Gerçek sanatçılardan biri: Ali ekber Eren...

GÜNDEM 01.01.2017 - 17:36, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 3946+ kez okundu.
 

Gerçek sanatçılardan biri: Ali ekber Eren...

  ADANA-Elbette herkesin namusluca yaptığı işe saygı duyulmalıdır. Örneğin bazı şarkıcı ya da türkücüler vardır.  Kendini sanatçı yerine koyar ama sanatçı değildir. Ekranlara dekor olan kadınlar vardır bir de. Ekranlara çıktığı için kendini sanatçı yerine koyar. Bir de bazı gerçek sanatçılar vardır ki toplumun büyük bölümü onlardan habersizdir. Onlar, çok büyük şöhret değildir ama bu ülke için ve sanat adına önemlidir.  Bu gerçek sanatçılardan biri de Ali Ekber Eren... ANKARA ADI KARA Ankara adı kara /Bu yara başka yara /Onyedi yaşındaydı /Kıyılır mı Erdal'a...  İşte bu eserin sahibidir Ali Ekber Eren. 12 Eylül’de yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için bestelenen şarkılardan biridir “Ankara Adı Kara”.  Her ikisinin de soyadı Eren ama Erdal Eren Giresun, Ali Ekber Eren ise Sivas dğumlu… 12 Eylül darbesi öncesinde er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıla hüküm giyen, Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Erdal Eren, 1980 yılında 17 yaşında asılarak idam edilmişti. Ortada bir kanıt yok, öldürülen askerin vucüdundan çıkan kurşun incelenmemiş, kemik ölçümü bile yapılmamıştı. Vicdanları kanatan bu olay karşısında bir sanatçı onun için “ Ankara Adı Kara” eserini hazırlamıştı. Sebahattin Ali’nin “Göklerde Kartal Gibiydim” şiirini de o besteledi. “Böyle Kal”, “Eylem Eyle”, Anlamadım Bu Ne Haldı”, “Dağlı Yürek”,” gibi albümler çıkardı. Anadolu’nun önemli ozanlarından Ali Ekber Eren ile sohbet edip konuşma imkanı bulduk. Gerçek sanatçıların az olduğu ülkelerdeki durum ortada. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? “Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş beyin sayısı çok az olur. Aydının, yazarın, çizerin, ressamın, şairin, tiyatrocunun, olmadığı bir toplum düşünün. Orada cehalett çok olur. Az olan beyinleri çoğaltmamız gerekir. Bu bir devlet politikası olmalıdır. Bizim ülkemizde bir tane değil onlarca  onlarca Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Rıfat Ilgaz olmalıydı. Onlarca Mahzuni Şerif, onlarca Neşet Ertaş olmalıydı. Mesala onlarca Yılmaz Güney olmalıydı. Bir yerde sanatçı çoğalmıyorsa bu da sistemden kaynaklı bir sorundur. Yani methedilmek isteyen devlet adamlarının eleştirilere tahammül edememesi ve övülmek istenmesi bunda etkendir. Sanatçı, rol kaybetmemek için boyun eğmemelidir. -Anadolu’da bir Ozan geleneği vardı. Bu gelenek halen devam ediyormu?   Şehirleşme, ozan geleneğini gerçekten bitirdi. 50-60 yıl önce yüzlerce ozan vardı. Teknoloji gelişti, çok şöy yokolup gitti.  Hani derler ya; sözler elektro oldu, telde neşe kalmadı, plastikten çiçek oldu, gülde neşe kalmadı…   Peki; size göre sanatçının yeri nedir, ne olmalıdır? Sanatçının yeri halkın yanıdır. Sanatçı halkını aydınlatandır. Pir Sultan Abdal neden Hızır Paşanın yanında olmadı. Bunun için onu astılar ve  600 yıl geçti ama kim tarihe kaldı?   Bir sanatçı olarak kimi örnek aldınız?  Ben sanat yaşamıma girirken öncelikle  Pir Sultan Abdal’ı örnek aldım.  Ruhi Su, Davut Sulari ve Mahzuni’den feyiz aldım. Bunlar benim dörtlü sacayağımdır. Onlardan aldığım feyiz ile çağı sorgulamaya çalışıyorum.     Türkiye’de sanat anlamında nasıl bir dönem yaşanıyor? Aslında iyi sanatçılarımız var ama sanatın ketumlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Albüm yok, konserler yok. Oysa bütün olumsuzluklara rağmen etkinlikler ertelenmemeli. Terör olayları sanatsal etkinliklerin ertelenmesine gerekçe olmamalı. (EGEMEN)    

