AKÇA: CİDDİ PROJELERİ OLAN İYİ BİR EKİP LAZIM

İYİ Parti Çukurova İlçe Başkanı M. İlker Akça, “Ülkeye ciddi projeleri olan iyi bir ekip lazım. Bu artsın, bu insin demekle olmuyor siyaset” dedi.

HAKAN DENİZLİ’Yİ ZİYARET  Akça, Başkan Yardımcısı ve İlçe Kadın Kolları Başkanı Semra Parlakyıldız, İlçe Başkan Yardımcısı Yücel Yüce, Başkan Danışmanı Nilay Özşeker ve Basın Danışmanı Cihan İşisağ ile birlikte gazetemizi ziyaret ederek, Egemen Gazetesi Kurucusu Hakan Denizli ile görüştü.  EKONOMİ YANGIN YERİ  Akça, gündeme ilişkin değerlendirmeler sırasında ekonomik tablo ve asgari ücrete yönelik görüşlerini dile getirdi. Ekonominin bugün yangın yerine döndüğünü ileri süren Akça, hükümetin düşük faiz politikasıyla kuru düşürmek istediğini ancak bunun son derece yanlış olduğunu belirtti.    AĞIR VERGİ YÜKÜ KALDIRILMALI  Vatandaşın üzerinden ağır vergi yükünün kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Akça, İYİ Parti’nin projeleri arasında Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması da olduğunu bildirdi. Akça, “Doğru vergilendirmeyle halkın sırtındaki yükler alınabilir.” ifadelerini kullandı.    BİR YILDAKİ FİYAT ARTIŞINA BAK! Mali müşavir olan Akça’nın son bir yılda yaşanan fiyat artışlarını anlatırken verdiği örnek ise dinleyeni hayretler içinde bırakıyor: “Yedek parçacı mükellefimin geçen sene 9’da 9 milyonluk satışı vardı, bu sene baktık 9 ayda 50 milyona çıkmış. İşin mi arttı dedim, yok dedi. Aynı malı satıyorum.”   “Asgari ücreti artırmak yetmiyor, vergileri de düşürmek gerekiyor”   İYİ Parti Çukurova İlçe Başkanı M. İlker Akça, ülkede son zamanlarda yaşanan ayrışmanın ciddi boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, bunun çok kötü bir durum olduğunu söyledi. Akça, siyasette önceden beri rekabet olduğunu ancak liderlerin nezaketi elden bırakmadıklarını anımsattı.  İYİ Parti Çukurova İlçe Başkanı M. İlken Akça’nın açıklamaları şöyle:  NE YAZIK Kİ HALKI ÇIKTIK  “Ne yazık ki ekonomi yangın yerine döndü. Dolar 3,60 seviyesindeyken önce bunun 7 lira, sonra 12 liraya çıkacağını açıkladık. Genel başkanımız da eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da açıkladı. Ne yazık ki haklı çıktık. O zaman da söyledik, düşük faiz politikasıyla kuru düşüremezsiniz. Nitekim, sanki inadına, bile bile Merkez Bankası Başkanı değiştirerek Ekonomiden Sorumlu Bakanı, Maliye Bakanını değiştirerek bunu değiştirebileceğini sandılar. Ne yazık ki bugünlere geldik. Şu anda artık bir kıtlık dönemi başladı”   ADALET VURGUSU    “Mali müşavirim, yedek parçacı mükellefim, satmıyorum diyor, çünkü aldığımı yerine koyamıyorum diyor. Geçen sene 9 aylık dönemde 9 milyon liralık satışı vardı, bu sene bir baktık 50 milyona çıkmış, 9 aylık dönemde. İşin mi arttı dedim, yok dedi. Aynı malı satıyorum. Düşünün aradaki fiyat farklarını. 