Şevkin, meclis mikrofonuna siyah kurdele bağladı

GÜNDEM 05.02.2020 - 13:40, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2404+ kez okundu.
 

Şevkin, meclis mikrofonuna siyah kurdele bağladı

CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, depremi, doğal afetleri görmezden gelen iktidarı meclis kürsüsünde siyah kurdeleyle protesto etti
ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 11. Maddesinde partisi adına söz alarak iktidarın deprem politikalarını eleştirdi. Meclis kürsüsündeki mikrofona siyah kurdele bağlayan ve kanunu protesto eden Dr. Şevkin, “Elazığ depremi nedeniyle 41 vatandaşımızın cenazesi ortadayken apar topar CBS ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi'ni görüşmemiz çok büyük handikaptır” dedi. KÜRSÜDEKİ MİKROFONA SİYAH KURDELE BAĞLADI Yüzde 96'sı deprem kuşağında yaşayan Türkiye'de konunun bir haftaya sığdırılamayacak kadar, kanunun binanın yüksekliklerine indirgenemeyecek kadar önemli olduğunu söyleyen Dr. Şevkin, “Üstelik, kanun geçen hafta sulandırılarak bir kentin otoparkının yapımına kadar indirgenmiştir. Gerçekten ben buradan kınıyor ve bu siyah kurdeleyle bu kanunu protesto ediyorum” diyerek kürsüdeki mikrofona siyah kurdele bağladı. YETKİ 19 MÜHENDİSE VERİLİYOR! Kanunun geri çekilmesi gerekirken 11'inci maddede 3194 sayılı Kanun'un 28'inci maddesinde düzenleme yapılarak deprem afeti riskine karşı ileri tasarım yöntemleri ve teknolojileri gerektiren binaların projelerinin yeterli uzmanlığa haiz mühendislerin gözetiminde yapılmasının amaçlandığını, yaşam hakkını doğrudan ilgilendiren bu konunun Bakanlığın sınırsız takdirine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu belirten Dr. Şevkin, şunları söyledi: "Yeterli uzmanlığa haiz mühendislikten ne kastedilmektedir? Burada seçilmiş birey ya da kişilere rant aktarılması mı amaçlanmaktadır? Kişiye ilişkin düzenlemelerin İmar Kanunu içerisine yerleştirildiği görülmüştür. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesinden edindiğimiz bilgilere göre bu yetki 19 ‘seçkin’ mühendise verilmektedir. Bugün Van'ın Erciş'inde ya da yine yaşamış olduğumuz Elâzığ'da, herhangi bir deprem bölgesinde bina yapacak kişiler 19 mühendisten yetki almak durumunda ve 60 bin lira ile 100 bin lira arasında olan bedeli ödeyerek yapmak durumundadır. Peki, bu vatandaşı mağdur duruma getirmeyecek mi? Seçkinci mühendislik, hangi kritere göre yapılıyor? Normalde TMMOB tarafından Danıştayda olan bu konunun arkadan dolanılarak kanunlaştırılmasını buradan kınıyorum.” ACİLEN FAY YASASI ÇIKMALI! Türkiye'de normalde yılda 100 bin ila 200 bin arasındaki binaya ruhsat verildiğini, 19 kişinin tüm işlere yetişebileceği bina sayısı, tasarım ve kontrol hizmetiyle ancak 30 bini bulacağını aktaran Dr. Şevkin, “Dolayısıyla da bu rantabl bir olay değildir” diye konuştu. Türkiye'de diri fay haritasının belli olduğunu, 18 il merkezi ile 80'i aşkın ilçe merkezinin ve 502 köyün risk altında olduğunu, bu merkezlerin doğrudan fay hatları üzerinde olduğunu ve depremden büyük oranda etkileneceğini dile getiren Dr. Şevkin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle afete maruz alan olarak ilan edilmiş bölgelerin 6306 sayılı Kanun kapsamında önceliğe alınarak dönüşüme tabi tutulması gerekmektedir. Bir an önce fay yasası çıkmalıdır” dedi. TOKİ’NİN GÖREVİ YOKSUL HALKA SAĞLIKLI KONUT ÜRETMEKTİR Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ), lüks ve rantı yüksek alanlarda konut yapmak yerine, deprem bölgelerindeki insanlara, günümüzde utançla izlenen, 21'inci yüzyılda hâlâ taşların üst üste yığıldığı, aralarda çamurun bağlayıcı olarak kullanıldığı ve ahşap salmalarla köy evlerinde yaşatılan insanlara barınma amaçlı depreme dayanıklı evler yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Şevkin, “TOKİ, rant uğruna lüks binalar üretmemelidir. Bu ülkede TOKİ'nin işlevi yoksul halka sağlıklı evler yapmaktır” ifadelerini kullandı. MECLİSİN GÖREVİ SADECE TAZİYE MESAJI İLETMEK DEĞİLDİR Sözkonusu kanun teklifiyle yerel yönetimlerin kentler üzerindeki yetkilerinin kısıtlandığını ve yerel yönetimlerin işlevsizleştirileceğini belirten Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi: “1999 yılındaki Marmara depreminden sonra 7 kez imar affı getirdiniz. Her imar affında, bundan sonra ölecek çocukların, bundan sonra ölecek insanların kanı elimizde olacaktır. Bu meclisin görevi sadece taziye iletmek değildir. Hepimizin görevi sağlıklı kanunlar üretmektir. Dolayısıyla "Deprem öldürmez, bina öldürür" şiarıyla 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'u çıkardınız. Bu Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da da sadece beton tröstlerine yolu açtınız, sanki sadece yapılan binaların denetimi yeterliymiş gibi bir olgu yarattınız. Oysa yapı denetim sistemi bina inşaatçısının denetiminin yanı sıra zeminin de denetlenmesini gerektirmektedir. Jeolojik olarak, jeoteknik olarak parametrelerin belirlenip statik ve betonarme hesapların bu doğrultuda yapılması gerekir. Bütün belediyelerde mutlaka jeoloji birimi kurularak buralarda jeoloji mühendisi istihdamının olması ve bu denetimin sağlanması gerekmektedir. Afet zararlarının azaltılmasını esas alacak şekilde 3194 sayılı Kanun, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 7269 sayılı Kanun, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un -kanuni düzenlemelerin- bütünlüklü olarak ele alınması gerekmektedir. Derhâl bu yasanın geri çekilerek bu doğrultuda konuyla ilgili bütün meslek odalarının da içinde olduğu bir yöntem sağlanmalıdır. Mutlaka bu imar tasarısının geri çekilerek halkın sağlığını, barınma hakkını koruyacak sağlıklı yapılaşma alanları sağlanmalıdır. Bütün ailesini depremde yitirmiş olan bir çok insanımızın acısına saygı duymak zorundayız.”
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, depremi, doğal afetleri görmezden gelen iktidarı meclis kürsüsünde siyah kurdeleyle protesto etti

ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 11. Maddesinde partisi adına söz alarak iktidarın deprem politikalarını eleştirdi.

Meclis kürsüsündeki mikrofona siyah kurdele bağlayan ve kanunu protesto eden Dr. Şevkin, “Elazığ depremi nedeniyle 41 vatandaşımızın cenazesi ortadayken apar topar CBS ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi'ni görüşmemiz çok büyük handikaptır” dedi.

KÜRSÜDEKİ MİKROFONA SİYAH KURDELE BAĞLADI

Yüzde 96'sı deprem kuşağında yaşayan Türkiye'de konunun bir haftaya sığdırılamayacak kadar, kanunun binanın yüksekliklerine indirgenemeyecek kadar önemli olduğunu söyleyen Dr. Şevkin, “Üstelik, kanun geçen hafta sulandırılarak bir kentin otoparkının yapımına kadar indirgenmiştir. Gerçekten ben buradan kınıyor ve bu siyah kurdeleyle bu kanunu protesto ediyorum” diyerek kürsüdeki mikrofona siyah kurdele bağladı.

YETKİ 19 MÜHENDİSE VERİLİYOR!

Kanunun geri çekilmesi gerekirken 11'inci maddede 3194 sayılı Kanun'un 28'inci maddesinde düzenleme yapılarak deprem afeti riskine karşı ileri tasarım yöntemleri ve teknolojileri gerektiren binaların projelerinin yeterli uzmanlığa haiz mühendislerin gözetiminde yapılmasının amaçlandığını, yaşam hakkını doğrudan ilgilendiren bu konunun Bakanlığın sınırsız takdirine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu belirten Dr. Şevkin, şunları söyledi:

"Yeterli uzmanlığa haiz mühendislikten ne kastedilmektedir? Burada seçilmiş birey ya da kişilere rant aktarılması mı amaçlanmaktadır? Kişiye ilişkin düzenlemelerin İmar Kanunu içerisine yerleştirildiği görülmüştür. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesinden edindiğimiz bilgilere göre bu yetki 19 ‘seçkin’ mühendise verilmektedir. Bugün Van'ın Erciş'inde ya da yine yaşamış olduğumuz Elâzığ'da, herhangi bir deprem bölgesinde bina yapacak kişiler 19 mühendisten yetki almak durumunda ve 60 bin lira ile 100 bin lira arasında olan bedeli ödeyerek yapmak durumundadır. Peki, bu vatandaşı mağdur duruma getirmeyecek mi? Seçkinci mühendislik, hangi kritere göre yapılıyor? Normalde TMMOB tarafından Danıştayda olan bu konunun arkadan dolanılarak kanunlaştırılmasını buradan kınıyorum.”

