Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ahmet Suntur: İşyeri hekimlerinin ücretleri en düşük seviyeye geriledi!

Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ahmet Suntur, çalışma şartlarının ağırlaştığını,  iş güvencelerinin ortadan kalktığını belirterek, “Maaşlarımız düzenli ödenmiyor. Mesleki bağımsızlığımız her geçen gün erozyona uğratılıyor, bu ortamda çalışmaktan yorulduk.” dedi.


Suntur, Adana Tabip Odası’nda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suntur’a Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ve Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş de destek verdi. Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu ile İşyeri Hekimleri Derneği adına konuşan Suntur, işyeri hekimlerinin ücretlerinin tarihin en düşük seviyesine gerilediğini bildirdi. SGK primlerinin eksik yatırılarak geleceklerinin gasp edildiğini anlatan Suntur, “Kullandığımız araç ve akaryakıt harcamaları ile bilgisayar ve internet gibi giderleri kendimiz ödemek zorunda kalıyoruz. İzin hakkımızın kısıtlandığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve etkili denetimlerin yapılmadığı, ama en önemlisi de mesleki bağımsızlığımızın her geçen gün erozyona uğratıldığı bir ortamda çalışmaktan yıldık, yorulduk.” ifadelerini kullandı. 


340 bin işyerinde görev yapan 14 bine yakın işyeri hekiminin  sorunlarını anlatmaktan yorulduğuna dikkat çeken Suntur, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetim görevini dahi yerine getirmemektedir. On yıl önce yürürlüğe konulan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’yla ne yazık ki işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı, bu işi en düşük maliyetle ‘mış gibi yaparak’ yürütülmesi amaçlanarak işverenlerin insafına terk edilmiştir. İşverenler, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin temel gücü olan işyeri hekimlerini ve iş güvenliği uzmanlarını OSGB’ler eliyle birer basit maliyet unsuru olarak görüyor ve alandaki sorunların derinleşmesine neden oluyorlar.”
 
Suntur, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bir kez daha sesleniyoruz: ücretlerimizi düşürmeyi, işçiye ve iş ortamını düzeltmeye ayırdığımız ve zaten yetersiz olan süreyi kısaltmayı aklınızdan dahi geçirmeyin. Tam aksine hizmet sürelerimizi arttırın. Mesleki bağımsızlığımızın, iş güvencemizin, özlük haklarımızın, çalışma koşullarımızın önündeki en büyük engel olan, kaderimizi patronların insafına terk eden politikaların değişmesi için meslek örgütümüz ile görüşerek, işçi sağlığı hizmetinin kamusallığını da göz önünde bulunduracak gerekli düzenlemeleri hayata geçirin. Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği’nin elinden aldığınız yetkileri iade edin, Böylece sorunlarımızın çözümü noktasında bir başlangıç yapabilirsiniz. Böyle bir başlangıç biz işyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının, işyeri hemşirelerinin ve doğal olarak işçilerin yararına olacaktır.”