“Bitkiler Astroloji Mitoloji”

 

  Astroloji, doğa ve mitoloji üzerine önemli bilgilere yer verilen ve okunması gereken bir kitap:

ADANA-Astrolog Emine Gücek ve Devrim Dölen’in , “Bitkiler Astroloji Mitoloji” adlı kitabı kısa süre önce yayınlanmasına rağmen büyük ilgi görüyor.

Astrolojik danışmanlık ve astroloji eğitimleri de veren Gücek’in kitabı astrolojiye ilgi duyanlar için mükemmel bir kaynak özelliği taşıyor.

“Yıldızların lisanıyla bitkiler”  ifadesine yer veren Gücek, “İnsanın Toprak Ana ile ilişkisi ve mücadelesiyle birlikte bitkilerin içinde yaşamış olduğumuz ekosistemin en önemli öğelerinden biri olduğunu aşikardır. Mitolojide de insanlarla göksel varlıklar arasında iletişimin kutsal ağaçlarla (hayat ağacı) sağlandığı düşüncesi bütün kültürlerde ortak bir düşüncedir. Astroloji ve mitoloji göksel varlıklarla içinde yaşadığımız sistem arasındaki en önemli bağdır” dyor.

Kitapla ilgili görüşlerini aldığımız Eğitimci-Astrolog Emine Gücek, Paraselsus’un “Tüm çalılıklar, dağlar ve tepeler birer eczanedir” sözlerini de anımsattı.

Zodyak Astroloji Yayınevi tarafından çıkartılan Bitkiler Astaroloji Mitoloji adlı kitapla ilgili Emine Gücek ile konuştuk.

İşte Emine Gücek’in önemli anlatımı:

 “ İnsanoğlunun   belki de en büyük handikaplarından biri  karmakarışık bir makrokozmosun  parçası olduğunu unutup;kendisini bütünün sahibi zannetmesi.. Beyaz adam tarafından  "uygarlaştırılmaya" çalışılan bir Kızılderilinin toprağı ekip biçmeyi reddetmesini; annemin saçlarını(ağaçlar) nasıl yolarım? Annemin kemiklerine(taşlar) nasıl zarar veririm? Annemin karnını(toprak)nasıl açarım? şaşkınlığı ve serzenişi ile ifade etmesi  de aslında " uygar olanın kim" olduğu sorusunu zihinlerimize çarpıcı bir biçimde sormakta. Beyaz adam mı?Yoksa Umatilla kabile reisi Kızılderili mi?

 Hemen hemen bütün kozmolojilerde gök cisimleri sadece belli periyotlarda hareket eden nesneler değil; bitkiler ve hayvanlar üzerinde de etkili olan seyyareler olarak görmüştür. Antik çağlarda insanlar kendilerini doğadan ayrı bir varlık olarak görmemişler  bütün bu sistemin bir parçası olarak görmüşlerdir. Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin döngülerini izleyerek  bu gezegenlerin bitkiler, eşyalar,kişiler,kısacası doğadaki her şey ile bağlantılı olduğunu fark etmişlerdir.

Ay tüm toplumlarda bereket, üreme, çoğalma kaynaklarından biri olarak görülmüştür ve kadınlarda menstruasyon döngüsünü düzenlemiştir. Pek çok kültürde Ay'ın bir erkek; bazen de yılan kılığına girip kadınlarla birleştiğine inanılmıştır.Bu nedenle Eskimolarda genç kızlar gebe kalacakları korkusuyla Ay'a bakmamışlardır.

Astroloji  de tüm doğa ile iç içe olan bir sistemdir.Mısır'da rahip astronomlar Nil nehrinin yıllık taşmasıyla Sirius yıldızının görünmesi arasındaki döngüsel tekrarı dikkatli bir biçimde gözlemleyerek tarım takvimi oluşturmuşlardır.Yunan ilkçağının en büyük  epik ozanlarından biri olan Heseidos , çiftçilerin yaşamını anlattığı" İşler ve Günler" eserinde tarım ve gezegenler arasındaki bağlantıyı şu manzumesiyle ifade etmiştir:

    Ekini biç görünce gökte

    Pleiad yıldızların,Atlas'ın kızlarını

    Görünmez oldukları zaman da

    Ek toprağını.

    O yıldızlar kaybolur kırk gün kırk gece.

Pleaides," Yedi Kandilli Süreyya" olarak da bilinen ve Boğa takımyıldızında bulunan bir yıldız kümesidir. Bu yıldız kümesine denizciler yelken açma yıldızı da demişlerdir. Çünkü bu yıldızın görünmediği zamanlar fırtına habercisi  olarak yorumlamışlardır.

