Ramazan ayının içinde bulunduğumuz şu günlerde birçok fırsatçılar gıda ürünlerinde taklit ve tağşişli ürünleri piyasaya sürmekte hiçbir sakınca görmüyor. Zaten önlenemeyen gıda enflasyonu nedeniyle yeterli ve dengeli beslenmekte zorlanan vatandaşlarımız ne yapacaklarını şaşırmış durumda iken bir de haksız kazanç elde etmek isteyen açıkgözler, taklit ve tağşişli ürünleri piyasaya sunarak, insanlarımızın sağlığıyla oynuyorlar. Gıda fiyatlarının artmasıyla birlikte alım gücü düşen insanlar haliyle daha ucuz ürünlere yöneliyor. Dolayısıyla bu durumu fırsat bilen bazı satıcılar da gıda ürünlerinde hile ve sahtekarlığa başvuruyor. Bakın, üretici birliklerinin Ramazan ayı öncesi üretici-market fiyat çalışmasında zeytinyağının üreticideki bir litre fiyatı 303 lira iken, markette 5 litrelik fiyatı bin 710 lira. Buna rağmen farklı adlar altında satılan 5 litrelik zeytinyağı internette 415 liraya kadar düşük fiyatlara satılıyor. Çiçek balında 2023 yılı üretim maliyeti Üretici Birliği tarafından en az 111 lira olarak belirlenirken, bilindik markalar 300 ile 500 lira arasında 1 kilogram çiçek balını satışa sunarken internette 1 kilogram çiçek balının 140 liraya satılıyor. Yani… Ekonomik şartlar, yukarıda da değindiğimiz gibi özellikle dar gelirli insanlarımızı ucuz gıda ürünlerine yöneltiyor. Taklit, tağşişli, merdiven altı ürünlere karşı her sektör ve kurum denetimlerini daha da sıkılaştırmalıdır.  Denetimlerin yanı sıra cezalar da caydırıcı olmalıdır. Aksi takdirde bu tür fırsatçıların önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Öte yandan taklit, hileli, tağşişli ürünlerin piyasaya sürülmesinin bir başka boyutu daha var. O da, hakkıyla üretim yapan firmaların uğradıkları ekonomik kayıp. Artan girdi Dolayısıyla üreticilerin bin bir emekle ürettiği ürünlerini her türlü hile ve sahtekarlığa karşı korumamız lazım.