İŞTE PANDEMİDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENİN HALİ PÜRMELALİ!

EĞİTİM 05.01.2021 - 12:35, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1556+ kez okundu.
 

İŞTE PANDEMİDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENİN HALİ PÜRMELALİ!

    Eğitim İş Adana Şube Başkanı Seher Emre, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın istikrarlı bir plan program oturtamayışı, öğrenci ve öğretmenlere gerekli donanımı sağlayamaması ve yapılan bütçe görüşmelerinde eğitim öğretim sürecini yüz yüze ya da uzaktan ama doğru şekilde sürdürebilecek ek bir mali kaynak oluşturamaması dolayısıyla eğitimimiz öğrencisiyle, öğretmeniyle, velisiyle can çekişmektedir” dedi.  Emre, Eğitim İş Adana 1 No'lu Şube’since gerçekleştirilen Covid-19 Anketi’ni paylaştı. Emre, dünyanın elini kolunu bağlayan Covid19’un ülkemizde en büyük ağırlığını eğitim alanında htirdiğine dikkat çekerek, “Yeni nesiller hangi kademe ve koşulda olduğuna bakılmaksızın fırsat eşitsizliğinin tepe noktaya vardığı bir süreçte eğitim öğretim hakkından yoksun bırakılmaktadır. Sağlık gerekçesiyle okullar kapatıldı ancak geçen 10 ayda ne okullarımıza dönebildik ne de sağlığımıza kavuşabildik.” ifadelerini kullandı.  İstikrarsız günaşırı değişen genelgelerden dolayı eğitim ortamının uzaktan sürdürülebilir olması yönünde eksiklikler olduğunu ve eğitimin ancak yüz yüze bir ortamda gerçekleştirilebileceğini düşündüklerini aktaran Emre, şöyle devam etti: “Malumdur ki Covid 19’un eğitim öğretim ve öğretmenlerin günlük yaşantısı üzerindeki etkisi hakkında bir araştırma yapılmadığını tespit ettik. Bu bağlamda konu ile ilgili bir alan taraması ve durum tespiti yapılmasını uygun gördük. Sağlık Bakanlığının da ‘kontrolümüzden çıktı’ dediği Covid19’un mesleğimiz üzerindeki etkisini görebilmek amacıyla araştırma, yöntem ve aracı olarak, öğretmenlerin katılacağı bir anket hazırladık. Örneklem olarak Adana il sınırları içinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapan 1016 öğretmenimizin çevrimiçi ortamda katıldığı araştırmamızda ortaya çıkacak tablonun aydınlatıcı olacağını inanıyoruz.”  Eğitim İş’in yaptığı araştırma sonuçları şöyle:  ÖĞRETMENLER MESLEK TANIMLARI DIŞINDA GÖREVLENDİRMELERE KATILMAK İSTEMİYOR “Filyasyon ekiplerinde çalışmak üzere Adana Valiliği tarafından resen görevlendirilen öğretmenlerimiz meslek tanımları dışındaki görevleri reddetmiştir. Eğitim-İş genel merkezimizin almış olduğu eylem kararları ve şubemizin itirazları sonucu söz konusu görevlendirmeler durdurulmuştur. Filyasyon ekiplerinde çalışmak üzere yapılan görevlendirmelerde gönüllülük esas alınmış ve bu ekiplerde yer alan öğretmenlerimiz anket sonuçlarımıza göre 996 yanıtta %2,1 ile 21 kişi olmuştur. 996 yanıtta %97,9 oran ile 975 öğretmenimiz meslek tanımı dışında çalışmayı reddediyor.   Meslek tanımları dışında ve asli görevleri olmayan filyasyon çalışmaları meslektaşlarımız arasında karşılık bulmamıştır. Halihazırda uzaktan eğitim, aile ve sağlık denkleminde kalan öğretmen mesleğini, ailesini ve sağlığını öncelikli tutmuştur.”   PANDEMİ KOŞULLARINDA YÜZ YÜZE ZORUNLU HİZMET İÇİ EĞİTİM KURSLARI DOĞRU DEĞİL “Adana Valiliği tarafından düzenlenen Temel Kodlama Eğitimi konulu hizmetiçi eğitime tabi tutulan öğretmenlerimiz çoğunlukla sendikamıza başvurmuş, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmelere rağmen öğretmenlerimiz bu seminerlere katılmak durumunda bırakılmıştır. Uzaktan eğitim sürecinde yüz yüze hizmetiçi eğitim kurslarına zorunlu olarak katılımınız oldu mu sorusuna 995 yanıttan %90,4 (899 kişi) hayır, %9,6 (96 kişi) ise evet cevabını vermiştir.     Covid 19 sürecinde ve öğretmenlerin uzaktan eğitimi sürdürmek durumunda kaldığı bir ortamda yüz yüze seminerlere katılımının bize göre önemli bir gerekçesi yoktur. Eğitim-İş olarak söz konusu seminerlerin yüz yüze yapılmasının doğru olmadığının altını çiziyor ve sağlıklı süreçlerde yapılmak üzere ertelenmesi çağrımızı tekrar ediyoruz. Yüz yüze seminer vermenin sakıncası yok ise Adana Valiliği’nce aynı koşul ve ortamların öğrencilerimiz için sağlanarak ayrıca yüz yüze eğitimin verilebilmesi gerektiğine inanıyoruz.” ADANA’DA ÖĞRETMENİN COVİD TABLOSU “Kronik rahatsızlığınız var mı sorusuna yanıt veren 995 öğretmenimizin %21,9unun yani 218 kişi kronik bir rahatsızlığı olduğunu, 999 öğretmenimizin %11,7si yani 117 kişi Covid19 geçirdiğini belirtmiştir. Testi pozitif çıkan ya da temaslı olan 183 meslektaşımızdan yalnızca 5’i hastanede yatmış. Covid19 geçiren 178 öğretmenimizin %7,9’u ikinci kez PCR testi yaptırmış %92,1’i test yaptırmadan günlük yaşantısına devam etmiştir. Bu durumda hem Covid19 geçiren kişiler hem de meslektaşlarımız açısından kontrolsüz bir durumun varlığı, dolayısıyla salgının kontrolden çıktığı gerçeği apaçık ortadır.    Ailenizde Covid19 geçiren hasta oldu mu sorusuna yanıt veren 918 kişiden 612’si hayır yanıtını vermiştir. Anketimize katılan 102 kişinin ailesinde 1 kişi, 81 kişinin ailesinde 2 kişi, 123 kişinin ailesinde 2 ve üzerinde kişi Covid 19 geçirmiştir. 918 kişiden 306 kişinin Covid19 geçiren en az 1 aile bireyi yakını olmuştur.   İş yerinizde kaç kişi Covid19 hastası oldu sorusuna yanıt veren 979 öğretmenimizin yalnızca %11,2’si yani 110’u sıfır yanıtını vermiştir. Öğretmenlerden 588 kişinin okulunda 1 ile 5, 230 kişinin okulunda 5 ile 10, 51 kişinin okulunda 10 ve üzerinde Covid19 geçiren meslektaşı olmuştur.   İş yerinizde Covid19 nedeniyle vefat eden meslektaşınınz oldu mu sorusuna 978 kişiden 928i hayır, 50’si evet yanıtını vermiştir. Bu durumda yaklaşık 1000 öğretmenimizden 50’sinin okulunda Covid19’dan kaybettiği bir meslektaşı olmuştur.   