Asgari ücretin 11 aylık kaybı en az 6 bin 574 TL!

Bültenle ilgili, DİSK’in internet sitesinde şu görüşler savunuldu:
“TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Kasım 2025 sonuçlarını 3 Aralık 2025’te açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE yıllık yüzde 31,07, aylık yüzde 0,87 arttı. TÜFE'deki (2003=100) değişim 2025 Kasım ayında on iki aylık ortalamalara göre yüzde 35,91 olarak gerçekleşti. Enflasyonun yıllık değişim oranı yüzde 31,07 olurken, 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 35,91 olarak gerçekleşti. TÜİK'e göre Kasım 2025'te enflasyon oranı bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 29,74 olarak gerçekleşti. Kasım 2025 itibarıyla yıllık enflasyonun en yüksek görüldüğü harcama grubu yüzde 66,17 ile eğitim oldu. Aylık en yüksek artışın görüldüğü harcama grubu ise yüzde 3,33 ile eğlence ve kültürde gerçekleşti. En yüksek artışın görüldüğü ikinci grup ise yüzde 2,42 ile alkollü içecekler ve tütünde oldu.
Yılın 11. ayında asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı 6 bin 574 TL!
Türkiye’de birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon dar gelirlilerin ve işçilerin alım güçlerinin düşmesine yol açıyor. Büyük ölçüde baz etkisi nedeniyle enflasyonun artış hızı yavaşlamış olsa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyonun artış hızındaki düşüş fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Dahası enflasyon farklı toplumsal sınıf ve kesimleri farklı etkiliyor. Dar gelirlilerin alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımını bozucu bir işlev görüyor. Asgari ücret enflasyon karşısında eriyor. Yılın 11. ayında asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı 6 bin 574 TL oldu.
Öte yandan resmi enflasyon verileri konusundaki şaibe devam ediyor. TÜİK’in Haziran 2022’de madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmesi nedeniyle enflasyon verileri daha da tartışmalı hale geldi. O nedenle TÜİK tarafından açıklanan ve emekçi grupların gelirlerine yapılacak zamlarda belirleyici olan altı aylık enflasyonun dayanağı bilinmiyor. TÜİK’in enflasyon verilerine göre bile Türkiye’de enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor.
FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR!
TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor. Kasım 2025 itibarıyla ortalama fiyatların artışı yeniden yükselmeye başladı. Fiyatlar artmaya devam ediyor. Fiyatlarda bir düşüş söz konusu değil. Enflasyon hesabına esas olan fiyat endeksleri, madde fiyatlarının derlenmesiyle oluşturuluyor ve fiyatlardaki artışı daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Buna göre TÜFE ile gıda fiyatları endeksi arasındaki fark açılmaya devam ediyor.
2003:100 bazlı TÜFE, Kasım 2025’te 3.483’e yükseldi. 2003:100 bazlı olan TÜFE’ye göre ortalama madde fiyatları 2003’ten bu yana 34,8 kat artış gösterdi. Gıda fiyatları, ortalama fiyatlardan daha hızla artış göstermeye devam ediyor. 2003:100 bazlı gıda fiyatları endeksi ise 2025 Kasım’da 4.832’ye yükseldi. 2003:100 bazlı olan endekse göre gıda fiyatları 2003’ten bu yana 48,3 kat artış gösterdi.
TÜİK’e göre 2003 yılına göre genel fiyatlar 34,8 kat artarken, gıda fiyatları 48,3 kat arttı. Gıda fiyatlarının ortalama madde fiyatlarından daha hızlı artması sebebiyle son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Uzun dönemde gıda fiyatlarının genel ortalamadan çok artması gıda harcaması yüksek olan düşük gelir gruplarının geçim sıkıntısının artmasına yol açıyor.
ORTALAMA ENFLASYON YILLIK ENFLASYONDAN YÜKSEK SEYRETMEYE DEVAM EDİYOR!
Kasım 2025 döneminde enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 31,07 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 35,9 olarak gerçekleşmiştir. Son bir yıllık dönemde yıllık enflasyon oranı ile on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı arasındaki makas devam ediyor. Temmuz 2024 dönemine kadar on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı, yıllık enflasyon oranının üzerindeyken Kasım 2025 döneminde ise 4,8 puan gerisinde kaldı. Resmi enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 31,1 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 35,9 olarak gerçekleşti.
ENFLASYONUN YÜKÜ DAR GELİRLİYE
Gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimler enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissediyor. TÜİK verilerine (2023) göre en düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4’tür. En yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalmaktadır (Grafik 3). Böylece dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. 
Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.
Düşük gelirliler gıdadan kısıp kira ve ulaşıma harcıyor
Öte yandan TÜİK Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması 2023 ve 2024 verilerine bakıldığında en düşük yüzde 20’lik gelir grubunda hanehalkının ortalama gıda harcamasının payının (en fazla bütçe ayrılan kategori olmakla birlikte) yüzde 36,6’dan yüzde 30,4’e gerilediği görülmektedir. Bu gelir grubunun bütçesinden ayırdığı paydaki belirgin artışlar ise konut ve kira ile ulaştırmada olmaktadır. Ulaştırma ve konut ve kiradaki fiyat artışları ile buralardan bütçelerinde kesintiye gidemeyen en düşük gelir grubu hanelerinin, temel ihtiyaç olan gıdaya ayırdıkları payda yaklaşık 6 puanlık bir gerileme yaşanmıştır. 2 Bu, yüzde 20’lik en yoksul grubun var olan gelirle haneyi geçindirmekteki zorluğunu göstermesi bakımından önemlidir”