Merhaba, sabah yoğun bir trafik mücadelesinin ardından günaydın ve çok şükür demek istiyorum ki bu yoğun sabah temposunu geride bıraktık. Yazımı okuyabiliyorsanız demek ki şu an için muhtemelen trafik savaşını kazanmışsınızdır ve işinizin başına, evinize, sorumluluğunuz her neyse onun başına ulaşmışsınızdır… Tabi ki gecikmeli olmadıysa şanslısınız. Ancak bu mümkün değil… Çünkü bugün MEB 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının ilk günü ve ilkokul, orta okul ve liseler açıldı. Çocuklarını, ilk gün okullarına yetiştirmek isteyen anne babalar, okula varmak isterken; büyük bir trafik sorunu ile karşı karşıya kaldı. Çocuğu olmayıp da rutin olarak her gün kullandıkları güzergahta sıkışıp kalan ve diğer mağdurlar da… Bugün itibariyle her ne kadar bütün Türkiye’de bu sorun olsa da maalesef özellikle ilimizde ve alt yapı-yol sorunu olan birçok ilde yine vatandaşlar mağdur oldu. Ulaşmak istediğimiz yere bulunduğumuz yerle doğrudan bir toplu taşıma aracı hattı olmadığı gibi, özel aracımızla gideceğimiz güzergahta bir yol da bulunmamakta maalesef. Muhtemelen koskoca şehirlerimizde, alternatif yollar olmadığı için, bütün il, resmen aynı saatte tek bir yola sığmaya çalışıyor. Okula vaktinde yetişebilirseniz şanslısınız… İşinizin başına saatinde ulaştıysanız şanslısınız… Şans ile yaşadığımız bu coğrafyada hayatta kalmak; basit çözümlerle giderilebilecek kadar kolayken, savaşmayı zorunlu olarak tercih ediyoruz. Aracı olmayıp toplu taşıma araçlarını kullanan vatandaşlarımızda, yüksek toplu taşıma fiyatları ile en az iki vasıtaya binerek ulaşması da apayrı bir sorun. Tek bir taşıma aracı ile ulaşmak istediğimiz yere ulaşamayacağız. Çünkü şehirleşmede dikkat edilen en son husus yollar ve ulaşım oluyor. Rastgele apartmanları yerleştirirken, sonucu gözönünde değerlendirilmiyor. Zira belediyelerin, yerel yönetimlerin, yönetenlerin, sorumlu kişilerin; yüksek ve bireysel menfaatleri; her zaman vatandaşın yolundan, suyundan daha kıymetli ve daha öncelikli bir halde işleyen bir sistemimiz var… Bu arada neyse hiç üzülmeyelim ki Dünyada yalnız değiliz. Örneğin, 3.287.000 kilometrekare yüzölçümünde; 1 milyar 425 milyon 775 bin 850 nüfusa sahip Hindistan’da da; araçlarda her ne kadar yerleşik göstergeler olsa da, Hindistanlılar el sinyallerini daha çok tercih ediyor, * Sağa dönmek için - sol kolunuzu sürücü camından dirseğinizi bükerek ve eliniz gökyüzünü işaret ederek dışarı uzatmak * Sola dönmek için - sol kolunuzu sürücü camından avucunuzu öne göstererek dışarı doğru uzatmak * Durmak için - sol kolunuzu sürücü camından avucunuz arkaya dönük olarak dışarı doğru uzatmak… Belki de bize sunulana çözüm yerine, itaat etmeye devam ederek; çağa ayak uydurmak yerine eski usul yöntemlerle hayatımıza devam etmeliyiz…  Sevgiyle Kalın… "Ah keşke soyluluk, unvanlar, görevler yalan dolanla kazanılmasa da, O yüce onur, onu taşıyanın erdemleriyle ortaya çıksa!"  William Shakespeare.