2022 YILINDA SİBER GÜVENLİK DÜNYASINI NELER BEKLİYOR?

 

Siber saldırılarla dolu geçen 2021 yılı sona eriyor. Bu yıl birçok kurum siber güvenlik algısını değiştirse de yeni yılda neler beklendiği merak konusu oluyor. Siber güvenlik sektöründe yıl boyunca neler olduğunu ve ufukta nelerin bulunduğunu anlamak için gözlem yapan WatchGuard Technologies, 2022’ye dair 6 önemli öngörü paylaşıyor.

2021 yılı birçok kurum için siber saldırılarla dolu bir yıldı. Belirsizliklerle geçen bir yılın ardından ise yeni yılda neler olacağı birçok kişinin aklını karıştırıyor. Ağ güvenliği ve zekası, güvenli Wi-Fi, gelişmiş uç nokta güvenliği ve çok faktörlü kimlik doğrulamanın önde gelen küresel sağlayıcısı WatchGuard Technologies, uzayda gerçekleşecek siber saldırılardan siber sigortalara kadar uzanan 2022 yılı siber güvenlik öngörülerini paylaşıyor.

1. Devlet destekli mobil tehditler siber suçların yeraltı dünyasına sızacak. Mobil kötü amaçlı yazılımlar özellikle Android platformunda bulunsa da henüz aynı geleneksel masaüstü kötü amaçlı yazılım ölçeğine yükselmediği görülüyor. Bu durum kısmen mobil cihazların en baştan güvenli bir mekanizma ile tasarlandığından ve kurban etkileşimi gerektirmeyen sıfır dokunuş"tehditleri oluşturmayı çok daha zor hale getirmesinden kaynaklanıyor ancak bu cihazlara karşı bulunması zor olsa da ciddi uzaktan güvenlik açıkları mevcut bulunuyor. Bununla birlikte, mobil cihazlar hem cihazların yetenekleri hem de içerdikleri bilgiler nedeniyle devlet destekli siber ekipler için çok cazip bir hedef sunuyor. Önümüzdeki yıl, gün yüzüne çıkmaya başlayan devlet destekli mobil saldırılar nedeniyle sofistike siber suçlu mobil saldırılarında bir artış bekleniyor.

2. Uzayı hedefleyen hackerlerin haberleri manşetlere çıkacak. Hükümetler ve özel sektör uzay yarışına odaklanıyor ve son siber güvenlik araştırmalarının uydu güvenlik açıkları üzerine yoğunlaşmasıyla birlikte, 2022'de uzayda hacklemenin manşetlere çıkacağı tahmin ediliyor. Son zamanlarda uydu korsanlığı, araştırmacılar arasında ve DEF CON gibi konferanslarda siber güvenlik camiasının ilgisini çekti. Uydular çoğu tehdidin ulaşamayacağı cihazlar gibi görünse de araştırmacılar, yaklaşık 300 dolarlık donanım kullanarak onlarla iletişim kurabileceklerini keşfettiler. Bununla birlikte, birçok özel şirket yörüngedeki saldırı yüzeyini büyük ölçüde artıracak uzay yarışına başladı. Starlink gibi şirketler binlerce uydu fırlatıyor. Bu iki eğilimin yanı sıra yörünge sistemlerinin ulus devletler, ekonomiler ve toplum için hükümetlerin siber savunma kampanyalarına şimdiden uzayda sessizce başladıkları düşünülüyor.

3. Mesajlaşma platformlarında kimlik avı saldırıları artacak. SMS avı olarak bilinen metin tabanlı kimlik avı, yıllar içinde istikrarlı bir şekilde arttı. E-posta sosyal mühendisliği gibi hedeflenmemiş cazibeli mesajların büyük kullanıcı gruplarına spam olarak gönderilmesiyle başladı. Ancak son zamanlarda belki de patronlar da dahil olmak üzere tanıdık birinden gelen mesajlar gibi görünen daha hedefli metinlere dönüştü. Buna paralel olarak kısa mesajlar için tercih edilen platformlar da gelişti. Kullanıcılar ve özellikle profesyoneller NIST, çeşitli operatör ihlalleri ve Signaling System 7 (SS7) gibi operatör standartlarındaki zayıflıklar sayesinde açık metin SMS mesajlarının güvensizliğini fark etti. Bu durum, birçok kişinin iş metin mesajlarını WhatsApp, Facebook Messenger ve hatta Teams, Slack gibi alternatif uygulamalara taşımasına neden oldu. WhatsApp ve benzeri birçok mesajlaşma platformunda hedeflenen kimlik avı mesajlarının 2022'de ikiye katlanmasını bekleniyor.

