TÜRKİYENİN HAYIR SEVER OLMASINI İSTİYORUZ
TÜRKİYENİN HAYIR SEVER OLMASINI İSTİYORUZ
Cumhuriyet Halk Partisi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, anayasa referandumu öncesi başkanlığı anlattı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hukuk ve Seçim İşleri’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Her gün şehitlerimizi toprağa veriyoruz. Yüreğimiz kan ağlıyor. Türkiye, ekonomik krizin eşiğinde, tarihinin en büyük işsizlik dönemini yaşıyor. Esnaf iflasla karşı karşıya, kriz gelmiş dayanmış. Ankara’da siyaset yapıp bu memleketin derdini, problemini çözmesi gereken koca koca adamlar bütün bunları bir tarafa bırakmış bir şeyle meşgul. Elimizdeki yetkileri daha fazla nasıl artırabiliriz, yetkileri bir kişinin elinde nasıl toplarız. Milletin derdine bakın, siyasetçilerin derdine bakın. Bu siyaseti, bu anlayışı reddediyoruz, böyle olmaz” dedi.
Tezcan, partisince Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta referandumda partisince yapılacak çalışmalara yönelik bilgi verdi. Tezcan, Adanalılar’ın “Hayır”sever olduğuna dikkat çekerek, bir anayasa reformunun kapıya gelip dayandığını anlattı. Tezcan, ülkelerin anayasalarını değiştirme ihtiyacı duyabileceğini kaydederek, bunun nasıl yapılması gerektiğini şöyle anlattı: “Bu ne zaman yapılır. Gerçekten o ülkenin temel problemlerini çözmenin önünde anayasa ciddi bir engel oluşturmuştur, iyiye doğru anayasa yapılır, değiştirilir. Bu konu gündeme geldiğinde bir şey sordum. Benim sizi ikna etme gibi bir düşüncem yok. Çünkü biliyorum ki buraya gelenlerin hepsi hayır diyecek. Bunda tereddüdümüz yok. Mesele buraya gelenlerin hayır demesi değil. Mesele sandıktan hayır çıkması. Mesele bütün Adana’nın ‘hayır’sever olması. Mesele bütün Türkiye’nin hayırsever olması. Sizinle burada iki ay içerisinde kampanyayı nasıl konuşacağımız neyi anlatacağımızı, başkalarına niye hayır demeleri gerektiğini anlatacağız. Örgüt tabanına, parti tabanına dönük bir kampanya yapmayacağız. Partililerle dışa dönük bir kampanya yapacağız. Asıl hedef bu.”
İşte Tezcan’ın satırbaşları ile anlattıkları:
CANIM İSTEDİ ANAYASA DEĞİŞTİRELİM DİYEMEYİZ
“Anayasa belirli ülkelerde zaman zaman yapılır, yapılma ihtiyacı doğar ama her canı istediğinde siyasetçiler ülkelerde anayasa değişikliği yapmaz. Anayasalar bir memleketin en büyük uzlaşmasını sağlayacakları metinlerdir. Azami uzlaşma diyoruz, niye? Çünkü sıradan kanunlar değil. Bir memleketin, ülkenin, milletin, halkın nasıl beraber yaşayacağını vaat eden belgelerdir. O memleket içerisinde insanların nasıl huzur içerisinde birbirleri ile dayanışma içerisinde yaşayacaklarını tarif eden belgelerdir anayasalar. İşte onun için her canı istediğinde siyaset kurumu ve siyasetçi anayasa değiştiremez”
KOCAMAN PROFESÖRLER BİLE YALAN SÖYLÜYOR
“Bir anayasa değişikliği teklifini Meclis’e getirdiler. Şimdi Meclis’ten geçti referanduma gelecek millet karar verecek. Bu süre içerisinde konuyla ilgili çok yalan bilgi geliyor. Çok fazla yalan söylüyorlar. Televizyona çıkıyor, şaşırıyorum isimlerinin önünde doçent, profesör, akademisyen, kocaman kocaman unvanları olan insanlar hayret ediyorum hukuk fakültesi öğrencisinin bile söylemeyeceği, söyleyemeyeceği şeyleri söylüyorlar. Yalan olduğunu açıkça bildikleri halde, talimatla o televizyonlara çıktıkları için milleti kandırma yarışına girmişler. Biz de millet anlasın diye hep beraber inşallah bu kampanyadan alnımızın akıyla hayırla çıkacağız.”
