BİR DE YAŞAM HAKKI VERSEK!

  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkını teslim etmesinin ardından 85 yıl geçti. Kadınlar, hayatın her alanında, ancak yeterli düzeyde yer aldıklarını söylemek pek mümkün değil. Kadınları, bugün ise yaşam haklarının ellerinden alınma korkusu tedirgin ediyor.  KADIN YÖNETİCİ ORANIMIZ YETERLİ DEĞİL  Ülkemizde kadın ve erkek nüfusu birbirine yakın olmasına rağmen kadın yönetici oranı; mimarlıkta binde 4, mühendislikte binde 4, avukatlıkta yüzde 20, doktorlukta yüzde 7, bankacılıkta yüzde 10, rektörlükte yüzde 3, yargıda ise sadece yüzde 7 düzeyinde bulunuyor.  KADIN CİNAYETLERİ ARTIK SON BULSUN Kadınlar, ‘yaşam hakkı’ konusunda ise son yılların en kötü günlerini yaşıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, son 11 ayda en az 430 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü raporladı. KADER ise kadının siyasette eşit temsilden çok uzak olduğuna dikkat çekerek, kadınlara yönelik şiddete son verecek uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesini istiyor.  İŞTE TÜRKİYE GERÇEĞİ  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önem verdiği değişikliklerden biri olan kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi; 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliğiyle sağlandı. Türkiye, bu hakkı; Fransa, İtalya, Hırvatistan ve Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce tanıdı. Bugün ise ülkemizde sadece 2 vali, 14 kadın kaymakam var. 4 bin erkek savcıya karşılık 448 kadın savcı, 2 bin 356 erkek büyükelçiye karşılık 43 kadın büyükelçi bulunuyor.