“KARNELİ TATİL” HEYECANI...

EĞİTİM 20.01.2017 - 11:23, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2086+ kez okundu.
 

“KARNELİ TATİL” HEYECANI...

  2016-17 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemi sona ererken öğrenciler karnelerini aldılar. Yenidoğu Okulları PDR Birimi karnelerini alan çocuklara karşı ailelerin tutumunun nasıl olması gerektiğini anlattı. Karne Günü ve Bu Karne Kimin? Karne günü çocukların hem tatil için heyecanlandıkları hem de ara değerlendirmelerini görmenin heyecanını yaşadıkları bir gün. Bu heyecanın içinde genellikle “değerlendirilme kaygısı” da bulunuyor. Bu, çocuk için iki uçlu bir heyecan olabiliyor. İyi karneler çocuklara heyecan ve mutluluk hissi yaşatabilirken beklenen notların olmadığı karneler korku, kaygı gibi duygulara ve yetersizlik gibi düşüncelere yol açabiliyor. Kaygı, çocukların üzerinde baskıyı arttırırken, velilerin de çocuklarının akademik başarıları ve gelecekleri ile kaygılanmalarına neden olabiliyor. Tüm bunların sonucunda karne günü birileri için düğün bayram günü olurken kimileri için ise hesap günü olup kriz gününe dönüşebiliyor.  İşte tam da burada bu karne kimin dememiz gerekir; Cevap aslında basittir, karne HEPİMİZİNDİR.  “ODAK” noktasına koyduğumuz öğrenicimizin olduğu kadar, onun eğitim-öğretimi için destek olduğumuz yön verdiğimiz biz Öğretmenlerin de karnesi, bir de yeri gelip beraber ders çalıştığımız, yeri gelip “senin ödevin yok mu? “hadi odana git biraz ders çalış” diyen velilerin de karnesidir. Dolayısıyla sevincimiz, hüznümüz ortaktır, çünkü hepimiz SORUMLUYUZ. Karneyi Yorumlarken Dilimiz Nasıl Olmalı? Çocuğunuza sonuç odaklı değil, süreç odaklı olmayı öğretin. Başarının ya da başarısızlığın nasıl oluştuğunu anlamasına yardımcı olun. O zaman çocuğunuz, sorunlara çözüm bulabilen, sonuçların her zaman değiştirilebileceğine inanan olumlu bir zihinsel yaklaşım geliştirebilir. Sorumluk duygusunu ve görevi daha güzel anlayabilir. Başarısızlıklar karşısında hemen pes etmez. Bu nedenle karneyi çocuğunuzu yargılamak için değil, onun genel davranışlarını değerlendirmek için bir araç olarak kabul edin.  Karnenin çocuğun “kişiliğinin değerlendirildiği” değil “çalışma davranışlarının değerlendirildiği” bir araç olduğunu unutmayın.  İki Farklı Karneye Göre; Onun Görünürdeki Sahibi Öğrenciye Yaklaşımımız Nasıl Olmalı? İlk önce “kırık notların olduğu” olumsuz karneyle başlıyor gibi olacağız ama şöyle diyelim; Beklenmeyen notların bulunduğu veya “kötü” karneye sahip olan tüm çocukların, bu konuya ilişkin duyguları ve düşünceleri malumunuz zaten sıkıntılıdır. Çok belli etmeseler de kendileri ile ilgili değerlendirmeleri genellikle kendine yönelik ve olumsuzdur. Kötü karne nedeniyle çocukları ders kampına almak, tatile götürmemek gibi yöntemler ile cezalandırmak; çocuğu derslerden daha çok soğutabileceği gibi, motivasyonunun kırılmasına da neden olabilir. Çocuğun kendine yönelik yetersizlik, başarısızlık gibi düşünceleri pekişmiş olur. Anne-babalar olarak çocuğun üzerinde baskı oluşturacak cezalar uygulamak yerine, kötü karnenin nedenleri araştırılmalı gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Yine unutulmamalıdır ki karne HEPİMİZİN karnesidir. Ayrıca; karne kırık not veya beklentinin altında bir not ile geldikten sonra bunu değiştirme şansımız yoktur. Bir okul dönemi oldukça uzun