışı olumlu bulduklarını ancak bu düzenlemenin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için de yapılması için yasa teklifleri hazırladıklarını bildirdi. Akyüz şöyle devam etti: “Hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe ertelediler. Bu durum kabul edilemezdir! İş bilmezliktir! Sağlık ortamının iş barışını, huzurunu kökten dinamitlemektir! Hepimizin çalışma koşulları ağır ve hepimizin maaşı çok düşük ve her geçen gün mum gibi erimektedir. Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmekte geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri ayırmak için ekibin bir kısmına yönelik kısmi yasal düzenlemeler yapmakta, mobbing uygulamakta, ötekileştirme dahil her türlü yöntemle bizi baskı altına almaya çalışmaktalar.”