Şok diyetteki ölümcül tehlike !

SAĞLIK-YAŞAM 10.01.2020 - 13:32, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1990+ kez okundu.
 

Şok diyetteki ölümcül tehlike !

  Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, zayıflama uğruna yapılan şok diyetlerin; belirti vermeden ilerleyen ve görülme sıklığı her geçen gün artan karaciğer yağlanmasına yol açtığını, kalp damar sistemi ile beyni de etkileyerek, hayatı tehdit ettiğini bildirdi.   ADANA/ Toplumda, alkol alışkanlığının yanı sıra; insülin direnci, yanlış beslenme, bazı ilaçlar, çok hızlı kilo verme ve obezite gibi nedenlerden ortaya çıkan karaciğer yağlanması, çoğunlukla iyi huylu olsa da tedavi edilmediğinde siroz, karaciğer yetersizliği ve karaciğer kanserine neden olabiliyor.    Gastroenteroloji, Hepatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, karaciğer yağlanmasının nedenleri ve alınacak önlemler hakkında uyarıda bulunurken, her yaş ve cinsiyet grubunun hayali olan fit görünüm arzusunun sınırlarına vurgu yaptı.   Karaciğer yağlanması bakımından en fazla riski kilo fazlası olan bireylerin taşıdığını bildiren Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, şeker hastalarını, hızlı kilo alıp verenleri ve bazı genetik hastalığı olan kişileri de riskli grupta yer aldıkları için karaciğerlerini kontrol ettirmeleri gerektiğini bildirdi.   ‘’karaciğerinize iyi bakın’’   Karaciğer yağlanmasına genellikle belirti olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Genellikle belirti olmaz, nadiren  vucudun sağ üst tarafında karaciğerin olduğu yerde hafif bir  ağrı, halsizlik gibi  şikayetler olabilir” dedi,    İlerleyen karaciğer yağlanmasının; kalp, damar ve sinir sistemini tehdit ettiğini ifade eden Gümürdülü, hastalığın karaciğer testleriyle fark edilebildiğini belirtti.    Toplumda giderek artan obezite, sağlıksız beslenme, hızlı tüketim besinleri, insülin direnci gibi faktörlerin, karaciğer yağlanmasını tetiklediğinin altını çizen Prof. Dr. Gümürdülü, şunları söyledi:   ‘’Karaciğer yağlanması, kalp damar hastalıklarının ve beyin damar hastalıklarına maruz kalma olasılığını ciddi oranda artırmaktadır. Şeker hastalarının ailevi lipid hastalıkları, bazı ilaçlar  ve insülin direnci yüksek olanlarda karaciğer yağlanması görülme riski aynı oranda artmaktadır’.”   Hastalığın, siroz evresine kadar hiçbir belirti vermediğini ve sinsice ilerlediğini kaydeden Gümürdülü, birçok hastanın siroz olduktan sonra doktora başvurduğunu belirtti. Tedavi sürecinde  çeşitli ilaçlar kullanılabildiğini ancak en faydalı yöntemin sağlıklı ve düzenli beslenme, fiziksel aktivite ile kilo verme olduğunu vurgulayarak,  özellikle şok diyetlerin zararına dikkati çekti.   Karaciğer Yağlanmasından Nasıl Korunuruz?   Karaciğer yağlanmasının önüne geçmenin birçok yöntemi olduğunu belirten Gümürdülü, genç, yaşlı demeden herkesin günde en az 30 dakika yürüyüş yapmalarını önerdi. Gümürdülü karaciğeri korumanın yöntemlerini şöyle sıraladı:   ‘’Ağırlıklı egzersizle beraber kas egzersizleri de yapılabilir bunun yanı sıra kilo kontrolü oldukça önemlidir. Metabolizmayı düzenleyen beslenme alışkanlıkları ve özellikle Akdeniz tipi diyet tercih edilebilir. Tekli doymamış yağ asitleri içeren zeytinyağı, balık ve sebze tüketilebilir. Bunlarla beraber, yağdan, rafine şekerden, unlu mamullerden, raf ömrü uzun olan, koruyucu içeren, kapalı kutularda satılan ürünlerden kaçınmak gerekir.’’   Karaciğerin Dostu ‘’Kahve’’   Karaciğer için en faydalı besinlerin arasında kahvenin geldiğini belirten Gastroenteroloji, Hepatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, ‘’Günlük kahve tüketimi karaciğer yağlanmasının yanında karaciğer kanserine bile iyi gelebilmektedir. Günde 3 fincan kahve karaciğer hastalarının tedavi sürecine olumlu faydalar sağlamaktadır’’ dedi  

 

Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, zayıflama uğruna yapılan şok diyetlerin; belirti vermeden ilerleyen ve görülme sıklığı her geçen gün artan karaciğer yağlanmasına yol açtığını, kalp damar sistemi ile beyni de etkileyerek, hayatı tehdit ettiğini bildirdi.