Sonuç olarak teste katılan yaklaşık 1000 öğretmenimizin 218’i kronik bir rahatsızlığa sahip, 117 öğretmenimiz Covid19 geçirmiş, 306 kişinin Covid19 geçiren en az 1  aile bireyi olmuş, 588 kişinin okulunda Covid19 geçiren en az bir meslektaşı olmuş ve 50 kişi çalıştığı işyerinde  Covid19’dan vefat eden meslektaşı olduğunu belirtmiştir.” YÜZ YÜZE EĞİTİM VAKA SAYISINI ARTTIRDI UZAKTAN EĞİTİM VAKA SAYISINI AZALTTI MI? “Yüz yüze eğitimin vaka sayılarını arttırdığını düşünüyor musunuz sorusuna ankete katılan 997 öğretmenimizin %67,6’sı yani 674 kişi evet, %21,9’u yani 218 kişi kısmen, %10,5’i yani 218 kişi hayır yanıtını vermiştir.    Uzaktan eğitimin vaka sayılarını azalttığını düşünüyor musunuz sorusuna ankete katılan 998 öğretmenimizin %54,6’sı yani 545 kişi evet, %27,2’si yani 271 kişi kısmen, %18,2’si yani 182 kişi hayır yanıtını vermiştir.   Sonuç olarak yüz yüze eğitim vaka sayısını arttırmış mıdır sorusuna evet yanıtını veren 674 öğretmene karşılık, hayır arttırmaz diyen ya da kısmen arttırdığını düşünen 323 öğretmenimiz olmuştur. Uzaktan eğitim vaka sayısını azaltmış mıdır sorusuna evet yanıtını veren 545 öğretmene karşılık, hayır azaltmadı ya da kısmen azalttı diyen 453 öğretmenimiz vardır. Yüz yüze eğitimin vaka sayısını arttıracağına inanan çoğunluk uzaktan eğitimin vaka sayısını azalttığı noktasında tereddüte düşmektedir. Çünkü eğitimi durdururken sokakta, çarşıda, pazarda, markette, trafikte, avmde hayatın akışı devam etmekte ve sonuç olarak öğretmenlerimiz açısından ne sağlık ne de eğitim öğretim ortamı geri gelmektedir.” HAFTADA BİR OKULA GİTMEK DOĞRU DEĞİL “Öğretmenlerin haftada bir gün uzaktan eğitim sürecini değerlendirmek ve sınıf defterlerini işlemek için okula çağrılmalarını doğru buluyor musunuz sorusuna 992 yanıttan %86,5’i (858 kişi) hayır, %13,5’i (134 kişi) evet yanıtını vermiştir.    Öğrencinin olmadığı okul ortamına giren ve ders defteri işlemek, zümre ile toplu değerlendirmeler yapmak durumunda kalan öğretmenlerimiz Milli Eğitim Bakanlığının değişken çizgisinde verim elde ettiğini düşünmüyor. Haftada bir okula gitmek iş yükü oluşturmakla birlikte eğitimin verimini, niteliğini öğretmen ve öğrenci açısından arttırmıyor. Dolayısıyla öğretmenlerimiz 992 yanıtta 858 kişi olarak haftada bir okula gitmeyi doğru bulmuyor.” OKULA ULAŞIMDA TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI TERCİH EDİLMİYOR “Okula ulaşımınızı nasıl sağlıyorsunuz sorusuna 998 yanıttan %74,1’i (740 kişi) özel araç, %13,8 (138 kişi) toplu taşıma, %10,3 (103 kişi) yaya, %2,1 (17 kişi) diğer yanıtını vermiştir. 998 öğretmenimizden 853’ü okula ulaşımda toplu taşıma araçlarını tercih etmemektedir.”   OKULLARDA HİJYEN SAĞLANABİLİYOR MU? “Pandemi süreciyle ilgili sağlık bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca sağlanan hijyen şartlarının geliştirilmesi, enfeksiyon önleme kılavuzu doğrultusunda okul idarenizce gerekli tedbirlerin alındığını düşünüyor musunuz sorusuna 998 yanıttan %55,3’ü (532 kişi) evet, %13,1’i (131 kişi) hayır, %31,6’sı (315 kişi) kısmen yanıtını vermiştir. Anketimize katılan öğretmenlerimizden 532’si okullarında gerekli hijyen koşullarının sağlanabildiği hususunda evet yanıtını vermişken, 446’sı hijyen şartlarının sağlanamadığı noktasında hayır ya da kısmen yanıtını vermiştir. Ancak öğretmenlerimiz öğrencilerin geldiği, temasın arttığı durumda söz konusu hijyenin sağlanması ve istikrarlı şekilde sürdürülebileceği yönünde kaygı duymaktadır.” ÖĞRETMENİN MAAŞININ AZLIĞI DEĞİL EK DERS KONUŞULDU “Uzaktan eğitim sürecinde iş yükünüzün arttığını düşünüyor musunuz sorusuna 996 öğretmenden 644ü evet, 181’i hayır, 171’i kısmen yanıtını vermiştir. 976 öğretmenimizden 469’u %48 oranda ek ders kaybı yaşadığını belirtmiştir.  Uzaktan eğitim sürecinde aylık olarak ortalama ne kadar ekders kaybınız oluyor sorusuna 543 yanıttan % 29,7’si (161 kişi) 0 ile 250 tl, %24,9’u (135 kişi) 250 ile 500 tl, %17,3 (94 kişi) 500 ile 750 tl,  %28,2’si (153 kişi) 750 tl ve üstü yanıtını vermiştir. Bu ankete katılan ortalama 1000 öğretmenimizden 543’ü ekders kaybı yaşadığını belirtmiştir.    Konfederasyonumuz Birleşik Kamuişin Aralık 2020 için yapmış olduğu araştırmaya göre açlık sınırı 3,146 lira, yoksulluk sınırı ise 11,000 lirayı geçti. 2020 Temmuz Ayı Zamlı Öğretmen Maaşlarına göre göreve yeni başlayan bir öğretmenin alacağı maaş 4,301 lira ve 1in 4ü yani 25 yıl çalışan bir öğretmenin maaşı da 4,958 liradır. Maaşların düşüklüğü ve açlık yoksulluk sınırı göz önüne alındığında öğretmenlerimizin ekders noktasında yaşadığı kaybın gündeme gelmesi anlaşılır olacaktır. Milli eğitim Bakanlığının öğrenci, öğretmen, veli nezdinde gerekli donanımı sağlayarak istikrarlı bir eğitime geçişi sağlayamamasının bedelini ek derslerinde yaşadığı kayıpla ödeyen öğretmenlerimizin, bizzat Bakanlığın gün aşırı değişen ekders kararlı genelgeleri dolayısıyla, ekdersleriyle gündeme gelmesi ayrıca mesleki onurumuz açısından yıpratıcı olmuştur.”  AŞILARA GÜVENMİYORUZ AMA YAPTIRACAĞIZ “Covid19 için geliştirilen aşılara güveniyor musunuz sorusuna 990 kişiden % 49,4’ü yani 489 kişi kısmen, %35,9’u 355 kişi hayır, %14,7’si 146 kişi evet yanıtını vermiştir. Buna göre aşı güvenilirliği olmadığı halde Covid19 aşısı yaptırmayı düşünüyor musunuz sorusuna 1000 kişiden %45’i yani 450 kişi kararsız, %30,6’sı ile 306 kişi evet ve %24,4’ü 244 kişi hayır yanıtını vermiştir.”        Emre, araştırma sonucunda elde edilen sonuçlara göre tekliflerini ise şöyle sıraladı: İŞTE ÖĞRETMENLERİN DURUMU:  • Öğretmenler pandemi sürecinde kendilerini ve ailelerini tehlikeye atacak görev tanımları dışında uygulamalara destek vermemiştir. ● Pandemi dolayısıyla okullarımızın tüm kademelerinde eğitime ara verildiği halde, öğretmenlerimiz yüz yüze  hizmet içi eğitimlere tabi tutulmuştur. %10luk bir öğretmen kesimi bu yüz yüze eğitimlere katılmak durumunda kalmıştır. ● Öğretmenlerin önemli bir kısmı kronik rahatsızlık yaşamaktadır. Beş öğretmenin biri kronik rahatsız olup meslek olarak farklı yaş gruplarını düşünecek olursak risk altında olan öğretmen sayısının ne kadar ciddi bir oranı teşkil ettiğini görebiliriz. ● Öğretmenin Covid19 tablosunu örneklem olarak Adana ili üzerinden koyduğumuz çalışma alınan tüm önlemlere rağmen salgının kontrol altına alınamadığını öğretmenlerin yüz yüze eğitim yapılmadığı halde % 12lik bir kısmının Covid19 geçirdiği ve testi pozitif çıkan öğretmenlerimizin %92sine karantina süreci sonrasında ikinci bir test yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Aynı öğretmenin %35nin ailesinde en az 1 kişi ve okullarında % 89unun iş yerinde en az 1 meslektaşı Covid19 geçirmiş ve %5inin yani anketimize katılan 100 öğretmenden 5inin çalıştığı işyerinde Covid19 nedeniyle vefat eden mesai arkadaşı olmuştur.  ● Öğretmenlerin %68i yüz yüze eğitim uygulamasının Covid19 bulaşma riskini arttırdığını; ancak %46sı da uzaktan eğitimin Covid19 bulaşma riskini yeterince azaltmadığını düşünmektedir.  ● Öğretmenlerin anlamlı bir kesimi (% 87) imza için haftada bir gün işyerine gidilmesini doğru bulmamıştır. ● Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu (% 74) pandemi döneminde işyerine gitmek için özel aracı tercih etmektedir.  ● Öğretmenlerin yarıya yakını (% 45) pandemi döneminde işyerinde alınan tedbirleri yeterli bulmadığını düşünmektedir. ● Öğretmenlerin yarıya yakını pandemi döneminde (%48) ekders gelirinde kayıp yaşamıştır. ● Öğretmenlerin büyük bir bölümü (%85) Covid19 ile mücadele için üretilen aşılara yeterince güvenmediğini ifade etmişken, % 65 oranla da aşı olmayı düşünmektedir.  Seher Emre, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:  ● Covid 19 sonrasında yüz yüze eğitim koşulları sağlık gerekçesiyle ortadan kalkmış, bunla birlikte uzaktan eğitimin gerekli koşulları da sağlanamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Pandemiyle mücadele noktasında Bilim Kurulu’nun önerilerini baz almasını doğru bulmakla beraber, ayrı bir plan program oturtarak eğitim öğretim sürecini yönetebilir hale gelmesi gerekmektedir. Mevcut durumda sağlıkta olduğu gibi eğitimde de iyileşme yoktur. Eğitim ancak ve yalnızca yüz yüze koşullarda mümkündür. Uzaktan eğitim çalışma ve verileri öğrenciler açısından eğitimin ulaşılabilir olmadığını, fırsat eşitliğinin sağlanamadığını ortaya koymaktadır. Altyapısı kurularak, fırsat eşitliği sağlanmadan yapılmaya çalışan sözde eğitim ile pandemi sürecinde feda edilen ülkemizin geleceği ve gençlerimiz olmuştur. “Eğitimde kaybedilecek tek fert yoktur” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gözüyle bakarsak durumun vehametini daha da anlamış oluruz. ● Tedbirlerin sadece okullar üzerinden alınması doğru değildir, eğitimi durdurmak Covid 19’u durdurmamıştır ki. Sağlık Bakanlığının anketimizden bağımsız olarak yayınladığı günlük veriler de eğitimi durdurmanın özünde toplum sağlığı açısından bir çözüm olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla tedbirlerin eğitim öğretim ortamı dışında da arttırılması ve bu hususta daha fazla zaman kaybı olmaması açısından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bilimsel çalışmaları baz alan bir Pandemi Kurulu oluşturularak yüz yüze eğitime geçişin en kısa zamanda ve sağlıklı koşulları oluşturulmalıdır. ● Beş öğretmenden birinin kronik hasta ve önemli bir bölümünün yaşından dolayı covid 19 risk grubunda olduğu bir ortamda öğretmenlerin hayatını tehlikeye atacak uygulamalara son verilmelidir. Her gün sabahtan akşamın ilerleyen saatlerine kadar uzaktan eğitim vermek zorunda kalan öğretmenlerimizin imza ve değerlendirme için işyerine çağrılması öğretmenlerin mesleki saygınlığını, en önemlisi hayatını hiçe saymakla eş değerdir.  ● Toplu taşıma veya özel araçla da olsa öğretmenlerin işyerlerine ulaşımının en önemli risk faktörü olduğu unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra okullarda çalışan öğretmen sayısının fazlalığını da düşünecek olursak öğretmenin her okula gidiş gelişi ailesiyle birlikte kendi hayatını da tehlikeye atması demektir. Öğretmenlerin zaruri durumlar dışında işyerlerine çağrılmaması gerektiği gibi işyerlerinde en az temas ve en yüksek hijyen koşulları sağlanmalıdır.  ● Öğretmenler görev tanımları dışında mesleki formasyon taşımadıkları alanlarda görevlendirmeleri kabul etmemektedir. Bu alanda eğitimli, sağlık alanında  hazır iş gücü varken öğretmenlerin filyasyon ekiplerinde görevlendirilmesi iki meslek grubuna birden  yapılmış büyük bir haksızlıktır. Dolayısıyla filyasyon ekiplerinde öğretmen görevlendirilmesine son verilmeli, ihtiyaç duyulan kadronun atanamayan on binlerce sağlıkçıdan karşılanması gerekmektedir.  ● Bununla birlikte öğretmenlere bu pandemi koşullarında dahi zorunlu yüz yüze eğitimler düzenlenmesi aslında pandemi tedbirleri mantığının ne kadar yanlış kurulduğunun en önemli göstergesi olmuştur. Öğretmenler olarak hayatımızı tehlikeye atan diğer uygulamalarla birlikte yüz yüze eğitim seminerleri durdurulmalı, söz konusu seminerler daha elverişli dönemlerde yapılmak üzere ertelenmelidir.   ● Aşılar konusunda tüm bileşenlerle ortak çalışmalar ışığında toplumda güven noktasında kamuoyu oluşturulmalı ve çalışmalar şeffaf olmalıdır. Bu konuda atılan adımların ve alınan kararların nedenleri ile kamuoyuna açıklanması, toplumda aşıya karşı önyargısız, bilinçli ve olumlu bir yaklaşımın geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. ● Sağlık gerekçesiyle durdurulan eğitim-öğretim hayatı, mali yönden öğretmene fatura edilmemeli ve Milli Eğitim Bakanlığı önlenemeyen salgın ortamında öğretmenlerin ek ders hususunda gündeme gelmesine sebep olan tutum ve davranışlardan vazgeçmelidir. Öğretmenlerin ekders saat ücretinin 17 tl olduğu ve oluşan ekonomik koşullarla birlikte yaşam standardı açısından halihazırda öğretmen hayatına bir refah sağlayamadığı unutulmamalıdır. Pandemi döneminde, öğretmenin iş yükünün azalmadığını düşünecek olursak ekders gelirinin de pandemi öncesinde olduğu şekilde ödenmesi gerekmektedir. Yoksulluk sınırının çok altında bir gelirle, covid 19 şartlarında tüm olumsuzluklara rağmen görevini aksatmamak için çalışan öğretmenlerin insanca yaşam hakkı için 3600 ekgösterge derhal verilmeli, maaşları milletvekili maaşlarından düşük olmamalıdır.
 