 

ADANA-Elbette herkesin namusluca yaptığı işe saygı duyulmalıdır. Örneğin bazı şarkıcı ya da türkücüler vardır.  Kendini sanatçı yerine koyar ama sanatçı değildir. Ekranlara dekor olan kadınlar vardır bir de. Ekranlara çıktığı için kendini sanatçı yerine koyar. Bir de bazı gerçek sanatçılar vardır ki toplumun büyük bölümü onlardan habersizdir. Onlar, çok büyük şöhret değildir ama bu ülke için ve sanat adına önemlidir.  Bu gerçek sanatçılardan biri de Ali Ekber Eren...

ANKARA ADI KARA

Ankara adı kara /Bu yara başka yara /Onyedi yaşındaydı /Kıyılır mı Erdal'a...

 İşte bu eserin sahibidir Ali Ekber Eren. 12 Eylül’de yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için bestelenen şarkılardan biridir “Ankara Adı Kara”.  Her ikisinin de soyadı Eren ama Erdal Eren Giresun, Ali Ekber Eren ise Sivas dğumlu…

12 Eylül darbesi öncesinde er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıla hüküm giyen, Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Erdal Eren, 1980 yılında 17 yaşında asılarak idam edilmişti.

Ortada bir kanıt yok, öldürülen askerin vucüdundan çıkan kurşun incelenmemiş, kemik ölçümü bile yapılmamıştı. Vicdanları kanatan bu olay karşısında bir sanatçı onun için “ Ankara Adı Kara” eserini hazırlamıştı.

Sebahattin Ali’nin “Göklerde Kartal Gibiydim” şiirini de o besteledi. “Böyle Kal”, “Eylem Eyle”, Anlamadım Bu Ne Haldı”, “Dağlı Yürek”,” gibi albümler çıkardı.

Anadolu’nun önemli ozanlarından Ali Ekber Eren ile sohbet edip konuşma imkanı bulduk.

Gerçek sanatçıların az olduğu ülkelerdeki durum ortada. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

“Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş beyin sayısı çok az olur. Aydının, yazarın, çizerin, ressamın, şairin, tiyatrocunun, olmadığı bir toplum düşünün. Orada cehalett çok olur. Az olan beyinleri çoğaltmamız gerekir. Bu bir devlet politikası olmalıdır. Bizim ülkemizde bir tane değil onlarca  onlarca Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Rıfat Ilgaz olmalıydı. Onlarca Mahzuni Şerif, onlarca Neşet Ertaş olmalıydı. Mesala onlarca Yılmaz Güney olmalıydı. Bir yerde sanatçı çoğalmıyorsa bu da sistemden kaynaklı bir sorundur. Yani methedilmek isteyen devlet adamlarının eleştirilere tahammül edememesi ve övülmek istenmesi bunda etkendir. Sanatçı, rol kaybetmemek için boyun eğmemelidir.

-Anadolu’da bir Ozan geleneği vardı. Bu gelenek halen devam ediyormu?

 

Şehirleşme, ozan geleneğini gerçekten bitirdi. 50-60 yıl önce yüzlerce ozan vardı. Teknoloji gelişti, çok şöy yokolup gitti.  Hani derler ya; sözler elektro oldu, telde neşe kalmadı, plastikten çiçek oldu, gülde neşe kalmadı…

 

Peki; size göre sanatçının yeri nedir, ne olmalıdır?

Sanatçının yeri halkın yanıdır. Sanatçı halkını aydınlatandır. Pir Sultan Abdal neden Hızır Paşanın yanında olmadı. Bunun için onu astılar ve  600 yıl geçti ama kim tarihe kaldı?  

Bir sanatçı olarak kimi örnek aldınız? 

Ben sanat yaşamıma girirken öncelikle  Pir Sultan Abdal’ı örnek aldım.  Ruhi Su, Davut Sulari ve Mahzuni’den feyiz aldım. Bunlar benim dörtlü sacayağımdır. Onlardan aldığım feyiz ile çağı sorgulamaya çalışıyorum.  

 

Türkiye’de sanat anlamında nasıl bir dönem yaşanıyor?

Aslında iyi sanatçılarımız var ama sanatın ketumlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Albüm yok, konserler yok. Oysa bütün olumsuzluklara rağmen etkinlikler ertelenmemeli. Terör olayları sanatsal etkinliklerin ertelenmesine gerekçe olmamalı. (EGEMEN)

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.