Türkerden seçimler iptal edilebilir iddiası
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye’nin ciddi bir dönüşümden geçtiğini söyledi. Partisinin bir dizi çalışmalarına katılmak üzere Adana’ya gelen DSP Lideri Türker, Türkiye’nin siyasal ve ekonomik alanlarda olduğu kadar dış politikalarda da büyük sorunlar yaşadığını söyledi.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Başkanı Masum Türker, 7 Haziran seçimlerinin de “iptal edilebileceği” iddiasını ortaya attı. Türker, partisi ülke barajını aşamayan ancak il barajını aşan milletvekili adaylarının, bu durumda Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceğini kaydetti. İktidarın da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu olasılığın farkında olduğunu ileri süren Türker, şimdi hem içerde hem dışarda bu konunun meşruiyetinin konuşulduğunu söyledi. Türker, “Eğer, partisi barajı aşamayıp, ancak buna karşın milletvekili seçilme şansını yakalayanların sayısı 55’i bulursa, yeni oluşacak Meclis’in meşruiyeti tartışılacak. Neden derseniz 55 milletvekili, bir bakan hakkında gensoru vermek için yeterli sayıdır. 55 milletvekili iktidar hakkında güven oyu isteyebilir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da, genel seçimlerden istediği sonucu elde edemezse, seçimleri iptal edebilir” dedi.
Birkaç gün önce toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK), “paralel” diye nitelenen oluşumdan bahsedildiğini anlatan DSP Genel Başkanı Masum Türker, iktidarla cemaat arasındaki kavganın aylar değil, daha kısa bir süre içerisinde büyüyeceğini ileri sürdü. Türker, “Aslında bu konu 2004’teki MGK toplantısında dile getirildiğinde, imzayı atan o dönemde Recep Tayyip Erdoğan’dır” ifadesini kullandı.
Kavganın büyümesinin altında, AKP’den yana olmayan çeşitli sivil toplum örgütlerinin de “paralelci” olarak suçlanacak olması ihtimalinin yattığını dile getiren Masum Türker, daha sonra şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye çok ciddi bir yoksullaşma, f akirleşme dönemi yaşamaktadır. AKP kendinden olmayanları “çaresiz koalisyon” biçiminde değerlendirmektedir. Oysa bugün ülkemize baktığımızda ‘Özgürlük Evi’ diye nitelenen basın özgürlüğü konusunda, Türkiye 65 ülke içerisinde basını özgür olmayan ülkelerin başında gelmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca hiç görülmeyen emeklinin maaşına haciz, Yargıtay kararıyla bu iktidar döneminde görülmüştür. Oysa, yasalar bu konuda açıktır. Emeklinin maaşının yüzde 25’inin fazlasına haciz konulamaz. Bu karar, Türkiye için çok önemlidir. Aslına bakarsanız, insanlarımız daha fazla borçlandırılarak, çaresiz duruma düşürülmektedir. İnsanlarımıza ‘öğretilmiş çaresizlik’ dayatılmaktadır. Türkiye ne yazık ki ciddi bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Bunu, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi söylemektedir”
DSP’nin iktidara geldiği zaman, asgari ücretin 2 bin TL’ye yükseltileceğini anlatan Türker, emeklinin asgari maaşının da bu doğrultuda 2 bin 600 TL olacağını kaydetti.
Türker, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye için daha birçok açıdan önemli olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye ya bugünkü mevcut çizgisiyle devam edecek ya da özgürleşmeyi tercih edecek” dedi.