 
Eğitim İş Adana Şube Başkanı Seher Emre, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın istikrarlı bir plan program oturtamayışı, öğrenci ve öğretmenlere gerekli donanımı sağlayamaması ve yapılan bütçe görüşmelerinde eğitim öğretim sürecini yüz yüze ya da uzaktan ama doğru şekilde sürdürebilecek ek bir mali kaynak oluşturamaması dolayısıyla eğitimimiz öğrencisiyle, öğretmeniyle, velisiyle can çekişmektedir” dedi. 
Emre, Eğitim İş Adana 1 No'lu Şube’since gerçekleştirilen Covid-19 Anketi’ni paylaştı. Emre, dünyanın elini kolunu bağlayan Covid19’un ülkemizde en büyük ağırlığını eğitim alanında htirdiğine dikkat çekerek, “Yeni nesiller hangi kademe ve koşulda olduğuna bakılmaksızın fırsat eşitsizliğinin tepe noktaya vardığı bir süreçte eğitim öğretim hakkından yoksun bırakılmaktadır. Sağlık gerekçesiyle okullar kapatıldı ancak geçen 10 ayda ne okullarımıza dönebildik ne de sağlığımıza kavuşabildik.” ifadelerini kullandı. 
İstikrarsız günaşırı değişen genelgelerden dolayı eğitim ortamının uzaktan sürdürülebilir olması yönünde eksiklikler olduğunu ve eğitimin ancak yüz yüze bir ortamda gerçekleştirilebileceğini düşündüklerini aktaran Emre, şöyle devam etti: “Malumdur ki Covid 19’un eğitim öğretim ve öğretmenlerin günlük yaşantısı üzerindeki etkisi hakkında bir araştırma yapılmadığını tespit ettik. Bu bağlamda konu ile ilgili bir alan taraması ve durum tespiti yapılmasını uygun gördük. Sağlık Bakanlığının da ‘kontrolümüzden çıktı’ dediği Covid19’un mesleğimiz üzerindeki etkisini görebilmek amacıyla araştırma, yöntem ve aracı olarak, öğretmenlerin katılacağı bir anket hazırladık. Örneklem olarak Adana il sınırları içinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapan 1016 öğretmenimizin çevrimiçi ortamda katıldığı araştırmamızda ortaya çıkacak tablonun aydınlatıcı olacağını inanıyoruz.” 
Eğitim İş’in yaptığı araştırma sonuçları şöyle: 
ÖĞRETMENLER MESLEK TANIMLARI DIŞINDA GÖREVLENDİRMELERE KATILMAK İSTEMİYOR
“Filyasyon ekiplerinde çalışmak üzere Adana Valiliği tarafından resen görevlendirilen öğretmenlerimiz meslek tanımları dışındaki görevleri reddetmiştir. Eğitim-İş genel merkezimizin almış olduğu eylem kararları ve şubemizin itirazları sonucu söz konusu görevlendirmeler durdurulmuştur. Filyasyon ekiplerinde çalışmak üzere yapılan görevlendirmelerde gönüllülük esas alınmış ve bu ekiplerde yer alan öğretmenlerimiz anket sonuçlarımıza göre 996 yanıtta %2,1 ile 21 kişi olmuştur. 996 yanıtta %97,9 oran ile 975 öğretmenimiz meslek tanımı dışında çalışmayı reddediyor.
 