Ortaçağ'ın en önemli  ziraat botanik alimlerinden biri olan İbn Avvam  da Kitab'ül  Filaha adlı eserinde buğdayı Süreyya yıldızı battığı zaman ekmenin uygun olacağını belirtir.Süreyya yıldızının battığı zaman kasım ayıdır.Kendir bitkisini ise Arcturus yıldızının şubatın yirmi altısındaki doğuşundan itibaren ekmenin doğru olduğunu belirtmiştir.

Ay'ın su ve bitkilerle ilişkisi bütün kültürlerde bilinen bir bağlantıdır.Büyüyen ve küçülen ay fazları doğada tutulan suyun aylık döngüsünü düzenler.Ay'ın ilk evresinde  tohum ekmek,toprağı tohumlamak,saksı değiştirmek gibi işlemler yapmışlardır..Nem miktarı fazla olması istenen üzüm,domates,çilek gibi sıvı miktarı fazla olan bitkilerin hasadının dolunaya doğru yapılması gerekir.Toprak altında yetişen patates,havuç gibi kök sebzeleri hasat etmek,çiçekleri ve zararlı bitkileri kurutmak için küçülen ay fazı tercih edilir.Ay ışığının azaldığı dönemlerde uzun  zaman kullanılacak ağaçlar ve bitkilerin kesimi ya da hasadı yapılırdı.Özellikle inşaatlarda kullanılacak ahşaplar için Ay'ın kış sonunda ve azalan ay fazında olmasına dikkat edilirdi. Çünkü bu dönemde kesilen ağaçlar sert ve dayanıklı olurdu.

Tentürleri otlar ve çiçeklerden şifa maddeleri dışarı çıkartan alkol bazlı çözümlerdir ve eskiler Güneş'in Başak burcunda olduğu zaman tentür yapımı önermiştir.

Zeytin ağacı dikmek için en uygun zamanın Güneş'in Balık burcunun ikinci yarısında doğuşundan Boğa burcuna kadar olan devre olduğu belirtilir ve yine  aynı devrede herhangi bir üründen verim alınıp alınamayacağı test edilir.

Astrolojik anlamda her bitkinin yöneticisi olup yüzyıllar boyunca  astrologlar tarafından bir ya da birkaç planetle sembolize edilmiştir.

 Güneş , renk ya da biçim olarak Güneş'e benzeyen veya Güneş'e bağımlılığı öne çıkan( tarçın,ay çiçeği,bergamot,turunçgiller)bitkileri,

Mars, dikenli ve tadı acı olan tüm tarım ürünleri(Biber,ananas,sarımsak,pırasa ,roka,soğan)

Ay , yüksek derecede su ve yağ içeren ya da suda yetişen bitkileri (salatalık,kabak,lahana)

Merkür,Yaprak ve taneli parçaları olan ve zihni direkt etkileyen tüm ürünleri(Nane,buğday,fındık,dereotu ..vb)

Venüs,afrodizyak olan şekerli ve tohumlarıyla yenebilen bitkileri(Armut,gül,şeftali,nar,zambak)  ifade etmektedir.

17. yüzyılda yaşamış İngiliz botanikçi,bitki bilimci ve aynı zamanda  astrolog olan Nicholas CULPEPER'a göre  Jüpiter ile ilgili hastalıklarda ona düşman doğada olan Merkür yönetimindeki otlar kullanılabilir.Satürn doğasındaki otlar da Güneş ve Ay ile ilişkilendirilen rahatsızlıkların tedavisinde etkili olabilir.

 Mesela acı biber Mars ile ifade edilen bir bitki olup Venüs ile düşman doğadadır.Venüs ile ifade edilen böbreklere zarar verdiği bilinmektedir.Ancak tıpkı Mars ile ifade edilen anahtar sözcüklerde olduğu özellikle acı biberin cinsel gücü artırıcı,kan dolaşımını artırıcı ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisinin olduğu bilinmektedir.

