“Katliam politikalarına karşı Filistin halkının yanındayız”


İmrek, şu açıklamayı yaptı:
“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, uluslararası sularda Netanyahu hükümetinin, askeri gemilerinin saldırısına uğramış, sivil gönüllüler zorla gözaltına alınmıştır. 40’tan fazla ülkeden yüzlerce gönüllünün içinde yer aldığı bu barışçıl girişime dönük saldırı, yalnızca uluslararası hukukun ihlali değil, insanlığın ortak vicdana yapılan bir darbedir!
Gazze 18 yıldır uluslararası hukuka aykırı olarak ağır bir ablukayla kuşatma altındadır. İki yıldır süren ve artık bir soykırıma dönüşmüş savaşla birlikte işgalci Netanyahu hükümeti, bombaların ve mermilerin yanı sıra açlığı ve yoksunluğu da bir silah olarak kullanmaktadır. Hastanelerin ilaçsız bırakılması, çocukların açlıktan ölmesi, en temel yaşam malzemelerinin dahi ülkeye sokulmaması, bu ablukayı şiddetin her türlüsünü yaşandığı bir insanlık trajedisine dönüştürmektedir. Sumud Filosu’na yapılan müdahale, yalnızca insani yardımı engelleme değil, dayanışmayı ve küresel adalet mücadelesine de yapılmış açıktan bir saldırıdır.
Geçtiğimiz yıl Madleen ve Handala gemilerinin aynı şekilde engellenmesi hala hafızalarımızdaki yerini korumaktadır. AKP iktidarının 2016’da İsrail ile “normalleşme” adına Mavi Marmara davasını düşürerek bu katliamı kapatmaya çalıştığı da unutulmamalıdır. Sumud Filosu ise tüm bu engelemelere karşı dünyanın dört bir yanından halkların barışçıl iradesini taşıyan, tarihe geçen yeni bir girişimdir. Filo’nun silahsız ve gönüllü insanlardan oluşması, iki temel mesaj taşımaktadır: Birincisi, güç dengesinin ne kadar eşitsiz olduğuna bakılmaksızın, Siyonist işgal ve ablukaya meşruiyet tanınmaması gerektiği, ikincisi ise, devletlerin suç ortaklığına karşı halkların ortak eylemleriyle tarihin akışına yön verilebileceğinin gösterilmesidir. Sumud, Arapçada “sebat” ve “kararlılık” demektir; bu filo, adının hakkını vererek dünyanın gözü önünde İsrail’in her şeye mutlak gücü olmadığını kanıtlamıştır.
Sumud filosuna Netanyahu hükümeti tarafından yapılan terörist saldırı aynı zamanda bizlere bir yol göstermektedir. Devletler ve uluslararası kurumlar sorumluluklarını yerine getirmeyip sessiz kalsa da, halkların dayanışması Filistin direnişini güçlendirmektedir. İsrail’e limanlarını açan, petrolünü, silahını, istihbarat desteğini sağlayan ülkeler ve şirketler, bu suçun ortaklarıdır. Filistin halkının beklediği en temel dayanışma, işte bu bağları kesmekle, bu işbirliklerini sonlandırmakla mümkündür.
Eğitim Sen olarak iktidara sesleniyoruz: Hamasi nutukları artık bırakın. Gün somut adılmar atma Netanyahu hükümeti ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkileri derhal keserek Filistin halkının yanında olma günüdür. Biz eğitim emekçileri, emeğimiz üzerinden kurulan sömürü düzeninin İsrail’in savaş politikalarına da hizmet ettiğini görüyor ve buna karşı mücadelemizi büyütme çağrısı yapıyoruz. 
Filistin halkının özgürlük iradesi de, dünya halklarının dayanışması da hiçbir saldırıyla kırılamayacaktır. Sumud Filosu’nun yüzlerce yolcusu, bu kararlılığı tüm insanlığa mal etmiştir. Bizler de buradan ilan ediyoruz: Savaş ve katliam politikalarına karşı, Filistin halkının yanında, emperyalizmin ve işbirlikçilerin karşısında olacağız. Soykırımcı Netanyahu Hükümetine Tam Ambargo!”