Meslek tanımları dışında ve asli görevleri olmayan filyasyon çalışmaları meslektaşlarımız arasında karşılık bulmamıştır. Halihazırda uzaktan eğitim, aile ve sağlık denkleminde kalan öğretmen mesleğini, ailesini ve sağlığını öncelikli tutmuştur.”
 
PANDEMİ KOŞULLARINDA YÜZ YÜZE ZORUNLU HİZMET İÇİ EĞİTİM KURSLARI DOĞRU DEĞİL
“Adana Valiliği tarafından düzenlenen Temel Kodlama Eğitimi konulu hizmetiçi eğitime tabi tutulan öğretmenlerimiz çoğunlukla sendikamıza başvurmuş, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmelere rağmen öğretmenlerimiz bu seminerlere katılmak durumunda bırakılmıştır. Uzaktan eğitim sürecinde yüz yüze hizmetiçi eğitim kurslarına zorunlu olarak katılımınız oldu mu sorusuna 995 yanıttan %90,4 (899 kişi) hayır, %9,6 (96 kişi) ise evet cevabını vermiştir.
 
 
Covid 19 sürecinde ve öğretmenlerin uzaktan eğitimi sürdürmek durumunda kaldığı bir ortamda yüz yüze seminerlere katılımının bize göre önemli bir gerekçesi yoktur. Eğitim-İş olarak söz konusu seminerlerin yüz yüze yapılmasının doğru olmadığının altını çiziyor ve sağlıklı süreçlerde yapılmak üzere ertelenmesi çağrımızı tekrar ediyoruz. Yüz yüze seminer vermenin sakıncası yok ise Adana Valiliği’nce aynı koşul ve ortamların öğrencilerimiz için sağlanarak ayrıca yüz yüze eğitimin verilebilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
ADANA’DA ÖĞRETMENİN COVİD TABLOSU
“Kronik rahatsızlığınız var mı sorusuna yanıt veren 995 öğretmenimizin %21,9unun yani 218 kişi kronik bir rahatsızlığı olduğunu, 999 öğretmenimizin %11,7si yani 117 kişi Covid19 geçirdiğini belirtmiştir. Testi pozitif çıkan ya da temaslı olan 183 meslektaşımızdan yalnızca 5’i hastanede yatmış. Covid19 geçiren 178 öğretmenimizin %7,9’u ikinci kez PCR testi yaptırmış %92,1’i test yaptırmadan günlük yaşantısına devam etmiştir. Bu durumda hem Covid19 geçiren kişiler hem de meslektaşlarımız açısından kontrolsüz bir durumun varlığı, dolayısıyla salgının kontrolden çıktığı gerçeği apaçık ortadır. 
 
