Gökayaz: Mücadele çıtasını yükseltip daha güzel günler kurmamız gerekiyor
GÜNDEM
10.12.2021 - 15:05, Güncelleme:
29.12.2022 - 15:20 1857+ kez okundu.
Gökayaz: Mücadele çıtasını yükseltip daha güzel günler kurmamız gerekiyor
Adana Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz, “Sorunumuz çok, derdimiz çok. Bugün İnsan Hakları Günü ve mücadele çıtasını hep birlikte yükseltip daha güzel günleri kurmamız gerekiyor” dedi.
Gözayaz, İnsan Hakları Günü dolayısıyla, Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi’nce Eski Adliye binası önündeki açıklamaya katıldı. Gökayaz, burada yaptığı konuşmada, savaşların devam ettiği dünya düzeninde insan haklarının ihlal edilmemesinin mümkün olmadığına dikkat çekti.
İNSANLIĞIN KALBİ KURUMUŞ
Ülkemizin de içinde yer aldığını bölgeye ve dünyaya barış gelmesi temennisinde bulunan Gökayaz, “Ne yazık ki bugün yaşam hakkını korumayı dahi başaramıyoruz. Yaşam hakkından diğer haklara geçemedik, onları konuşamıyoruz. Mülteciler, kadınlar çocuklar Ege Denizi’nde büyük bir trajedi yaşıyor. Bütün dünya yıllarca buna seyirci. Ne yazık ki insanlığın kalbi kurumuş. Bu insanlığa yeniden hayat vermek başta biz hukukçular olmak üzere hepimizin görevi.” diye konuştu.
Kadınların yaşam hakkının korunması ve şiddetin önlenmesi için seferberlik ilan edilmesi gerektiğine vurgu yapan Gökayaz, “Kadınların bu sorunu ülkemizin utancı haline gelmiş durumda. Artık bu konuda sinir uçlarımızın çok daha hassas olması lazım.” ifadelerini kullandı.
Gökayaz, şunları kaydetti: “İşçilerin bırakın çalışma hakkını, hayatını koruyamıyoruz. Madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda binlerce ölümden bahsediyoruz. Çalışanlar için daha yaşanır, daha iş güvenliği içeren çalışma düzeni oluşturmamız gerekiyor. Çocuklarımız koruyamıyoruz. Devletin kasıtlı tutumumu sebebiyle tarikatlara, cemaatlere teslim edilen çocukların, Aladağ Kız Yurdu'nda yandıklarına tanıklık ediyoruz. Antalya'da bir yurtta öldürüldüğüne tanıklık ediyoruz. Konya'da patlama sonucu binanın yıkılıp öldüklerine tanıklık ediyoruz. Bu utanca derhal son verilmesini istiyoruz. Çevremizi koruyamıyoruz. İçtiğimiz suyu, teneffüs ettiğimiz havayı, ormanları koruyamıyoruz. Bu konuda da hep birlikte mücadele edeceğiz. Adil yargılanma hakkını tesis edemiyoruz. Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşları zindanda, çürütülmeye mahkum edilmiş halde. Osman Kavala sebepsiz yere ülkenin utancı haline gelmiş halde. Sorunumuz çok derdimiz çok bugün İnsan Hakları Günü ama mücadele çıtasını hep birlikte yükseltip iyi hale gelmesi, daha güzel günleri kurmamız gerekiyor.”
Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. İlhan Öngör ise, İnsan Hakları açısından dünyada karanlık bir tablo olduğunu bu tabloda Türkiye’ninbaşat ülke konumunda olduğunu söyledi. Öngör, “Türkiye, halihazırda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve bu bağlamda taraf olunan uluslararası sözleşmelerle uyumlu hale getirilmiş yasal düzenleme ve mevzuata ilişkin bir hukuk sistemine sahip iken temel insan hak ve hürriyetlerine saygıda zengin bir içeriğe sahip mevzuatı tatbik noktasında daima endişe ve infial uyandıran manzaralar sunmuştur.” ifadelerini kullandı.
Öngör, bugün gelinen aşamada yargının demokratik değerleri savunan, haksızlıklara karşı rıza göstermeyen toplumsal kesimleri susturma ve sindirme aracı haline getirildiğini öne sürdü. Öngör, şöyle devam etti: “Uzun yıllardır uygulana gelen neoliberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak ülke siyasal, kültürel ve ekonomik olarak ağır bir sosyo-ekonomik kriz içine girmiştir. İşsizlik, yoksulluk ve dışlanma geniş toplumsal kesimlerin maruz kaldığı hak ihlallerinin başlıca kaynağı haline gelmiştir. Türkiye’nin, bireylerin ve grupların kolektif demokratik hak ve eşit yurttaşlık taleplerini evrensel insan hakları değerlerini referans alarak yerine getirmek yerine, hukuk devletinin temel değerlerinden uzaklaşılarak öngörülemez bir gelecek ile karşı karşıya kalındığı aşikardır. Tüm bunlar yaşanırken avukatlar, insan hakları hukukçuları ve aktivistler karşılaştıkları tüm baskılara rağmen tarihsel ödevini ifa etmekten geri durmamıştır. İnsan haklarının özü itibariyle vazgeçilmez olması, insan hakları mücadelesinin de vazgeçilmez olmasını gerektirmektedir. İnsan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. Adana Barosu olarak Evrensel Bildirgenin ilan edilişinin 73. Yılında insanlığın ortak değerleri olan adaleti, eşitliği, özgürlüğü, barışı ve en başta insan onuru için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Adana Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz, “Sorunumuz çok, derdimiz çok. Bugün İnsan Hakları Günü ve mücadele çıtasını hep birlikte yükseltip daha güzel günleri kurmamız gerekiyor” dedi.
