ÇİFTÇİNİN ANIZ YAKMASINI İSTEMİYORSAK!

GÜNDEM 20.08.2018 - 15:14, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2682+ kez okundu.
 

ÇİFTÇİNİN ANIZ YAKMASINI İSTEMİYORSAK!

Adana ve çevresinde, çiftçinin ikinci ürün ekimine kısa sürede toprağı hazırlamak için başvurduğu anız yakmanın önüne geçmek isteyen valilik bu yöndeki çalışmalarını sürdürüyor.
 Anız yakmayı alışkanlık haline getiren çiftçilerin bundan vazgeçmesini isteyen yetkililer, ekin biçme yüksekliğinin 10 santimetreden az tutulması halinde anız yakmaya gerek kalmayacağını söylüyor.  ÇOK BÜYÜK ZARARLARI VAR  Çiftçilere yönelik yayınlarıyla bilinen ciftcikulubu.net isimli sitede yer alan bilgilere göre, anız yakmak, çiftçiye toprak işlemede kolaylık, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi, yabancı ot kontrolü sağlıyor. Anız yakılması orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkarırken “Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır. Anız yakmanın zararları sadece bunlarla sınırlı değildir. Anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır: Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden oluyor. Toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliğini düşürüyor. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelebiliyor. Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırırken bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgar ve su ile taşınarak yok oluyor. Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalabiliyor.  ÇİFTÇİ NEDEN ANIZ YAKIYOR? Burada, yer alan bilgilere göre, çiftçi buğday, ama daha çok da mısır ekimi sonrasında anız yakıyor. Çiftçinin yetiştirdiği mısır, yeterli kuruma oranına ulaştığı ve hasat zamanı geldiğinde, çiftçi bir biçerdöverci ile anlaşır ve hasat başlar. Tarlanın durumuna, biçerdöver kullanıcısının maharetine ve kullanılan bıçak ağızlarına göre, 30 ila 50 cm.lik mısır sapı tarlada kalır. Tarla çiftçininse ve çiftçi tarlasını dinlendirecek, yeni bir ürün için hazırlık yapmayacaksa, traktör arkasına taktığı paçal makinesi ile tarlaya girip mısır saplarını parçalar,  toprakta bulunan zararlıları yok etmek için toprağı ilaçlar, bir sonraki ürün yılı için toprağı dinlendirmeye bırakır. Paçal makinesi ile parçalanan ve dinlendirilmiş toprakta bırakılan mısır sapı aslında bir sonraki yıl için organik madde oluşturur ki, bu toprak için çok faydalıdır. Çiftçi bunun bilincindedir. Anız yaktığında, mısır sapını yok ederken, bir kısım zararlı toprak canlıları yanında, faydalı toprak canlılarını ve faydalı bir kısım iz elementleri yok ettiğini, çevresel bir kısım sorunlar yarattığını da bilir. Madem sapı parçalayıp tarlada bırakmak faydalı, anız yapmak zararlı ise neden anız yakar çiftçi? Mısır üreticisi çiftçi genellikle kiralık topraklarda ekim yapar ve kiralarda yüksek olduğu için, toprağı boş bırakamaz. Mısır sonrasında mutlaka başka bir ürün ekmesi gerekir. Zaruretler ona toprağı dinlendirme fırsatı vermez. Hasattan hemen sonra tarla yeni bir ürün için hazırlandığında, tarlada kalan mısır saplarının parçalanması ve toprakta bırakılması sapın hemen organik madde olgunluğuna ulaşmasını ve toprağa