SINAV KAYGISINI HAFİFLETECEK 5 ÖNERİ

 

 

Havaların ısınmaya başlamasıyla yalnız kıyafet dolabımız değil içimiz de renklenmeye başladı. Dışarı çıkmak ve güneşin tadını çıkarmak istiyoruz. Fakat son bir yıldır içlerinde ciddi bir stresle yaşayan ve baharın geldiğini bile fark edemeyenler de yok değil. Yazın yaklaşması, istedikleri üniversiteye ya da liseye girebilme hayalleri kuran gençler için de geri sayımın başladığı anlamına geliyor. Bazı öğrencilerin çalışmakta zorlandığını, bazılarının pes ettiğini, bazılarının ise hala kafalarını kitaplardan kaldırmadığını söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Psikolog Hande Nacar Baş, tüm bu belirtilerin kaygıya işaret ettiğini dile getirerek sınav kaygısı ile başa çıkmanın yollarını ailelerle paylaşıyor.

 

Genç yaşlarda kaygı ile baş etmeyi öğrenmek önemli

Sınav hayatın her yerinde ve dolayısıyla kaygı da devamlı bizlerle. Bazı insanlar kaygının hayatın bir parçası olduğunu düşünüp bu duyguyu normal karşılarken, bazısı baş etmekte zorlanıyor. Psikolog Hande Nacar Baş, kaygı ile baş edemeyen insanların genellikle genç yaşlarda kaygı ile baş etmeyi öğrenemeyen ve kaygılarının derin bir sebeple alakalı olduğunu fark edemeyenler olduğuna vurgu yapıyor.

 

Kaygıyı aileden öğreniyoruz

Kaygılı yetişkinlerin, gençlerin çocukluk çağlarına bakıldığında ailelerinin de kaygılı olduğu, dolayısıyla kaygının “öğrenilen” bir şey olduğu sonucu ortaya çıkıyor. “Kaygılı ailelerde çocuğa güven düşüktür. Güvenmez ve arkalarını toplamak isterler. Çoğu kaygılı bireyin ailesi mükemmeliyetçidir. Belki direkt söylenmemiştir ama çocuk hataya yer olmadığını bilir ve daima doğru olmaya çabalar.” diyen Psikolog Nacar Baş, bu çocukların genellikle başarısız olmamak için değil, ailelerine başarısız görünmemek için çabaladığına dikkat çekiyor. Ortaya çıkan bir diğer durum ise bu kişilerin onaylanmayı çok önemsemeleri ve çok yüksek standartlarla takdir edilmeyi beklemeleri oluyor. Bu kişiler çoğunlukla kendilerini de takdir edemiyorlar.

 

Sınavlara büyük anlamlar yüklemeyin

Sınav kaygısı olan gençlerde sınava yüklenen anlamın oldukça büyük olduğu kuşkusuz. Sınavdan yüksek not almak sanki hayatın kurtuluşu, mutluluğun tek formülü gibi algılanıyor. “Örneğin öğrenci tıp fakültesini kazanınca sonsuz mutluluğa kavuşacağına inanıyor. Bu tıpkı masallardaki gibi bir mutlu sona inanmaya benziyor. Fakat hayat böyle değil. Sınav sonucu hayallerindeki gibi olsa da sonsuz mutluluk hayallerindeki gibi elde edilmiyor.” şeklinde konuşan Psikolog Hande Nacar Baş, sınava yüklenilen anlam büyüdükçe sınav kaygısının da büyüdüğünün, bu stresle baş edemeyen kişinin de hem bedenen hem zihnen yorgun düştüğünün altını çiziyor.