Topluma rol model olması gereken ünlü isimlerin nasıl bir duruma düştüklerini hayretler içerisinde izliyoruz. Tabi sosyal medya fenomenleri diye adlandırılan kadınlı erkekli genç isimlerin kısa zamanda astronomik paralar kazanmasını da. Her insan doğası gereği daha fazla para kazanmak ister. Bunun için çalışıp, çırpınır. Emeğiyle, alın teriyle ve etik değerler çerçevesinde.  Günümüzde futbol dünyada devasa bir endüstriye dönüştü. Bu bağlamda futbol, futbol olmaktan çok uzun yıllar önce çıktı. Futbolcular akıl almaz transfer ücretleriyle bir o takımdan bir diğer takımda top koşturuyor. Evet, hakkını da vermeliyiz ki, milyon dolarlarla, eurolarla transfer olan futbolcular da ayaklarıyla, yetenekleriyle aldıkları ücreti hak ediyorlar, diyebiliriz. Yeşil sahalara futbolcu olarak veda eden birçok isim, spor hayatlarını yine teknik direktör olarak devam ettiriyorlar. Ve yine milyonlar kazanıyorlar.  Peki o halde bu hırsın kaynağı nedir? Hiç çalışmıyor olsalar dahi, aktif futbolcu veya teknik direktör olarak kazandıkları paralar bir ömür boyu kendilerini lüks içerisinde yaşatmaya yetmez mi? Yeter! Futbolun sadece ayakla oynanan bir spor dalı da olmadığına inananlardanım. Yukarıda satır arasında da değindiğim gibi futbol aynı zamanda yetenek, zeka gerektiren bir spor. Bir bankacıya paralarını kaptıran bu şöhretli isimler de kazandıkları milyon dolarları yetenekleriyle, zekalarıyla kazandılar. Peki ama nasıl olur da, çocuklarımızın, gençlerimizin hayran olduğu bu kişiler hangi akla hangi mantığa göre milyon dolarlarını ortada hiçbir resmi evrak ve işlem olmadan bir bankacıya kaptırabilirler. Olayın hukuki boyutunu Türk yargısı çözecektir elbette. Ama şunu söylemek gerekirse bu sporcular sadece paralarını değil, yeşil sahalarda yıllarca terleriyle ıslattıkları formalarıyla sonuna kadar elde ettikleri ünlerine de gölge düşürdüler.