ADANA’DAN ‘HAYIR’ ÇIKACAK

SİYASET 15.02.2017 - 17:02, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2349+ kez okundu.
 

ADANA’DAN ‘HAYIR’ ÇIKACAK

CHP Adana Eski milletvekili Hulusi Güvel, rejim değişikliğine Adanalı’nın yüzde 65’le karşı çıkacağına inandığını söyledi.
    ESNAF SİFTAHSIZ İŞYERİ KAPATIYOR Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana eski milletvekili Hulusi Güvel, EGEMEN’e gündeme özel ilginç değerlendirmelerde bulundu. Güvel, Türkiye’nin Avrupa’nın güzel taraflarını örnek alıp ileriye gitmesi gerekirken, Ortadoğu’nun bataklığına sürüklendiğini söyledi. Güvel, “Türkiye’nin sorunu, iş isteyenler, siftah etmeden işyeri kapatan esnafların sorunlarını giderici önlemler almak, dış politikadaki yapılan yanlışlıklar nedeniyle her gün şehitlerin geldiği bir ülke durumundan çıkmak,  iç savaşı önleyici, iç barışı getirici tedbirler almak mı yoksa anayasa değişikliğinin getireceği başkanlık sistemi mi olmalı?” diye sordu.   MHP İLE BAHÇELİ AYNI DÜŞÜNMÜYOR Güvel, 16 Nisan’da yapılacak ve anayasa değişiklikleriyle başkanlığı getirecek uygulamanın oylanacağı referandumda, yüzde 65 dolayında ‘hayır’ çıkacağına inandığını söyledi. Partisinin referandumda izlediği stratejinin doğru olduğuna dikkat çeken Güvel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP’nin tabanının ayrıştığını gördüğünü söyledi. Hulusi Güvel, KHK’larla atılanların bazılarının basit gerekçelerle memuriyetten çıkarıldıklarını anlatarak, “Cumhuriyet Gazetesi’nin Fetö ile ne ilgisi olabilir. Karikatürist Musa Kart’ın ne işi var cezaevinde” dedi.     ADANA- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana eski milletvekili Hulusi Güvel,  Türkiye’de yasama, yürütme ve yargı erklerinin kör-topal da olsa işlediğini belirterek, “Vatandaş sorunları olduğu zaman Meclis’e geliyordu, bir milletvekili bulup sorununa çözüm arıyordu. Ancak şimdi 16 Nisan’da yapılacak referandumda ‘evet’ çıkarsa bunların hepsi ortadan kalkıyor. Parlamento hiç işlevi olmayan sembolik bir şekilde orda kalacak. Zira bütün yetkileri Cumhurbaşkanı alıyor” dedi.   NÜFUS MEMURUNU DA CUMHURBAŞKANI SEÇECEK   Türkiye’de 16 Nisan’da anayasa değişikliği oylanacak. Referandumla birlikte bir sistem veya rejim değişikliği gündeme geliyor, neler söylemek istersiniz?   “Önümüzdeki 16 Nisan’da yapılacak referandum önemli. 94 yıllık bir cumhuriyet geçmişimiz var, bunun yok edilip yeni bir sistemin oturtulacağını söyleniyor. 18 maddelik anayasa referandumunda bir rejim değişikliği olacak. Artık parlamenter sistem yok ediliyor. İyi de olsa kötü de olsa parlamenter rejimde, her bölge ön görülen sayıda, yasaların belirlediği sayıda bir milletvekili ile parlamentoda temsil ediliyordu. Yasama, yürüme, yargı erkleri kör-topal da olsa işliyordu. Vatandaş sorunları olduğu zaman Meclis’e geliyordu, herhangi bir partiden milletvekilini bulup sorununa çözüm arıyordu. Ancak şimdi 16 Nisan’da yapılacak referandumla beraber bunların hepsi ortadan kalkıyor. Parlamento hiç işlevi olmayan sembolik bir şekilde kalacak. Zira bütün yetkileri Cumhurbaşkanı alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini Cumhurbaşkanı, 3’ünü de Meclis atayacak. Meclis’te Cumhurbaşkanının seçtiği çoğunlukta bir siyasi parti olunca yargı elinde, hem ötesinde; Cumhurbaşkanı tüm ülkenin insanlarını kucaklayan tarafsız, bağımsız biri olması gerekirken bir siyasi partinin de genel başkanı oluyor. Yani cumhurbaşkanı olacak kişi, bu yasa geçtikten sonra sabahleyin partisinin genel merkezinde genel başkanlık yapıyor, öğleden sonra Anayasa Mahkemesi’nin ve tüm yasamanın başkanlığını yapıyor. Her şeyin başı cumhurbaşkanı olacak. Artık nüfus memurunun,  daire müdürünün  seçilmesine kadar her şey cumhurbaşkanından geçecek. Bunun çok tehlikeli, çok yanlış olduğunu, kurumların mutlaka olması gerektiğini, erklerin birbirini denetlemesi gerektiğini, yasama, yargı, yürütme ve bunun üzerine en son n dördüncü kuvvet olan özgür basının olması gerektiğini söylüyoruz.”   