Ailenizde Covid19 geçiren hasta oldu mu sorusuna yanıt veren 918 kişiden 612’si hayır yanıtını vermiştir. Anketimize katılan 102 kişinin ailesinde 1 kişi, 81 kişinin ailesinde 2 kişi, 123 kişinin ailesinde 2 ve üzerinde kişi Covid 19 geçirmiştir. 918 kişiden 306 kişinin Covid19 geçiren en az 1 aile bireyi yakını olmuştur.
 
İş yerinizde kaç kişi Covid19 hastası oldu sorusuna yanıt veren 979 öğretmenimizin yalnızca %11,2’si yani 110’u sıfır yanıtını vermiştir. Öğretmenlerden 588 kişinin okulunda 1 ile 5, 230 kişinin okulunda 5 ile 10, 51 kişinin okulunda 10 ve üzerinde Covid19 geçiren meslektaşı olmuştur.
 
İş yerinizde Covid19 nedeniyle vefat eden meslektaşınınz oldu mu sorusuna 978 kişiden 928i hayır, 50’si evet yanıtını vermiştir. Bu durumda yaklaşık 1000 öğretmenimizden 50’sinin okulunda Covid19’dan kaybettiği bir meslektaşı olmuştur.
 
Sonuç olarak teste katılan yaklaşık 1000 öğretmenimizin 218’i kronik bir rahatsızlığa sahip, 117 öğretmenimiz Covid19 geçirmiş, 306 kişinin Covid19 geçiren en az 1  aile bireyi olmuş, 588 kişinin okulunda Covid19 geçiren en az bir meslektaşı olmuş ve 50 kişi çalıştığı işyerinde  Covid19’dan vefat eden meslektaşı olduğunu belirtmiştir.”
YÜZ YÜZE EĞİTİM VAKA SAYISINI ARTTIRDI UZAKTAN EĞİTİM VAKA SAYISINI AZALTTI MI?
“Yüz yüze eğitimin vaka sayılarını arttırdığını düşünüyor musunuz sorusuna ankete katılan 997 öğretmenimizin %67,6’sı yani 674 kişi evet, %21,9’u yani 218 kişi kısmen, %10,5’i yani 218 kişi hayır yanıtını vermiştir. 
 
Uzaktan eğitimin vaka sayılarını azalttığını düşünüyor musunuz sorusuna ankete katılan 998 öğretmenimizin %54,6’sı yani 545 kişi evet, %27,2’si yani 271 kişi kısmen, %18,2’si yani 182 kişi hayır yanıtını vermiştir.
 
Sonuç olarak yüz yüze eğitim vaka sayısını arttırmış mıdır sorusuna evet yanıtını veren 674 öğretmene karşılık, hayır arttırmaz diyen ya da kısmen arttırdığını düşünen 323 öğretmenimiz olmuştur. Uzaktan eğitim vaka sayısını azaltmış mıdır sorusuna evet yanıtını veren 545 öğretmene karşılık, hayır azaltmadı ya da kısmen azalttı diyen 453 öğretmenimiz vardır. Yüz yüze eğitimin vaka sayısını arttıracağına inanan çoğunluk uzaktan eğitimin vaka sayısını azalttığı noktasında tereddüte düşmektedir. Çünkü eğitimi durdururken sokakta, çarşıda, pazarda, markette, trafikte, avmde hayatın akışı devam etmekte ve sonuç olarak öğretmenlerimiz açısından ne sağlık ne de eğitim öğretim ortamı geri gelmektedir.”
HAFTADA BİR OKULA GİTMEK DOĞRU DEĞİL
“Öğretmenlerin haftada bir gün uzaktan eğitim sürecini değerlendirmek ve sınıf defterlerini işlemek için okula çağrılmalarını doğru buluyor musunuz sorusuna 992 yanıttan %86,5’i (858 kişi) hayır, %13,5’i (134 kişi) evet yanıtını vermiştir. 
 
Öğrencinin olmadığı okul ortamına giren ve ders defteri işlemek, zümre ile toplu değerlendirmeler yapmak durumunda kalan öğretmenlerimiz Milli Eğitim Bakanlığının değişken çizgisinde verim elde ettiğini düşünmüyor. Haftada bir okula gitmek iş yükü oluşturmakla birlikte eğitimin verimini, niteliğini öğretmen ve öğrenci açısından arttırmıyor. Dolayısıyla öğretmenlerimiz 992 yanıtta 858 kişi olarak haftada bir okula gitmeyi doğru bulmuyor.”
OKULA ULAŞIMDA TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI TERCİH EDİLMİYOR
“Okula ulaşımınızı nasıl sağlıyorsunuz sorusuna 998 yanıttan %74,1’i (740 kişi) özel araç, %13,8 (138 kişi) toplu taşıma, %10,3 (103 kişi) yaya, %2,1 (17 kişi) diğer yanıtını vermiştir. 998 öğretmenimizden 853’ü okula ulaşımda toplu taşıma araçlarını tercih etmemektedir.”
 
