Alevi Kültür Derneği (AKD) Başkanı Murtaza Moroğlu:

GÜNDEM 09.01.2017 - 17:22, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2947+ kez okundu.
 

Alevi Kültür Derneği (AKD) Başkanı Murtaza Moroğlu:

ÜLKEMİZİ CENNETE ÇEVİRMEK İSTİYORUZ CEMEVLERİ YASAL STATÜYE KAVUŞTURULMALI
Alevi Kültür Derneği  (AKD) Başkanı Murtaza Moroğlu, Aleviler’in geçmişten bugüne terörden dolayı büyük acılar yaşadığını belirterek, her türlü terörü kınadı. Moroğlu, Aleviler’inbu ülkenin asli unsurları olduğunu anlatarak, “Bu topraklarda binlerce yıldır Alevisiylesünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü ile birlikte yaşıyoruz. Çanakkale’de omuz omuza birlikte kan döktük, bu güzel topraklar için. Bizim ayrı bayrak, ayrı toprak, ayrı devlet hesabımız ne geçmişte oldu, ne bugün ne de yarın olacak. Yaşadığımız ülkeyi cennet bir ortama çevirip, çocuklarımıza da güzel bir gelecek bırakıp gönül rahatlığıyla gitmek istiyoruz” dedi. “PKK’NIN DA IŞİD’İN DE KARŞISINDAYIZ” Türkiye’de devam eden terör olayları var, 2017’ye acıyla girdik, neler söylemek istersiniz? “Alevi toplumu geçmişten bugüne terörle  ilgili çok büyük acılar yaşadı. Sadece alevi toplumu değil ancak en çok biz etkilendik diye düşünüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, terör olaylarının hepsinin karşısında olduk, ülkemizi seviyoruz. Gidecek başka yerimiz yurdumuz da yok. Bayrakla, devletle, toprakla ilgili hiçbir sorunumuz yok bizim. Bu güzel ülkede terör olaylarını şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Özellikle son zamanlarda en son İzmir’de bir olay yaşandı. Terörün kimliği yok, adres sormuyor. Bu alevi, bu sünni, bu Türk bu Kürt demiyor. En son İzmir’deki olayda iki canımızı kaybettik. Bunlardan biri Kürt polisti, diğeri Alevi canımızdı. Bunu niye anlattım, terörün adresi yok. Her türlü terörü kınıyoruz. Alevi toplumu bu anlamda terörden yana son derece muzdarip, ciddi sıkıntılarımız var. İnşallah ileriki süreçte düzelir. Bunların hepsi, bugüne kadar yanlış politikaların,  yanlış siyasi kararların sonuçları.   Birkaç yıl önce Suriye’ye tırlarla bir takım silahlar, mühimmatlar gitti. Bugün o silahlar, o bombalar ciğerimizde patlıyor. Bunun da devletin, hükümetin yada siyasilerin yanlış siyasi kararlarından kaynaklandığını düşünüyoruz. Terör ne olursa olsun bir gün sana da dönüyor.  Sonuç itibarı ile beslesen de büyütsen de sana bir şekilde dönüyor. Toplum olarak her türlü terörün karşısındayız. PKK’nın da karşısındayız, IŞİD’in zaten karşısındayız. Bunları besleyenlerin, büyütenlerin bu duruma getirenleri de hepimiz biliyoruz. İnşallah düzelir diye düşünüyoruz.” “ÇALIŞTAYLARDA DUVARA TOSLADIK” Memleketi yönetenlerden Aleviler’in beklentisi nedir, geleceği nasıl görüyorsunuz? “Alevi toplumu bu ülkenin asli unsurları. Biz bu ülkede kiracı değiliz, geçici