 

ADANA/ Toplumda, alkol alışkanlığının yanı sıra; insülin direnci, yanlış beslenme, bazı ilaçlar, çok hızlı kilo verme ve obezite gibi nedenlerden ortaya çıkan karaciğer yağlanması, çoğunlukla iyi huylu olsa da tedavi edilmediğinde siroz, karaciğer yetersizliği ve karaciğer kanserine neden olabiliyor. 

 

Gastroenteroloji, Hepatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, karaciğer yağlanmasının nedenleri ve alınacak önlemler hakkında uyarıda bulunurken, her yaş ve cinsiyet grubunun hayali olan fit görünüm arzusunun sınırlarına vurgu yaptı.

 

Karaciğer yağlanması bakımından en fazla riski kilo fazlası olan bireylerin taşıdığını bildiren Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, şeker hastalarını, hızlı kilo alıp verenleri ve bazı genetik hastalığı olan kişileri de riskli grupta yer aldıkları için karaciğerlerini kontrol ettirmeleri gerektiğini bildirdi.

 

‘’karaciğerinize iyi bakın’’

 

Karaciğer yağlanmasına genellikle belirti olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Genellikle belirti olmaz, nadiren  vucudun sağ üst tarafında karaciğerin olduğu yerde hafif bir  ağrı, halsizlik gibi  şikayetler olabilir” dedi,

 

 İlerleyen karaciğer yağlanmasının; kalp, damar ve sinir sistemini tehdit ettiğini ifade eden Gümürdülü, hastalığın karaciğer testleriyle fark edilebildiğini belirtti. 

 

Toplumda giderek artan obezite, sağlıksız beslenme, hızlı tüketim besinleri, insülin direnci gibi faktörlerin, karaciğer yağlanmasını tetiklediğinin altını çizen Prof. Dr. Gümürdülü, şunları söyledi:

 

‘’Karaciğer yağlanması, kalp damar hastalıklarının ve beyin damar hastalıklarına maruz kalma olasılığını ciddi oranda artırmaktadır. Şeker hastalarının ailevi lipid hastalıkları, bazı ilaçlar  ve insülin direnci yüksek olanlarda karaciğer yağlanması görülme riski aynı oranda artmaktadır’.”

 

Hastalığın, siroz evresine kadar hiçbir belirti vermediğini ve sinsice ilerlediğini kaydeden Gümürdülü, birçok hastanın siroz olduktan sonra doktora başvurduğunu belirtti. Tedavi sürecinde  çeşitli ilaçlar kullanılabildiğini ancak en faydalı yöntemin sağlıklı ve düzenli beslenme, fiziksel aktivite ile kilo verme olduğunu vurgulayarak,  özellikle şok diyetlerin zararına dikkati çekti.

 

Karaciğer Yağlanmasından Nasıl Korunuruz?

 

Karaciğer yağlanmasının önüne geçmenin birçok yöntemi olduğunu belirten Gümürdülü, genç, yaşlı demeden herkesin günde en az 30 dakika yürüyüş yapmalarını önerdi. Gümürdülü karaciğeri korumanın yöntemlerini şöyle sıraladı:

 

‘’Ağırlıklı egzersizle beraber kas egzersizleri de yapılabilir bunun yanı sıra kilo kontrolü oldukça önemlidir. Metabolizmayı düzenleyen beslenme alışkanlıkları ve özellikle Akdeniz tipi diyet tercih edilebilir. Tekli doymamış yağ asitleri içeren zeytinyağı, balık ve sebze tüketilebilir. Bunlarla beraber, yağdan, rafine şekerden, unlu mamullerden, raf ömrü uzun olan, koruyucu içeren, kapalı kutularda satılan ürünlerden kaçınmak gerekir.’’

 

Karaciğerin Dostu ‘’Kahve’’

 

Karaciğer için en faydalı besinlerin arasında kahvenin geldiğini belirten Gastroenteroloji, Hepatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, ‘’Günlük kahve tüketimi karaciğer yağlanmasının yanında karaciğer kanserine bile iyi gelebilmektedir. Günde 3 fincan kahve karaciğer hastalarının tedavi sürecine olumlu faydalar sağlamaktadır’’ dedi

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.