4. Parolasız kimlik doğrulama, MFA olmadan uzun sürede başarısız kalacak. Windows parolasız hale geldi. Dijital doğrulama için yalnızca parolalardan uzaklaşmayı kutlarken, tüm tek faktörlü kimlik doğrulama mekanizmalarının yanlış seçim olduğu ve eski parola hatalarını tekrarladığı düşünülüyor. Windows 10 ve 11 artık Hello (Microsoft'un biyometrisi), bir Fido donanım belirteci veya bir kerelik şifreli (OTP) bir e-posta gibi seçenekleri kullanarak tamamen şifresiz kimlik doğrulaması ayarlamanıza izin verecek. Ancak dijital kimlik doğrulaması için çok faktörlü kimlik doğrulama çözümleri kullanılmalıdır. Hello'yu yine de kolay bir kimlik doğrulama faktörü olarak kullanabilsek de kuruluşlar, kullanıcıları cep telefonunuza şifreli bir kanal üzerinden gönderilen anında iletme onayı gibi başka bir öğeyle eşleştirmeye teşvik etmelidir. Kısaca 2022 yılında Windows parolasız kimlik doğrulamanın başlayacağı ancak hackerlerin ve araştırmacıların bu çözümü kolayca atlayarak geçmişteki vakaların tekrarlanabileceği öngörülüyor.

5. Şirketler artan maliyetlere rağmen siber sigortayı artıracak. 2013'te başlayan fidye yazılımlarının astronomik başarısından bu yana siber güvenlik sigortacıları, müşterileri bu tehditlere karşı korumak için ödeme maliyetlerinin önemli ölçüde arttığını fark etti. S&P Global'in bir raporuna göre, siber sigortacıların zarar oranı 2020'de art arda üçüncü yılda 25 puan kısacası 72'den fazla arttı. Bu durum, bağımsız siber sigorta poliçe primlerinin 2020'de 28,6 artarak 1,62 milyar ABD dolarına ulaşmasıyla sonuçlandı. Sonuç olarak, müşteriler için siber güvenlik gereksinimlerini büyük ölçüde artırdılar. Sadece sigorta fiyatı artmakla kalmadı, aynı zamanda sigortacılar artık siber güvenlikle ilgili kapsama alanı sağlamadan önce müşterilerin güvenliğini aktif olarak taramaya ve denetlemeye başladı. Kurumlar 2022'de, uzaktan erişimde çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) dahil olmak üzere uygun korumalara sahip değilse siber sigortayı istedikleri fiyattan veya hiç alamayabilirler. Diğer düzenlemeler ve uyumluluk standartları gibi güvenlik ve denetime odaklanan bu yeni sigorta işlemleri, şirketlerin 2022'de savunmayı iyileştirmeye yönelik yeni bir odak noktası oluşturacak.

6. Sıfır Güven yaklaşımı benimsenecek. Geçtiğimiz yıllar boyunca saldırganların temel güvenlik ilkelerini takip etmeyen kuruluşları sömürürken yanal olarak hareket edebilecekleri ve erişim düzeylerini yükseltebilecekleri görüldü. Son zamanlarda ise Zero Trust adı altında “modern” bir bilgi güvenliği mimarisi popülerlik kazandı. Sıfır Güven yaklaşımı temel olarak “ihlalin varsayılması” anlamına gelir. Başka bir bakışla, bir saldırganın varlıklarınızdan veya kullanıcılarınızdan birinin güvenliğini zaten ihlal ettiğini varsaymak ve ağ güvenlik korumalarınızı, daha kritik sistemlere yanal olarak hareket etme yeteneklerini sınırlayacak şekilde tasarlamaktır. Sıfır güven yaklaşımı hakkındaki tartışmalarda "mikro segmentasyon" ve "iddia edilen kimlik" gibi terimlerin kullanıldığı görülecek. Ancak çoğu kişi bu trend mimarinin, güçlü kimlik doğrulama fikrinin mevcut, uzun süredir devam eden güvenlik ilkeleri üzerine inşa edildiğini fark edecektir. 2022'de kurumların çoğunun sonunda tüm ağlarında en eski güvenlik kavramlarından bazılarını hayata geçirecek ve buna Sıfır Güven diyeceklerini tahmin ediliyor.