TEK KİŞİNİN AĞZINA BAKMAYALIM
“Biz bu değişiklik teklifine niye karşı çıkıyoruz. Önce şunu söyleyelim. Bugün Türkiye’deki sistem gerçekten kusursuz, tam demokratik bir sistem midir, hayır, değildir, bunu söylemiyoruz. Bunu söylemiyorsak niye anayasa değişikliğine karşı çıkıyoruz. Çünkü bu değişiklik Türkiye’de demokrasiyi getirmeye dönük bir değişiklik değil. Türkiye’de gerçekten parlamenter demokrasiyi güçlendirecek bir sistem değişikliğine, hükümet sistemiyle ilgili özellikle anayasada kurumsal değişiklikleri gelin beraber yapalım. Biz yıllardır söylüyoruz darbe hukukundan arınalım, siyasi partiler kanunu değiştirelim, barajı kaldıralım, parlamentoyu güçlendirelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi güzel olsun. Siyaset tek kişinin ağzından çıkan söze bakmasın. Milletin gerçekten temsil edildiği güçlü bir meclis yaratalım. Denetlenebilen bir hükümet olsun. Meclis hükümeti denetleyebilsin. Yargı gerçekten bağımsız olsun, hakimler, savcılar, talimat altında olmasın. Hakimler, savcılar hem kanun yapan Meclisi denetleyebilsin, hem yürütmeyi, hükümeti denetleyebilsin, vatandaş kendisini güven içerisinde hissetsin, mahkeme kapısına gittiğinde mal ve can güvenliğim vardır diye kendisini huzur içerisinde hissetsin. Türkiye’de toplumsal uzlaşma sağlansın. Kutuplaşma ortadan kalksın, bunların hepsini söylüyoruz.”
BUGÜNKÜNDEN DAHA KÖTÜ BİR SİSTEM GELECEK
“Bunları yapacak anayasa değişikliğini getirin yapalım. Hayır yanaşmıyorlar. Öyle bir değişiklik yapma niyetleri yok. Yapmak istedikleri şey bugünkünden daha kötü bir düzen getirmek. Bugünkünden daha kötü bir düzene teslim olmak demek bugünkü düzen üzerinde kuracağınız demokrasiyi kuramamak demektir. Yoksa anayasada sandıktan hayır çıkınca Türkiye demokrasi ile ilgili bundan sonraki hedefinden vazgeçecek mi, hayır. Tam tersine o zaman daha güçlü bir demokrasi kurmak için yolumuza devam edeceğiz. Onu da inşallah milletin oylarıyla daha sonraki, referandumdan sonraki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapacağız. O iktidarla Türkiye’nin önünü açacağız.”
NEDEN KARŞI ÇIKIYORUZ
“Biz bu değişiklik ne getiriyor da biz buna karşı çıkıyoruz. Birincisi şu. Bu değişiklik hiç tereddüt etmeden şunu ezberleyin ve her yerde söyleyin. Tek adam rejimi yaratıyor. Devletin bütün yetkilerini bir kişinin eline veriyor. Başkan, adına cumhurbaşkanı diyorlar. Gerçekte Amerika’da bile olmayan orijinal bir başkanlık ortaya çıkarmışlar. Bu orijinal başkanlıkta tek kişi devletin bütün yetkilerini kullanacak. Ne demek devletin bütün yetkileri. Başbakan ve bakanlar kalmıyor. Bir kişi hem başbakan hem bakanların yaptığı görevi yapacak. Yani hükümet bir kişi olacak. O bir kişi isterse hiç bakan atamayabilir. Dikkat edin, ben hiç bakan atamıyorum der. Yahu kralların bile vezirleri vardır değil mi? Atamıyorum diyebilir, engel yok bu sistemde. Tek başına o yönetecek isterse 3 tane bakan atar isterse 10 tane bakan atar, isterse hiç atamaz. Tamamen kendi elinde. Bitmedi, atayacağı bakanların nasıl çalışacağına karar verecek. İlçe nüfus müdürlerinin, milli eğitim müdürlerinin bile nasıl atanacağına karar verecek. Aklınıza gelen devlet görevlilerinin tamamını göreve gelmesi, azledilmesi, geldikten sonra nasıl çalışacak, nasıl işleyecek hepsini bir kişi yapacak. Yetkiyi, sorumluluğu herşeyi bir kişinin eline vermiş. Bunun adı krallık, bunun adı tek adamlık değil mi? Nerede demokrasi. Diktatör tabi. Vatandaş bırakın kendisi söylesin bunun ne olduğunu. Siz ne olduğunu anlatın, böyle bir sistem olur mu?”