de değiliz. Bu ülkede, bu topraklarda binlerce yıldır yaşıyoruz. Alevisiylesünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü ile. Kardeşlik ortamında barışçıl ortamda bugüne kadar geldik. Aslında bizim sade vatandaşla, halkla dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir problemimiz yok. Çanakkale’de omuz omuza birlikte kan döktük, can verdik bu güzel topraklar için. Ülkenin çeşitli yerlerinde Kurtuluş savaşını birlikte verdik. Sade dindarlarla, sade inançlı insanlarla hiçbir zaman; Ne dün, ne bugün ne de yarın sorunumuz yok. Allah’la kul arasına hiç kimsenin girme hakkı yok, haddi de değil. Yöneticiler ve siyasilerden beklentimiz konusunda ise, onlar bizi birbirimizi düşürmeye çalışıyor, geçmişten günümüze. Bizim ayrı bayrak, ayrı toprak, ayrı devlet hesabımız ne geçmişte oldu ne de bugün ne de yarın olacak, yok böyle bir derdimiz. Biz sadece yaşadığımız bu ülkeyi cennet ortama çevirip, çocuklarımıza da güzel bir gelecek bırakıp gönül rahatlığıyla gitmek hesabındayız. Bugüne kadar siyasiler, hükümetler, ayrılık tohumları ekti toplumun içine. Günübirlikmenfaatlerini koruyabilmek için yaptılar bunları. Beklentilerimiz tabiki var. Bizim de hizmet alan her vatandaş gibi haklarımız var, bunlar verilsin. Nedir bunlar, cemevleri yasal statüye kavuşturulmalı. Zorunlu din derslerikaldırılmalı  veya dizayn edilmeli en azından. Taleplerimiz çok masumane. Kimseye de zarar verebilecek talepler değil. Bir başkasının düşüncesini, inancını sekteye uğratacak talepler değil. İnançlarımızı cemevinde özgürce yerine getirelim. Bizim hiçbir hükümetle sorunumuz yok, sorunumuz zihniyetle. Nedir bu zihniyet, Emevi- İslam anlayışı. Suudi Arabistan’daki Vahhabi anlayışı. Biz Ehli Beyt taraftarı olan insanlarız. Kimdir bu Ehli Beyt, Hz. Muhammed, onun eniştesi, amcasının oğlu, torunları, Hz. Ali, Hz. Hasan-Hüseyin. Oradan gelen bir sevgi, bir anlayış, bir inanç. Bugün onlara kastetmişler, onları yok etmeye çalışmışlar o günden bugüne. O da yetmemiş, hala o kesim üzerinde bir zihniyet  devam ediyor. Biz diyoruz ki gerçek İslamiyet Ehli Beyt anlayışı, biz o anlayışa gönül vermişiz, bel bağlamışız. O günden bu yana bir canımızın burnunu kanatmak istemeyiz. Ülkeyi Demirel yönetti, ANAP yönetti, Demokrat Parti yönetti, şimdi de AK Parti yönetiyor. Ama zihniyet aynı zihniyet, aynı anlayış. Bu hükümet de değil, geçmişten bugüne bizim sıkıntımız var. Çağ değişiyor, bilimi, teknolojiyi yakalama çağındayız. İnsanları nasıl rahat ettiririz çağındayız. AK Parti’den de 14 yıldır beklentilerimiz var ancak duvara toslamış durumdayız.” “ALEVİLER EGEMEN GÜÇLERİN KARŞISINDA DURMUŞTUR” Alevilerle temas kurdu hükümet ancak bu çalıştaylar nasıl sonuçlandı? “2003 yılından bu yana Alevi çalıştayları adı altında bir takım çalışmalar yapıldı. Aradan geçmiş 12-13 yıl