bir zaman olduğu için, çocuklar hangi davranışın okul başarı veya başarısızlığı ile ilgili olduğunu kavrayamazlar. Bu sebeple bir sonraki dönem veya tatil dönemi için verilen cezaların herhangi bir işlevi bulunmamaktadır. Bu noktada asıl önemli olan çocuk ile bu sonuca sebep olan davranış biçimlerinin konuşularak neden-sonuç ilişkileri kurulmasıdır. Eğer ki çocuk “Zaten herkese düşük verdi, zaten böyle...” diye savunmalarla yapıcı olmayan neden-sonuç ilişkileri kurma yoluna giriyorsa çocuğu doğru neden-sonuç ilişkileri içine çekmek yararlı olacaktır. Çocuğunuzla savcı misali sorgulamadan çok yapıcı ve sorumluluk almasına yönelik “Peki, öğretmenin beklentileri yüksek olabilir. Sen bu beklentileri karşılamak için neler yaptın?” şeklinde çocuğun cevabı beklenir ve “Daha fazlasını yapabilir miydin?” gibi sorular yöneltilebilirsiniz. Sonuç olarak, olumlu veya olumsuz her deneyim bir olgunlaşma vesilesidir. Diğer karnemiz ise kurdeleli yani “İYİ” karnelerimiz olsun. Başarılı öğrencilerin karneleri tabii ki de ödüllendirilebilir. Bu ödüllendirmenin maddi olmak zorunda olmadığını unutmamak gerekir. Başarıyı takdir eden sözler kullanmak ve başkaları tarafından da başarının takdir edilmesini sağlamak önemli bir yer tutar. Çocuklara başarıları sonucu hediyeler alınabilir, bu hediyeleri alırken hediyenin çok büyük bir şey olmamasına dikkat etmek önemlidir. Dönem içinde “Eğer bu dönem derslerin iyi olursa sana… Alacağım.” gibi cümleler kurmaktan kaçınılması gerekmektedir ama kurulduysa da o verilen vaadin tutulması gerekir. Unutulmaması gereken durum ise ödül amaç değil bir araç olmalıdır.  Sorumluluğunu yerine getirip başarılı karnelere sahip olan çocukların en önemli kazanımı “ başarıdan zevk almak ve bunun tadını çıkarabilmek, sorumlu olduğu bir öğrencilik uğraşınınım sonucu/karnesini almış olmak” olmalıdır. Yenidoğu Eğitim Kurumları Hakkında Yenidoğu Eğitim Kurumları, “Kadim Kültür, Yenilikçi Eğitim” anlayışıyla eğitim sektörünün birçok bileşeni üzerine kuram ve uygulama çalışmaları yapan bir eğitim kurumudur. Eğitim felsefesi, eğitim programları, eğitim materyal ve teknolojileri ile öğretmen eğitimi alanlarında AR-GE çalışmaları yapmak ve bunlara dayanarak oluşturulan zemin üzerinde ilk ve orta kademede eğitim kurumları açmak, temel faaliyet alanıdır. Yenidoğu eğitim felsefesi, insanın kendini yönetebilmesinin çıkış noktası olarak kendini doğru tanımasını referans alır. Yunus Emre’nin ifadesi ile “İlim kendin bilmektir” düşüncesini pratiğe dökme çalışmalarına odaklanmıştır. Bu bağlamda, milli ve manevi değerlerini en üst düzeyde yaşayan, kendi yeteneklerinin farkında ve bu yetenekleri geliştirme bilincinde olan, analitik düşünmeyi bilen, öğrenen, seven, çevresindeki insanlarla ve yaşadığı toplumla en üst düzeyde iletişim kurabilen; Türkiye’yi yeniçağa taşıyacak nesiller yetiştirme gayesini taşımaktadır. Yenidoğu Eğitim Kurumları, eğitim süreçlerinde "okul kültürü" ve "okul iklimi" kavramlarının altını çizerek oluşturacağı birikim ve sistemi, ihtiyaç hisseden herkese sunmayı da en önemli orta ve uzun vade hedeflerinden biri olarak belirlemiştir

 

2016-17 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemi sona ererken öğrenciler karnelerini aldılar. Yenidoğu Okulları PDR Birimi karnelerini alan çocuklara karşı ailelerin tutumunun nasıl olması gerektiğini anlattı.