İLERİ GİTMEMİZ GEREKİRKEN BATAKLIĞA SAPLANIYORUZ “Türkiye’nin ileriye gitmesi gerekiyor. Ancak Batı medeniyetlerinin, Batı uygarlıklarının güzel taraflarını alıp kendi ülkemizde uygulamamız gerekirken Ortadoğu’nun karanlıklarına, bataklıklarına sürüklenen bir ülkeye doğru gidiyoruz. Türkiye’nin sorunu, anayasa değişikliğinin getireceği başkanlık sistemi mi, iş isteyen insanlar, siftah etmeden işyerlerini kapatan esnafların sorunlarını giderici önlemler almak, dış politikadaki yapılan yanlışlıklar nedeniyle her gün şehitlerin geldiği bir ülke durumundan çıkmak, iç savaşı önleyici iç barışı getirici tedbirler almak mı olmalı? Çukurova tarım bölgesi ancak tarım tamamen çökmüş durumda. Köylerde insan kalmamış, çok karanlık bir noktaya doğru gidiyoruz. Umuyorum Türk halkının sağduyusu galip gelecektir. Getirilmek istenen yasaya ret oyu verecektir kamuoyu, bu yasa geri gidecektir, Türkiye rahatlayacaktır, AK Partililer rahatlayacaktır, bütün ülkemiz rahatlayacaktır, beklentim umudum bu. Adana’da çok başarılı bir şekilde ‘hayır’ oyu çıkacağına inanıyorum. Adana’da öngörüm 2010 yılındaki 12 Eylül referandumundaki sonuç olan yüzde 56’dan fazla yüzde 65. Çevremdekilerle görüşmemizde, merkez sağ dediğimiz eski Anavatan Partili, Doğruyol Partili, Milliyetçi Hareket Partili, hatta AK Parti’ye oy vermiş yurttaşlarımızın da hayır oyu vereceklerini görüyorum. Zira bu bir siyasi partinin seçimi değil. Bu seçimde cumhurbaşkanı değişikliği olmayacak. Parlamento, yerel yönetimler değişmeyecek, rejimle ilgili bir konu. O anlamda hayır çıkacağına yürekten inanıyorum.”   BU İŞİN SİYASİ AYAĞI NEREDE? Referandumda ‘hayır’ çıkmasıyla birlikte erken seçim gündeme gelir mi?   “Türkiye 15 Temmuz 2016’da bir darbe girişimi yaşadı. Hükümetin yıllarca kucak kucağa, iç içe girdiği ve devletin bütün kurumlarını ele geçirmek üzere olduğu bir Fetö yapılanmasıyla ilgili süreç yaşıyoruz. Türkiye’nin her gün değişik illerinden ‘devlete sızmış’ bir takım devlet görevlilerinin, başta polis ve askerler olmak üzere ‘Fetö’ adı altında görevden alındıklarını görüyoruz.  Hep şu söyleniyor, peki bunun siyasi ayağı nerede? AK Parti milletvekili olabilmek, belediye başkanı olabilmek, belediye meclisi üyesi olabilmek, oradan bir pay kapabilmek için Amerika’ya gidip el öpenleri biliyorsunuz. Adana’daki meclis üyeleri ve milletvekilleri de başta olmak üzere, belediye başkanları hepsi gitti, bunların resimleri, konuşmaları kasetleri hepsi duruyor. Bunun siyasi ayağının üzerine gidilebildi mi?”   SONBAHARDA ERKEN SEÇİME GİDECEKLER   “16 Nisan’da yapılacak referandumdan sonra hayır da evet de çıksa sonbaharda bir erken seçim yapılacak. Zira hayır çıksa mutlaka bir erken seçime bu ülkeyi götürecekler. AK Parti kendi içindeki 80 civarındaki milletvekilinin Fetö’cü olduğu, 4 bakanın Fetö’cü olduğu iddia ediliyor. Türkiye’de bir çok büyük şehir belediye başkanının Fetö ile kolkola olduğu, iç içe olduğu söyleniyor. AK Parti bunları temizleyebilmek için mutlaka bir erken seçime gitmek zorunda. Ve bu hayırla birlikte inşallah bu iktidarın da bir kırılma noktası olur. Bu seçimlerde de vatandaşlar halkımız bunlara tepkiyi gösterir.”   MHP’Lİ SEÇMEN DE HAYIR DİYECEK İDDİASI   Referandumda MHP’nin tavrını nasıl buluyorsunuz?   “MHP ile Genel Başkan Devlet Bahçeli’yi birbirinden ayırmak gerekiyor. Devlet Bahçeli bu partinin genel başkanı ancak MHP’nin tabanı, sorumluları konuşamasa bile Devlet Bahçeli’nin aldığı ‘evet’ yönündeki karara çok ciddi anlamda tepki gösteriyor. Adana için söylüyorum, bu partiye emek vermiş, görev almış Ülkü ocakları başkanlığı, il başkanlığı, ilçe başkanlığı yapmış birçok MHP’linin açık tavır koyduklarını, hayır vereceklerini biliyorum.  