Müteahhitler, yapı üretiminde yerel yönetimleri işaret etti
Müteahhitler, yapı üretiminde yerel yönetimleri işaret etti
Adana Müteahhitler Birliği, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Birlik Başkanı Haydar Çakıroğlu, yapı üretiminde bütün yapım kurallarını ve teknik şartları üniversiteler, ilgili bakanlıklar ve belediyelerin belirlediğini, yapı ruhsatlarını da yine ilgili belediyelerin verdiğini kaydetti.
Gelinen aşamada tüm ülkenin 1. sınıf deprem bölgesi olarak ilan edilip, bina statik hesaplarının buna göre yapılmasının önem arz ettiğini kaydeden Çakıroğlu, “Yani ülkede kullanılacak betonun, çeliğin standardını, deprem bölgesinde yapılacak yapının güvenlik katsayısını ve diğer şartlarını ilgili bakanlık tayin eder” dedi.
Yapı müteahhitlerinin sadece ‘organizatör’ pozisyonunda bulunduğunu ancak genel koordinatör olarak son değerlendirmede ‘eylem liderinin suçlanmasının’ doğal olduğunu savunan Çakıroğlu, “Bu bağlamda; deprem kuşağı ile çevreli olan ülkemizin her yanına yüksek bina yapımına olur veren yerel yönetimler, hatalı bilgisayar programı ile yanlış kesit ve donatı tespiti yapan mühendislik, gerekli kancalamayı, sıklaştırmayı, bağlamayı yapmayan soğuk demirci, betonu istenilen kalitede göndermeyen hazır betoncu, görevi, müteahhit adına işi kusursuz olarak yürütmek olan şantiye şefine gerekli eğitimi vermeyen eğitim sistemi sorgulanmayacak mı?” sorusunu ortaya attı.
Adana Müteahhitler Birliği Başkanı Haydar Çakıroğlu, 6 Şubat’taki depremlerin ardından, ülkemizin her yerinin birinci sınıf deprem kuşağı ilan edilmesi çağrısında bulunarak, bina statik hesaplarının buna göre yapılmasının büyük önem taşıdığını kaydetti. Çakıroğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, yapı üretiminde, başta yerel yönetimler olmak üzere, üniversitelerin, ilgili bakanlıkların söz sahibi olduğunu belirterek, müteahhitlerin kendilerine verilen kurallar doğrultusunda bina yaptıklarını söyledi.
Adana Müteahhitler Birliği Başkanı Haydar Çakıroğlu, ekonominin lokomotifi konumundaki inşaat sektörünü disipline edecek, bir şemsiye altında toplayacak “Yapı Müteahhitlik Odası”nın acilen kurulmasını istedi.
Çakıroğlu, şöyle konuştu:
Öncelikli olarak 6 Şubat ve 20 Şubat deprem felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, kalanlara sağlık ve sabırlar diliyoruz. Ülke olarak büyük bir facia ve yıkım yaşadık. Dünyada emsali az görülen, istisnai yıkıcı bu ikiz 7+ 6+ derecedeki depremlerde, yıkılmadan hasar almamış binaların da olduğunu ve bunları da yapı müteahhitlerin yaptığını göz ardı etmemek gerekir.
Müteahhit; taahhüt eden demektir. Özel sektörde bina/yapı yapım işlerindeki taahhütler; şeklen kişilerle ilişkili olarak, arsa sahibine verilen veya özel sektöre veriliyor gibi görünse de aslında, işini doğru yapabilmek ve milli servet anlamında devletimize verilen taahhütlerdir.
Yapı üretiminde bütün yapım kurallarını ve teknik şartları, üniversiteler, ilgili bakanlıklar ve belediyeler belirler ve yapı ruhsatlarını da ilgili belediyeler verirler. Yani ülkede kullanılacak betonun, çeliğin standardını, deprem bölgesinde yapılacak yapının güvenlik katsayısını ve diğer şartlarını İlgili bakanlık tayin eder.
Yapı müteahhidinin verdiği taahhüt, yapılacak inşaatın bu kurallara ve belediyelerin verdiği ruhsata göre inşa edileceğinin taahhüdüdür. Yapı müteahhitleri (yapımın üstencileri), belediyelerden alacakları imar durumundan sonra, yaptıracakları ilk iş; binayı taşıyacak zeminin sondajlama ve sonuçların değerlendirilmesi ve raporlanmasıdır, jeoloğun yapacağı sondaja, göre söz konusu yere yapılacak inşaatın zemin emniyeti gerilme değerleri belirlenir.