Karne Günü ve Bu Karne Kimin?

Karne günü çocukların hem tatil için heyecanlandıkları hem de ara değerlendirmelerini görmenin heyecanını yaşadıkları bir gün. Bu heyecanın içinde genellikle “değerlendirilme kaygısı” da bulunuyor. Bu, çocuk için iki uçlu bir heyecan olabiliyor. İyi karneler çocuklara heyecan ve mutluluk hissi yaşatabilirken beklenen notların olmadığı karneler korku, kaygı gibi duygulara ve yetersizlik gibi düşüncelere yol açabiliyor. Kaygı, çocukların üzerinde baskıyı arttırırken, velilerin de çocuklarının akademik başarıları ve gelecekleri ile kaygılanmalarına neden olabiliyor. Tüm bunların sonucunda karne günü birileri için düğün bayram günü olurken kimileri için ise hesap günü olup kriz gününe dönüşebiliyor. 

İşte tam da burada bu karne kimin dememiz gerekir;

Cevap aslında basittir, karne HEPİMİZİNDİR. 

“ODAK” noktasına koyduğumuz öğrenicimizin olduğu kadar, onun eğitim-öğretimi için destek olduğumuz yön verdiğimiz biz Öğretmenlerin de karnesi, bir de yeri gelip beraber ders çalıştığımız, yeri gelip “senin ödevin yok mu? “hadi odana git biraz ders çalış” diyen velilerin de karnesidir. Dolayısıyla sevincimiz, hüznümüz ortaktır, çünkü hepimiz SORUMLUYUZ.

Karneyi Yorumlarken Dilimiz Nasıl Olmalı?

Çocuğunuza sonuç odaklı değil, süreç odaklı olmayı öğretin. Başarının ya da başarısızlığın nasıl oluştuğunu anlamasına yardımcı olun. O zaman çocuğunuz, sorunlara çözüm bulabilen, sonuçların her zaman değiştirilebileceğine inanan olumlu bir zihinsel yaklaşım geliştirebilir. Sorumluk duygusunu ve görevi daha güzel anlayabilir. Başarısızlıklar karşısında hemen pes etmez. Bu nedenle karneyi çocuğunuzu yargılamak için değil, onun genel davranışlarını değerlendirmek için bir araç olarak kabul edin.  Karnenin çocuğun “kişiliğinin değerlendirildiği” değil “çalışma davranışlarının değerlendirildiği” bir araç olduğunu unutmayın. 

İki Farklı Karneye Göre; Onun Görünürdeki Sahibi Öğrenciye Yaklaşımımız Nasıl Olmalı?

İlk önce “kırık notların olduğu” olumsuz karneyle başlıyor gibi olacağız ama şöyle diyelim;

Beklenmeyen notların bulunduğu veya “kötü” karneye sahip olan tüm çocukların, bu konuya ilişkin duyguları ve düşünceleri malumunuz zaten sıkıntılıdır. Çok belli etmeseler de kendileri ile ilgili değerlendirmeleri genellikle kendine yönelik ve olumsuzdur. Kötü karne nedeniyle çocukları ders kampına almak, tatile götürmemek gibi yöntemler ile cezalandırmak; çocuğu derslerden daha çok soğutabileceği gibi, motivasyonunun kırılmasına da neden olabilir. Çocuğun kendine yönelik yetersizlik, başarısızlık gibi düşünceleri pekişmiş olur. Anne-babalar olarak çocuğun üzerinde baskı oluşturacak cezalar uygulamak yerine, kötü karnenin nedenleri araştırılmalı gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Yine unutulmamalıdır ki karne HEPİMİZİN karnesidir.