Seçmen bazında vatandaşlarımız da çok büyük hayır oyu verecektir. Bu oylamada, Devlet Bahçeli ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin tutumlarını birbirinden ayırmak gerekiyor. MHP seçmeni, tabanı bu referanduma hayır diyor. Onu gözlüyoruz görüyoruz.”   ÖZGÜRLÜKLERİ KORUYALIM CHP’nin referandum için izlediği yolu nasıl buluyorsunuz, değerlendirir misiniz?   “CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun izlediği stratejinin doğru olduğunu görüyorum. Zira hep şunu vurguluyor, savunmada kalmıyor, saldırıya geçiyor. Kendisine atılmak istenen bir takım yanlış ve çamurların da üzerine sıçramaması için gayret gösteriyor. Cumhurbaşkanı, başbakan ile bakanlar, Cumhuriyet Halk Partisi’ni PKK, DEAŞ, Fetö yapılanması ve diğer terör örgütleriyle aynı kategoride göstermek istiyor. Hayır verenlerin hepsi onlara göre bu kategorinin içerisinde. İktidarın amacı bu referandumu CHP ile AK Parti arasında bir seçim gibi algılatmaya çalışmak. Bundan uzak duruyor CHP, zira bu konuda da haklı, çünkü bu bir seçim değil referandum, adı üzerinde. Referandumla, cumhurbaşkanı değişmeyecek, hükümet, milletvekilleri, yerel yönetimler, meclis üyeleri, muhtarlar değişmeyecek, bunlar aynı yerinde kalacak. Hatta AK Partili seçmenlere şunu söylüyoruz. Partini seviyorsun, saygı duyuyoruz, yine sev. Başbakanınızı seviyorsunuz, cumhurbaşkanını seviyorsunuz, tamam, saygı duyuyoruz. Onlar da bir şey yok ki, onları yine sev, bunlarda herhangi bir değişiklik olmayacak. Biz rejimi koruyalım, demokrasiyi, özgürlükleri koruyalım, kul olmayalım, birey olalım, vatandaş olalım. Bununla ilgili referandumda hayır oyu verin diyoruz.”   CHP HER ZAMAN EZİLENLERİN YANINDA OLMUŞTUR Ergenekon sürecinde CHP eleştirildi, bugün kamudan atılan binlerce insan var Fetö’cü denilerek. CHP’ye yapılan bu eleştiriler için neler söylersiniz, haksız yere atılanlar için partinizin tavrı nedir?   “KHK’larla kamudan atılanlar için Adana il örgütünde 15 kişilik bir avukat grubu oluşturuldu. Her gün belli saatlerde çalıştılar. Zira çok insan, öğretmenler, polis memurları, iş adamları, hep gözaltına alındı, işlerine son verildi, uzaklaştırıldı. Adam bir bankaya para yatırmış veya oradan kredi kullanmış, bu gibi çok basit olaylardan dolayı hep görevden alınanlar da var. Bunların yanlış olduğunu söylüyoruz. Buna benzer şeyleri ayrıştırmak için bir komisyon kuruldu, burada değerlendirildi, uygun görülenler Ankara’ya gönderildi. Onlarla ilgili hükümetle Ankara’da üst düzey görüşmeler yapılıyor. Elbette mağdur olanların, ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların hep yanında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmuştur, olacaktır da. Hepimizin yasalara uyması lazım, bu işler yasal çerçeveler içerisinde olmalı. Olağanüstü hal kapsamında bakıyoruz, herkes içeri alınıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin Fetö ile ne ilgisi olabilir. Yazarların hepsi içeride, öbürlerine bir şey demiyorum. Cumhuriyet gazetesi karikatüristi Musa Kart’ın ne işi var cezaevinde? Ergenekon duruşmalarına gidiyordum, bir grup milletvekili arkadaşla. Orada çok dramatik olaylarla karşılaştım. Generalleri, kurmay albayları, subayları, üniversite hocalarını dinledim. Bir albay, öyle duygusal bir savunma yaptı ki gözlerimden yaş akmaya başlamış. O zaman onların aleyhine çalışanlar karşısında Deniz bey, ‘Ben bunların avukatıyım’ diyordu. Şimdiki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne diyordu: ‘Ben bunların savcısıyım, içeri atacağım’ diyordu. Şimdi ne duruma geldi. Cumhurbaşkanımız şimdi diyor ki: Rabbimle, halkım beni bağışlasın, biz kandırıldık. Bu kadar basit mi?” 
CHP Adana Eski milletvekili Hulusi Güvel, rejim değişikliğine Adanalı’nın yüzde 65’le karşı çıkacağına inandığını söyledi.