Devamında ise ilçe belediyesi tarafından verilen imar durumuna göre, yapı müteahhidi çalışmak istediği lisanslı kişilere, yapının mimari projelerini, yapının dayanım projeleri olarak tanımlanabilecek statik (betonarme) projeleri ve diğerleri olan, elektrik tesisatları, su, pis su ısıtma, soğutma tesisatları, çevre düzenleme peyzaj projelerini hazırlattırıp imzalattırıp belediyelere verilmesinin sağlar.
Belediyelerin ilgili birimleri bu projeleri tetkik ederek, uygunsa yapım için ruhsat verirler ve bu ruhsata göre üstlenici yani yapı müteahhidi şantiyesini kurar ve işe başlar... Yapı müteahhidi, belediyelerin tasdik etmiş olduğu bu projelere göre inşaatın yapımının sorumluluğunu alarak taahhüt etmiş olur.
Bu aşamadan sonra; inşaatın tasarlanan projeye göre yapılıp yapılmadığını kontrol için yapı denetim firmaları da devreye girer ve yapılan her imalatın; belediye tarafından uygun bulunan ve onaylı projeye göre yapılıp yapılmadığını kontrol ederler ve şantiyede yapılan denetimler de eklenerek yapı üretim işi yapım kurallarına uygun olarak imal edilip ilgili zaman dilimi içinde tamamlanır.
İş bitirildikten sonra; yine belediye elemanlarınca bina kontrol edilerek, projelerine göre eksiksiz yapılmışsa iskân, yapı kullanım izin belgesi düzenlenir ve yapının kullanımına müsaade edilir. Yani
binanın yükünü çekecek zeminin bu yapıya uygun olup olmadığını belirleyen yapı müteahhidi değil zemin mühendisliği bilimi içindeki jeologlar, jeoloji mühendisleri ve zemin mühendisleridir.Hangi bölgede yapı üretileceğine ve bu bölgede şehirleşme yapılacağına ve bunun detaylarına imar durumuna karar veren de belediyelerdir.Hangi zemine kaç katlı inşaat yapılacağını tayin eden ve bunun imar durumuna göre Mimari projelerin, binayı ayakta tutacak olan statik projelerin ve diğer projelerin uygunluğunu denetleyen ve yapım ruhsatını veren de belediyelerdir.
İnşaat esnasında da yapının teknik şartlara uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetimini de yapı denetim firmaları yapar.
Yapı müteahhidi sadece organizatör pozisyonundadır, inşaatı her yönü ile finanse eder ve ilgili teknik ve idari personel ile yönetir.Bu bağlamda;deprem kuşağı ile çevreli olan ülkemizin her yanına yüksek bina yapımına olur veren yerel yönetimler, zemin dayanıklığını yanlış tespit eden sondör, hatalı bilgisayar programı ile yanlış kesit ve donatı tespiti yapan mühendislik, gerekli kancalamayı, sıklaştırmayı, bağlamayı yapmayan soğuk demirci, yeterli vibrasyonu yapmayan düz işçi, yapı denetim görevini hakkıyla yapmayan yapı denetim elemanı, betonu istenilen kalitede göndermeyen hazır betoncu, slambının bilincinde olmayan
personel, görevi, Müteahhit adına işi kusursuz olarak yürütmek olan şantiye şefine gerekli eğitimi vermeyen eğitim sistemi sorgulanmayacak mı?
Bayındırlık Bakanlığı şimdiki adı ile Çevre Şehircilik ve iklimlendirme bakanlığı, 1996 yılında deprem bölgelerini yeniden derecelendirmiştir. Bölgemiz 3. derece deprem bölgesi iken, 2. Derece deprem bölgesi olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlama ile zaten 1996 yılından önce yapılmış olan inşaatlar, dayanımı daha düşük olarak tanımlanabilecek düzeye indirgenmiştir.
Bu binaları yapan veya yaptıranın kabahati sorgulanabilir mi? Tabi ki hayır. Keza yapı denetim kanunu 2001 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce yapılan inşaatlar sadece şantiyede denetlenmiş ve yapı denetim sistemi görmemiş olarak yapılan binalardır.
Hazır beton kullanılması ise, ancak 2004 yılında zorunlu hale getirilmiştir. Keza 1999 yılından önce yapılan binalarda ocaktan çıkarıldığı gibi kullanılan kum-çakılın kullanılmasına izin verilmişti ve statik hesaplar B160 (C16) beton sınıfına göre projelendirilmiştir. Üniversitelerimiz ve deprem kurullarımız bu standardı işlemiş ve öğretmişlerdir.