Elementsel bazdan baktığımızda ise su ateşi söndürür.Bu nedenle vücuttaki ateşi(Mars) düşürmek için ay ile bağlantılı otlar kullanılır.Sulu alanlarda yetişen ve ay yönetimindeki söğüt bitkisinin  ateş düşürücü olarak uzun yıllar halk hekimliğinde kullanıldığı bilinmektedir.For example, fruits, nuts and other nutritious or sweet-scented plants were deemed to be ruled by Venus; reddish and peppery plants by Mars; yellow or orange plants by Jupiter; dark, poisonous and bitter herbs were ruled by Saturn; silvery, white and watery [succulent] plants came under the Moon's rulership [see Culpeper].rE

Kara turp kök bitki olması nedeniyle Venüs-Satürn yönetiminde olan bir bitkidir.Jüpiter kontrolsüz hücre çoğalmasını da ifade eder ve  Satürn ile  dost olmayan bir planettir. Günümüzde birçok uzman kara turpun soğanla birlikte  akciğer kanserine iyi geldiğini ifade etmektedir.Bir anlamda Jüpiter "yaygınlaştırır",Satürn ise "kısıtlar".

--Mührü Süleyman adı verilen ve halk arasında  Boğumluca otu adı verilen ve Satürn  tarafından temsil edilen bitki Nicholas Culpepper'e göre deri üzerine uygulandığında kesik ,çürük ve tahrişlere iyi gelmekte.Aynı zamanda kemik kırılmalarına da iyi geldiğini ifade eder.Satürn vücudumuza kemikler ve cildimizi temsil eder.

Genellikle bir bitki ya da besinin yöneticiliği bir kişisel bir de daha kolektif olan Satürn ve Jüpiter ile ifade edilmektedir.

                               BİR "NARSİST" HİKAYESİ   VE  EKHO'NUN   SESSİZ ÇIĞLIKLARI

Derin uyku,uyuşma anlamına gelen ve Yunanca "Narkao" kelimesinden gelen Nergis bitkisi  Venüs ve Satürn hakimiyetinde olan bir bitkidir.Belki de Venüs'ün anahtar sözcüklerinden biri olan  "aşkı" ve Satürn'ü ifade eden  "sınırları"  anlatan en güzel hikayelerden biridir .

Su perisi Ekho(yankı)'nun aşkına karşılık vermeyen yakışıklı avcı Narkissos'un söylencesine dayanır.Ekho bu aşk acısına dayanamaz ve günden güne erir.Vücudundan kalan kemikleri  kayalara sesi de dağlardaki yankılara(ekho)dönüşür.Olimpos tanrıları bu durum karşısında Narkissos'u cezalandırmaya karar verirler.Narkissos bitkin bir halde su içmek nehir kenarına geldiğinde suya yansıyan bedenini ve güzelliğini görür.Sudaki yansımasını görünce kendi yüzüne aşık olur,o ana dek kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendini , yerinden kalkamaz,tıpkı su perisi Ekho gibi günden güne erir ve günlerce kendini izleyerek ömrünü tüketir.Öldüğü yerden bir çiçek bitiverir ve Nergis olur adı.Nergis  de tıpkı Narkissos gibidir ve yere bakar  çiçekleri, kim bilir belki de hala kendi yansımasını görmeye çalışıyordur eğilerek...

Narkao-Narsist-Narkoz -Narkotik gibi kelimeler aynı söylenceye dayanır. Divan şiirinde de sevgilinin mahmur bakışları,uykulu gözleri için kullanılır "göz" ve "Nergis" mazmunu.

İlginç bir biçimde Nergis bitkisinin bütün türlerinde toksik içerikli alkaloid (Satürn=Zehir),(Lycorine)vardır.Yapraklarında toksik oran biraz daha düşüktür.Alkaloitler farmakolojide ilaç yapımında kullanılması açısından faydalıdır.Ancak içeriğini bilmeden dikkatsizce kullandığınız ve alkaloid içeren bir bitki kişinin ölümüne dahi neden olabilir.İngiltere'nin Suffolk,Martlesham Healt bölgesinde Gorseland Primary School okulunda eğitime devam eden bir grup öğrenci çorbalarına katılan Nergis çiçeği sebebiyle zehirlenmiştir.( 1 Mayıs 2009)Bu yüzden çok fazla koklanmaması ve çocuklardan uzak tutulması gerekir.. Nicholas Culpeper, ezilmiş Nergis soğanlarının yaraların iyileşmesine yardım etmek için kullanılması gerektiğini tavsiye  etmiştir.

Bir zamanlar idam cezalarını yerine getirmek için kullanılan ve Sokrates'in de ölümüne neden olan , Satürn hakimiyetinde olan Baldıran zehri güçlü alkaloidler içeren bir bitkidir ve içeriğinde bulunan Connie maddesinin 0,5 ile 1 gramının yetişkin bir insanın ölümüne neden olabilecek güçte olduğu söylenir.Kenevir,tütün,kahve gibi bitkilerin içeriğinde de bulunan alkaloid maddesinin  bağımlılık yapma özelliği vardır.