karışmasını sağlamaz. Sapın bir sonraki ürün için zararlı etkilerini ortadan kaldırmaz. Ayrıca toprakta bulunan zararlıları yok etmek için ilaç kullanmak gerekir ki; ilaç da çok pahalıdır. Yani çiftçi için zararlarını bilse de, anız ile mücadele etmenin en kısa ve az maliyetli yolu anız yakmaktır. Çiftçi de zararlarını bile bile ve çaresizlikten anız yakar. Maalesef ülkemizin gerçeklerinden biri de budur. İŞTE DURUM VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ  Ciftcikulubu.net isimli sitede çözüm önerileri ise şöyle sıralanıyor: “Dünyanın en pahalı mazotunu kullanan çiftçiye, ‘sapı paçal ile parçala, yok et, anız yakma’ demek en azından çiftçiye haksızlıktır. Çiftçiyi toprak sahibi yapabilmek esastır. Küçülmüş, parçalanmış, yok edilmiş tarım arazileri çiftçilerinin aklına maliyeti düşürmek için anız yakmaktan başka bir çözüm gelmez. Sanayiciye, inşaatçıya ve diğer kirletenlere söylenemeyenler çiftçiye söyleniyor. Hem de çiftçinin yarattığı ekonomik değerden nemalananlar tarafından söyleniyor. Çiftçi anız yakarak havayı kirletiyormuş. Bizde çiftçiler olarak diyoruz ki teessüf ederiz. Çiftçi biçerdöver sahibi değildir. Bu nedenle, ‘mümkün olduğu kadar derinden hasat yapılmalıdır.’ gibi, anlamsız ve manasız öğütler çiftçi için hiçbir şey ifade etmemektedir. Çiftçimiz, biçerdöverin arkasında bıraktığı sap ve samanı ahırlardan oluşan namlular balya makinesi ile parçalayarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayiciye kağıt ve karton yapımında kullandırabilirmiş. En çok da kendisine verilen bu akıl çiftçimizi memnun etti (!) Bundan sonra kalan sap ve saman artıklarını ahırında kullanacak, kapısında bekleyen kağıt-karton üreticisini ise bekletmeden sap ve samanını ona teslim edecek, onların kağıt ve kartona dönüşmesini sağlayacaktır.” VALİLİK ÖNLEMLERİ ARTIRDI  Adana’da anız yangınlarını önlemek için başlatılan çalışmalarda, anız yakmanın 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezaları olduğuna dikkat çekiliyor. Valilik ile değişik kamu kurum ve kuruluşlarının ortaklaşa hazırladığı broşürde, “Anız yakan kendini ve geleceğini yakar” denilerek, “Biçme yüksekliği 10 santimetreden az tutulursa anız yakmaya gerek kalmaz” deniliyor.  BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?  Ormana 4 kilometre uzaklıkta ateş yakmak yasaktır.  Anız yakanlara her dekar için idari para cezası verilir.  Orman ve sulak alanlara bitişik yerlerle meskun mahallelerde ceza beş kat artırılır. İzinsiz yakılan ateş için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir.  ANIZ YAKILINCA NELER OLUR? Toprak verimliliği azalır Toprağın su tutma kapasitesi azalır. Toprak erozyonuna yol açar. Orman yangınlarına neden olur.  Çevre kirliliği artar.  Telefon ve enerji hatları zarar görür.  Komşu tarla ve bahçeleri ile yerleşim alanları yanabilir.  Trafik kazalarına neden olur.  Ekonomik ve sosyal faaliyetler (turizm, sağlık, spor vb.) olumsuz yönde etkilenir. ZİYA İPEK / ÖZEL HABER 
Adana ve çevresinde, çiftçinin ikinci ürün ekimine kısa sürede toprağı hazırlamak için başvurduğu anız yakmanın önüne geçmek isteyen valilik bu yöndeki çalışmalarını sürdürüyor.

