Anasayfa
Yazarlar
Namık Kemal BİÇER
Yazı Detayı
Bu yazı 588+ kez okundu.
Kasa Hareketleri ve Ayak Sesleri
Ekonomiyi Anlamak İçin Verilere Değil, Sokağa Bakın
Ekonomiyi yalnızca grafiklerle, tablolarla ve verilerle okumaya çalışmak ciddi bir yanılgı. Gerçek tablo; esnafın vitrini, üreticinin cirosu, işçinin bordrosu ve en önemlisi, kasadaki hareketlilikte gizlidir.
Bugün Türkiye ekonomisinin nabzı;
Sokaktaki esnafın kasasında,
Orta ölçekli işletmelerin nakit akışında,
Büyük sanayi kuruluşlarının mali tablolarında atıyor.
Ve o nabız, giderek zayıflıyor.
Kasa hareketlerindeki kümülatif düşüş, yalnızca ticari bir gerilemeyi değil, aynı zamanda ülkenin vergi sistemini ve mali disiplin hedeflerini doğrudan tehdit ediyor.
Çünkü kar yoksa vergi yok.
Vergi yoksa, bütçe açığı büyür.
Ve mali disiplin sağlanamazsa, enflasyon bastırılamaz hale gelir.
Ancak mesele bununla sınırlı değil.
Son aylarda birçok sektör için alarm zilleri çalıyor:
Yeni iç ve dış yatırımlar bir bir askıya alınıyor.
Planlanan projeler erteleniyor, devam eden inşaatlar yavaşlıyor.
Bu da hem kamuya dönük mali gelirlerin azalması,
hem de binlerce işçinin işten çıkarılması anlamına geliyor.
Ve burada artık mesele sadece ekonomik değil,
toplumsal bir krize dönüşme riski taşıyor.
İşte tam da bu noktada benim naçizane tavsiyem şudur:
Sayın Mehmet Şimşek, dışarıdan borç aramak yerine, içeride yatırım yapmak isteyen sanayi kuruluşlarının önünü kesen bürokrasi betonlarını yerle bir etmeli.
Gerçek reform, sadece merkez bankası düzenlemeleriyle değil, girişimcinin önündeki engelleri kaldırmakla başlar.
Unutulmamalı:
İçeride kaynaklar tıkanmışken dışarıda mali disiplin aranmaz.
Bu, anahtarı evde kaybedip sokakta aramaya benzer.
Sorunun yeri belliyken, çözümün yeri başka olamaz.
Bu yüzden artık masa başı hesaplardan değil, sokağın hakikatinden yola çıkılmalı.
Çünkü o sokakta:
Kasalar kapanıyor, makineler yavaşlıyor, gençler işsiz kalıyor.
Ekonomi sokakta konuşuyor.
Söz şimdi, onu duyabilenlerde.
⸻
Ekleme
Tarihi: 28 March 2025 - Friday
Kasa Hareketleri ve Ayak Sesleri
Ekonomiyi Anlamak İçin Verilere Değil, Sokağa Bakın
Ekonomiyi yalnızca grafiklerle, tablolarla ve verilerle okumaya çalışmak ciddi bir yanılgı. Gerçek tablo; esnafın vitrini, üreticinin cirosu, işçinin bordrosu ve en önemlisi, kasadaki hareketlilikte gizlidir.
Bugün Türkiye ekonomisinin nabzı;
Sokaktaki esnafın kasasında,
Orta ölçekli işletmelerin nakit akışında,
Büyük sanayi kuruluşlarının mali tablolarında atıyor.
Ve o nabız, giderek zayıflıyor.
Kasa hareketlerindeki kümülatif düşüş, yalnızca ticari bir gerilemeyi değil, aynı zamanda ülkenin vergi sistemini ve mali disiplin hedeflerini doğrudan tehdit ediyor.
Çünkü kar yoksa vergi yok.
Vergi yoksa, bütçe açığı büyür.
Ve mali disiplin sağlanamazsa, enflasyon bastırılamaz hale gelir.
Ancak mesele bununla sınırlı değil.
Son aylarda birçok sektör için alarm zilleri çalıyor:
Yeni iç ve dış yatırımlar bir bir askıya alınıyor.
Planlanan projeler erteleniyor, devam eden inşaatlar yavaşlıyor.
Bu da hem kamuya dönük mali gelirlerin azalması,
hem de binlerce işçinin işten çıkarılması anlamına geliyor.
Ve burada artık mesele sadece ekonomik değil,
toplumsal bir krize dönüşme riski taşıyor.
İşte tam da bu noktada benim naçizane tavsiyem şudur:
Sayın Mehmet Şimşek, dışarıdan borç aramak yerine, içeride yatırım yapmak isteyen sanayi kuruluşlarının önünü kesen bürokrasi betonlarını yerle bir etmeli.
Gerçek reform, sadece merkez bankası düzenlemeleriyle değil, girişimcinin önündeki engelleri kaldırmakla başlar.
Unutulmamalı:
İçeride kaynaklar tıkanmışken dışarıda mali disiplin aranmaz.
Bu, anahtarı evde kaybedip sokakta aramaya benzer.
Sorunun yeri belliyken, çözümün yeri başka olamaz.
Bu yüzden artık masa başı hesaplardan değil, sokağın hakikatinden yola çıkılmalı.
Çünkü o sokakta:
Kasalar kapanıyor, makineler yavaşlıyor, gençler işsiz kalıyor.
Ekonomi sokakta konuşuyor.
Söz şimdi, onu duyabilenlerde.
⸻
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.