ACİLEN FAY YASASI ÇIKMALI!

Türkiye'de normalde yılda 100 bin ila 200 bin arasındaki binaya ruhsat verildiğini, 19 kişinin tüm işlere yetişebileceği bina sayısı, tasarım ve kontrol hizmetiyle ancak 30 bini bulacağını aktaran Dr. Şevkin, “Dolayısıyla da bu rantabl bir olay değildir” diye konuştu.

Türkiye'de diri fay haritasının belli olduğunu, 18 il merkezi ile 80'i aşkın ilçe merkezinin ve 502 köyün risk altında olduğunu, bu merkezlerin doğrudan fay hatları üzerinde olduğunu ve depremden büyük oranda etkileneceğini dile getiren Dr. Şevkin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle afete maruz alan olarak ilan edilmiş bölgelerin 6306 sayılı Kanun kapsamında önceliğe alınarak dönüşüme tabi tutulması gerekmektedir. Bir an önce fay yasası çıkmalıdır” dedi.

TOKİ’NİN GÖREVİ YOKSUL HALKA SAĞLIKLI KONUT ÜRETMEKTİR

Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ), lüks ve rantı yüksek alanlarda konut yapmak yerine, deprem bölgelerindeki insanlara, günümüzde utançla izlenen, 21'inci yüzyılda hâlâ taşların üst üste yığıldığı, aralarda çamurun bağlayıcı olarak kullanıldığı ve ahşap salmalarla köy evlerinde yaşatılan insanlara barınma amaçlı depreme dayanıklı evler yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Şevkin, “TOKİ, rant uğruna lüks binalar üretmemelidir. Bu ülkede TOKİ'nin işlevi yoksul halka sağlıklı evler yapmaktır” ifadelerini kullandı.

MECLİSİN GÖREVİ SADECE TAZİYE MESAJI İLETMEK DEĞİLDİR

Sözkonusu kanun teklifiyle yerel yönetimlerin kentler üzerindeki yetkilerinin kısıtlandığını ve yerel yönetimlerin işlevsizleştirileceğini belirten Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi:

“1999 yılındaki Marmara depreminden sonra 7 kez imar affı getirdiniz. Her imar affında, bundan sonra ölecek çocukların, bundan sonra ölecek insanların kanı elimizde olacaktır. Bu meclisin görevi sadece taziye iletmek değildir. Hepimizin görevi sağlıklı kanunlar üretmektir. Dolayısıyla "Deprem öldürmez, bina öldürür" şiarıyla 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'u çıkardınız. Bu Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da da sadece beton tröstlerine yolu açtınız, sanki sadece yapılan binaların denetimi yeterliymiş gibi bir olgu yarattınız. Oysa yapı denetim sistemi bina inşaatçısının denetiminin yanı sıra zeminin de denetlenmesini gerektirmektedir. Jeolojik olarak, jeoteknik olarak parametrelerin belirlenip statik ve betonarme hesapların bu doğrultuda yapılması gerekir. Bütün belediyelerde mutlaka jeoloji birimi kurularak buralarda jeoloji mühendisi istihdamının olması ve bu denetimin sağlanması gerekmektedir. Afet zararlarının azaltılmasını esas alacak şekilde 3194 sayılı Kanun, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 7269 sayılı Kanun, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un -kanuni düzenlemelerin- bütünlüklü olarak ele alınması gerekmektedir. Derhâl bu yasanın geri çekilerek bu doğrultuda konuyla ilgili bütün meslek odalarının da içinde olduğu bir yöntem sağlanmalıdır. Mutlaka bu imar tasarısının geri çekilerek halkın sağlığını, barınma hakkını koruyacak sağlıklı yapılaşma alanları sağlanmalıdır. Bütün ailesini depremde yitirmiş olan bir çok insanımızın acısına saygı duymak zorundayız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.