Emre: Öğretmenin sorunları çözülmedikçe, doğru eğitim sistemi hayal olacaktır!

GÜNDEM 26.10.2021 - 14:07, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 1826+ kez okundu.
 

Emre: Öğretmenin sorunları çözülmedikçe, doğru eğitim sistemi hayal olacaktır!

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimİş) Adana Şube Başkanı Seher Emre ve yönetim kurulu üyeleri, şiddete uğrayan Yüreğir Gaziosmanpaşa İlkokulu Müdürü Gazi Uzun’u evinde ziyaret ederek “geçmiş olsun” dileklerinde bulundu.
Emre, burada yaptığı açıklamada, “Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, Milli Eğitim Bakanlığı hala bu konuya dair engelleyici ya da koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir. Bakanlık, öğretmene şiddet utancına son vermek için önce bu sorunun azmettiricisinin bizzat kendisi olduğunu görmelidir” dedi.   Emre, öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini/ okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye çalışan politikaların, öğretmene şiddet vakalarının temelini oluşturduğunu bildirdi. Bugüne kadar öğretmene şiddet olaylarının faillerinin ceza almamasının da dolaylı teşvik niteliğinde olduğuna dikkat çeken Seher Emre, şöyle devam etti: “Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin dinamosu, geleceğin mimarı olan öğretmenlerin maruz kaldığı şiddetin her türlüsüne gerçekten engel olmak istiyorsa, yıllardır yüksek sesle dile getirdiğimiz itirazlara kulak vermelidir. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz; öğretmen öğretmendir! Öğretmenlerin maruz kaldığı esnek ve güvencesiz çalışma dayatması ile ne eğitimdeki kalite artırılabilir ne de öğretmene şiddet engellenebilir. Bu konudaki her haksız uygulama cezalandırılmadıkça ve yönetici atamalarında liyakat uygulanmadıkça, öğretmenin maruz kaldığı psikolojik şiddet de engellenmiş olmayacaktır.”   Ekonomik krize rağmen "itibardan tasarruf olmaz" diyerek her türlü şatafatı sürdürenlerin, öğretmeni açlık sınırında yaşamaya mahkum ettiklerini anlatan Seher Emre, “Neredeyse tümü borç batağında olan eğitimciler, gelirleri zaten çok düşükken ekonomik krizin faturasını ödeyen meslek grubu haline gelmiştir. Eğitimcinin anasının ak sütü gibi hakkı olan 3600 ek gösterge de, seçim vaatleri sıralarken dillerinden düşürmeyen yöneticiler tarafından hala ötelenmektedir.” ifadelerini kullandı.     Emre, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öğretmenin maruz kaldığı fiziki şiddet, yaşadığı sıkıntının sadece görünen yüzüdür. Sefaletin kucağına itilen, yanlış politikalar sonucu toplumdaki statüsü düşürülen, hak etmedikleri koltuklarda keyfi zorbalık yapan, okul yöneticilerinin zorbalığına terk edilen öğretmenlerin sorunları çözülmedikçe, doğru işleyen bir eğitim sistemi de ancak hayal olacaktır!  En ücra köşelere tayin edildiğinde bile “vatan toprağıdır” diyerek görev alanı kabul eden, hali hazırda yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken; AKP’nin itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir.   Emre, Milli Eğitim Bakanlığı’na da çağrı yaparak, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Atatürk’ün dediği üzere yeni nesiller öğretmenlere emanetse, öğretmenlerin çalışma güvenliği de sizlerin sorumluluğudur! Zira bu elim hadiselerin kendi yanlış politikalarının sonucu olduğunu görmeyen, bu utanç hadiselerini münferit sayan, bu şiddet sarmalına uzaktan bakan, kendi sorumluluğundaki kamu görevlilerinin güvenliğini sağlamaktan aciz bir Bakanlık, hükümsüz olacaktır! Öğretmene şiddet hadiselerinin hepsinin karşısında dikileceğimizi, tüm hukuki yollarla hesap soracağımızı ve tepkimizi tüm demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz!”
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimİş) Adana Şube Başkanı Seher Emre ve yönetim kurulu üyeleri, şiddete uğrayan Yüreğir Gaziosmanpaşa İlkokulu Müdürü Gazi Uzun’u evinde ziyaret ederek “geçmiş olsun” dileklerinde bulundu.