geçti. Alevilerle ilgili hiçbir şey olmadığı gibi Diyanet’in Alevilerle ilgili çok çirkin fetvaları var. ‘Alevi ile evlenilmez’ gibi. Din derslerinde hala bizim bildiğimiz Alevilik anlatılmıyor. Cemevinin cümbüş eve olduğunu söyleyen bir zihniyet de var. Kim bu zihniyet. Bugünkü AK Parti’nin içinde, bizzat Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan bunu söyledi. AK Partili Mehmet Metiner ‘Cemevleri terör yuvası’ diyor. Bunu kabul etmiyoruz. İnsanibir açıklama değil, cemevleri terör yuvası ise IŞİD nerede yetişti. Onu Mehmet Metiner’e sormak lazım. Bu anlayışa sormak lazım. Adam kesen, kafa kesen, senden olmayan kim olursa olsun ‘Katli vaciptir’ diyen anlayış nerelerde yetişiyor, o zihniyete sormak lazım. Dünyada egemen güçlerin çıkarına karşı gelen iki grup vardır. Bunlardan biri sosyal demokratlar diğeri ise Alevi kesimdir. Bunlar her zaman emekten, haktan, hukuktan, adaletten yana olmuştur. Egemen güçler ise sadece çıkarlarını düşündükleri için hak, hukuk, adalet, emek ve insanın onlar için hiçbir değeri yoktur. Metiner gibi tipler, İslam ülkelerinin genelinde var, egemen güçlerin maşası konumundalar.” “SÖZLÜ’DEN CEMEVİ SÖZÜNÜ TUTMASINI BEKLİYORUZ” Yerel yönetimler, cemevi konusunda destek veriyorlar mı? “Yerel yönetimlerden ufak-tefek destekler alıyoruz. Adana’da 400-600 bin Alevi’nin yaşadığı bir metropolde, geçmişten bugüne hiçbir yerel yönetim bize ciddi anlamda destek olmadı, cemevleri konusunda bugüne kadar destek olmadı. Çukurova Belediyesi’nden küçük bir destek almışızdır. 100. Yıl’daki Cemevi’ne o dönemde Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan destek oldu. Hakkını inkar etmemek lazım. Onun dışında ne Seyhan’da ne Yüreğir’de ne de Anakent’ten ciddi anlamda cemevleri konusunda destek görmedik. Sayın Hüseyin Sözlü’nün sözleri var. Özellikle 2017’nin sonunda Yüreğir’de, Özgür mahallesinde aşure yaptığımız yerde bu ayın 15’inde sözde cemevitemeline başlayacağını söylüyordu. Merkez’de Kayalıbağ’da Alevi-Kültür Derneği yapacağını söylüyor, Meydan Ekmek fabrikasının olduğu yerde tadilat projesi adı altında orayı cemevine dönüştürmenin sözünü vermişti. Bugün 3. Yıl, Sayın Sözlü’nün böyle bir sözü vardı, bizim de ümitlerimiz. Geldiğimiz noktada ne yazık ki sonuca ulaşmış değiliz, üzülüyoruz. Bunları seçim yatırımı olarak düşünmeleri de bizi üzer. Adana’da 400-600 bin Alevi yaşıyor. Bu masumane taleplerini yerine getirip, seçim yatırımı yapmak da çok doğru değil. Sözlü, inşallah sözünde durursa 2017’nin sonunda bu 3 cemevini açacağını söyledi. Bilemiyoruz, ümit varız. Başkan Sözlü’yü seviyoruz. Beklentilerimiz çok tabi. Yapılmasında fayda var diye düşünüyoruz. Seyhan’da beklentimiz vardı. Alevi toplumunun geneli CHP’ye oy veriyor. Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar bu konuda bize göre sınıfta kaldı, çiçbir önerisi yok. 15’in üzerinde taziye evi yaptı, 30 tane yapsın. Bunlar güzel hizmetler,  karşısında değiliz ama keşke bu 15-20 taziye evi ile birlikte Alevi toplumunun çoğunlukta yaşadığı Meydan, Dumlupınar, Emek’te cemevi yapsaydı. Belediyenin imkanı mı, arsası mı yok; Var, bunları da biliyoruz. Keşke iki cemevi yapsaydı, bunları konuşmasaydık, üzülüyoruz. Ne derler, Allah ıslah etsin, imana gelir de bir gün yapar.” “ALEVİ MÜZİK ÖĞRETMENİNİ DE ATMIŞLAR” Olağanüstühal şartları var, bazı memurlar atıldı, Alevi toplumundan da bu KHK’larla atılmış ve sizden yardım isteyen kişiler oldu mu? Devletin içerisinde din yada cemaat olmamalı, doğru değil. Bu yapılanma ileriki aşamada şeriatı getirecek, şeriat günümüz koşullarında olması gereken bir sistem değil diyorduk. 30 yıldır söylediğimiz de bize hep şunu söylüyorlardı: “Siz Alevisiziniz, Kızılbaşsınız tabi ki karşı olacaksınız.” Geldiğimiz noktada herkes şunu söylüyor: “Fetödevlete sızmış.” Bunlar yalan, Fetö sızmadı, yerleştirildi. 30-40 yıldır devletin bütün organlarına, bilinçli bir şekilde yerleştirildi. Geldiğimiz noktada 15 Temmuz sürecini yaşadık. 30 yıl önce de karşıydık, bugün de karşıyız. Fetö’yu kullanıp KHK’larla bunu fırsata çevirdiler. Sayın cumhurbaşkanımız ‘Kurunun yanında yaş da yanıyor’ dedi. Bir fırsatçılığa çevirdiler bunu. Alevi olup da bu örgütlerle, Fetö ile veya herhangibir cemaatle hiçbir bağı olmayan öğretmen kardeşlerimiz, polis kardeşlerimiz geliyor. Devletin çeşitli organlarında çalışan arkadaşlarımız KHK ile açığa alındı. Bizim toplumun da sıkıntıları var, doğru bulmuyoruz. Elimizden geldiği kadar gerekli makamlara söylüyoruz. Öğretmen arkadaşımız, üstelik müzik öğretmeni, hem Alevi olacaksın, hem öğretmen olacaksın, hem müzik öğretmeni olacaksın bir cemaatle bağın olacak. Çocuk düşürülmüş, bir şekilde kullanılmış. Ya onların bankasına tesadüf para yatırmış ya da zorunlu kalmış, sendikalarına üye olmuş. Böyle bir Alevi’yi de kabul etmiyoruz ama bir şekilde kullanılmış. Çocuğu açığa almışlar. Eğitimsen veya Sağlıksen’e üye arkadaşlarımızı, Alevi canlarımızı, Alevi olması da önemli değil. Bu işi fırsatçılığa çevirip açığa alınanlar var. Üzülüyoruz, bunların mücadelesini veriyoruz. Sokakta olanlara destek olduk, doğru bulmuyoruz. Bu fırsatçılıktan hükümetin vazgeçmesini istiyoruz. En az 100 bin personel açığa alındı. Bu açığı Alevi toplumunun bu ülkede yaşayan sosyal demokratların, yani AKP zihniyetinde olmayıp ülkesini seven, toprağını, vatanını seven, demokrat, laik, Atatürkçü, Cumhuriyet’ten yana, hukuk devletinden yana kadrolarla tekrar yeniden şekillenmesi hem AKP’nin hem de bu ülkenin menfaati icabıdır. Bu kıyımdan bir an evvel de vazgeçmesini istiyoruz bu hükümetin.”
ÜLKEMİZİ CENNETE ÇEVİRMEK İSTİYORUZ CEMEVLERİ YASAL STATÜYE KAVUŞTURULMALI