OKULLARDA HİJYEN SAĞLANABİLİYOR MU?
“Pandemi süreciyle ilgili sağlık bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca sağlanan hijyen şartlarının geliştirilmesi, enfeksiyon önleme kılavuzu doğrultusunda okul idarenizce gerekli tedbirlerin alındığını düşünüyor musunuz sorusuna 998 yanıttan %55,3’ü (532 kişi) evet, %13,1’i (131 kişi) hayır, %31,6’sı (315 kişi) kısmen yanıtını vermiştir. Anketimize katılan öğretmenlerimizden 532’si okullarında gerekli hijyen koşullarının sağlanabildiği hususunda evet yanıtını vermişken, 446’sı hijyen şartlarının sağlanamadığı noktasında hayır ya da kısmen yanıtını vermiştir. Ancak öğretmenlerimiz öğrencilerin geldiği, temasın arttığı durumda söz konusu hijyenin sağlanması ve istikrarlı şekilde sürdürülebileceği yönünde kaygı duymaktadır.”
ÖĞRETMENİN MAAŞININ AZLIĞI DEĞİL EK DERS KONUŞULDU
“Uzaktan eğitim sürecinde iş yükünüzün arttığını düşünüyor musunuz sorusuna 996 öğretmenden 644ü evet, 181’i hayır, 171’i kısmen yanıtını vermiştir. 976 öğretmenimizden 469’u %48 oranda ek ders kaybı yaşadığını belirtmiştir. 
Uzaktan eğitim sürecinde aylık olarak ortalama ne kadar ekders kaybınız oluyor sorusuna 543 yanıttan % 29,7’si (161 kişi) 0 ile 250 tl, %24,9’u (135 kişi) 250 ile 500 tl, %17,3 (94 kişi) 500 ile 750 tl,  %28,2’si (153 kişi) 750 tl ve üstü yanıtını vermiştir. Bu ankete katılan ortalama 1000 öğretmenimizden 543’ü ekders kaybı yaşadığını belirtmiştir. 
 
Konfederasyonumuz Birleşik Kamuişin Aralık 2020 için yapmış olduğu araştırmaya göre açlık sınırı 3,146 lira, yoksulluk sınırı ise 11,000 lirayı geçti. 2020 Temmuz Ayı Zamlı Öğretmen Maaşlarına göre göreve yeni başlayan bir öğretmenin alacağı maaş 4,301 lira ve 1in 4ü yani 25 yıl çalışan bir öğretmenin maaşı da 4,958 liradır. Maaşların düşüklüğü ve açlık yoksulluk sınırı göz önüne alındığında öğretmenlerimizin ekders noktasında yaşadığı kaybın gündeme gelmesi anlaşılır olacaktır. Milli eğitim Bakanlığının öğrenci, öğretmen, veli nezdinde gerekli donanımı sağlayarak istikrarlı bir eğitime geçişi sağlayamamasının bedelini ek derslerinde yaşadığı kayıpla ödeyen öğretmenlerimizin, bizzat Bakanlığın gün aşırı değişen ekders kararlı genelgeleri dolayısıyla, ekdersleriyle gündeme gelmesi ayrıca mesleki onurumuz açısından yıpratıcı olmuştur.” 
AŞILARA GÜVENMİYORUZ AMA YAPTIRACAĞIZ
“Covid19 için geliştirilen aşılara güveniyor musunuz sorusuna 990 kişiden % 49,4’ü yani 489 kişi kısmen, %35,9’u 355 kişi hayır, %14,7’si 146 kişi evet yanıtını vermiştir. Buna göre aşı güvenilirliği olmadığı halde Covid19 aşısı yaptırmayı düşünüyor musunuz sorusuna 1000 kişiden %45’i yani 450 kişi kararsız, %30,6’sı ile 306 kişi evet ve %24,4’ü 244 kişi hayır yanıtını vermiştir.” 
 
 
 