Emre, burada yaptığı açıklamada, “Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, Milli Eğitim Bakanlığı hala bu konuya dair engelleyici ya da koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir. Bakanlık, öğretmene şiddet utancına son vermek için önce bu sorunun azmettiricisinin bizzat kendisi olduğunu görmelidir” dedi.

 

Emre, öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini/ okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye çalışan politikaların, öğretmene şiddet vakalarının temelini oluşturduğunu bildirdi. Bugüne kadar öğretmene şiddet olaylarının faillerinin ceza almamasının da dolaylı teşvik niteliğinde olduğuna dikkat çeken Seher Emre, şöyle devam etti: “Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin dinamosu, geleceğin mimarı olan öğretmenlerin maruz kaldığı şiddetin her türlüsüne gerçekten engel olmak istiyorsa, yıllardır yüksek sesle dile getirdiğimiz itirazlara kulak vermelidir. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz; öğretmen öğretmendir! Öğretmenlerin maruz kaldığı esnek ve güvencesiz çalışma dayatması ile ne eğitimdeki kalite artırılabilir ne de öğretmene şiddet engellenebilir. Bu konudaki her haksız uygulama cezalandırılmadıkça ve yönetici atamalarında liyakat uygulanmadıkça, öğretmenin maruz kaldığı psikolojik şiddet de engellenmiş olmayacaktır.”

 

Ekonomik krize rağmen "itibardan tasarruf olmaz" diyerek her türlü şatafatı sürdürenlerin, öğretmeni açlık sınırında yaşamaya mahkum ettiklerini anlatan Seher Emre, “Neredeyse tümü borç batağında olan eğitimciler, gelirleri zaten çok düşükken ekonomik krizin faturasını ödeyen meslek grubu haline gelmiştir. Eğitimcinin anasının ak sütü gibi hakkı olan 3600 ek gösterge de, seçim vaatleri sıralarken dillerinden düşürmeyen yöneticiler tarafından hala ötelenmektedir.” ifadelerini kullandı.  

 

Emre, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öğretmenin maruz kaldığı fiziki şiddet, yaşadığı sıkıntının sadece görünen yüzüdür. Sefaletin kucağına itilen, yanlış politikalar sonucu toplumdaki statüsü düşürülen, hak etmedikleri koltuklarda keyfi zorbalık yapan, okul yöneticilerinin zorbalığına terk edilen öğretmenlerin sorunları çözülmedikçe, doğru işleyen bir eğitim sistemi de ancak hayal olacaktır!  En ücra köşelere tayin edildiğinde bile “vatan toprağıdır” diyerek görev alanı kabul eden, hali hazırda yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken; AKP’nin itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir.

 

Emre, Milli Eğitim Bakanlığı’na da çağrı yaparak, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Atatürk’ün dediği üzere yeni nesiller öğretmenlere emanetse, öğretmenlerin çalışma güvenliği de sizlerin sorumluluğudur! Zira bu elim hadiselerin kendi yanlış politikalarının sonucu olduğunu görmeyen, bu utanç hadiselerini münferit sayan, bu şiddet sarmalına uzaktan bakan, kendi sorumluluğundaki kamu görevlilerinin güvenliğini sağlamaktan aciz bir Bakanlık, hükümsüz olacaktır! Öğretmene şiddet hadiselerinin hepsinin karşısında dikileceğimizi, tüm hukuki yollarla hesap soracağımızı ve tepkimizi tüm demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.