Siyasetle pek ilgili değilim. İlgili olmayı da işin doğrusunu söylemek gerekirse istemiyorum.  Çünkü, ülkemizdeki siyaset dili hiç hoşuma gitmiyor. Tabi ki, siyasi partiler, onların milletvekilliğine olsun, belediye başkanlığına olsun seçilmeyi arzulayan adayları arasında kıyasıya bir rekabet olacak, bunların hepsine tamam.  Ama iş, hakarete, asılsız suçlamalara, etnik kökene vb. gelince, işte bunları kabul edemiyorum. Siyasiler acımasızca birbirlerini eleştirsinler, ama hakaret etmesinler, topluma iyi örnek olsunlar. Bakın şunun şurasında seçimlere 16 gün kaldı. Ve karşılıklı suçlamaların, sataşmaların da ardı arkası kesilmiyor. Hangi partiye olursa olsun oy verenler bizim insanımız değil mi? Bu yüce Bayrağın altında yaşamıyor mu? Ben insanların hangi partiye oy verdikleriyle değil, ülkesine, milletine faydalı değil mi ona bakarım. Hepimiz biliyoruz ki, insanlar doğarken, ne cinsiyetini, ne anne babasını, ne coğrafyasını ne de dilini, dinini, rengini seçme şansına sahiptir. Sen A partisine, diğeri bir başka partiye oy verebilir. Bu demokrasinin gereğidir. Kavgayla, asılsız iddia ve suçlamalarla, bu ülkeye hizmet edilemez. 14 Mayıs seçimlerini, huzur, güven ve tam bir demokrasi şöleni havasında yapalım. Çok mu zor?