 

 

ESNAF SİFTAHSIZ İŞYERİ KAPATIYOR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana eski milletvekili Hulusi Güvel, EGEMEN’e gündeme özel ilginç değerlendirmelerde bulundu. Güvel, Türkiye’nin Avrupa’nın güzel taraflarını örnek alıp ileriye gitmesi gerekirken, Ortadoğu’nun bataklığına sürüklendiğini söyledi. Güvel, “Türkiye’nin sorunu, iş isteyenler, siftah etmeden işyeri kapatan esnafların sorunlarını giderici önlemler almak, dış politikadaki yapılan yanlışlıklar nedeniyle her gün şehitlerin geldiği bir ülke durumundan çıkmak,  iç savaşı önleyici, iç barışı getirici tedbirler almak mı yoksa anayasa değişikliğinin getireceği başkanlık sistemi mi olmalı?” diye sordu.

 

MHP İLE BAHÇELİ AYNI DÜŞÜNMÜYOR

Güvel, 16 Nisan’da yapılacak ve anayasa değişiklikleriyle başkanlığı getirecek uygulamanın oylanacağı referandumda, yüzde 65 dolayında ‘hayır’ çıkacağına inandığını söyledi. Partisinin referandumda izlediği stratejinin doğru olduğuna dikkat çeken Güvel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP’nin tabanının ayrıştığını gördüğünü söyledi. Hulusi Güvel, KHK’larla atılanların bazılarının basit gerekçelerle memuriyetten çıkarıldıklarını anlatarak, “Cumhuriyet Gazetesi’nin Fetö ile ne ilgisi olabilir. Karikatürist Musa Kart’ın ne işi var cezaevinde” dedi.

