“Kalkınmanın yolu şirketlerin iyi yönetilmesinden geçiyor”

GÜNDEM 26.09.2022 - 17:48, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 2330+ kez okundu.
 

“Kalkınmanın yolu şirketlerin iyi yönetilmesinden geçiyor”

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Başkanı Dr. Tamer Saka, “İşletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati önem taşımaktadır” dedi. Saka, ülkeler için sürdürülebilirliğin ve kalkınmanın yolunun, mikro ölçekten bakıldığında şirketlerin iyi yönetilmesinden geçtiğine dikkat çekti.    Saka,  kurumsal yönetim ilkelerine; ülkenin her şehrinde olduğu gibi Adana’nın da ‘teknoloji, yeşil ekonomi, inovasyon destekli üretim, çağın gerekleri ile donanmış insan kaynağı ve veri üzerine inşa edilmiş yeni, yaratıcı ve uygulanabilir stratejiler ve büyüme modelleri ile ihtiyacı olduğunu söyledi.  Saka, ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla 19 yıldan bu yana faaliyetlerini sürdürdüklerini bildirdi. Saka, “Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket ediyoruz.” diye konuştu. Pandemiden önce 50’ye yakın seminer, panel gerçekleştirdiklerini anımsatan Saka, şunları kaydetti: “Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler kurumsal yönetim kavramının ülkelerin ve kurumların rekabetçiliğini devam ettirebilmeleri için ne derece önemli bir araç olduğunu açık bir şekilde ortaya koydu. Türkiye’nin, 2 milyondan fazla nüfusu ile en kalabalık 6. ve yeraltı zenginlikleri açısından 4. bölgesi olan Adana, geleneksel olarak Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip bölgelerinin başında gelmektedir. Verimli Çukurova toprakları, tarımın yanı sıra sahip olduğu sanayi kuruluşları ile de ülke ekonomisine onlarca yıldır katkı sağlamaktadır. Bölge, yapısı itibariyle küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerine ev sahipliği yapan bir sanayi merkezidir. Bu nedenle bu işletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati öneme işaret etmektedir.”   Yeni büyüme modelinin; kurumların özel sektörün değişen talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret eden Saka, “Aslında yaşadığımız birçok problemin temeline baktığımızda bir sistem sıkıntısı olduğunu üzülerek görüyoruz. Dolayısıyla artık sistemlerin ön plana çıktığı, hesap verebilir, sorgulanabilir, adil ve şeffaf sistemlerin oluşturulmasını garanti altına alacak anlayışın yerleştiği, bireylerden ziyade sistemlerin konuşulduğu bir anlayışı odağımıza almak durumundayız.” dedi.  Saka, sözlerini şöyle sürdürdü: “2000’li yılların başından beri Türkiye’de kurumsal yönetim alanında birçok gelişme yaşadık. Son birkaç yıldır dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin yarattığı etkiler dışında, Türkiye’deki yasal ve düzenleyici kurumların, kurumsal yönetim alanında en iyi uygulamalara yakın düzenlemeleri hayata soktuğunu söyleyebiliriz. Şirketlerimizin kurumsal yönetim uygulamalarından gerçek faydayı elde edebilmeleri davranışsal boyuttaki ilerlemeye doğrudan bağlı. Bu alandaki engelleri aşmak için hep birlikte mücadele etmemiz sonuç almak için son derece önemli. Bağımsız Yönetim Kurulu üyeliği uygulamaları dönemin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden ele alınmalı. Halka arz sürecinde kurumsal yönetim uygulamaları çok daha önemli bir unsur olarak değerlendirmeye alınmalı. Şirketlerimizin düzenli raporlamalarındaki kurumsal yönetim bölümleri içerik ve sıklık açısından tekrar düzenlenmeli.” Saka, iyi yönetimin iyi yatırım çekeceğini anlatarak, “Şirketlerin çok daha uzun ömürlü olabilmeleri, rekabet edebilirlikleri, sürdürülebilir yapılar olabilmeleri ne kadar kurumsal yönetildiklerine bağlı” dedi.  Saka, ülkeler için sürdürülebilirliğin ve kalkınmanın yolunun, mikro ölçekten bakıldığında şirketlerin iyi yönetilmesinden geçtiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:   “Rekabetin global ölçekte bu kadar sertleştiği ve kendimizi farklılaştırmak için her türlü araca ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde kurumsal yönetimin en az maliyet ile en yüksek getiriyi elde edebileceğimiz bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Kurumsal Yönetimin önemini yaptığımız tüm faaliyetlerle her platformda vurgulamaya çalışıyoruz. Kurumsal yönetim ilkelerini benimseyen, kültürlerine adapte eden ülkeler ve kurumlar; riskleri, değişimleri rakiplerine göre daha önceden görüp aksiyon alabiliyor. Bu da günümüzde koruması son derece güç olan güven unsurunu sürdürülebilir kılarken, fırsatları da beraberinde getiriyor. İhracatçı birlikleri ve sanayi odaları ile birlikte hareket etmeye çalışıyor, kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Üstelik bu değişimi yalnızca kendi şirketimiz için değil ülkemizin, toplumumuzun refahı için de gerçekleştirmeliyiz.”

