“BES demek yıkım demektir”

  ADANA-28 Mart 2001’de çıkarılan Bireysel Emeklilik Sistemi’ne sivil toplum kuruluşları ve kite örgütlerinin tepkileri devam ediyor. Bir çok emek örgütü ise bu uygulamayla birlikte sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin piyasalaştırılması ve özelleştirilmesinin hedeflendiğini savunuyor.   BES'e otomatik katılım için işçiden zorunlu kesintinin iş barışının bozulmasına yol açacağını öne sürülüyor. EMEKLİLİK HAKKINA DARBE Mİ?  “BES” olarak bilinen Bireysel Emeklilik Sistemi ile ilgili kamusal emeklilik hakkının da özelleştirmek istendiğini belirten bazı sendikalar ise , “45 yaş altı çalışanların zorunlu olarak emekli edilmek isteniyor.  Bu sistem zor durumdaki iktidarın ve sermayenin yeni can simidi olacak. Emeklilik hakkımız adım adım elimizden alınarak sermayeye emanet edilecek” görüşünde. “EMEKLİNİN SIRTINDAN BORÇ ÖDEYECEKLER” Bu BES denilen sisteme Emekliler Dayanışma Sendikası Adana Şube Başkanı Mehmet Taşkıran da tepkili. Taşkıran, “Yapılan yasal düzenlemeler, teşvikler ve her türlü devlet desteği bu bireysel emeklilik şirketlerine sunuluyor. Fonların biriktiği bireysel şirketler eliyle finansal işlemler üzerinden iç ve dış borçların ödenmesi hedeflendi” dedi. “ÖMÜR BOYU GELİR YALANI” BES’in gerekçesinin resmi olarak tasarruf oranının düşüklüğünü ortadan kaldırıp emeklilik döneminde çalışırken sürdürülen refah düzeyinin geresine düşürülmeyi engellemek olduğunu belirten Emekliler Dayanışma Sendikası Adana Şube Başkanı Mehmet Taşkıran, şöyle devam etti: “28 Mart 2001 tarahinde 4632 sayılı Bireysel emeklilik ve Yatırım Sistemleri Kanunu’nu çıkarıldı. Ekim 2003’de yürürlüğe giren bu kanunda tanımlanan sistemden bazı şeyler çıkarıldı. 4632 sayılı BES öncelikle ömür boyu gelir garantisi vermiyor. Biriktirdiğin parayı geri ödemi sistemi… 10 yıl ödeme ve 56 yaş şartı var. 2010 yılında  sisteme dahil olanların sayısı 2 milyon 300 bin oldu. Fonda biriken para da 12 milyar… Bir çok bireysel emeklilik şirketi kuruldu. Bunu cazip tutmak için yeni bir milat olduğu söyleniyor. Yine cazip halde tutmak için sürekli değişiklikler yapılıyor. Uzun vadeli tasarruf aracı olarak kullanılıyor. 29 Ocak 1991’de kurulan Yapı Kredi Emeklilik A.Ş Yaşlı Geçim Endeksi 2011 yılı sonuçlarına göre yüzde 33’lük kısım çalışmaya devam ediyor, yüzde 42’lik oran çalışmak zorunda olduğunu söylüyor. Yaşlıların yüzde 92’si ise tasarruf yapamıyor. SGK’lı olanların yüzde 63’ü sadece kendi emekli aylığı ile geçiniyor. Yüzde 21’i çocukları ve yakınlarından  destek alıyor. Yani gerçek şu ki ne olursa olsun emeklinin insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayıp geçinebilmesi için aylıklarına yüzde 50 zam gerekiyor. 55 yaş üstü olunların yüzde 22’sinin ise hiç bir sosyal güvencesi yok.  Bakanlığın hazırladığı rapora göre BES daha cazip hale getirilecekmiş. Yıllık gelirin yüzde 10’u kadar vergi mufiyeti  olacakmış. Sistemde kalmak uzatılacakmış. Bunların hepsi tuzak. Cari açığı kapatmak için fon oluşturuyorlar. “ (EGEMEN)