 

 

ADANA- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana eski milletvekili Hulusi Güvel,  Türkiye’de yasama, yürütme ve yargı erklerinin kör-topal da olsa işlediğini belirterek, “Vatandaş sorunları olduğu zaman Meclis’e geliyordu, bir milletvekili bulup sorununa çözüm arıyordu. Ancak şimdi 16 Nisan’da yapılacak referandumda ‘evet’ çıkarsa bunların hepsi ortadan kalkıyor. Parlamento hiç işlevi olmayan sembolik bir şekilde orda kalacak. Zira bütün yetkileri Cumhurbaşkanı alıyor” dedi.

 

NÜFUS MEMURUNU DA CUMHURBAŞKANI SEÇECEK

 

Türkiye’de 16 Nisan’da anayasa değişikliği oylanacak. Referandumla birlikte bir sistem veya rejim değişikliği gündeme geliyor, neler söylemek istersiniz?

 

“Önümüzdeki 16 Nisan’da yapılacak referandum önemli. 94 yıllık bir cumhuriyet geçmişimiz var, bunun yok edilip yeni bir sistemin oturtulacağını söyleniyor. 18 maddelik anayasa referandumunda bir rejim değişikliği olacak. Artık parlamenter sistem yok ediliyor. İyi de olsa kötü de olsa parlamenter rejimde, her bölge ön görülen sayıda, yasaların belirlediği sayıda bir milletvekili ile parlamentoda temsil ediliyordu. Yasama, yürüme, yargı erkleri kör-topal da olsa işliyordu. Vatandaş sorunları olduğu zaman Meclis’e geliyordu, herhangi bir partiden milletvekilini bulup sorununa çözüm arıyordu. Ancak şimdi 16 Nisan’da yapılacak referandumla beraber bunların hepsi ortadan kalkıyor. Parlamento hiç işlevi olmayan sembolik bir şekilde kalacak. Zira bütün yetkileri Cumhurbaşkanı alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini Cumhurbaşkanı, 3’ünü de Meclis atayacak. Meclis’te Cumhurbaşkanının seçtiği çoğunlukta bir siyasi parti olunca yargı elinde, hem ötesinde; Cumhurbaşkanı tüm ülkenin insanlarını kucaklayan tarafsız, bağımsız biri olması gerekirken bir siyasi partinin de genel başkanı oluyor. Yani cumhurbaşkanı olacak kişi, bu yasa geçtikten sonra sabahleyin partisinin genel merkezinde genel başkanlık yapıyor, öğleden sonra Anayasa Mahkemesi’nin ve tüm yasamanın başkanlığını yapıyor. Her şeyin başı cumhurbaşkanı olacak. Artık nüfus memurunun,  daire müdürünün  seçilmesine kadar her şey cumhurbaşkanından geçecek. Bunun çok tehlikeli, çok yanlış olduğunu, kurumların mutlaka olması gerektiğini, erklerin birbirini denetlemesi gerektiğini, yasama, yargı, yürütme ve bunun üzerine en son n dördüncü kuvvet olan özgür basının olması gerektiğini söylüyoruz.”

 

İLERİ GİTMEMİZ GEREKİRKEN BATAKLIĞA SAPLANIYORUZ

“Türkiye’nin ileriye gitmesi gerekiyor. Ancak Batı medeniyetlerinin, Batı uygarlıklarının güzel taraflarını alıp kendi ülkemizde uygulamamız gerekirken Ortadoğu’nun karanlıklarına, bataklıklarına sürüklenen bir ülkeye doğru gidiyoruz. Türkiye’nin sorunu, anayasa değişikliğinin getireceği başkanlık sistemi mi, iş isteyen insanlar, siftah etmeden işyerlerini kapatan esnafların sorunlarını giderici önlemler almak, dış politikadaki yapılan yanlışlıklar nedeniyle her gün şehitlerin geldiği bir ülke durumundan çıkmak, iç savaşı önleyici iç barışı getirici tedbirler almak mı olmalı? Çukurova tarım bölgesi ancak tarım tamamen çökmüş durumda. Köylerde insan kalmamış, çok karanlık bir noktaya doğru gidiyoruz. Umuyorum Türk halkının sağduyusu galip gelecektir. Getirilmek istenen yasaya ret oyu verecektir kamuoyu, bu yasa geri gidecektir, Türkiye rahatlayacaktır, AK Partililer rahatlayacaktır, bütün ülkemiz rahatlayacaktır, beklentim umudum bu. Adana’da çok başarılı bir şekilde ‘hayır’ oyu çıkacağına inanıyorum. Adana’da öngörüm 2010 yılındaki 12 Eylül referandumundaki sonuç olan yüzde 56’dan fazla yüzde 65. Çevremdekilerle görüşmemizde, merkez sağ dediğimiz eski Anavatan Partili, Doğruyol Partili, Milliyetçi Hareket Partili, hatta AK Parti’ye oy vermiş yurttaşlarımızın da hayır oyu vereceklerini görüyorum. Zira bu bir siyasi partinin seçimi değil. Bu seçimde cumhurbaşkanı değişikliği olmayacak. Parlamento, yerel yönetimler değişmeyecek, rejimle ilgili bir konu. O anlamda hayır çıkacağına yürekten inanıyorum.”

