OHALDE YAPILAN UYGULAMALAR İSLAMİ CAMİAYA ZARAR VERMEKTEDİR!
Yoğun iddialar neticesinde Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın talimatıyla Valiliklerde komisyonlar oluşturularak, haksızlığa uğradığını iddia edenlerin durumlarının incelenmesi istenmiştir. Bu yapılırken de “intikam duygusu ile değil, adalet duygusu ile hareket edilmesi” ve “17/25 Aralık 2013 tarihinin milat olarak alınması” talimatı verilmiştir.
Millet iradesine karşı yapılmış bu darbe girişimi bir insanlık suçudur.
Bu girişimde rolü, dahli ve desteği bulunan tüm faillerin ortaya çıkarılıp yargılanarak en ağır şekilde cezalandırılması kamu vicdanını rahatlatması yanında, adaletin ikamesi açısından gereklidir.
Bizler de 15 Temmuz darbe girişiminin etkin bir şekilde soruşturulmasını ve adil bir yargılama süreci sonrasında suçlu oldukları belirlenen tüm faillerin, hukukun imkan verdiği en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Ancak, darbe sürecine bağlı olarak ilan edilen OHAL'in olağandışı şartları dikkate alınmalı ve bu süreç ve uygulamalarda her türlü keyfiliğe karşı azami dikkat ve hassasiyet gösterilmelidir.
“Masumiyet karinesi, adil yargılama ve suçun şahsiliği” başta gelmek üzere “hukukun temel ilkelerinin ihlaline ve hukuk dışı uygulamaların ortaya çıkmasına” yetkililer tarafından kesinlikle göz yumulmamalıdır.
İslami camia tarafından yakinen tanınan yardımseverliği ile bilinen, yardım kuruluşlarımıza önemli maddi destek sağlayan bazı işadamlarının tutuklanması, iş yerlerine el konulması,
bazı dernek Başkanlarının da arasında olduğu bürokrasi içinde adaleti ve liyakati ile ön plana çıkan isimlerin KHK ile ihraç edilmesi, gözaltına veya açığa alınması, köklü STK’ların kurucuları ve üyelerinin de aralarında olduğu yaptığı çalışmalara İslami camianın gönlüne taht kurmuş bazı memurların açığa alınması gibi uygulamalar İslami camiayı derin endişelere sevk etmiştir.
Bu uygulamalar İslami faaliyet ve yardım kuruluşlarına ve Sivil toplum çalışmalarına telafisi güç zararlar vermektedir. İnsani ve hayır faaliyeti yapan kuruluşlara olan katılım, destek ve bağışlar durma noktasına gelmiştir.
Toplumun bütün kesimlerinin darbeye karşı birlik ve beraberlik içinde kaynaştığı, darbe girişiminin bu yönüyle hayırlara vesile olduğu bugünlerde, darbe karşıtı insanımızın darbecilikle suçlanması hukuksuzluğun yanı sıra vefasızlık ve onur kırıcı bir durumdur.
Mazlumder Adana Şubesi olarak;
Yetkilileri kılı kırk yararak suçlu ve suçsuzu birbirinden ayırmak için çalışmaya, bürokrasi içinde asıl suçluları perdelemek için suçsuz insanları suçlu gibi gösterme çabalarının olma ihtimaline karşı uyanık olmaya, somut bir suç unsuru tespit edilmediği halde iftiraya uğrayarak mağdur edilen memurları haklarının iadesine, iş adamlarının sudan bahanelerle ticari faaliyetlerinin engellenmesi olaylarına bir an önce son verilmesine davet ediyoruz.