MİLLET MİLLET DİYORLAR FAKAT…
“Hükümet bu kişi, bu kişi tek başına hükümet oldu. Peki bunu denetleyecek bir makam var mı , yok. O kişiyi hiç kimse denetleyemeyecek. Bu kişi hükümet oldu, hükümet olmak buna yetmiyor. Bütün bakanlar, başbakan ortadan kalktı. Meclis’in işini de ben yapacağım diyor. Halk egemenliğinin en önemli organı milletin meclisidir. Her ağızlarını açtıklarında millet, millet, millet diyorlar ya. Gerçekten yürekten millet egemenliğine inanan kişi milletin meclisini başının üstünde tutar. Bunlar gibi anayasa değişikliği ile milletin meclisin çiğnemez. Bu değişiklik teklifi milletin meclisini yok eden bir teklif. Nasıl yok ediyor. Millet meclislerinin en önemli özellikleri kanun yapma tekelidir. Kanun yapma hakkı sadece milletin seçilmiş meclislerindedir. Niye öyledir. Egemenliğin halka ait olmasını gereği odur O zaman halk nasıl egemenliğin sahibi olur. Sadece seçimle değil, seçtiği meclis kanun yapabildiği zaman.”
“Krallıklarda nasıldı, kral yetkiyi Allah’tan aldığını söylüyordu, milleti öyle kandırıyor, o yetkiyi ferman çıkarıyordu. Kralın kanunları fermandı. Demokrasi gelişti, gelişince halk dedi ki ben senin fermanını tanımıyorum. Ferman padişahınsa kanun da halkındır, milletindir. Millet meclisleri onun için fermana karşı kanunu getirdi. Demokrasi, egemenliğin Saray’dan halka geçmesidir. Meclisin kanun yapma yetkisine başkanı ortak ediyorlar. Başkan kararname çıkaracak, o kararnamelerle kanun gibi düzenlemeler yapacak. İşçilerin nasıl çalışacağından, kıdem tazminatı olacak mı olmayacak mı, bu alana kadar. Yetmedi, olur da başkan meclisi sevmezse, hoşuna gitmeyen bir meclis olursa fesh edecek Meclis’i. Başkan kaçla seçiliyor, yüzde 50’den 1 fazla ile. İkinci tura kalırsa yüzde 40’la da seçilebilir. Meclis kaçı temsil ediyor, yüzde 100’ü temsil ediyor. Sağcısı, solcusu, orta yolcusu var. Her düşünceden, inançtan insan Meclis’te temsil ediliyor. Yüzde 50’yi temsil edene meclisi fesih yetkisi veriyor. Hiçbir demokraside böyle bir şey yoktur. Amerika’daki başkanlık sisteminde de yoktur.”
BARUT: YÜZDE 60 HAYIR ÇIKACAK
Cumhuriyet Halk Partisi CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, partililerin, toplumun değişik sivil toplum kuruluşlarıyla el ele vererek referandumda Adana’da yüzde 60 oranında hayır oyu çıkaracaklarını söyledi.
Barut, sahalara, köylere, kahvehanelere, hep birlikte hayır çalışmasına katılacaklarını anlatarak, şunları kaydetti: “Adana’da seferberlik ilan ettik. Gelin hep birlikte bu seferberliğe destek vererek burada önce Adana’da yüzde 60 ve üzerinde daha sonra da Türkiye’de eş zamanlı olarak hayırı geçirelim diyoruz. Hiç kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, referandumun AKP yada CHP bandına getirmeden evet-hayır bandında bir kampanya yürüteceğimizi bilgilerinize sunmak istiyoruz. Şu anda “Hayır” algısı bizim elimizde, burada bu hayır algısını hiç düşürmeden, umutsuzluğa kapılmadan bu hayırı perçinleyeceği. Özellikle hiç kimsenin evet algısına yenilmeden, korkmadan, paniklemeden bir çok seçimi kaybetmiş olabiliriz ama bu seçimin farkı ülke meselesi.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.