Alevi Kültür Derneği  (AKD) Başkanı Murtaza Moroğlu, Aleviler’in geçmişten bugüne terörden dolayı büyük acılar yaşadığını belirterek, her türlü terörü kınadı. Moroğlu, Aleviler’inbu ülkenin asli unsurları olduğunu anlatarak, “Bu topraklarda binlerce yıldır Alevisiylesünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü ile birlikte yaşıyoruz. Çanakkale’de omuz omuza birlikte kan döktük, bu güzel topraklar için. Bizim ayrı bayrak, ayrı toprak, ayrı devlet hesabımız ne geçmişte oldu, ne bugün ne de yarın olacak. Yaşadığımız ülkeyi cennet bir ortama çevirip, çocuklarımıza da güzel bir gelecek bırakıp gönül rahatlığıyla gitmek istiyoruz” dedi.

“PKK’NIN DA IŞİD’İN DE KARŞISINDAYIZ”

Türkiye’de devam eden terör olayları var, 2017’ye acıyla girdik, neler söylemek istersiniz?

“Alevi toplumu geçmişten bugüne terörle  ilgili çok büyük acılar yaşadı. Sadece alevi toplumu değil ancak en çok biz etkilendik diye düşünüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, terör olaylarının hepsinin karşısında olduk, ülkemizi seviyoruz. Gidecek başka yerimiz yurdumuz da yok. Bayrakla, devletle, toprakla ilgili hiçbir sorunumuz yok bizim. Bu güzel ülkede terör olaylarını şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Özellikle son zamanlarda en son İzmir’de bir olay yaşandı. Terörün kimliği yok, adres sormuyor. Bu alevi, bu sünni, bu Türk bu Kürt demiyor. En son İzmir’deki olayda iki canımızı kaybettik. Bunlardan biri Kürt polisti, diğeri Alevi canımızdı. Bunu niye anlattım, terörün adresi yok. Her türlü terörü kınıyoruz. Alevi toplumu bu anlamda terörden yana son derece muzdarip, ciddi sıkıntılarımız var. İnşallah ileriki süreçte düzelir. Bunların hepsi, bugüne kadar yanlış politikaların,  yanlış siyasi kararların sonuçları.   Birkaç yıl önce Suriye’ye tırlarla bir takım silahlar, mühimmatlar gitti. Bugün o silahlar, o bombalar ciğerimizde patlıyor. Bunun da devletin, hükümetin yada siyasilerin yanlış siyasi kararlarından kaynaklandığını düşünüyoruz. Terör ne olursa olsun bir gün sana da dönüyor.  Sonuç itibarı ile beslesen de büyütsen de sana bir şekilde dönüyor. Toplum olarak her türlü terörün karşısındayız. PKK’nın da karşısındayız, IŞİD’in zaten karşısındayız. Bunları besleyenlerin, büyütenlerin bu duruma getirenleri de hepimiz biliyoruz. İnşallah düzelir diye düşünüyoruz.”

“ÇALIŞTAYLARDA DUVARA TOSLADIK”

Memleketi yönetenlerden Aleviler’in beklentisi nedir, geleceği nasıl görüyorsunuz?

“Alevi toplumu bu ülkenin asli unsurları. Biz bu ülkede kiracı değiliz, geçici de değiliz. Bu ülkede, bu topraklarda binlerce yıldır yaşıyoruz. Alevisiylesünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü ile. Kardeşlik ortamında barışçıl ortamda bugüne kadar geldik. Aslında bizim sade vatandaşla, halkla dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir problemimiz yok. Çanakkale’de omuz omuza birlikte kan döktük, can verdik bu güzel topraklar için. Ülkenin çeşitli yerlerinde Kurtuluş savaşını birlikte verdik. Sade dindarlarla, sade inançlı insanlarla hiçbir zaman; Ne dün, ne bugün ne de yarın sorunumuz yok. Allah’la kul arasına hiç kimsenin girme hakkı yok, haddi de değil. Yöneticiler ve siyasilerden beklentimiz konusunda ise, onlar bizi birbirimizi düşürmeye çalışıyor, geçmişten günümüze. Bizim ayrı bayrak, ayrı toprak, ayrı devlet hesabımız ne geçmişte oldu ne de bugün ne de yarın olacak, yok böyle bir derdimiz. Biz sadece yaşadığımız bu ülkeyi cennet ortama çevirip, çocuklarımıza da güzel bir gelecek bırakıp gönül rahatlığıyla gitmek hesabındayız. Bugüne kadar siyasiler, hükümetler, ayrılık tohumları ekti toplumun içine. Günübirlikmenfaatlerini koruyabilmek için yaptılar bunları. Beklentilerimiz tabiki var. Bizim de hizmet alan her vatandaş gibi haklarımız var, bunlar verilsin. Nedir bunlar, cemevleri yasal statüye kavuşturulmalı. Zorunlu din derslerikaldırılmalı  veya dizayn edilmeli en azından. Taleplerimiz çok masumane. Kimseye de zarar verebilecek talepler değil. Bir başkasının düşüncesini, inancını sekteye uğratacak talepler değil. İnançlarımızı cemevinde özgürce yerine getirelim. Bizim hiçbir hükümetle sorunumuz yok, sorunumuz zihniyetle. Nedir bu zihniyet, Emevi- İslam anlayışı. Suudi Arabistan’daki Vahhabi anlayışı. Biz Ehli Beyt taraftarı olan insanlarız. Kimdir bu Ehli Beyt, Hz. Muhammed, onun eniştesi, amcasının oğlu, torunları, Hz. Ali, Hz. Hasan-Hüseyin. Oradan gelen bir sevgi, bir anlayış, bir inanç. Bugün onlara kastetmişler, onları yok etmeye çalışmışlar o günden bugüne. O da yetmemiş, hala o kesim üzerinde bir zihniyet  devam ediyor. Biz diyoruz ki gerçek İslamiyet Ehli Beyt anlayışı, biz o anlayışa gönül vermişiz, bel bağlamışız. O günden bu yana bir canımızın burnunu kanatmak istemeyiz. Ülkeyi Demirel yönetti, ANAP yönetti, Demokrat Parti yönetti, şimdi de AK Parti yönetiyor. Ama zihniyet aynı zihniyet, aynı anlayış. Bu hükümet de değil, geçmişten bugüne bizim sıkıntımız var. Çağ değişiyor, bilimi, teknolojiyi yakalama çağındayız. İnsanları nasıl rahat ettiririz çağındayız. AK Parti’den de 14 yıldır beklentilerimiz var ancak duvara toslamış durumdayız.”