 

BU İŞİN SİYASİ AYAĞI NEREDE?

Referandumda ‘hayır’ çıkmasıyla birlikte erken seçim gündeme gelir mi?

 

“Türkiye 15 Temmuz 2016’da bir darbe girişimi yaşadı. Hükümetin yıllarca kucak kucağa, iç içe girdiği ve devletin bütün kurumlarını ele geçirmek üzere olduğu bir Fetö yapılanmasıyla ilgili süreç yaşıyoruz. Türkiye’nin her gün değişik illerinden ‘devlete sızmış’ bir takım devlet görevlilerinin, başta polis ve askerler olmak üzere ‘Fetö’ adı altında görevden alındıklarını görüyoruz.  Hep şu söyleniyor, peki bunun siyasi ayağı nerede? AK Parti milletvekili olabilmek, belediye başkanı olabilmek, belediye meclisi üyesi olabilmek, oradan bir pay kapabilmek için Amerika’ya gidip el öpenleri biliyorsunuz. Adana’daki meclis üyeleri ve milletvekilleri de başta olmak üzere, belediye başkanları hepsi gitti, bunların resimleri, konuşmaları kasetleri hepsi duruyor. Bunun siyasi ayağının üzerine gidilebildi mi?”

 

SONBAHARDA ERKEN SEÇİME GİDECEKLER

 

“16 Nisan’da yapılacak referandumdan sonra hayır da evet de çıksa sonbaharda bir erken seçim yapılacak. Zira hayır çıksa mutlaka bir erken seçime bu ülkeyi götürecekler. AK Parti kendi içindeki 80 civarındaki milletvekilinin Fetö’cü olduğu, 4 bakanın Fetö’cü olduğu iddia ediliyor. Türkiye’de bir çok büyük şehir belediye başkanının Fetö ile kolkola olduğu, iç içe olduğu söyleniyor. AK Parti bunları temizleyebilmek için mutlaka bir erken seçime gitmek zorunda. Ve bu hayırla birlikte inşallah bu iktidarın da bir kırılma noktası olur. Bu seçimlerde de vatandaşlar halkımız bunlara tepkiyi gösterir.”

 

MHP’Lİ SEÇMEN DE HAYIR DİYECEK İDDİASI

 

Referandumda MHP’nin tavrını nasıl buluyorsunuz?

 

“MHP ile Genel Başkan Devlet Bahçeli’yi birbirinden ayırmak gerekiyor. Devlet Bahçeli bu partinin genel başkanı ancak MHP’nin tabanı, sorumluları konuşamasa bile Devlet Bahçeli’nin aldığı ‘evet’ yönündeki karara çok ciddi anlamda tepki gösteriyor. Adana için söylüyorum, bu partiye emek vermiş, görev almış Ülkü ocakları başkanlığı, il başkanlığı, ilçe başkanlığı yapmış birçok MHP’linin açık tavır koyduklarını, hayır vereceklerini biliyorum.  Seçmen bazında vatandaşlarımız da çok büyük hayır oyu verecektir. Bu oylamada, Devlet Bahçeli ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin tutumlarını birbirinden ayırmak gerekiyor. MHP seçmeni, tabanı bu referanduma hayır diyor. Onu gözlüyoruz görüyoruz.”