 Anız yakmayı alışkanlık haline getiren çiftçilerin bundan vazgeçmesini isteyen yetkililer, ekin biçme yüksekliğinin 10 santimetreden az tutulması halinde anız yakmaya gerek kalmayacağını söylüyor. 

ÇOK BÜYÜK ZARARLARI VAR 
Çiftçilere yönelik yayınlarıyla bilinen ciftcikulubu.net isimli sitede yer alan bilgilere göre, anız yakmak, çiftçiye toprak işlemede kolaylık, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi, yabancı ot kontrolü sağlıyor. Anız yakılması orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkarırken “Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır. Anız yakmanın zararları sadece bunlarla sınırlı değildir. Anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır: Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden oluyor. Toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliğini düşürüyor. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelebiliyor. Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırırken bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgar ve su ile taşınarak yok oluyor. Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalabiliyor. 
ÇİFTÇİ NEDEN ANIZ YAKIYOR?
Burada, yer alan bilgilere göre, çiftçi buğday, ama daha çok da mısır ekimi sonrasında anız yakıyor. Çiftçinin yetiştirdiği mısır, yeterli kuruma oranına ulaştığı ve hasat zamanı geldiğinde, çiftçi bir biçerdöverci ile anlaşır ve hasat başlar. Tarlanın durumuna, biçerdöver kullanıcısının maharetine ve kullanılan bıçak ağızlarına göre, 30 ila 50 cm.lik mısır sapı tarlada kalır. Tarla çiftçininse ve çiftçi tarlasını dinlendirecek, yeni bir ürün için hazırlık yapmayacaksa, traktör arkasına taktığı paçal makinesi ile tarlaya girip mısır saplarını parçalar,  toprakta bulunan zararlıları yok etmek için toprağı ilaçlar, bir sonraki ürün yılı için toprağı dinlendirmeye bırakır. Paçal makinesi ile parçalanan ve dinlendirilmiş toprakta bırakılan mısır sapı aslında bir sonraki yıl için organik madde oluşturur ki, bu toprak için çok faydalıdır. Çiftçi bunun bilincindedir. Anız yaktığında, mısır sapını yok ederken, bir kısım zararlı toprak canlıları yanında, faydalı toprak canlılarını ve faydalı bir kısım iz elementleri yok ettiğini, çevresel bir kısım sorunlar yarattığını da bilir. Madem sapı parçalayıp tarlada bırakmak faydalı, anız yapmak zararlı ise neden anız yakar çiftçi? Mısır üreticisi çiftçi genellikle kiralık topraklarda ekim yapar ve kiralarda yüksek olduğu için, toprağı boş bırakamaz. Mısır sonrasında mutlaka başka bir ürün ekmesi gerekir. Zaruretler ona toprağı dinlendirme fırsatı vermez. Hasattan hemen sonra tarla yeni bir ürün için hazırlandığında, tarlada kalan mısır saplarının parçalanması ve toprakta bırakılması sapın hemen organik madde olgunluğuna ulaşmasını ve toprağa karışmasını sağlamaz. Sapın bir sonraki ürün için zararlı etkilerini ortadan kaldırmaz. Ayrıca toprakta bulunan zararlıları yok etmek için ilaç kullanmak gerekir ki; ilaç da çok pahalıdır. Yani çiftçi için zararlarını bilse de, anız ile mücadele etmenin en kısa ve az maliyetli yolu anız yakmaktır. Çiftçi de zararlarını bile bile ve çaresizlikten anız yakar. Maalesef ülkemizin gerçeklerinden biri de budur.
İŞTE DURUM VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 
Ciftcikulubu.net isimli sitede çözüm önerileri ise şöyle sıralanıyor: “Dünyanın en pahalı mazotunu kullanan çiftçiye, ‘sapı paçal ile parçala, yok et, anız yakma’ demek en azından çiftçiye haksızlıktır. Çiftçiyi toprak sahibi yapabilmek esastır. Küçülmüş, parçalanmış, yok edilmiş tarım arazileri çiftçilerinin aklına maliyeti düşürmek için anız yakmaktan başka bir çözüm gelmez. Sanayiciye, inşaatçıya ve diğer kirletenlere söylenemeyenler çiftçiye söyleniyor. Hem de çiftçinin yarattığı ekonomik değerden nemalananlar tarafından söyleniyor. Çiftçi anız yakarak havayı kirletiyormuş. Bizde çiftçiler olarak diyoruz ki teessüf ederiz. Çiftçi biçerdöver sahibi değildir. Bu nedenle, ‘mümkün olduğu kadar derinden hasat yapılmalıdır.’ gibi, anlamsız ve manasız öğütler çiftçi için hiçbir şey ifade etmemektedir. Çiftçimiz, biçerdöverin arkasında bıraktığı sap ve samanı ahırlardan oluşan namlular balya makinesi ile parçalayarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayiciye kağıt ve karton yapımında kullandırabilirmiş. En çok da kendisine verilen bu akıl çiftçimizi memnun etti (!) Bundan sonra kalan sap ve saman artıklarını ahırında kullanacak, kapısında bekleyen kağıt-karton üreticisini ise bekletmeden sap ve samanını ona teslim edecek, onların kağıt ve kartona dönüşmesini sağlayacaktır.”
VALİLİK ÖNLEMLERİ ARTIRDI 
Adana’da anız yangınlarını önlemek için başlatılan çalışmalarda, anız yakmanın 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezaları olduğuna dikkat çekiliyor. Valilik ile değişik kamu kurum ve kuruluşlarının ortaklaşa hazırladığı broşürde, “Anız yakan kendini ve geleceğini yakar” denilerek, “Biçme yüksekliği 10 santimetreden az tutulursa anız yakmaya gerek kalmaz” deniliyor. 
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? 
Ormana 4 kilometre uzaklıkta ateş yakmak yasaktır. 
Anız yakanlara her dekar için idari para cezası verilir. 
Orman ve sulak alanlara bitişik yerlerle meskun mahallelerde ceza beş kat artırılır.
İzinsiz yakılan ateş için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir. 

ANIZ YAKILINCA NELER OLUR?
Toprak verimliliği azalır
Toprağın su tutma kapasitesi azalır.
Toprak erozyonuna yol açar.
Orman yangınlarına neden olur. 
Çevre kirliliği artar. 
Telefon ve enerji hatları zarar görür. 
Komşu tarla ve bahçeleri ile yerleşim alanları yanabilir. 
Trafik kazalarına neden olur. 
Ekonomik ve sosyal faaliyetler (turizm, sağlık, spor vb.) olumsuz yönde etkilenir.

ZİYA İPEK / ÖZEL HABER 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.