KAPALI AMELİYAT YÖNTEMİ KADIN HASTALIKLARINDAKİ ESTETİK KAYGILARI GİDERİYOR
KAPALI AMELİYAT YÖNTEMİ KADIN HASTALIKLARINDAKİ ESTETİK KAYGILARI GİDERİYOR
Özellikle son 30 yılda meydana gelen teknolojik gelişmelerle birlikte açık ameliyatlarla tedavi edilen neredeyse tüm kadın hastalıkları laparoskopik yani kapalı yöntemlerle de ameliyat edilebilir hale geldi.
Bunun en önemli nedenleri arasında ise kapalı ameliyatların sağladığı
çok daha küçük yara izi, kanama ve enfeksiyon riskinin az olması, erken taburculuk ve hızlı
iyileşme gibi avantajlar geliyor.
Açık cerrahi ile yapılan pek çok ameliyatın laparoskopik cerrahiyle gerçekleştirilmesinin
hastaya pek çok avantaj sağladığını ifade eden Medline Adana Hastanesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Songül Alemdaroğlu, bu nedenle laparoskopik
cerrahinin kadın hastalıklarında cerrahi gereksinimi olan uygun hastalara mutlaka sunulması
gereken bir opsiyon olduğunu söylüyor.
Estetik kaygıları da karşılıyor
90’lı yılların başından itibaren cerrahi alanda yeni ekipmanların geliştirilmesi ve konuyla ilgili
yoğun çalışmalar sonucu doktorların da yeterli tecrübeye ulaşmalarıyla birlikte günümüzde
laparoskopik ameliyatların çok daha fazla tercih edilir hale geldiğini anlatan Doç. Dr.
Alemdaroğlu, “Ameliyatlar artık 3 küçük kesi ile gerçekleştirilmekte ve çok daha küçük yara
izi kalmakta. Bu durum ise kapalı ameliyatın sağladığı birçok avantajın yanı sıra özellikle
kadınların estetik kaygılarını gidermede önemli bir rol oynamaktadır” diyor.
Birçok jinekolojik rahatsızlıkta kullanılıyor
Laparoskopik ameliyat tekniğinin kadın hastalıkları arasında; rahim ve myomların
alınmasında, yumurtalık kistlerinin çıkarılmasında, tüplerin bağlanmasında, açılmasında ve
alınmasında, rahim sarkması ya da idrar kaçırma ameliyatlarında kullanılabildiğini aktaran
Doç. Dr. Alemdaroğlu, “Ayrıca rahim duvarı (endometrium), rahim ağzı (serviks) ve
yumurtalık (over) kanserlerinde belli durumlarda yine laparoskopi yapılabilmektedir. Bunların
yanı sıra, rahim ağzı yetmezliği nedeni ile bebeklerini kaybedip, vajinal yolla dikiş atıldığı
halde başarı elde edilemeyen kadınlarda da kapalı teknikle rahim ağzına daha güçlü dikişler
atılabilmektedir” diyor.
Ameliyat birkaç küçük kesiden yapılıyor
“Ameliyat, genel anestezi altında, hastanın karın bölgesinde açılan 1-2 santimlik birkaç küçük
kesiden yapılmaktadır. Bu kesilerden bir tanesine kamera yerleştirilirken, diğerlerinde ise
adeta doktorun eli gibi işlev gören cerrahi aletler kullanılmaktadır. Ameliyat sırasında karın
karbondioksit gazı ile şişirilmekte ve operasyon kameradan alınan görüntü sayesinde bir
ekrana bakılarak gerçekleştirilmektedir” diyen Doç. Dr. Alemdaroğlu, hastanın bu sırada
genel anestezi altında ve tam uyuma halinde olduğunu belirtiyor.
Uygun hasta seçimi önem kazanıyor
Sağlık durumunda genel anestezi alması yönünden bir sorun olmayan ve yapılacak cerrahi
işlem için laparoskopinin uygun olduğu tüm hastalarda bu yöntemin kullanılabileceğini ifade
eden Doç. Dr. Alemdaroğlu, ancak kadın doğum açısından ciddi akciğer ve kalp problemi
nedeniyle ameliyat sırasında baş aşağı pozisyonda durmasında sakınca olan hastalarda
laparoskopinin tercih edilmeyebileceğini söylüyor.
Açık ameliyata göre avantajları fazla
“Laparoskopi sayesinde günlük hayata dönüş çok daha hızlı gerçekleşir. Hastanede yatış
süresi açık ameliyatlara göre daha kısadır. Ayrıca ameliyat sonrası oluşabilecek enfeksiyon,
kanama, dikiş yerinde açılma gibi problemlere laparoskopi sonrası daha az rastlanır.
Ameliyat, çok küçük deliklerden yapıldığı için operasyon sonrası kalacak iz oldukça azdır. Bu
nedenle de çok daha estetik bir görüntü oluşur” diyen Doç. Dr. Alemdaroğlu, ayrıca uzun
dönemde açık ameliyat sonrası karında fıtık oluşması veya karın içinde yapışıklıklara bağlı
ağrı oluşma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ancak laparoskopi ile tüm bu risklerin en aza
indirgendiğini de sözlerine ekliyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.