“ALEVİLER EGEMEN GÜÇLERİN KARŞISINDA DURMUŞTUR”

Alevilerle temas kurdu hükümet ancak bu çalıştaylar nasıl sonuçlandı?

“2003 yılından bu yana Alevi çalıştayları adı altında bir takım çalışmalar yapıldı. Aradan geçmiş 12-13 yıl geçti. Alevilerle ilgili hiçbir şey olmadığı gibi Diyanet’in Alevilerle ilgili çok çirkin fetvaları var. ‘Alevi ile evlenilmez’ gibi. Din derslerinde hala bizim bildiğimiz Alevilik anlatılmıyor. Cemevinin cümbüş eve olduğunu söyleyen bir zihniyet de var. Kim bu zihniyet. Bugünkü AK Parti’nin içinde, bizzat Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan bunu söyledi. AK Partili Mehmet Metiner ‘Cemevleri terör yuvası’ diyor. Bunu kabul etmiyoruz. İnsanibir açıklama değil, cemevleri terör yuvası ise IŞİD nerede yetişti. Onu Mehmet Metiner’e sormak lazım. Bu anlayışa sormak lazım. Adam kesen, kafa kesen, senden olmayan kim olursa olsun ‘Katli vaciptir’ diyen anlayış nerelerde yetişiyor, o zihniyete sormak lazım. Dünyada egemen güçlerin çıkarına karşı gelen iki grup vardır. Bunlardan biri sosyal demokratlar diğeri ise Alevi kesimdir. Bunlar her zaman emekten, haktan, hukuktan, adaletten yana olmuştur. Egemen güçler ise sadece çıkarlarını düşündükleri için hak, hukuk, adalet, emek ve insanın onlar için hiçbir değeri yoktur. Metiner gibi tipler, İslam ülkelerinin genelinde var, egemen güçlerin maşası konumundalar.”

“SÖZLÜ’DEN CEMEVİ SÖZÜNÜ TUTMASINI BEKLİYORUZ”

Yerel yönetimler, cemevi konusunda destek veriyorlar mı?

“Yerel yönetimlerden ufak-tefek destekler alıyoruz. Adana’da 400-600 bin Alevi’nin yaşadığı bir metropolde, geçmişten bugüne hiçbir yerel yönetim bize ciddi anlamda destek olmadı, cemevleri konusunda bugüne kadar destek olmadı. Çukurova Belediyesi’nden küçük bir destek almışızdır. 100. Yıl’daki Cemevi’ne o dönemde Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan destek oldu. Hakkını inkar etmemek lazım. Onun dışında ne Seyhan’da ne Yüreğir’de ne de Anakent’ten ciddi anlamda cemevleri konusunda destek görmedik. Sayın Hüseyin Sözlü’nün sözleri var. Özellikle 2017’nin sonunda Yüreğir’de, Özgür mahallesinde aşure yaptığımız yerde bu ayın 15’inde sözde cemevitemeline başlayacağını söylüyordu. Merkez’de Kayalıbağ’da Alevi-Kültür Derneği yapacağını söylüyor, Meydan Ekmek fabrikasının olduğu yerde tadilat projesi adı altında orayı cemevine dönüştürmenin sözünü vermişti. Bugün 3. Yıl, Sayın Sözlü’nün böyle bir sözü vardı, bizim de ümitlerimiz. Geldiğimiz noktada ne yazık ki sonuca ulaşmış değiliz, üzülüyoruz. Bunları seçim yatırımı olarak düşünmeleri de bizi üzer. Adana’da 400-600 bin Alevi yaşıyor. Bu masumane taleplerini yerine getirip, seçim yatırımı yapmak da çok doğru değil. Sözlü, inşallah sözünde durursa 2017’nin sonunda bu 3 cemevini açacağını söyledi. Bilemiyoruz, ümit varız. Başkan Sözlü’yü seviyoruz. Beklentilerimiz çok tabi. Yapılmasında fayda var diye düşünüyoruz. Seyhan’da beklentimiz vardı. Alevi toplumunun geneli CHP’ye oy veriyor. Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar bu konuda bize göre sınıfta kaldı, çiçbir önerisi yok. 15’in üzerinde taziye evi yaptı, 30 tane yapsın. Bunlar güzel hizmetler,  karşısında değiliz ama keşke bu 15-20 taziye evi ile birlikte Alevi toplumunun çoğunlukta yaşadığı Meydan, Dumlupınar, Emek’te cemevi yapsaydı. Belediyenin imkanı mı, arsası mı yok; Var, bunları da biliyoruz. Keşke iki cemevi yapsaydı, bunları konuşmasaydık, üzülüyoruz. Ne derler, Allah ıslah etsin, imana gelir de bir gün yapar.”

