“Halka ait olan herşeyi korumak, mühendislerin temel görevidir”
“Halka ait olan herşeyi korumak, mühendislerin temel görevidir”
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ahmet Uncu, Gezi davası tutuklusu arkadaşlarını yalnız bırakmayacaklarını söyledi. Uncu, halka ait olan her şeyi korumanın ve kamu yararını savunmanın mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevleri arasında olduğunu söyledi.
TMMOB Adana İl İKK üyeleri, Gezi Davası karar duruşmasının 200. gününde, gezi tutuklularının serbest bırakılması için Atatürk Parkı’nda açıklama yaptı. Ahmet Uncu, burada yapığı konuşmada, Gezi davası karar duruşmasının üzerinden 200 gün geçtiğini anımsatarak, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın bulunduğu 7 arkadaşlarının 200 gün, Osman Kavala ise 1937 gündür cezaevinde olduğunu bildirdi.
Uncu, hukuksuz tutuklama kararlarının verildiği günden itibaren başlatılan adalet nöbetlerinde 200. güne geldiklerini belirterek, “Bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz: TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına kullanmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. Uncu, şunları kaydetti: “Halka ait olan her şeyi korumak ve kamu yararını savunmak mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevleri arasındadır. En önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi’nin park olarak kalması için mücadele etmek mesleki etik ilkelerinin bir gereğidir. 2013 Haziran’ında, sadece kamusal alanlarımızı değil; iktidarın baskı politikalarını, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasını, ülkemizin geleceğinin karanlığa gömülmesini de gündemimize alarak mücadele ettik. TMMOB, ülke sorunlarını meslektaşlarımızın yaşadığı sorunlardan bağımsız görmeyen bir anlayışla hareket etmektedir. Mühendis, mimar ve şehir plancıları da bu anlayışla toplumun ortak değerlerinin yok edilmesine karşı, kadına, farklı cinsel yönelimlere, sanata, kültüre yönelik gerici saldırılara karşı omuz omuza mücadele etmiştir. Gezi direnişi, toplum olmanın doğal bir sonucu olarak ülkenin dört bir yanında vücut bulmuş, Cumhuriyet tarihinin en önemli direnişlerinden birisi olmuştur. AKP iktidarı toplumsal direnişimizi defalarca yargılamaya, karalamaya çalışmış, Gezi’yi düşmanlaştırmaya çalışmıştır. Uzun süren hukuksuzluk zinciri içerisinde kendi partilerinin milletvekili aday adayı olan bir yargı mensubu üzerinden arkadaşlarımız nezdinde Gezi’yi tutsak etmeye, yalnızlaştırmayı amaçlamıştır. Arkadaşlarımızın nezdinde milyonların örgütlülüğünü, milyonların talebi hapsedilmek istenmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen Gezi Direnişinin toplum vicdanında ve bilincinde lekelemeyi başaramamışlardır. Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sınırları içerisinde olmadığı tüm toplumun bildiği ve kabul ettiği bir gerçektir. Gezi Davasında verilen cezaların gecikmeksizin iptal edilmesi gerekmektedir. Tutukluluğun 200. gününde bir kez daha sesleniyoruz: Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Gezi’den ve arkadaşlarımızdan elinizi çekin! Karanlığa teslim olmayacağız, biz kazanacağız, Gezi kazanacak!”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.