Ayrıca; karne kırık not veya beklentinin altında bir not ile geldikten sonra bunu değiştirme şansımız yoktur. Bir okul dönemi oldukça uzun bir zaman olduğu için, çocuklar hangi davranışın okul başarı veya başarısızlığı ile ilgili olduğunu kavrayamazlar. Bu sebeple bir sonraki dönem veya tatil dönemi için verilen cezaların herhangi bir işlevi bulunmamaktadır. Bu noktada asıl önemli olan çocuk ile bu sonuca sebep olan davranış biçimlerinin konuşularak neden-sonuç ilişkileri kurulmasıdır. Eğer ki çocuk “Zaten herkese düşük verdi, zaten böyle...” diye savunmalarla yapıcı olmayan neden-sonuç ilişkileri kurma yoluna giriyorsa çocuğu doğru neden-sonuç ilişkileri içine çekmek yararlı olacaktır.

Çocuğunuzla savcı misali sorgulamadan çok yapıcı ve sorumluluk almasına yönelik “Peki, öğretmenin beklentileri yüksek olabilir. Sen bu beklentileri karşılamak için neler yaptın?” şeklinde çocuğun cevabı beklenir ve “Daha fazlasını yapabilir miydin?” gibi sorular yöneltilebilirsiniz. Sonuç olarak, olumlu veya olumsuz her deneyim bir olgunlaşma vesilesidir.

Diğer karnemiz ise kurdeleli yani “İYİ” karnelerimiz olsun.

Başarılı öğrencilerin karneleri tabii ki de ödüllendirilebilir. Bu ödüllendirmenin maddi olmak zorunda olmadığını unutmamak gerekir. Başarıyı takdir eden sözler kullanmak ve başkaları tarafından da başarının takdir edilmesini sağlamak önemli bir yer tutar. Çocuklara başarıları sonucu hediyeler alınabilir, bu hediyeleri alırken hediyenin çok büyük bir şey olmamasına dikkat etmek önemlidir. Dönem içinde “Eğer bu dönem derslerin iyi olursa sana… Alacağım.” gibi cümleler kurmaktan kaçınılması gerekmektedir ama kurulduysa da o verilen vaadin tutulması gerekir. Unutulmaması gereken durum ise ödül amaç değil bir araç olmalıdır.  Sorumluluğunu yerine getirip başarılı karnelere sahip olan çocukların en önemli kazanımı “ başarıdan zevk almak ve bunun tadını çıkarabilmek, sorumlu olduğu bir öğrencilik uğraşınınım sonucu/karnesini almış olmak” olmalıdır.

Yenidoğu Eğitim Kurumları Hakkında

Yenidoğu Eğitim Kurumları, “Kadim Kültür, Yenilikçi Eğitim” anlayışıyla eğitim sektörünün birçok bileşeni üzerine kuram ve uygulama çalışmaları yapan bir eğitim kurumudur. Eğitim felsefesi, eğitim programları, eğitim materyal ve teknolojileri ile öğretmen eğitimi alanlarında AR-GE çalışmaları yapmak ve bunlara dayanarak oluşturulan zemin üzerinde ilk ve orta kademede eğitim kurumları açmak, temel faaliyet alanıdır.

Yenidoğu eğitim felsefesi, insanın kendini yönetebilmesinin çıkış noktası olarak kendini doğru tanımasını referans alır. Yunus Emre’nin ifadesi ile “İlim kendin bilmektir” düşüncesini pratiğe dökme çalışmalarına odaklanmıştır. Bu bağlamda, milli ve manevi değerlerini en üst düzeyde yaşayan, kendi yeteneklerinin farkında ve bu yetenekleri geliştirme bilincinde olan, analitik düşünmeyi bilen, öğrenen, seven, çevresindeki insanlarla ve yaşadığı toplumla en üst düzeyde iletişim kurabilen; Türkiye’yi yeniçağa taşıyacak nesiller yetiştirme gayesini taşımaktadır.

Yenidoğu Eğitim Kurumları, eğitim süreçlerinde "okul kültürü" ve "okul iklimi" kavramlarının altını çizerek oluşturacağı birikim ve sistemi, ihtiyaç hisseden herkese sunmayı da en önemli orta ve uzun vade hedeflerinden biri olarak belirlemiştir


Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.