Burada günümüze göre değerlendirme yapılırsa yetersiz dayanıma sahip binaların kusuru eski deprem yönetmeliği sisteme göre hareket eden kişilerde olmadığı açıktır. Bu veriler ışığında ve bu yapım işlerini gerçekleştirme ruhsatı verilen ve Yapı müteahhidi olarak tanımlanan meslek grubunun yaptığı işlerdeki sorumluluğu; günümüz şartlarında binaların deprem performası değerlendirildiğinde imalat denetimleri ve günün sıfır derecesindedir. Ama, genel koordinatör olarak son değerlendirmede eylem liderinin suçlanması doğaldır.
Ayrıca, üretilen her imalatın bir süresi varken, resmi işlerde, fen ve sanat kurallarına uygun imalat yapılma süresi sorumluluğu (4735 ve 4734 sayılı yasalarda) 15 yıl olarak tanımlanmışken, özel inşaat işlerinde, hukuken süre belirtilmemiş ve süresizlik söz konusudur, hiç kimse yaptığı bir iş için ömür boyu sorumlu tutulmamalıdır.
Bu konu hakkında detaylı önerilere de katkı koymaya da hazırız. Konunun hukuksal boyutu geniştir ve açıkça acilen düzenlenme ihtiyacı gerektirir.
YAPI İMALAT İŞLERİ İÇİN GEREKEN ÖNERİLERİMİZ:
1-Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünü disipline edecek, bir şemsiye altında toplayacak, Yapı Müteahhitlik Odasının acil olarak kurulması gerekir.
2-Herkese Yapı Müteahhitlik belgesi (Kazanılmış haklar saklı kalmak kaydı ile) verilmemeli, teknik elemanlara öncelik verilmelidir, Çevre Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı bu konuda Yapı Müteahhitlerinin sınıflandırılması ile ilgili ciddi adımlar atmıştır,
3- Zemin emniyet gerilmesinin tayini özel önem arz eder. Bu bakımdan sondaj raporlarının bir üst kurulcada denetlenmesi hata payını en aza indirgeyecektir.
4-İnşaatın ana teknik eleman unsuru inşaat kalfalarıdır. Belli metrekare üzerindeki inşaatlarda mutlaka teknik lise mezunu kalfa bulundurma zorunluluğu getirilmelidir. Ülkenin genelindeki inşaatlarda bu işin teknik olmayan elemanlarca yürütülür olması çok önemli bir eksikliktir. Mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu vardır ama bu konuda denetimler daha da fazlalaştırılmalıdır. Şantiyede tam gün çalışma yapacak teknik personelin yapıyı denetlemesi ve bunun devamında yapı denetimin devreye girmesi hataları hemen hemen ortadan kaldıracaktır.
5-Orta hasarlı binaların bir kere daha gözden geçirilmesi ve güçlendirilebilinenlerin güçlendirilerek milli ekonomiye kazandırılması önem arz etmektedir.
6-Gelinen aşamada; tüm ülkenin 1.sınıf deprem bölgesi olarak ilan edilip, bina statik hesaplarının buna göre yapılması önem arz etmektedir”
7-Depremlerde hayati önem arz eden; Hastahane, Okul, ilk yardım, Mülki idare binaları gibi binalardan yeni yapılacaklarda sismik izalatör kullanılması zorunluluğu getirilmelidir.
8-Yaygın mimari yapımı esas alınmalıdır, kat adedine kıstas getirilmelidir.
9-Bina statik hesaplarının 3.bir merci (İMO veya başkaca ihdas edilecek bir kurum) tarafından denetlenilmesi şiddetle gereklidir.
10- Yapı Denetimin mevcut sistemde yapımında yetkin inşaat mühendislerinin başkanlığında yapıması ve cezai müeyyidelerin daha ağırlaştırılması.
Üst kontrol mekanizmanın da ciddi olarak inşaatları zaman zaman denetleyip arşivlemesini önermekteyiz.
11- İnşaat malzeme fiyatlarının denetlenmesi ve kefi fiyatlamaların önüne geçilmesi ayrıca bir önem arz etmektedir.
12- Yapının iskân alınıp site yönetiminin devreye girmesinin devamında yapılacak her türlü yenileme ruhsata tabi olmalı ve teknik personel gözetiminde yapılıp imza altına alınmalıdır.
ADANA MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ
ADANA YAPI MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ
ANADOLU YAPIM MÜTEAHHİTLERİ FEDERASYONU
ADANA MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ ADANA YAPI MÜTEAHHİTLERİ DER. ANADOLUYAPIMMÜTEAHHİTLERİFEDERASYONU
BAŞKAN BAŞKANBAŞKAN
HAYDAR ÇAKIROĞLU NADİR VURANKAYA ALİ AYDIN
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.