KÖMÜR ZAMMI KADAR ARTSA ASGARİ ÜCRET 8 BİN 500 LİRA!

EMEP Adana İl Başkanı Sevil Aracı, halkın enflasyon karşısında ezildiğini anımsatarak, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını istedi.

Emek Partisi (EMEP) Adana İl Başkanı Sevil Aracı, bu yılın başında geçerli olan 2 bin 825 liralık asgari ücretle 383 dolar alınabildiğini anımsatarak, o dövizin bugünki karşılığının 5 bin 316 lira olduğunu söyledi. Aracı, “Asıl değeri yaratan işçiler, işçinin emeği ile değer yaratılıyor ama değeri yaratanlar bundan pay alamıyor. İşte başta buna itiraz ediyoruz” dedi.  Aracı, EMEP’in İnönü Parkı’ndaki eyleminde, hayat pahalılığı, asgari ücrete yapılacak zamlar ve taleplerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bütçe ve Asgari ücret görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Aracı, Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’ın 2022 yılı bütçesi sunumunda “Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceklerini” söylediğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise asgari ücret için “Bugüne kadar kimseyi yalnız bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız” sözlerini hatırlattı.  Aracı, “Peki gerçekten öyle mi? Sütten yoğurda, yumurtadan zeytine, peynire, kuru gıda ve bakliyattan sebzeye tüm temel gıda ürünlerine ulaşmak ücretli çalışanlar, emeğiyle geçinenler için her geçen gün daha zor olmaya başladı. Yoksulun sofrasında et, meyve artık lüks oldu. Bu kadar zenginliği üreten biz emekçilerin payına düşen sadece kuru ekmek. Üstelik ekmek de zamlandı somun 2,25, pide 2,5 oldu. Belediye halk ekmek büfelerinin önü uzun kuyruklara döndü. Ulaşıma da daha yeni zam geldi. Doğal gazdan elektriğe, akaryakıttan ulaşıma, ev kirasına; bir insanın yaşamı için gerekli olan her şeye yapılan fahiş zamlar geniş halk kitlelerinin hayatını çekilmez hale getirdi.” ifadelerini kullandı.   Ülkenin her köşesinden “Geçinemiyoruz”, “Mutfakta yangın var!” sesleri yükseldiğini kaydeden Sevil Aracı, Erdoğan ve hükümetinin yangına su yerine benzin döktüklerini ileri sürdü. Aracı, “İşçi ve emekçilerin cebindeki delik büyümüş, mutfaklar yangın yerine dönmüş, bıçak kemiğe dayanmış durumda” dedi.  İŞÇİNİN CEBİNDEN 226 MİLYAR LİRA ÇIKIYOR Aracı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tek adam iktidarı ise hazırladığı bütçe tasarısı ile 2022 yılında da yerli ve yabancı tekellere kararlılıkla hizmet edeceğini gösterdi. 2022 yılı bütçesi için öngörülen 1 trilyon 430 milyar TL vergi gelirinin 226 milyar liralık kısmının büyük bölümünü, işçi ve emekçilerden kesilen ‘gelir vergisi’ oluşturuyor. Bankalar, tekeller, holding ve şirketlerden alınacak ‘kurumlar vergisi’ ise yalnızca 183 milyar lira! Bütçe gelirlerinin geriye kalan bölümü de KDV, ÖTV başta olmak üzere ‘dolaylı vergi’lerden, yani yine işçi, emekçi ve yoksul halkın cebinden çıkan paradan oluşmaktadır. Bütçenin yüzde 80’i işçi, emekçi, esnaf, üretici köylüden tahsil ediliyor ama neredeyse tamamı vergi muafiyeti, teşvik, istisnalar, iç ve dış borç faiz ödemeleri adı altında uluslararası tekellere ve başta yandaş ‘beşli çete’ olmak üzere iş birlikçi sermaye çevrelerine aktarılıyor. Hayatın giderek işçiler için çekilmez hale gelmesi, artan hayat pahalılığı, TL’nin değer kaybetmesi, yüksek enflasyon ve işçilerin düşen alım gücü bu yıl Asgari ücretin erkenden ve çok konuşulmasını beraberinde getirdi. Asgari Ücret Komisyonu üçüncü toplantısını yaptı. ‘2022 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirleyecekler ama öncelikle kayıplarımızı karşılamakla işe başlasınlar. Patron örgütü TİSK Asgari ücretin 3 bin 100 lira olmasını istedi. Yani aslında sıfır zam dayatıyor. Türk-İş'in ısrarla açıklamadığı rakamın ise 3 bin 900 TL olduğunu öğrendik.”  Aracı, ülkede gerçek enflasyon ortalamasının yüzde 60 olduğunu kaydederek, “Kömür fiyatına göre asgari ücret artsa 8 bin 500 lira olması lazım. Un fiyatına göre artsa 7 bin 500 lira olması gerekir. Ayçiçek yağının fiyatına göre artsa asgari ücret 6500 lira olmalıdır. Ya da şeker fiyatına göre artsa 6000 lira olması gerekiyor” dedi.  Aracı, taleplerini söyle sıraladı:  ● Zamlar geri alınsın, bütçe kaynakları emekçi halk için kullanılsın. ● Ücretler insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılmalıdır. ● Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. ● Yoksulluk sınırının altındaki ücret ve maaşlardan alınan vergi yüzde 10’u geçmemelidir. ● Dolaylı vergiler kaldırılmalı, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. ● Kurumlar vergisi artırılmalı, servet vergisi getirilmelidir. ● İşten atmalar yasaklanmalıdır. ● İşsizlik Fonu’nun kapitalistlerce yağmalanmasına son verilmeli, işçiler ve aileleri için kullanılmalıdır. ● İşsizlik ödeneği en az asgari ücret seviyesinde olmalıdır.