300-350 liraya doldurduğumuz depoyu 600-650 liraya dolduruyoruz. Fiyatları yerinde tutamıyorsun bile. Hem yanlış politikalar, hem de artık yatırımcılar için güvenilir bir ülke değil Türkiye. Niye, çünkü adalet yok. Adaletin olmadığı bir yerde yatırımın da olması mümkün değil. Bir ülkede adalet yoksa o ülkeye yatırım yapmazsınız. Afrika’da madenler var, kaynaklar var niye kimse yatırım yapmıyor. Çünkü biliyoruz ki orada devlet bakanı muhtar gibi, muhtar gibi bile değil. Bugün biri atıyor sonra öbürü atıyor. Bir tane komutanın canı istedi mi indiriveriyor onu.”  HERKES SEÇİMİ BEKLİYOR “Vatandaş şu anda seçimi bekliyor, ne zaman olacak, ne zaman olacak? Bize sürekli soruyorlar. Ayrışma da çok kötü. Demirel Ecevit rakiplerdi. Ama çok birbirlerine giydirirlerdi ama kolkola girerlerdi, nezaket vardı. Şimdi o kadar ağır laflar ediliyor ki; O benim için böyle demiş bile derdi. Kendini en ağır eleştiren, karikatürünü yapan sanatçıyı çağırır tebrik ederdi. İnsanlar siyasetçileri seyrediyor. İkimiz ayrı partiden ve birbirimizle kavga ediyorsak, laf sokuyorsak. Bizi destekleyenler de aynı şeyi yapıyor. Ama aramızda siyasi bir nezaket varsa; sen AKP’ye, ben CHP’ye, o İYİ Parti’ye verdi, oturuyorlar kolkola. 12 Eylül öncesinde de böyle şeyler olmaya başlamıştı. Artık ailede sağcı solcu birbirinden nefret etmeye başlamıştı, kardeşler. En son darbe oldu. Şu anda da başka şeye gidiyor olay. Sürekli birbirini suçlama ve gerginlik var.”    SAKİN OLMA ZAMANI  “O yüzden biraz sakin olmanın zamanı. Bazı şeyleri sandığa saklamanın zamanı. AKP’ye o verenleri çok suçlamamak lazım. Biraz siyasi uzlaşı olması gerekiyor. Yoksa sen-ben diyerek bir şey kazanamıyor bu ülke 20 senedir. Bunun sonucu ekonomiye yansıyor. Asgari ücret için 5 bin lira lafları edilmeye başlandı. Yanımdaki elemanlar bile 5 bin lira olursa valla herkesi çıkarırlar, siz bile bizi çıkarırsınız dediler. Size de yazık, ne kazanıldığını biliyoruz diyor arkadaşlar. Asgari ücretin 4 bin lira olmasını söylüyorduk. Ama 4 bin lira yaptığınız zaman işveren bunu çalıştıramaz, vergi dilimi arttığı anda işçi çıkarmaya başlar işveren. Bu yükün işverenden alınması gerekiyor. Sadece asgari ücreti artırmak yetmiyor. Aynı zamanda vergileri de düşürmek gerekiyor. Asgari ücreti vergiden muaf yapmak gerekiyor. İşverenin sırtından SSK’nın yükünü almak gerekiyor. Zaten ülkede işsizlik var. Artık işçi bile aman asgari ücret artırılmasın diyor. İşin gerçeğini söyleyelim. Çünkü işten çıkarılır, işsiz kalırız diyorlar. Ülkeye ciddi projeleri olan bir ekip lazım. Bu artsın, bu insin demekle olmuyor siyaset.”  BAŞKANINIZ, REİSE FAZLA DOKUNMASIN! “İYİ Parti’de şu anda hiçbir tesadüfi ve anlık kararlar değil. Partimizde herşeyin projesi hazırlandı. Nitekim cumhurbaşkanlığı konuşulduğu anda bizim artık yükselişimiz zayıflıyordu. Allah’a şükür yükselişimiz hiç durmadı. Onlar bunun sürekli analizlerini yapıyorlar. Her alışveriş yaptığımızda esnafa nasıl görüyorsun diyorum. İYİ Parti ve Akşener’i; ben şu partiliyim ancak oyumu artık onlara vereceğim diyor. 