Gözayaz, İnsan Hakları Günü dolayısıyla, Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi’nce Eski Adliye binası önündeki açıklamaya katıldı. Gökayaz, burada yaptığı konuşmada, savaşların devam ettiği dünya düzeninde insan haklarının ihlal edilmemesinin mümkün olmadığına dikkat çekti.
İNSANLIĞIN KALBİ KURUMUŞ
Ülkemizin de içinde yer aldığını bölgeye ve dünyaya barış gelmesi temennisinde bulunan Gökayaz, “Ne yazık ki bugün yaşam hakkını korumayı dahi başaramıyoruz. Yaşam hakkından diğer haklara geçemedik, onları konuşamıyoruz. Mülteciler, kadınlar çocuklar Ege Denizi’nde büyük bir trajedi yaşıyor. Bütün dünya yıllarca buna seyirci. Ne yazık ki insanlığın kalbi kurumuş. Bu insanlığa yeniden hayat vermek başta biz hukukçular olmak üzere hepimizin görevi.” diye konuştu.
Kadınların yaşam hakkının korunması ve şiddetin önlenmesi için seferberlik ilan edilmesi gerektiğine vurgu yapan Gökayaz, “Kadınların bu sorunu ülkemizin utancı haline gelmiş durumda. Artık bu konuda sinir uçlarımızın çok daha hassas olması lazım.” ifadelerini kullandı.
Gökayaz, şunları kaydetti: “İşçilerin bırakın çalışma hakkını, hayatını koruyamıyoruz. Madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda binlerce ölümden bahsediyoruz. Çalışanlar için daha yaşanır, daha iş güvenliği içeren çalışma düzeni oluşturmamız gerekiyor. Çocuklarımız koruyamıyoruz. Devletin kasıtlı tutumumu sebebiyle tarikatlara, cemaatlere teslim edilen çocukların, Aladağ Kız Yurdu'nda yandıklarına tanıklık ediyoruz. Antalya'da bir yurtta öldürüldüğüne tanıklık ediyoruz. Konya'da patlama sonucu binanın yıkılıp öldüklerine tanıklık ediyoruz. Bu utanca derhal son verilmesini istiyoruz. Çevremizi koruyamıyoruz. İçtiğimiz suyu, teneffüs ettiğimiz havayı, ormanları koruyamıyoruz. Bu konuda da hep birlikte mücadele edeceğiz. Adil yargılanma hakkını tesis edemiyoruz. Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşları zindanda, çürütülmeye mahkum edilmiş halde. Osman Kavala sebepsiz yere ülkenin utancı haline gelmiş halde. Sorunumuz çok derdimiz çok bugün İnsan Hakları Günü ama mücadele çıtasını hep birlikte yükseltip iyi hale gelmesi, daha güzel günleri kurmamız gerekiyor.”
Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. İlhan Öngör ise, İnsan Hakları açısından dünyada karanlık bir tablo olduğunu bu tabloda Türkiye’ninbaşat ülke konumunda olduğunu söyledi. Öngör, “Türkiye, halihazırda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve bu bağlamda taraf olunan uluslararası sözleşmelerle uyumlu hale getirilmiş yasal düzenleme ve mevzuata ilişkin bir hukuk sistemine sahip iken temel insan hak ve hürriyetlerine saygıda zengin bir içeriğe sahip mevzuatı tatbik noktasında daima endişe ve infial uyandıran manzaralar sunmuştur.” ifadelerini kullandı.
Öngör, bugün gelinen aşamada yargının demokratik değerleri savunan, haksızlıklara karşı rıza göstermeyen toplumsal kesimleri susturma ve sindirme aracı haline getirildiğini öne sürdü. Öngör, şöyle devam etti: “Uzun yıllardır uygulana gelen neoliberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak ülke siyasal, kültürel ve ekonomik olarak ağır bir sosyo-ekonomik kriz içine girmiştir. İşsizlik, yoksulluk ve dışlanma geniş toplumsal kesimlerin maruz kaldığı hak ihlallerinin başlıca kaynağı haline gelmiştir. Türkiye’nin, bireylerin ve grupların kolektif demokratik hak ve eşit yurttaşlık taleplerini evrensel insan hakları değerlerini referans alarak yerine getirmek yerine, hukuk devletinin temel değerlerinden uzaklaşılarak öngörülemez bir gelecek ile karşı karşıya kalındığı aşikardır. Tüm bunlar yaşanırken avukatlar, insan hakları hukukçuları ve aktivistler karşılaştıkları tüm baskılara rağmen tarihsel ödevini ifa etmekten geri durmamıştır. İnsan haklarının özü itibariyle vazgeçilmez olması, insan hakları mücadelesinin de vazgeçilmez olmasını gerektirmektedir. İnsan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. Adana Barosu olarak Evrensel Bildirgenin ilan edilişinin 73. Yılında insanlığın ortak değerleri olan adaleti, eşitliği, özgürlüğü, barışı ve en başta insan onuru için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.