Kıssadan hisse hikayeler her zaman dikkat çekmiştir. Başkalarına derdini anlatamayanların metodu olarak günümüze kadar gelen bu gelenek hala da bazı yerlerde hüküm sürer. İşte o kıssadan hisse hikayelerden biri de Aslan Payı’dır. İşte o hikaye;
Aslan, bir kurt ve bir tilki birlikte avlanmak üzere sözleşerek dağlarda dolaşmaya başlar. Birbirlerine yardım edecek, bol bol av hayvanı yakalayacaklardır.
Gerçi bu iş aslanın ağrına gider, onlarla avlanmaktan utanır ancak sabreder.
Üçü birden dolaşarak uzun süre avlanır. Bir yaban öküzü , bir dağ keçisi bir de semiz tavşan avlarlar. Dolaşarak bir su başına gelirler. Yorulmuşlardır, otururlar.
Aslan:
- Ey kurt bu avladığımız hayvanları adaletli bir şekilde paylaştır, adaleti yeniden ihya et, der.
Kurt, yaban öküzünü alır aslanın önüne bırakır.
-Siz bizim efendimizsiniz yaban öküzü de büyük ve iri bu sizin hakkınız. Keçi orta boyda ve orta irilikte o da bana düşer onu da ben alıyorum. En küçüğümüz tilki olduğuna göre tavşan da onun hakkıdır, der.
Paylaşım karşısında aslan kükrer:
-Ey kurt ben iyice anlamadım, bir daha söyle bakayım, ne dedin? Ey kendini bilmez yaklaş bakalım." deyip bir pençe vurup kurdu parçaladı. Tilkiye döndü.
- Ey tilki bu avları sen adaletli bir şekilde paylaştır
Tilki;
- Bu semiz öküz siz efendimizin kuşluk yemeği bunu kuşluk vakti yersiniz. Keçi, siz büyük kralımızın öğle yemeği için güzel bir yahni olur, onu da öğle vakti yersiniz. Tavşana gelince; o da size akşam yemeği olur onu akşam afiyetle yersiniz.
Aslan haykırdı:
- Ey tilki çok adil davrandın, çok güzel bir şekilde pay etme işini hallettin. Söyle bakalım böylesine güzel pay etmeyi kimden öğrendin?
Tilki fark ettirmeden her ihtimale karşı birkaç adım uzaklaştı sonra kurnaz kurnaz gülerek cevap verdi.
- Kurdun başına gelenlerden.
|