“ALEVİ MÜZİK ÖĞRETMENİNİ DE ATMIŞLAR”

Olağanüstühal şartları var, bazı memurlar atıldı, Alevi toplumundan da bu KHK’larla atılmış ve sizden yardım isteyen kişiler oldu mu?

Devletin içerisinde din yada cemaat olmamalı, doğru değil. Bu yapılanma ileriki aşamada şeriatı getirecek, şeriat günümüz koşullarında olması gereken bir sistem değil diyorduk. 30 yıldır söylediğimiz de bize hep şunu söylüyorlardı: “Siz Alevisiziniz, Kızılbaşsınız tabi ki karşı olacaksınız.” Geldiğimiz noktada herkes şunu söylüyor: “Fetödevlete sızmış.” Bunlar yalan, Fetö sızmadı, yerleştirildi. 30-40 yıldır devletin bütün organlarına, bilinçli bir şekilde yerleştirildi. Geldiğimiz noktada 15 Temmuz sürecini yaşadık. 30 yıl önce de karşıydık, bugün de karşıyız. Fetö’yu kullanıp KHK’larla bunu fırsata çevirdiler. Sayın cumhurbaşkanımız ‘Kurunun yanında yaş da yanıyor’ dedi. Bir fırsatçılığa çevirdiler bunu. Alevi olup da bu örgütlerle, Fetö ile veya herhangibir cemaatle hiçbir bağı olmayan öğretmen kardeşlerimiz, polis kardeşlerimiz geliyor. Devletin çeşitli organlarında çalışan arkadaşlarımız KHK ile açığa alındı. Bizim toplumun da sıkıntıları var, doğru bulmuyoruz. Elimizden geldiği kadar gerekli makamlara söylüyoruz. Öğretmen arkadaşımız, üstelik müzik öğretmeni, hem Alevi olacaksın, hem öğretmen olacaksın, hem müzik öğretmeni olacaksın bir cemaatle bağın olacak. Çocuk düşürülmüş, bir şekilde kullanılmış. Ya onların bankasına tesadüf para yatırmış ya da zorunlu kalmış, sendikalarına üye olmuş. Böyle bir Alevi’yi de kabul etmiyoruz ama bir şekilde kullanılmış. Çocuğu açığa almışlar. Eğitimsen veya Sağlıksen’e üye arkadaşlarımızı, Alevi canlarımızı, Alevi olması da önemli değil. Bu işi fırsatçılığa çevirip açığa alınanlar var. Üzülüyoruz, bunların mücadelesini veriyoruz. Sokakta olanlara destek olduk, doğru bulmuyoruz. Bu fırsatçılıktan hükümetin vazgeçmesini istiyoruz. En az 100 bin personel açığa alındı. Bu açığı Alevi toplumunun bu ülkede yaşayan sosyal demokratların, yani AKP zihniyetinde olmayıp ülkesini seven, toprağını, vatanını seven, demokrat, laik, Atatürkçü, Cumhuriyet’ten yana, hukuk devletinden yana kadrolarla tekrar yeniden şekillenmesi hem AKP’nin hem de bu ülkenin menfaati icabıdır. Bu kıyımdan bir an evvel de vazgeçmesini istiyoruz bu hükümetin.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.