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Başkanı Dr. Tamer Saka, “İşletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati önem taşımaktadır” dedi. Saka, ülkeler için sürdürülebilirliğin ve kalkınmanın yolunun, mikro ölçekten bakıldığında şirketlerin iyi yönetilmesinden geçtiğine dikkat çekti. 

 

Saka,  kurumsal yönetim ilkelerine; ülkenin her şehrinde olduğu gibi Adana’nın da ‘teknoloji, yeşil ekonomi, inovasyon destekli üretim, çağın gerekleri ile donanmış insan kaynağı ve veri üzerine inşa edilmiş yeni, yaratıcı ve uygulanabilir stratejiler ve büyüme modelleri ile ihtiyacı olduğunu söyledi. 


Saka, ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla 19 yıldan bu yana faaliyetlerini sürdürdüklerini bildirdi. Saka, “Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket ediyoruz.” diye konuştu. Pandemiden önce 50’ye yakın seminer, panel gerçekleştirdiklerini anımsatan Saka, şunları kaydetti: “Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler kurumsal yönetim kavramının ülkelerin ve kurumların rekabetçiliğini devam ettirebilmeleri için ne derece önemli bir araç olduğunu açık bir şekilde ortaya koydu. Türkiye’nin, 2 milyondan fazla nüfusu ile en kalabalık 6. ve yeraltı zenginlikleri açısından 4. bölgesi olan Adana, geleneksel olarak Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip bölgelerinin başında gelmektedir. Verimli Çukurova toprakları, tarımın yanı sıra sahip olduğu sanayi kuruluşları ile de ülke ekonomisine onlarca yıldır katkı sağlamaktadır. Bölge, yapısı itibariyle küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerine ev sahipliği yapan bir sanayi merkezidir. Bu nedenle bu işletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati öneme işaret etmektedir.”

 


Yeni büyüme modelinin; kurumların özel sektörün değişen talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret eden Saka, “Aslında yaşadığımız birçok problemin temeline baktığımızda bir sistem sıkıntısı olduğunu üzülerek görüyoruz. Dolayısıyla artık sistemlerin ön plana çıktığı, hesap verebilir, sorgulanabilir, adil ve şeffaf sistemlerin oluşturulmasını garanti altına alacak anlayışın yerleştiği, bireylerden ziyade sistemlerin konuşulduğu bir anlayışı odağımıza almak durumundayız.” dedi. 


Saka, sözlerini şöyle sürdürdü: “2000’li yılların başından beri Türkiye’de kurumsal yönetim alanında birçok gelişme yaşadık. Son birkaç yıldır dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin yarattığı etkiler dışında, Türkiye’deki yasal ve düzenleyici kurumların, kurumsal yönetim alanında en iyi uygulamalara yakın düzenlemeleri hayata soktuğunu söyleyebiliriz. Şirketlerimizin kurumsal yönetim uygulamalarından gerçek faydayı elde edebilmeleri davranışsal boyuttaki ilerlemeye doğrudan bağlı. Bu alandaki engelleri aşmak için hep birlikte mücadele etmemiz sonuç almak için son derece önemli. Bağımsız Yönetim Kurulu üyeliği uygulamaları dönemin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden ele alınmalı. Halka arz sürecinde kurumsal yönetim uygulamaları çok daha önemli bir unsur olarak değerlendirmeye alınmalı. Şirketlerimizin düzenli raporlamalarındaki kurumsal yönetim bölümleri içerik ve sıklık açısından tekrar düzenlenmeli.”
Saka, iyi yönetimin iyi yatırım çekeceğini anlatarak, “Şirketlerin çok daha uzun ömürlü olabilmeleri, rekabet edebilirlikleri, sürdürülebilir yapılar olabilmeleri ne kadar kurumsal yönetildiklerine bağlı” dedi. 


Saka, ülkeler için sürdürülebilirliğin ve kalkınmanın yolunun, mikro ölçekten bakıldığında şirketlerin iyi yönetilmesinden geçtiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:

 

“Rekabetin global ölçekte bu kadar sertleştiği ve kendimizi farklılaştırmak için her türlü araca ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde kurumsal yönetimin en az maliyet ile en yüksek getiriyi elde edebileceğimiz bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Kurumsal Yönetimin önemini yaptığımız tüm faaliyetlerle her platformda vurgulamaya çalışıyoruz. Kurumsal yönetim ilkelerini benimseyen, kültürlerine adapte eden ülkeler ve kurumlar; riskleri, değişimleri rakiplerine göre daha önceden görüp aksiyon alabiliyor. Bu da günümüzde koruması son derece güç olan güven unsurunu sürdürülebilir kılarken, fırsatları da beraberinde getiriyor. İhracatçı birlikleri ve sanayi odaları ile birlikte hareket etmeye çalışıyor, kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Üstelik bu değişimi yalnızca kendi şirketimiz için değil ülkemizin, toplumumuzun refahı için de gerçekleştirmeliyiz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.