 

ÖZGÜRLÜKLERİ KORUYALIM

CHP’nin referandum için izlediği yolu nasıl buluyorsunuz, değerlendirir misiniz?

 

“CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun izlediği stratejinin doğru olduğunu görüyorum. Zira hep şunu vurguluyor, savunmada kalmıyor, saldırıya geçiyor. Kendisine atılmak istenen bir takım yanlış ve çamurların da üzerine sıçramaması için gayret gösteriyor. Cumhurbaşkanı, başbakan ile bakanlar, Cumhuriyet Halk Partisi’ni PKK, DEAŞ, Fetö yapılanması ve diğer terör örgütleriyle aynı kategoride göstermek istiyor. Hayır verenlerin hepsi onlara göre bu kategorinin içerisinde. İktidarın amacı bu referandumu CHP ile AK Parti arasında bir seçim gibi algılatmaya çalışmak. Bundan uzak duruyor CHP, zira bu konuda da haklı, çünkü bu bir seçim değil referandum, adı üzerinde. Referandumla, cumhurbaşkanı değişmeyecek, hükümet, milletvekilleri, yerel yönetimler, meclis üyeleri, muhtarlar değişmeyecek, bunlar aynı yerinde kalacak. Hatta AK Partili seçmenlere şunu söylüyoruz. Partini seviyorsun, saygı duyuyoruz, yine sev. Başbakanınızı seviyorsunuz, cumhurbaşkanını seviyorsunuz, tamam, saygı duyuyoruz. Onlar da bir şey yok ki, onları yine sev, bunlarda herhangi bir değişiklik olmayacak. Biz rejimi koruyalım, demokrasiyi, özgürlükleri koruyalım, kul olmayalım, birey olalım, vatandaş olalım. Bununla ilgili referandumda hayır oyu verin diyoruz.”

 

CHP HER ZAMAN EZİLENLERİN YANINDA OLMUŞTUR

Ergenekon sürecinde CHP eleştirildi, bugün kamudan atılan binlerce insan var Fetö’cü denilerek. CHP’ye yapılan bu eleştiriler için neler söylersiniz, haksız yere atılanlar için partinizin tavrı nedir?

 

“KHK’larla kamudan atılanlar için Adana il örgütünde 15 kişilik bir avukat grubu oluşturuldu. Her gün belli saatlerde çalıştılar. Zira çok insan, öğretmenler, polis memurları, iş adamları, hep gözaltına alındı, işlerine son verildi, uzaklaştırıldı. Adam bir bankaya para yatırmış veya oradan kredi kullanmış, bu gibi çok basit olaylardan dolayı hep görevden alınanlar da var. Bunların yanlış olduğunu söylüyoruz. Buna benzer şeyleri ayrıştırmak için bir komisyon kuruldu, burada değerlendirildi, uygun görülenler Ankara’ya gönderildi. Onlarla ilgili hükümetle Ankara’da üst düzey görüşmeler yapılıyor. Elbette mağdur olanların, ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların hep yanında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmuştur, olacaktır da. Hepimizin yasalara uyması lazım, bu işler yasal çerçeveler içerisinde olmalı. Olağanüstü hal kapsamında bakıyoruz, herkes içeri alınıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin Fetö ile ne ilgisi olabilir. Yazarların hepsi içeride, öbürlerine bir şey demiyorum. Cumhuriyet gazetesi karikatüristi Musa Kart’ın ne işi var cezaevinde? Ergenekon duruşmalarına gidiyordum, bir grup milletvekili arkadaşla. Orada çok dramatik olaylarla karşılaştım. Generalleri, kurmay albayları, subayları, üniversite hocalarını dinledim. Bir albay, öyle duygusal bir savunma yaptı ki gözlerimden yaş akmaya başlamış. O zaman onların aleyhine çalışanlar karşısında Deniz bey, ‘Ben bunların avukatıyım’ diyordu. Şimdiki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne diyordu: ‘Ben bunların savcısıyım, içeri atacağım’ diyordu. Şimdi ne duruma geldi. Cumhurbaşkanımız şimdi diyor ki: Rabbimle, halkım beni bağışlasın, biz kandırıldık. Bu kadar basit mi?” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.