10 kişiye sorduysam 10’u da aynı şeyi söylüyor. Mali  müşavirim, tüm mükelleflerimi kendim geziyorum. Evrak almaya gittiğimde patrondan çok işçilerle muhatap oluyorum. Durum nedir ne değildir diyorum. Bana diyorlar ki; başkanınıza söyleyin bizim Reisi fazla zorlamasın. Ya arkadaş diyorum. Sen bu kadar kriz yaşıyorsun, nasıl geçiniyorsun, 50 liralık yakıt örneği gibi.”  RÜZGAR GÜLÜ PROJESİ VE İLKELİ SİYASET  “Turgut Özal döneminde siyasi yozlaşma başladı. Benim vatandaşım, benim memurum işini bilir dedi. Özel kanallara teslim etti, TRT’yi geriye koydu. Ticaret için saçma sapan şeyler yayınlandı. Halkın önce aydınlanması lazım. Bizim önce bu kabuğu kırmamız lazım. Yaptığımız siyasetin o yüzden çok ilkeli olması lazım. Özellikle tarım sektöründe insanların malı ellerinde kalıyor, çok düşük fiyatta diye. Bunlardan dolayı Rüzgar Gülü Projesi’ni çıkardık. Devlet okullarında çocuklar doğru beslenemiyorlar. Okullara girdikleri zaman kahvaltı yapmalılar. Öğrencilerin doğru beslenmesini sağlamak gerekiyor. Çiftçinin satamadığı ürünleri çocuklara kahvaltı olarak verelim. Sandviç, salatalık vb. Kim bu projede çalışsın, ağırlıklı olarak kadınlar çalışsın. Adamlar işsizce kadınlara bir istihdam alanı açılsın. Evde oturan kadınlar bunu çok rahat yapabilir. Projenin yüzde 85’i kadınlardan oluşacak. Ve bu da çok büyük bir bütçe gerektirmiyor. Aynı zamanda sen çiftçinin elinde kalan ürünü alıyorsun. Kendi çocuğuna gıda olarak götürüyorsun. Birçok özel okulda kantini kaldırdı, çocuklar kahvaltı yaparak derslere giriyor. Neden devlet okullarında olmasın, neden çocuklar özel okula gitmek zorunda kalsın?”   KAÇAN VERGİYİ YAKALAMAK İÇİN İYİ BİR SİSTEM KURULMALI  “Asgari ücretin artmasından bahsettik. İşçiler bile panikteler. Asgari ücret artarsa patronlar bizi çıkarır diyen işçiler var.  Vergilendirme şu an halka inmiş durumda. Yukarda en büyük gelir nerede dönüyor finans sektöründe. Dolar artıyor, bir günde 100 bin lira yatıran 130 bin lira kazandı. Kim bunun vergisini veriyor? Doğru bir verileme sistemi kurarsan, teknolojiyi kullanırsan, AK Parti’nin yaptığı en büyük yanlış; hesap uzmanları kurulun feshettiler. Büyük şirketler denetlenmiyor. Tam tersine daha profesyonel, teknolojiyi iyi kullanan donanımlı ekiplerle kurarsın sistemini kaçan vergileri yakalarsın. Bunu yakaladığın zaman bütçesini hesaplandığında ne oluyor biliyor musunuz? Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kaldırılıyor. Dikkat ederseniz bizim projelerden biri de ÖTV’yi kaldırmak. Yani gerçekten kazanandan vergiyi almak halkı rahat bırakmak. Asgari ücretliyi vergi dışında bırakmak. Gelişmiş ülkelerde yıllık kazancın 200 bin liranın altındaysa hiç beyanname vermez ve vergi sistemine girmezsin. Doğru vergilendirmeyle halkın sırtındaki yükler alınabilir. Doğru projelerle dönüş sağlanabilir. O yüzden İYİ parti olarak kendi ekibimize güveniyoruz. Yavaş yavaş projelerimiz çıkıyor ortaya. İnsanlar artık çözülmeyen şeylerden sıkıldılar. Üniversite okuyor atanamıyorsun. Gidip markette kasiyerlik yapıyorsun, öğretmenlik yapmak beklerken. İddia ediyorum, doktorlar da yakında atanamayacak. O zaman ne kaldı, niye okutuyoruz çocukları.”