Emre, araştırma sonucunda elde edilen sonuçlara göre tekliflerini ise şöyle sıraladı:
İŞTE ÖĞRETMENLERİN DURUMU: 
• Öğretmenler pandemi sürecinde kendilerini ve ailelerini tehlikeye atacak görev tanımları dışında uygulamalara destek vermemiştir.
● Pandemi dolayısıyla okullarımızın tüm kademelerinde eğitime ara verildiği halde, öğretmenlerimiz yüz yüze  hizmet içi eğitimlere tabi tutulmuştur. %10luk bir öğretmen kesimi bu yüz yüze eğitimlere katılmak durumunda kalmıştır.
● Öğretmenlerin önemli bir kısmı kronik rahatsızlık yaşamaktadır. Beş öğretmenin biri kronik rahatsız olup meslek olarak farklı yaş gruplarını düşünecek olursak risk altında olan öğretmen sayısının ne kadar ciddi bir oranı teşkil ettiğini görebiliriz.
● Öğretmenin Covid19 tablosunu örneklem olarak Adana ili üzerinden koyduğumuz çalışma alınan tüm önlemlere rağmen salgının kontrol altına alınamadığını öğretmenlerin yüz yüze eğitim yapılmadığı halde % 12lik bir kısmının Covid19 geçirdiği ve testi pozitif çıkan öğretmenlerimizin %92sine karantina süreci sonrasında ikinci bir test yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Aynı öğretmenin %35nin ailesinde en az 1 kişi ve okullarında % 89unun iş yerinde en az 1 meslektaşı Covid19 geçirmiş ve %5inin yani anketimize katılan 100 öğretmenden 5inin çalıştığı işyerinde Covid19 nedeniyle vefat eden mesai arkadaşı olmuştur. 
● Öğretmenlerin %68i yüz yüze eğitim uygulamasının Covid19 bulaşma riskini arttırdığını; ancak %46sı da uzaktan eğitimin Covid19 bulaşma riskini yeterince azaltmadığını düşünmektedir. 
● Öğretmenlerin anlamlı bir kesimi (% 87) imza için haftada bir gün işyerine gidilmesini doğru bulmamıştır.
● Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu (% 74) pandemi döneminde işyerine gitmek için özel aracı tercih etmektedir. 
● Öğretmenlerin yarıya yakını (% 45) pandemi döneminde işyerinde alınan tedbirleri yeterli bulmadığını düşünmektedir.
● Öğretmenlerin yarıya yakını pandemi döneminde (%48) ekders gelirinde kayıp yaşamıştır.
● Öğretmenlerin büyük bir bölümü (%85) Covid19 ile mücadele için üretilen aşılara yeterince güvenmediğini ifade etmişken, % 65 oranla da aşı olmayı düşünmektedir. 
Seher Emre, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: 
● Covid 19 sonrasında yüz yüze eğitim koşulları sağlık gerekçesiyle ortadan kalkmış, bunla birlikte uzaktan eğitimin gerekli koşulları da sağlanamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Pandemiyle mücadele noktasında Bilim Kurulu’nun önerilerini baz almasını doğru bulmakla beraber, ayrı bir plan program oturtarak eğitim öğretim sürecini yönetebilir hale gelmesi gerekmektedir. Mevcut durumda sağlıkta olduğu gibi eğitimde de iyileşme yoktur. Eğitim ancak ve yalnızca yüz yüze koşullarda mümkündür. Uzaktan eğitim çalışma ve verileri öğrenciler açısından eğitimin ulaşılabilir olmadığını, fırsat eşitliğinin sağlanamadığını ortaya koymaktadır. Altyapısı kurularak, fırsat eşitliği sağlanmadan yapılmaya çalışan sözde eğitim ile pandemi sürecinde feda edilen ülkemizin geleceği ve gençlerimiz olmuştur. “Eğitimde kaybedilecek tek fert yoktur” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gözüyle bakarsak durumun vehametini daha da anlamış oluruz.
● Tedbirlerin sadece okullar üzerinden alınması doğru değildir, eğitimi durdurmak Covid 19’u durdurmamıştır ki. Sağlık Bakanlığının anketimizden bağımsız olarak yayınladığı günlük veriler de eğitimi durdurmanın özünde toplum sağlığı açısından bir çözüm olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla tedbirlerin eğitim öğretim ortamı dışında da arttırılması ve bu hususta daha fazla zaman kaybı olmaması açısından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bilimsel çalışmaları baz alan bir Pandemi Kurulu oluşturularak yüz yüze eğitime geçişin en kısa zamanda ve sağlıklı koşulları oluşturulmalıdır.
● Beş öğretmenden birinin kronik hasta ve önemli bir bölümünün yaşından dolayı covid 19 risk grubunda olduğu bir ortamda öğretmenlerin hayatını tehlikeye atacak uygulamalara son verilmelidir. Her gün sabahtan akşamın ilerleyen saatlerine kadar uzaktan eğitim vermek zorunda kalan öğretmenlerimizin imza ve değerlendirme için işyerine çağrılması öğretmenlerin mesleki saygınlığını, en önemlisi hayatını hiçe saymakla eş değerdir. 
● Toplu taşıma veya özel araçla da olsa öğretmenlerin işyerlerine ulaşımının en önemli risk faktörü olduğu unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra okullarda çalışan öğretmen sayısının fazlalığını da düşünecek olursak öğretmenin her okula gidiş gelişi ailesiyle birlikte kendi hayatını da tehlikeye atması demektir. Öğretmenlerin zaruri durumlar dışında işyerlerine çağrılmaması gerektiği gibi işyerlerinde en az temas ve en yüksek hijyen koşulları sağlanmalıdır. 
● Öğretmenler görev tanımları dışında mesleki formasyon taşımadıkları alanlarda görevlendirmeleri kabul etmemektedir. Bu alanda eğitimli, sağlık alanında  hazır iş gücü varken öğretmenlerin filyasyon ekiplerinde görevlendirilmesi iki meslek grubuna birden  yapılmış büyük bir haksızlıktır. Dolayısıyla filyasyon ekiplerinde öğretmen görevlendirilmesine son verilmeli, ihtiyaç duyulan kadronun atanamayan on binlerce sağlıkçıdan karşılanması gerekmektedir. 
● Bununla birlikte öğretmenlere bu pandemi koşullarında dahi zorunlu yüz yüze eğitimler düzenlenmesi aslında pandemi tedbirleri mantığının ne kadar yanlış kurulduğunun en önemli göstergesi olmuştur. Öğretmenler olarak hayatımızı tehlikeye atan diğer uygulamalarla birlikte yüz yüze eğitim seminerleri durdurulmalı, söz konusu seminerler daha elverişli dönemlerde yapılmak üzere ertelenmelidir.  
● Aşılar konusunda tüm bileşenlerle ortak çalışmalar ışığında toplumda güven noktasında kamuoyu oluşturulmalı ve çalışmalar şeffaf olmalıdır. Bu konuda atılan adımların ve alınan kararların nedenleri ile kamuoyuna açıklanması, toplumda aşıya karşı önyargısız, bilinçli ve olumlu bir yaklaşımın geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
● Sağlık gerekçesiyle durdurulan eğitim-öğretim hayatı, mali yönden öğretmene fatura edilmemeli ve Milli Eğitim Bakanlığı önlenemeyen salgın ortamında öğretmenlerin ek ders hususunda gündeme gelmesine sebep olan tutum ve davranışlardan vazgeçmelidir. Öğretmenlerin ekders saat ücretinin 17 tl olduğu ve oluşan ekonomik koşullarla birlikte yaşam standardı açısından halihazırda öğretmen hayatına bir refah sağlayamadığı unutulmamalıdır. Pandemi döneminde, öğretmenin iş yükünün azalmadığını düşünecek olursak ekders gelirinin de pandemi öncesinde olduğu şekilde ödenmesi gerekmektedir. Yoksulluk sınırının çok altında bir gelirle, covid 19 şartlarında tüm olumsuzluklara rağmen görevini aksatmamak için çalışan öğretmenlerin insanca yaşam hakkı için 3600 ekgösterge derhal verilmeli, maaşları milletvekili maaşlarından düşük olmamalıdır.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.