Holistik  tıp açısından bakıldığında hastalık hayatımızda bir şeylerin yanlış gittiğini ifade etmektedir. Bitkilerin tedavi amaçlı kullanımları bilinçli bir biçimde yapılmalıdır ve doktorun verdiği tedaviye alternatif olarak değil destek olarak kullanılmalıdır.İnsanın Toprak Ana ile ilişkisi ve mücadelesiyle birlikte bitkilerin içinde yaşamış olduğumuz ekosistemin en önemli öğelerinden biri olduğunu aşikardır.Mitolojide de insanlarla göksel varlıklar arasında iletişimin kutsal ağaçlarla (hayat ağacı) sağlandığı düşüncesi bütün kültürlerde ortak bir düşüncedir. Astroloji ve mitoloji göksel varlıklarla içinde yaşadığımız sistem arasındaki en önemli bağdır.

 

KAYNAKÇA:

Mircea Eliade:Dinler Tarihine Giriş

Ahmet Talat Onay:Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar

Astroloji Türkiye,Devrim Dölen,Devrim Yılmazer:Astroloji Akademisi Eğitim Notları

Deniz Gezgin:Bitki Mitosları

Nicholas Culpeper:Complete Herbal

Mükerrem  Bedizel  Zülfikar Aydın: Kitâbü’l-Filâha’da Gök Cisimleri - Tarım İlişkisi

Alkoloidler,Türkiye'nin Nergisleri,Su Graphic

EMİNE GÜCEK’İN ÖZGEÇMİŞİ

11.07.1978 Adana doğumlu olup ilk eğitimini Mersin’de, orta ve lise eğitimini Adana'da tamamlamıştır.1995 yılında Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesinde eğitimine başlayarak 1999 yılında Edebiyat öğretmenliği bölümünden mezun olmuş ve mezuniyet sonrası ülkenin farklı illerinde eğitimcilik yapmıştır.

Zaman adını verdiğimiz döngüsel varoluş düzleminde münasebetsiz uzun hüzünleri ve manasız kısa sevinçleri anlamlandırma noktalarıyla birlikte, kendi içine yaptığı uzun yolculuklarda astroloji hayatının orta noktasında var olmaya devam etmiştir.

Astrolojiye olan ilgisi yaşamın aslında zamanı ve mekanı yaşlandırmaktan daha da öte bir şey olduğunu fark ettiği ve "AN"ların kalitesinin büyüsünü keşfettiğinde ortaya çıkmıştır.15 yıllık astroloji serüveni ve  astrolojik sembolleri çözme çabasında yol  onu Astroloji Türkiye'nin eğitmenleri Devrim Dölen ve Devrim Yılmazer ile buluşturmuştur.

2012 yılında temel ve ileri seviye Astroloji Eğitimlerini tamamlayarak Astroloji Akademisinden mezun olmuştur. Halen kişisel ve kurumsal astrolojik danışmanlık yapmakta ,ülkenin farklı illerinde astroloji, mitoloji konulu seminerler ve eğitimler vermektedir.

Bununla birlikte astrolojinin gizemli bahçesinde modern farmakolojinin kurucularından Paracelcus’un  "Tüm çalılıklar, dağlar ve tepeler birer eczanedir" cümlelerinden hareketle bitkiler, bitki mitolojileri, bitkilerin yönetici gezegenleri ve astrolojik bağlantılarıyla ilgili araştırma yapmaktadır.

Astroloji, bitkiler ve mitoloji bağlantılı araştırmalarını BİTKİLER ASTROLOJİ&MİTOLOJİ kitabıyla yayınlamıştır.

Araştırma ve incelemelerini

www.derki.com.tr,

 www.kadinlarsitesi.com,

www.astroturkıye.com

www.jollyblog.com

www.sedadikeratolyesi.com

gibi farklı sitelerde paylaşarak astroloji, mitoloji ve ezoterizm konulu makaleler yayınlamaktadır.

Yay yükselenli ve 9. ev stelyumlu haritası vaatlerini gerçekleştirme noktasında onu, bitmek bilmeyen bir araştırma arzusuna, yayıncılık, farklı kültürleri tanıma isteğine doğru çekmiştir. Seyahat etmiş olduğu yerlerdeki bölgeye has gözlemlerini,bölgenin tarihi ve turistik mekânlarıyla birlikte dokusunu paylaşmak istemiş ve bu nedenle Gezmelerde.com gezi-seyahat portalını açmıştır.

Şu an ülkenin farklı illerinde Astroloji eğitimleri, seminerler  ve astrolojik danışmanlıklar  vermektedir.